ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
12 Mayıs 2024, Pazar 18:45   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler > Film, Sinema, Dizi, Belgesel, Program
forum sohbet oyun basliklari
   Türk Sineması Tarihi
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

infumum

infumum resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor
sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  16.Eyl.2006 Cmt 05:44:37      Türk Sineması Tarihisohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

                                      
                                       Türk Sineması Tarihi


1910 - 1930 Dönemi
1914

1908 yıllarından başlayarak çeşitli kentlerde halka açılan sinema salonları, gösterilerini yabancı uyruklu ve Türkiye de ki azınlıkların egemenliğinde sürdürürken devreye Cevat Boyer le Murat Bey ler girer. Ve Şehzadebaşı nda Milli Sinema adı verilen "ilk Türk sineması" açılır (19 Mart). Ardından, İstanbul Sultanisi nde film gösterileri düzenleyen Şakir Seden le Fuat Uzkınay, Sirkeci de lokantacılık yapan Ali Efendi yi (Öztuna) ikna ederek ikinci Türk sinemasının açılmasını sağlarlar (6 Temmuz). Ve sinemaya Ali Efendi adı verilir. Çünkü Ali Efendi, bu kuruluşun asıl büyük hissedarları olup, Şakir ve Kemal Seden kardeşlerin de amcalarıdır.
I.Dünya Savaşı nın başladığı günlerde yedek subaylığını yapan Fuat Uzkınay, Türk sinema tarihinin ilk filmini çeker. Ayastefanos taki Rus Abidesinin Yıkılışı adını taşıyan ve tarihi anısı olan bu film, 150 metre uzunluğunda bir belgeseldir. Ve işte 14 Kasım 1914 le Türk sinemasının gerçek doğum tarihi gerçekleşir.
Bir yıl sonra (1915) Harbiye Nazırı Enver Paşa nın emriyle Merkez Ordu Sinema Dairesi kurulunca, Türkiye de sinemayı tanıtma konusunda büyük katkıları olan Sigmund Weinberg de bu kurumun başına getirilir. Yardımcısı da Fuat Uzkınay dır. Weinberg, savaşla ilgili ve Türkiye yi ziyarete gelen imparatorların gezi belgesellerini çekerken, bu ara Enver Paşa yı ikna edip öykülü uzun film denemesine de girişecekti.
Dönemin en çok tutulan tiyatro oyunu Leblebici Horhor u çekmeye başladıktan bir süre sonra, oyuncularından birinin ölmesiyle film yarım kaldı. İkinci öykülü filmi olan Himmet Ağanın İzdivacı nın ise oyuncuları Çanakkale Savaşı nedeniyle askere alınınca, bu denemesi de ilkinin akıbetine uğradı. Ancak, Ordu Sinema Dairesi Başkanlığı na getirilen Fuat Uzkınay, yarım kalan Himmet Ağanın İzdivacı nı
savaştan sonra (1918) tamamladı.
1917
Müdafaa-i Milliye Cemiyeti, sinemanın ilk yıllarındaki askeri nitelik taşıyan ikinci kuruluşuydu. Belge filmi yönetmeni olarak kurumun başına getirilen Fuat Uzkınay bu yönde çalışmalarını sürdürürken cemiyet, ilk kez öykülü filmlere de el atar. Ve öykülü filmlerin çekimi, o yıllarda 20 yaşlarında bir gazeteci olan Sedat Simavi nin çabalarıyla gerçekleşir. Genç Simavi nin yönetmenliğini yaptığı Pençe yle Casus, Türk sinemasında yarım kalmadan çekilen ilk öykülü filmlerdir.
1919
Bu yıl yalnızca iki öykülü film çekildi. Mürebbiye ile Binnaz. Her iki filmin yönetmeni, Türk tiyatrosunun kuruluşunda büyük katkıları olan 62 yaşındaki Ahmet Fehim di. Ve oyuncuları da Raşit Rıza Samako, Behzat Butak, Hüseyin Kemal Gürmen gibi tiyatro sanatçılarından oluşuyordu. Kadın oyuncuları ise Mm. Kalitea, Eliza Binemeciyan ve Bayzar Fasulyeciyan dı.
1921
Dönemin ün yapmış güldürü sanatçısı olan tiyatrocu Şadi Fikret Karagözoğlu, Bican Efendi Vekilharç adlı 22 dakikalık kısa filmiyle Türk sinemasında ilk güldürü tipini yaratır. Bican Efendi Mektep Hocası ve Bican Efendinin Rüyası ise giderek bir diziyi oluşturur. Bu, konulu üç kısa filmin yönetmen ve baş oyuncusu ise Karagözoğlu dur.
Ali Efendi, yeğenleri Şakir ve Kemal Seden kardeşlerle yeni bir "aile ortaklığı" girişiminde bulunup, "Sinema İşçileri Şirketi"ni kurarlar. Yabancı filmleri yurda ithal etmek amacıyla kurulan şirket, çalışmalarını 1928 li yıllara kadar sürdürür.
1922
1916 yılından beri Almanya da oyuncu ve yönetmen olarak film çalışmalarını sürdüren tiyatrocu Muhsin Ertuğrul un yurda dönüşü ve ilk özel yapımevi olan Kemal Film şirketinin kuruluşuyla Türk sinemasında yeni bir dönem başlar. Kemal Film şirketini ve Eyüp teki Feshane Fabrikası nın bir bölümünde (dikimevi atölyesi) Kemal Film Stüdyosu nu kuran Kemal ve Şakir Seden kardeşlerdir. Sinema ile ilgili ilk deneyimlerini yurt dışında gerçekleştiren Muhsin Ertuğrul; Kemal ve Şakir Seden kardeşlerle yaptığı işbirliği sonucu bu özel yapımevi adına iki film çeker; İstanbul da Bir Facia-i Aşk (Şişli Güzeli Mediha Hanımın Facia-i Katli) ve Boğaziçi Esrarı (Nur Baba). İkincisi olaylı bir filmdir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu nun romanından sinemaya uyarlanan Nur Baba nın çekimi sırasında Bektaşiler, film setini basarlar. Olaylar çıkar. Bektaşiler filmin aleyhlerine çekildiği yanıltmacasıyla kışkırtılmışlardır. Ancak polisin olaya el koyması sonucunda çalışmalara devam edilir.
1923
Muhsin Ertuğrul, tek adam olarak Türk sinemasında kurduğu egemenliğinin başlangıç yıllarındadır. Ve birbiri ardına üç film çeker. İlki Halide Edip Adıvar dan uyarladığı Ateşten Gömlek tir. Kurtuluş Savaşı nı konu alan bir ilk filmdir. Türk sineması adına bir diğer özelliği de Ateşten Gömlek te ilk kez Türk kadınlarının oynamasıdır. Ve böylece Cumhuriyet in ilanının (1923) Müslüman Türk kadınlarına çalışma özgürlüğü tanıması sonucu, Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir le yeni bir dönem açılır. Leblebici Horhor ve Kız Kulesinde Bir Facia, Ertuğrul un 1923 yılında çevirdiği diğer iki filmdir.
1924
Muhsin Ertuğrul, bu kez bir filmle yetinir. Peyami Safa nın aynı ismi taşıyan romanından uyarladığı Sözde Kızlar ı çektikten bir yıl sonra (1925) Rusya ya gidip film çalışmalarına orada devam eder.
1928
1924 yılında sinema işletmeciliğine başlayan İpekçe Kardeşler, bu kez film yapımı için bir şirket kurarlar. Adı İpek Film olan kurum, Türk sinemasının ikinci özel yapımevidir. Yurtdışından dönen Muhsin Ertuğrul, bu yeni şirketin ilk filmi olan Ankara Postası nın çekimine başlarsa da, filmi bazı nedenlerle ancak bir yıl sonra (1929) bitirir. Aynı yıl çekime başladığı Kaçakçılar a geçirdikleri bir kaza sonucu oyunculardan birinin hayatını yitirmesiyle ara verilir. Ve film de gene ertesi yıl (1929) tamamlanır

1931 - 1950 Dönemi
1931
Muhsin Ertuğrul un İstanbul Sokaklarında adlı filmi, Türk sinemasının ilk ortak yapımıdır (Türk-Mısır-Yunan). Semiha Berksoy, Talat Artemel, İ. Galip Arcan gibi Türk oyuncuların yanı sıra Mısırlı Azize Emir, Yunanlı Gavrilides in başrollerini paylaştığı filmin seslendirme (dublaj) işlemi Paris teki Espinay stüdyolarında yapılır. Bu nedenle İstanbul Sokaklarında ilk film sayılır. Yani sessiz çekilip sonradan dublaj sistemiyle seslendirilmiştir.
1932
Dâr-ül-bedayi (tiyatrocular) oyuncularından (Atıf Kaptan, Ferdi Tayfur, Mahmut Moralı, Hadi Ün, Hazım Körmükçü, Sait Köknar, Ercüment Behzat Lav) egemen olduğu dönemde ve bu oyuncularla çekilen Bir Millet Uyanıyor Muhsin Ertuğrul un en önemli filmi kabul edildiği gibi, Türk sinema tarihimizin de ilk yüz akı filmlerimizden biridir. Ve ilk kez bir oyuncu halk içinde ünlenip öne çıkar. Bu oyuncu Yahya Kaptan rolüyle Atıf Kaptan dır. Ertuğrul, Kaçakçılar la çalışmalarını sürdürürken, İpek Film Şirketi de Nişantaşı nda ilk sesli stüdyoyu kurup işlemlere başlar. Bu yıl, ilk şekliyle hazırlanan Sinema Filmlerinin Kontrolü Hakkında Talimatname de yürürlüktedir.
1933
4 uzun, 3 kısa öykülü film çekildi. Güldürüler, vodviller ve operet türü filmlerin yılıdır. Muhsin Ertuğrul, Karım Beni Aldatırsa, Söz Bir Allah Bir ve Fena Yol adlı filmlerini gerçekleştirir. Fena Yol, Türk sinemasının ikinci ortak yapımıdır (Türk-Yunan). Bu ara Ertuğrul; Mümtaz Osman takma (müstear) adıyla senaryo çalışmaları yapan Nâzım Hikmet le (Ran) birlikte Cici Berber i yönetir. Nâzım Hikmet in kısa öykülü film çalışması Düğün Gecesi/ Kanlı Nigâr dan sonra Dâr-ül-bedayi oyuncularından Hazım Körmükçü de Yeni Karagöz le yönetmenliği dener.
1934
Ha-Ka Film şirketi (Halil Kamil) kurulur. Ertuğrul, Milyon Avcıları ve Leblebici Horhor Ağa; Nâzım Hikmet ise İstanbul Senfonisi ile (kısa film) çalışmalarını sürdürür. Ertuğrul un ikinci kez perdeye uyarladığı Leblebici Horhor Ağa nın önemi Venedik 2. Uluslararası Film Şenliği ne katılıp onur diploması almasıdır. Ve bu Türk sineması tarihinde yurt dışından gelen ilk ödül sayılır.
1935
Muhsin Ertuğrul Aysel Bataklı Damın Kızı yla Türk sinemasına ilk köy filmini kazandırır. Sovyet sinemasının etkilerini taşıyan filmin bir özelliği de oyuncu Cahide Sonku yla ortaya çıkar. 1933 yılında Dâr-ül-bedayi oyuncusu olarak sinemada işbaşı yapan Sonku, Aysel rolüyle kendinden sonra gelen kuşağa yıldızlık yolunu açar. Çünkü Cahide Sonku Türk sinemasının ilk kadın yıldızıdır.
1939
1916 lardan başlayıp 1939 yılına kadar uzanan, Muhsin Ertuğrul ve tiyatro oyuncularının damgasını vurduğu bu dönemde Taş Parçası yla bağımsız bir yönetmen araya girer. Tiyatrocuların dışından gelen bu yönetmen Faruk Kenç tir. Almanya da Fotoğrafçılık ve Film Okulu nu bitirip 1938 yılında yurda dönen Kenç, zorunlu olarak Muhsin Ertuğrul un takımındaki tiyatro oyuncularıyla bir süre çalışacaktır. Çünkü o günün koşulları içinde Şehir Tiyatrosu oyuncuları, hocaları Ertuğrul un izinde olup, Türk sinemasını ellerinde tutmaktadırlar.
1940

Faruk Kenç in sinemaya girmesiyle çekilen film sayısı 5 e yükselir. Ertuğrul un Şehvet Kurbanı ve özelliklede Faruk Kenç in Yılmaz Ali adlı ilk polisiye film denemesinde oynayan Suavi Tedü yle ilk jön tipi (Jeune premier) ortaya çıkar.
1942
Bir yıl önce Ertuğrul Muhsin Kahveci Güzeli yle 1941 i kapatırken, Çekoslavakya asıllı ve çeşitli tiyatrolarda takdimcilik yapan Adolf Körner in sinemacılığa atılmasıyla bu sayı dörde çıkar. Yapımcı Halil Kamil in ısrarlarıyla işe başlayan Körner peş peşe üç film çekti: Duvaksız Gelin, Sürtük ve Kerem ile Aslı. Ve Körner in bir tiyatro oyunu (Pigmalyon) uyarlaması olan Sürtük daha sonraki yıllarda defalarca çekilerek, koyu melodramatik yapısı nedeniyle Türk sinemasını etkileyecektir.
1943
Burhan Felek in senaryosunu yazıp Muhsin Ertuğrul un İpek Film adına 1940 yılında çekimine başladığı Nasrettin Hoca Düğünde adlı filmi yarım kalır. Bu kez de oyuncu ve seslendirme sanatçısı Ferdi Tayfur devreye girip filmi tamamlayacaktır. Bu yıl kurulan yeni yapımevi Ses Film (Necip Erses) çalışmalara başlar. Yapımevinin ilk filmi de Faruk Kenç in yönettiği bir köy melodramı olan Dertli Pınar dır.
1944
Baha Gelenbevi; Faruk Kenç ten sonra tiyatro dışından gelen ikinci sinemacıdır. Uzun süre Paris te kalıp 1939 yılında yurda döner. Faruk Kenç in Dertli Pınar filminde (1943) görüntü yönetmeni olarak çalışan Gelenbevi bu kez yönetmenlik denemesini gerçekleştirdi; Deniz Kızı.
1945
Kendi adına İstanbul Film i (1944) kuran Faruk Kenç yapımevinin ilk filmi olarak Hasret i yönetti. Bir köy filmi olan Hasret te Münir Nurettin le başrolü paylaşan Oya Sensev, tiyatro dışından gelen yeni bir oyuncuydu. Türk sinemasında Şehir Tiyatrosu oyuncularının dışında yeni oyuncu denemeleri Faruk Kenç in girişimleriyle başlıyordu.
Almanya da fotoğrafçılık öğrenimi yapan Şadan Kamil (Onüç Kahraman) ve Şehir Tiyatrosu oyuncularından Talat Artemel le (Hürriyet Apartmanı), Refik Kemal Arduman (Köroğlu), ilk filmlerini bu yıl çektiler.
Bundan sonra üç yeni film şirketi çalışmalarına başladı. Halk Film (Fuat Rutkay), Atlas Film (Nazif Duru, Murat Köseoğlu) ve And Film (Turgut Demirağ). Rutkay, Samatya ve Bakırköy deki sinemaların sahibi; Duru, sinema işletmecisi Turgut Demirağ da Amerika da sinemacılık tahsili yapmıştı.
1946
Tiyatro dışından gelen oyunculara Günahsızlar la (Faruk Kenç), Sadri Alışık da katıldı. Film şirketleri sayısında ise belli bir artış görüldü. Erman Film (Hürrem Erman), Duru Film (Naci Duru) bu yapımevlerinin başlıcalarını oluşturdular.Yılın en önemli sinema olayı ise Yerli Film Yapanlar Cemiyeti nin kurulması oldu. Çünkü YFYC, yapımcıları bir araya getiren bağımsız bir sinemacılar kuruluşudur. Kuruluşun İdare Heyeti nde ise Faruk Kenç (İstanbul Film), İhsan İpekçi (İpek Film), Turgut Demirağ (And Film), Fuat Rutkay (Halk Film), Necip Erses (Ses Film), Murat Köseoğlu (Atlas Film), Refik Kemal Arduman (Ankara Film), İskender Necef (Birlik Film), Hikmet Aydın (Şark Film) ve Yorgo Saris (Elektra Film) görev aldı.
1947
Film sayısı 12 ye tırmandı. Mısır sinemasının kuruluşunda büyük katkıları olan oyuncu Vedat Örfi Bengül (Bağda Gül), Burhanettin Tepsi ve Sadi Tek gibi tiyatro topluluklarında sahneye çıkan Seyfi Havaeri (Yara, Kılıbıklar), Şehir Tiyatrosu oyuncularından Ferdi Tayfur (Senede Bir Gün, Kerim in Çilesi), Kâni Kıpçak (Yuvamı Yıkamazsın) bu yıl yönetmenliğe sıvanıp ilk filmlerini çektiler. Ve hocaları Muhsin Ertuğrul un etkileriyle filmlerinde, tiyatrolaştırılmış, ağdalı, ağır makyajlı bir sinema uygulayımı egemen oldu. Ayrıca, Mısır kaynaklı Arap filmleri nin II. Dünya Savaşı yıllarına rastlayan dönemde yurda ithal edilmesi, ikinci büyük etkiyi oluşturuyordu.
Bu yıl sinemaya giren yönetmenlerden yalnızca Turgut Demirağ, dikkati çekti. Çünkü Demirağ, tiyatro dışı bir sinemacıydı. Hollywood da iki yıl süreyle mesleki incelemelerde bulunmuştu. Bir Reşat Nuri Güntekin uyarlaması olan Bir Dağ Masalı, o dönemin koşulları içinde yapılmış ilk üstün yapım denemesiydi.
1948
18 film çekildi. 5 inin yönetmenliğini Vedat Örfi Bengü yaptı. 7 film ise Halk Film (Fuat Rutkay) yapımıydı. Ve Fuat Rutkay, daha sonraki yıllarda en çok film yapan prodüktör olarak çalışmalarını sürdürecekti.
Yeni kurulan Ömay Film (Ömer Aykut), Işık Film (Agop Fındıkyan), Milli Film (Sabahattin Tulgar), yapımevleri çalışmalarına başladılar. Muhsin Ertuğrul un takımındaki oyunculardan Sami Ayanoğlu (Harmankaya) ve Kadri Ögelman (Kahraman Mehmet) yönetmen olarak devreye girdiler. Şakir Sırmalı (Domaniç Yolcusu) ve Çetin Karamanbey (Silik Çehreler) de tiyatro dışından gelen yönetmenlerdi.
Film sayısının her yıl giderek artıp yeni yapımevleri nin devreye girmesinin başlıca nedenlerinden biri, yerli yapımlara Belediye Gelirleri Kanunu gereğince bir ayrıcalık tanınması oldu. Çünkü yerli yapımların rüsumu % 25 e düşürülmüştü. Türk sineması ilk kez, gayrisafi hasılat açısından korunmaya alınıyordu.
Yurt içinde Türk sinemasının ilk resmi yarışması da aynı yıl Yerli Film Yapanlar Cemiyeti tarafından düzenlendi. Ve "Milli filmciliğin inkişafına, çalışmaları teşvik etmek gayesiyle muhtelif ve müteaddit müsabakalar tertibine" karar veren Cemiyet, yerli film müsabakasının sonuçlarını şöyle saptadı:
- En güzel film: Unutulan Sır (Şakir Sıırmalı)
- En güzel 2. film: Bir Dağ Masalı (Turrgut Demirağ)
- En çok muvaffak olan rejisör: Turgut Demirağ, (Bir Dağ Masalı)
- En çok muvaffak olan operatör: Kritonn İlyadis
- En çok muvaffak olan ses yönetmeni: YYorgo İlyadis
- En çok muvaffak olan kadın artist: Neevin Aypar
- En çok muvaffak olan erkek artist: Kaadri Erogan (Bir Dağ Masalı)
- En çok muvaffak olan kadın karakter aartisti: Cahide Sonku
- En çok muvaffak olan erkek karakter aartisti: Talat Artemel
- En iyi senaryo: Turgut Demirağ (Bir DDağ Masalı)
- En iyi hikâye: Reşat Nuri Güntekin (BBir Dağ Masalı)
- En iyi laboratuvar: Ses Film (Necip EErses)
- En iyi montaj: Özen Sermet
- En iyi orijinal şarkı: Unutulan Sır dda
- En iyi dekor: Kadri Erogan (Yuvamı Yııkamazsınız)
Makyaj ve fon müziği dallarında ise ödüle layık bir çalışma oybirliğiyle görülmedi.
1949
Film sayısı 19 a ulaştı. Artık, Türk sineması yeni bir dönemin başlangıcında. Günün değişen ekonomik ve toplumsal koşulları içinde bağımsız, özgün ve de

sahici sinemacılar birer ikişer bu dönemde yerlerini alacaklardır. İşte sinemamızın ilk gerçek pırıltılarından biridir Lütfi Ö. Akad Türk sinemasının gelişim tarihi içinde çok önemli yeri ve gerçekçi bir kurtuluş savaşı filmi olan Vurun Kapheye ile Akad, yeni sinema anlayışının ilk belirtilerini ortaya koyar.
Aynı değişim ve dinamizm yeni denenen oyuncular için de geçerlidir. Örneğin Sezer Sezin (Vurun Kahpeye), Muzaffer Tema (Çığlık), Gülistan Güzey, Hümaşah Hiçan, Orhon M. Arıburnu, Reha Yurdakul bu yeni oyuncu kuşağı nın bazılarıdır. Özellikle de Sezer Sezin ve Muzaffer Tema, daha sonraki yıllarda seyirci üzerindeki etkinlikleriyle öne çıkacaklardır. Ayrıca Tema, Suavi Tedü den teslim aldığı jeune prömier tipini popülarize ederek daha ilerilere götürebilmeyi başaracaktır.
1950

Bu yıl çekilen 22 film içinde sayı olarak ağırlık gene eski kuşaktan Vedat Örfi Bengü dedir.Çünkü, Mısır sinemasının Türkiye deki mirasçısı Bengü, 7 film birden yönetmiştir. Ama Bengü de tiyatro ağırlıklı yönetmenler gibi Türk sinemasında son dönemini yaşamaktadır. Muhsin Ertuğrul un 1922 lerden 1947 ye geldikten sonra zorunlu olarak ara verdiği ilkel düzeydeki sinema çalışmalarını iz süren mirasçılardan Kadri Ögelman, Cahit Irgat, Avni Dilligil, Mümtaz Ener; daha sonraki yıllarda ise Sami Ayanoğlu (1951), Kâni Kıpçak (1951), Talat Artemel (1952), Suavi Tedü (1953) sürdürmeye çalışacaklardır.
Faruk Kenç, Çetin Karamanbey gibi önceki yıllardan gelenlerle birlikte, yeni sinemacılardan Orhon M. Arıburnu, Semih Evin, Mehmet Muhtar, Hüseyin Peyda tiyatrocu egemenliğini bir ölçüde yavaşlatacaklardır. Neriman Köksal ile Mesiha Yelda bu sinemacı kuşağının oyuncuları olarak dikkati çekerler.

................

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

infumum

infumum resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor
sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  16.Eyl.2006 Cmt 06:08:37sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
..............

1951 - 1960 Dönemi
1951

36 film çekildi. Tarihsel film dönemi başlarken, İstiklal ve Kore Savaşı filmleri de ağırlığını gösterdi. 8 Kurtuluş Savaşı ve 5 tarihi filmin çekildiği bu yıl, Cahide Sonku da kendi adına Sonku Film yapımevini kurdu. Öteki yapımevleri ise Lale Film (Cemil Filmer), Adalı Film (Handan Adalı) ve Yakut Film di (Dr. Arşavir Alyanak).
Nuri Akıncı, Dr. Alyanak ve İhsan Tomaç dönemin yeni yönetmeni oldular. Ama yılın en önemli filmlerinden birini kuşkusuz. Orhan M. Arıburnu Sürgün le gerçekleştiriyordu. Oyuncu olarak da Turan Seyfioğlu nun yıldızı parlamak üzereydi.
1952
Türk sineması sürekli bir rekora doğru gidiyor. Çünkü bir yıllık süre içinde çekilen film sayısı 61 dir. Ama 1952 çok önemli bir yıldır.
4 film yöneten Lütfi Ö. Akad, özgün bir yaşam öyküsüne dayanan Kanun Namına ile Türk sinemasına ilk kilometre taşını koyacaktır. Gerçekten Akad, yıllardır anlatım aksaklıklarıyla yaşamaya çalışan kekeme bir sinemaya bir dil kazandırıyor, yeni soluk getiriyordu. Yaşayan tipler, gündelik olaylar ve doğal çevrenin kullanımı Kanun Namına yı tarihsel süreç içindeki yerine oturtuyordu.
Bu ilk ustanın ardından gelen önemli bir sinemacı da Metin Erksan dı. Karanlık Dünya (Aşık Veysel in Hayatı) adlı ilk gerçekçi köy denemesiyle, daha ilk aşamada sözü edilen bir yönetmen oldu. Erksan ın bu aşamadaki talihsizliği elbette sansürdü.
Geçiş döneminden sonra bir sinemacılar dönemi de başlamıştı. Türk sinemasında. Ama bu arada Muhsin Ertuğrul un geleneksel sinemasını da bu yeni dönem içinde ortaya çıkıp sürdürenler olacaktı. İşte Muharrem Gürses (Zeynep in Gözyaşları), bu ilginç örneklerden biriydi. Gürses, sonraki yıllarda belli bir süre, ticari sinemanın önde gelen isimlerinden biri olacaktı. Halka inmesi açısından da üzerinde durulması gereken tipik bir yönetmendi. Çünkü kendinden sonra gelen bazı yönetmenleri etkileyerek bir Gürses Okulunu oluşturacaktı.
Yıllardır Ertuğrul un yararlandığı tiyatro oyuncularından Vahi Öz le Hayri Esen yönetmenliğe başladılar. Doğrudan doğruya sinemayla ilişki kuran yeni yönetmenler de İpek Film stüdyosunda montajcı olarak çalışan Orhan Atadeniz le Nedim Otyam dı.
Yılın en önemli filmi olan Kanun Namına ile Türk sinemasında ilk büyük yıldız doğuyordu. Bu genç, Ayhan Işık tı. Bir dergi (Yıldız) yarışması sonucunda Yavuz Sultan Selim ve Yeniçeri Hasan la (1951) sinemaya gelmişti. Aynı yarışmadan gelip de dikkati çeken bir yıldız da Belgin Doruk oldu.
Aynı yıl Lütfi Ö. Akad, Aydın Arakon, Orhan M. Arıburnu, Hüsamettin Bozok (yayıncı), Burhan Arpad (yazar) ve Hıfzı Topuz (yazar) tarafından TFDD (Türk Film Dostları Derneği) kuruldu. Derneğin temel amacı: "Türk filmciliğinin sanat bakımından inkişafını ve milletlerarası filmcilik aleminde mümtaz ve mevkie ulaşmasını temin etmek" görüşüne dayanıyordu.
1953
Yıl 44 filmle kapandı. Sinemaya geçen yıl giren Atıf Yılmaz Batıbeki, çalışmalarını Hıçkırık ve Aşk Istıraptır gibi melodram ağırlıklı piyasa romanı uyarlamalarıyla sürdürdü. Batıbeki, yönetmenliğe başlamadan önce Semih Evin e bir süre asistanlık yapmıştı.
Halıcı Kız la 6 yıllık bir aradan sonra yeniden bir hamle yapan Muhsin Ertuğrul, önceki filmlerinden daha büyük bir başarısızlığa uğradı. Atlas sinemasında halk önüne çıkan ilk renkli Türk filmi olmanın dışında bir özellik taşımadı. Ve daha ilk geceki gösterimde seyircinin tepkiyle karşıladığı Halıcı Kız, Ertuğrul un sonunu oluşturdu. Oysa, tümüyle renkli çekilen ilk renkli Türk filmi Ali Ipar ın yönettiği Salgın dı. Ne var ki, bazı nedenlerle Halıcı Kız dan sonra gösterime girmişti.
Akad, Katil le başarısını sürdürürken birçok yönetmeni de etkiledi. Orhon Arıburnu Kanlı Para yla, Nedim Otyam Toprak la başarılı bir sınav verdiler. Kemal Kan ve Şinasi Özonuk, ilk çalışmalarına başladılar. Özonuk un Affet Beni Allah ım adlı filminde Eşref Kolçak, İstanbul Canavarı nda Nazım İnan, yeni oyuncular olarak ilgi çekip ağırlıklarını koydular.
Bu ara TFDD nin I. Türk Film Festivali adıyla düzenlediği şenliğin sonuçları da şu sırayı izledi:
- En iyi film: Kanun Namına (Lütfi Ö. AAkad)
- Diğer iyi filmler: Kanlı Para (Orhan M. Arıburnu), İki Süngü Arasında (Şadan Kamil), Drakula İstanbul da (Mehmet Muhtar), Efelerin Efesi (Şakir Sırmalı).
- En iyi rejisörler: Lütfi Akad, Orhon M. Arıburnu, Şadan Kamil, Mehmet Muhtar, Şakir Sırmalı
- En iyi operatörler (kameraman): Enverr Burçkin, Kriton İlyadis, Özen Sermet, İlhan Arakon, Şadan Kamil
- En iyi senaryocular: Osman Seden, Adnnan Fuat Aral, Orhon M. Arıburnu, Ümit Deniz.
- En iyi fon müziği bestecileri: Orhan Barlas, Nedim Otyam.
- En iyi erkek oyuncular: Turan Seyfioğğlu, Ayhan Işık, Atıf Kaptan, Orhon M. Arıburnu.
- En iyi kadın oyuncular: Lale Oraloğluu, Nedret Güvenç, Ayfer Feray.
1954
48 film çevrildi. 1950 öncesi Münir Nurettin Selçuk la başlayıp biten şarkılı filmler dönemi bu kez Zeki Müren le sürdürüldü. Öldüren Şehir (Lütfi Ö. Akad), kent sorunlarına yaklaşımıyla dikkati çekerken, Kaçak (Şadan Kamil) yılın diğer önemli filmiydi.
En Başarılı Film in seçilemediği TFDD II. Yarışması şöyle neticelendi:
- En başarılı rejisörler: Lütfi Ö. Akadd (Öldüren Şehir), Ali Ipar (Bir Şehrin Hikayesi)
- En başarılı senaryocu: Ali Ipar (Bir Şehrin Hikayesi)
- En başarılı kameramanlar: Yuvakim Fillmeridis (Mahallenin Namusu), İlhan Arakon (Salgın), Mike Rafaelyan (Ölüm Saati), Kriton İlyadis (Öldüren Şehir)
- En başarılı artistler: Lale Oraloğlu (Leylaklar Altında), Aliye Rona (Mahallenin Namusu), Belgin Doruk (Öldüren Şehir), Cahit Irgat (Altı Ölü Var), Orhan Elçin (Ölüm Saati).
- En başarılı fon müzikçisi: Nedim Otyaam (Ölüm Saati)
1955

Film sayısı 61 e ulaştı. Türk sinemasının ilk özel yapımevi olan Kemal Film in başına geçen ve senaryo çalışmaları yapan Osman F. Seden, Kanlarıyla Ödediler le yönetmenliğe başladı. Memduh Ün, Abdurrahman Palay ve Mümtaz Alpaslan bu dönemde sinemaya girdiler. Muhterem Nur, Lale Oraloğlu, Bülent Oran, Mualla Kaynak ve Neşe Yulaç ise sinemanın yeni tipleridirler.
Ara kuşağın önemli yönetmeni Lütfi Ö. Akad, bir Yaşar Kemal uyarlaması olan Beyaz Mendil le yeni bir başarı elde etti. Bu gerçekçi köy filminde oynayan Fikret Hakan, güçlü oyunuyla tüm dikkatleri üzerine topladı. Bu, bir oyuncu aşamasıydı kuşkusuz. Ve sinemaya ilk kez bir sahici oyuncu geliyordu.
Tiyatrocular kuşağından gelen Sami Ayanoğlu nun yönettiği Beyaz Şehir filmine Fransızca dublaj yapıldı. Ve İsviçre de düzenlenen Kızıl Haç Kongresi ndeki gösteri sırasında bir özel armağan kazandı.
Türk Film Dostları Derneği nin düzenlediği II. Türk Filmcileri Yarışması nda ise yapılan oylama sonucu kazananlar şöyle belirlendi:
- En başarılı filmler: Kaçak (Şadan Kammil), Sevdiğim Sendin (Agâh Hün), Bulgar Sadık (Lütfi Ö. Akad)
- En başarılı rejisörler: Şadan Kamil, Lütfi Ö. Akad, Agâh Hün.
- En başarılı senaryocular: Haldun Taneer (Kaçak), Lale Oraloğlu (Sevdiğim Sendin)
- En başarılı kameramanlar: Turgut Örenn (Sevdiğim Sendin), Kriton İlyadis (Bulgar Sadık), İlhan Arakon (Kaçak) , Enver Burçkin (Ecel Köprüsü)
- En başarılı prodüktörler: Nazif Duru (Kaçak), Ali Oraloğlu (Sevdiğim Sendin)
- En başarılı kadın artistler: Sezer Seezin (Kaçak), Lale Oraloğlu (Sevdiğim Sendin)
- En başarılı erkek artistler: Şevki Arrtun (Bulgar Sadık), Turan Seyfio%

1961 - 1970 Dönemi
1961
Film sayısı giderek tırmanıyor. Bu yıl tam 113 e ulaştı. Türker İnanoğlu nun Hancı sı ile Ümit Utku nun Yaban Gülü büyük gişe hasılatları elde ettiler. Nejat Saydam ın Küçük Hanımefendi adlı filmi oyuncu Belgin Doruk a yeni bir ün sağlarken, bu arada "hanımefendi-beyefendi" türünde dizilerin modasına da yol açtı. Münir Hayri Egeli Kolsuz Bebek le ilk kez sinemamızda birbirinden bağımsız, üç öykülü film denemesini gerçekleştirdi.
Oyunculardan Muzaffer Tema ile Kenan Pars yönetmenliğe başladılar. Ülkü Erakalın, Süreyya Duru, Natuk Baytan ve Halit Refiğ ilk filmlerini çektiler. Oyuncu Orhan Günşiray, polisiye filmlerin "yerli Mayk Hammer"i olarak tipine otururken, bu tür sinemaya da yeni bir aksiyon getirdi.
Senaryocu Vedat Türkali ile işbirliğine girişen Ertem Göreç olumlu bir başarı kazandı. Konut sahibi olmak için çırpınan bir avuç insanın öyküsünü dürüst bir çaba içinde görüntülediği Otobüs Yolcuları, yılın en iyi filmlerinden biri oldu. Sinema eleştirmeni Halit Refiğ, geçirdiği asistanlık döneminden sonra Yasak Aşk la bir ilk film ortaya koydu.
İstanbul Belediyesi, Sanat Festivali ne ek olarak, bir "Yerli Filmler Yarışması" düzenledi:
- En başarılı film: Kırık Çanaklar (Memmduh Ün)
- En başarılı yönetmen: Memduh Ün
- En başarılı senaryo: Metin Erksan (Geecelerin Ötesi)
- En başarılı görüntü yönetmeni: Turgutt Ören (Ölüm Peşimizde)
- En başarılı kadın oyuncu: Lale Oraloğğlu (Kırık Çanaklar)
- En başarılı erkek oyuncu: Eşref Kolçaak (Namus Uğruna)
- En başarılı yardımcı kadın oyuncu: Muualla Kaynak (Kırık Çanaklar)
- En başarılı yardımcı erkek oyuncu: Kaadir Savun (Gecelerin Ötesi)
- Jüri özel armağanı: Atilla Tokatlı, SSelçuk Bakkalbaşı (Denize İnen Sokak)
- İstanbul Belediyesi özel armağanı: Zeeynep Değirmencioğlu (Ayşecik)
İzmir de düzenlenen I. Sanat Festivali ne bu yıl sinema dalı da eklendi. Ve Fuar Filmleri Yarışması adı verilen bu bölümde sonuçlar şöyle saptandı:
- En başarılı film: Denize İnen Sokak ((Atilla Tokatlı)
- En başarılı senarist: Selçuk Bakkalbaaşı (Denize İnen Sokak)
- En başarılı kameraman: Enver Burçkin..
- En başarılı kadın oyuncu: Nurhan Nur..
- En başarılı erkek oyuncu: Ulvi Uraz ((Denize İnen Sokak )
- En başarılı rejisör ise seçilemedi. 
1962

131 film çekildi. Bu yılın yeni yapımevleri: Artist Film (Recep Ekicigil), Kazankaya Film (Hasan Kazankaya), Sibel Film (Müfit İlkiz).
Filiz Akın ve Tanju Gürsu, bir dergi (artist) yarışması sonucu sinemaya girdiler. Akın, modern genç kız tipinin Türk sinemasındaki yeni simgesiydi. Ve sinema, ünlü kalemlerin ilgi duyduğu bir sanat dalı oldu. Yazar ve öykücü Tarık Dursun K. Yönetmenlik, romancı Kemal Tahir de senaryoculuk denemelerine başladılar. Bir yeni yönetmende Mehmet Dinler di.
Sami Şekeroğlu nun girişimleriyle ilk özel sinema kulübü kuruldu. Kulüp Sinema 7.
Metin Erksan; Fakir Baykurt un aynı ismi taşıyan romanından uyarladığı Yılanların Öcü yle edebiyat-sinema ilişkilerinin başarılı bir örneğini verdi. Gerçekçi bir köy romanından gerçekçi bir sinemaya dönüşen Erksan ın bu olaylı filmi, yılın en başarılı yapıtıydı. İkinci kez sansürle karşı karşıya gelen Erksan ın filmini Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel Çankaya Köşkü nde izledikten sonra tüm sanatçıları kutladı.
Nevzat Pesen de ilk kez şaşırtıcı bir aşama yaptı. John Steinbeck in Fareler ve İnsanlar adlı romanından Orhan Elmas ın başarıyla Türk toplumuna uyarladığı senaryo, Nevzat Pesen in elinde değerini buldu. Ve Pesen in yönetiminde İkimize Bir Dünya, sinema tarihimizin en sıcak ve duyarlı filmlerinden biri oldu. Ne var ki Pesen, bu ilginç başarısından sonra kendini yenileyemeyecek; İkimize Bir Dünya, bir yönetmenin ilk ve son aşaması olacaktı. Gerçekte bu, bir ekip çalışmasının ortak başarısıydı. Ve Kadir Savun un incelikli oyunu uzun süre akıldan çıkmadı.
1963

Film sayısı 128. Yeni oyuncular Ajda Pekkan ve Tamer Yiğit. İki oyuncu da bir dergi (Ses) yarışması aracılığıyla sinemada işbaşı yaptılar.
Güldürü oyuncusu Öztürk Serengil Adanalı Tayfur la (Zafer Davutoğlu) sıradan bir lahmacuncu tipi yaratarak en parlak dönemine girdi. Uzun süre usta yönetmenlerin yanında asistanlık yapan Zeki Ökten le gazeteci İlhan Engin ilk kez yönetmenlik yaptılar. Engin in sinemayla ilişkisi ise senaryo yazarlığıyla başlamıştı.
Yılın en başarılı filmleri gene Metin Erksan imzasını taşıyor; Acı Hayat ve Susuz Yaz. Aynı zamanda yılın iş yapan filmlerinden biri olup sinemaya sokaktaki adamın dışında aydın bir seyirci kesimini getirebilmeyi başaran Acı Hayat, ilginç bir kent filmiydi. Türkan Şoray ve Ekrem Bora bu filmdeki rolleriyle sınıf atladılar.
Köy gerçeklerinin yanı sıra cinsel bir tutkunun da altını çizen Erksan ın Susuz Yazı nda Hülya Koçyiğit ve Erol Taş başarılı bir oyun sergilediler. Böylece de Metin Erksan, bir biri ardına elde ettiği başarılarla giderek kendini yenileyen bir sinemacı olduğunu her fırsatta gösteriyordu. Genç sinemacılar kuşağından Atıf Yılmaz ın ise kararsız ve tekrarlar içinde yoluna devam ettiği görülüyordu. Örneğin Yarın Bizimdir yılın düzeyli filmlerinden biri olmasına karşılık, bir Gelinin Muradı nı aşmış sayılmazdı.
Bu yıl sinemayla ilgili iki kurum faaliyet gösterdi. Türk Film Prodüktörleri Cemiyeti ile Sine-İş (Sinema İşçileri Sendikası).
Oyuncu Nilüfer Aydan, Şehirdeki Yabancı ile (Halit Refiğ) Moskova Film Şenliği nde şeref diploması aldı.
1964

Film sayısı 180 e ulaştı. Yaşları genç, yeni bir sinemacılar kuşağı da giderek etkinliğini gösteriyordu. Genç sinemacılar taze ve yeni projelerle toplumsal içerikli filmlere ağırlık veriyorlar. Feyzi Tuna, bu genç sinemacılardan. Aşka Susayanlar la adından söz ettiriyor. Tunç Başaran, Kemal İnci ve Remzi Jöntürk, ilk filmlerini yönetiyorlar. Daha önce senaryo çalışmaları yapan öykücü Tarık Dursun K. da Kelebekler Çift Uçar la anlatım olarak yeni bir soluk getirmeye çalışıyorlar.
Yeni yönetmenlerden Cevat Okçugil, Ertem Eğilmez, Orhan Aksoy, Yılmaz Atadeniz çalışmalarını sürdürüyorlar. Daha önceki kuşağın sinemacılarından Nevzat Pesen Ahtapotun Kolları, Orhan Elmas Duvarların Ötesi ve Memduh Ün Ağaçlar Ayakta Ölür le, çok sayıdaki kötü film arasından öne çıkmayı başarabiliyorlar. Daha eskilerden ise Atıf Yılmaz, gerçek kişiliğini bulabilme çabası içinde hem hızlı çalışıyor, hem de sürekli tür değiştiriyor. Erkek Ali ve Keşanlı Ali Destanı bu yıl çektiği düzeyli filmlerden ikisi.
Ama yılın en önemli üç filmi Ertem Göreç, Halit Refiğ ve Metin Erksan dan geliyor. Ertem Göreç in Karanlıkta Uyananlar ı bir boya fabrikasındaki işçileri konu alan ilk grev filmi Türk sinemasında. Halit Refiğ Gurbet Kuşları yla ilginç bir iç göç filmi ortaya koyuyor. Metin Erksan, Suçlular Aramızda yla, çarpıcı görüntüler içeren bir burjuva melodramı sergiliyor. Erksan, estetik ustası bir sinemacı kuşkusuz. Yer yer yabancı etkiler taşıyan anlatımı çoğu kez polemikler yaratıyor. Hırçın bir yönetmen Erksan, ama sinemacı.
Cüneyt Arkın, yeni bir oyuncu. Leyla Sayar, Şehrazat (Halit Refiğ) ve Suçlular Aramızda adlı filmiyle Türk sinemasında vamp kadın tipine yeni bir derinlik kazandırıyor. Fetiş tutkuların, gizemli erotizmin giderek yıldız vampı oluyor Sayar.
Ve Berlin Film Şenliği nde Türk sinemasının ilk büyük zaferi: Metin Erksan, bu uluslararası şenlikte en iyi film seçilen Susuz Yaz la büyük ödül altın ayıyı kazandı. Daha sonra bu başarı nedeniyle Turizm ve Tanıtma Bakanı A. İ. Göğüş, yaptığı bir basın toplantısında filme emeği geçen tüm sanatçılara armağanlar veriyor. Ve bu ilk filmindeki başarılı rolü için Türk Kadınlar Birliği tarafından Hülya Koçyiğit yılın kadın sanatçısı seçildi.
Türk Film Prodüktörleri Cemiyeti ve Antalya Belediyesi nin ortak girişimleriyle, sinema tarihimizin hâlâ sürmekte olan en önemli Film Şenliği düzenlendi. Ve I. Antalya Film Festivali sonuçları:
- En iyi film: Gurbet Kuşları (Halit Reefiğ)
- En iyi yönetmen: Halit Refit (Gurbet Kuşları)
- En iyi görüntü yönetmeni: Ali Uğur (AAcı Hayat)
- En iyi kadın oyuncu: Türkân Şoray (Accı Hayat)
- En iyi erkek oyuncu: İzzet Günay (Ağaaçlar Ayakta Ölür)
- En iyi yardımcı kadın oyuncu: Yıldız Kenter (Ağaçlar Ayakta Ölür)
- En iyi yardımcı erkek oyuncu: Ulvi Urraz (Yarın Bizimdir)
Bu arada Metin Erksan, Susuz Yaz la Venedik Film Festivali "Merito Biennale"de bir ödül daha kazandı.
1965

Bir yıllık süre içinde çekilen 213 filmle Türk sineması, önlenmesi mümkün olmayan bir film enflasyonu başlattı. Altyapısız ve büyük bir karmaşa içinde film sayısı artarken bu sağlıksız hızlı tempo yeni sömürü kaynaklarını da beraberinde getiriyordu. Örneğin yıldız egemenliğinin doruk noktalara ulaşması, bölge işletmecilerinin Türk sinemasını yönlendirme çabaları ve tefeci-yapımcı ilişkisinin ortaya çıkardığı bono sistemine dayalı çarpık ekonomi, bu sömürü düzeninin başlıca kaynaklarıydı.
Semih Evin le başlayan "iç içe çekilen film furyası", yapımcı Hasan Kazankaya ile daha ileri uçlara tırmandı. Ve bu dört ya da altı günlük gibi çok kısa sürelerde, aynı mekânlarda, aynı oyuncularla "şipşak" çekilen bu ucuz "ikiz filmler" bir "gecekondu sineması", başka bir deyişle "konfeksiyon sineması" dönemini başlattı.
Ucuzluk ve başıbozukluk birbiri ardına yeni sinemasal modalar getirdi. Yılın bir
yeni türü de "hazretler sineması"ydı. Böylece 1965, Nuri Akıncı nın Hazreti Yusuf un Hayatı adlı filmiyle bir "din sömürüsü"nün başlangıç yılı oldu.
Kalitesiz filmlerin büyük bir sayıya ulaştığı bu dönemde, tek tük de olsa bazı olumlu çabalar görülmüyor değildi. Bu dönemde sinemaya girenlerden Erdoğan Tokatlı Son Kuşlar la başarılı bir ilk film denemesi ortaya koydu. Memduh Ün ün asistanı Bilge Olgaç, bir arayış içindeydi. Tiyatro sanatçısı Haldun Dormen Bozuk Düzen ve Güzel Bir Gün İçin le dikkati çekti.
Filmlerde dekoratör olarak çalışan Duygu Sağıroğlu nun Bitmeyen Yol adlı ilk filmi iç-göç ü içeren gerçekçilik çabaları, olumlu bir çalışma olarak karşılandı. Feyzi Tuna nın elle tutulur bir ilk gençlik filmi olan Yasak Sokaklar ı eski kuşaktan Abdurrahman Palay ın İsyancılar ı, Atıf Yılmaz ın Muradın Türküsü, Halit Refiğ in Kırık Hayatlar ı yılın kayda değer yapıtlarıydı.
Senaryo çalışmalarıyla Türk sinemasına önemli katkıları olan Vedat Türkali ve gazeteci - romancı Cengiz Tuncer de birer film yönettiler. Tuncer in Sevmek Seni adlı filmi, çok aşırı ve bireysel bir sinema denemesi olarak kendi içinde boğuldu. Ve halk önüne de çıkamadı.
Yılın en önemli ve tartışmalı iki filmi gene Metin Erksan la Halit Refiğ den geliyordu. Ersan ın Sevmek Zamanı, yerli motiflerle bezenmiş bir tutkunun, bir kara sevdanın filmi olmasına karşılık, bizden olan kahramanlarının davranış biçimlerinde bir yabancılaşma da ağırlıktaydı. Ama filmin estetik ve görsel zenginliği, yalnızca Erksan a özgü boyutlardaydı.
Senaryosunu Kemal Tahir in yazdığı, Halit Refiğ in Haremde Dört Kadın ı bir çağ filmi olarak belli bir kesimin ilgisini çekerken, Erksan ın Sevmek Zamanı nda olduğu gibi büyük bir ticari başarısızlığa uğradı. Bireysel açıdan ilginç sinema denemeleri olan bu "halktan kopuk" filmlere karşılık, Ertem Eğilmez in "yerli Pigmalyon"u Sürtük yılın en büyük iş yapan filmlerinden biri oldu. Ayrıca Fıstık Gibi Maşallah (Hulki Saner), Fabrikanın Gülü (Ümit Utku), 1964-65 sezonunun en çok iş yapan filmleri listesinde yer aldı.
Görüldüğü gibi yıllar yılı şartlandırılmış yerli film seyirci beğenisinin hangi sınırlarda olduğu ortaya çıkıyor. Ve İstanbul Belediyesi nin tuttuğu rapora göre ise, bir yıl içinde yalnızca kentteki sinemalara 34 milyon 393 bin 634 seyirci girmiş. Demek ki bu açıdan Türk sineması bir altın çağ yaşıyordu.
Bir resimli roman kahramanı olan Karaoğlan dizisiyle Kartal Tibet ün yaptı. Tunç Okan, Selma Güneri de bu yıl sinemaya girdiler. Gene yılın en çok iş yapan filmlerinden bir olan On Korkusuz Adam da (Tunç Başaran) minicik rolüyle dikkati çeken Yılmaz Güney; Duygu Sağıroğlu nun Ben Öldükçe Yaşarım filmindeki duyarlı oyunuyla ön plana geçti.
Türk Sinematek Derneği kuruldu. Ve büyük çoğunluğu öğrencilerden oluşan üyelerine yerli ve yabancı film gösterileri düzenlemeye başladı.
2. Antalya Film Festivali yapıldı:
- En iyi film: Aşk ve Kin (Turgut Demirrağ)
- En iyi 2. film: Keşanlı Ali Destanı ((Atıf Yılmaz)
- En iyi 3. film: Karanlıkta Uyananlar (Ertem Göreç)
- En iyi yönetmen: Atıf Yılmaz (Keşanlıı Ali Destanı)
- En iyi senaryocu: Vedat Türkali (Karaanlıkta Uyananlar)
- En iyi görüntü yönetmeni: Gani Turanllı (Aşk ve Kin)
- En iyi özgün müzik: Nedim Otyam (Karaanlıkta Uyananlar)
- En iyi kadın oyuncu: Fatma Girik (Keşşanlı Ali Destanı)
- En iyi erkek oyuncu: Fikret Hakan (Keeşanlı Ali Destanı)
- En iyi yardımcı kadın oyuncu: Aliye RRona (Hepimiz Kardeşiz)
- En iyi yardımcı erkek oyuncu: Erol Taaş (Duvarların Ötesi)
- En iyi stüdyo: Acar Film
- En iyi kısa metrajlı film: Bir Damla Suyun Hikâyesi (Behlül Dal)
34. İzmir Enternasyonal Fuarı I. Film Şenliği düzenlendi:
- En iyi film: Üç Tekerlekli Bisiklet ((Lütfi Ö. Akad)
- En iyi 2. film: Sahildeki Ceset (Natuuk Baytan)
- En iyi 3. film: Ahtapotun Kolları (Neevzat Pesen)
- En iyi yönetmen: Metin Erksan (Suçlullar Aramızda)
- En iyi senaryocu: Natuk Baytan (Sahilldeki Ceset)
- En iyi kameraman: Kriton İlyadis (Ahttapotun Kolları)
- En iyi kadın oyuncu: Sezer Sezin (Üç Tekerlekli Bisiklet)
- En iyi erkek oyuncu: Fikret Hakan (Keeşanlı Ali Destanı)
- En iyi yardımcı kadın oyuncu: Çolpan İlhan (Ahtapotun Kolları)
- En iyi yardımcı erkek oyuncu: Erol Taaş (Sahildeki Ceset)
- En iyi stüdyo: Acar Film
- En iyi müzik: Yalçın Tura (Keşanlı Alli Destanı)
İlk kez bu yıl düzenlenen Gaziantep Film Şenliği nde ise Kırık Hayatlar (Halit Refiğ) en iyi film seçildi. Milano da (İtalya) Mifed deki yarışmada Metin Erksan, Suçlular Aramızda yla "en iyi sosyal içerikli film armağanı"nı aldı.
1966

Türk sineması rekora doğru gidiyor. Film sayısı 240. Oyuncu Yılmaz Güney, yönetmen olarak ilk filmini çekti: At, Avrat, Silah. Yücel Uçanoğlu, Nazmi Özer, Ferit Ceylan ve Yavuz Figenli yeni yönetmenler. Alp Zeki Heper, Soluk Gecenin Aşk Hikâyeleri nde amatör oyuncular kullandı. Şiirsel görüntülere dayalı, ama soyut bir aşk filmi denemesi olan film, halk önüne çıkmadı. Yalnızca özel gösterilerde izlendi.
Metin Erksan Ölmeyen Aşk la halktan kopuk, yalnızca kendisi için çektiği özgün sinema çalışmasını sürdürdü. Osman Seden, bir çağ filmi olan, Reşat Nuri Güntekin uyarlaması olan iki bölümlü Çalıkuşu yla en başarılı filmini yaptı. Toprağın Kanı, Pembe Kadın, Ah Güzel İstanbul ve Ölüm Tarlası Atıf Yılmaz ın bu yıl çektiği değişik türdeki denemeleriydi. Ve Lütfi Ö. Akad, Sırat Köprüsü adlı filmiyle Türk sinemasında ilk kez geniş perde (cinemaskop) sistemini uyguladı.
Türk sineması kuramcılarının çeşitli kamplara ayrılıp "ATÜT sineması", "halk sineması", "ulusal sinema", "toplumsal gerçekçilik" gibi görüşleri tartıştıkları dönemde Lütfi Ö. Akad, çok önemli bir film patlattı: Senaryo çalışmasını Yılmaz Güney le birlikte yaptığı Hudutların Kanunu, Türk sinema tarihinin en önemli filmiydi. Akad, ikinci kez doğarken, Yılmaz Güney in "büyük oyun"u da uzun süre unutulmayacaktı.
Göksel Arsoy Altın Çocuk dizisiyle tipini değiştirdi. Cüneyt Arkın, çizgi roman kahramanı Malkaçoğlu dizisine yöneldi. Sadri Alışık Turist Ömer le bir güldürü sineması tipine ağırlık verdi. Sinemaya bu yıl giren Yılmaz Gündüz ise bütçesi sınırlı, ucuz maliyetli filmlerin yerli James Bond u oldu.
3. Antalya Film Şenliği nin sonuçları:
- En iyi film: Bozuk Düzen (Haldun Dormmen)
- En iyi 2. film: Toprağın Kanı (Atıf YYılmaz)
- En iyi 3. film: Muradın Türküsü (Atıff Yılmaz)
- En iyi yönetmen: Memduh Ün (Namusum İİçin)
- En iyi senaryo: Erol Keskin, Haldun DDormen (Bozuk Düzen)
- En iyi görüntü yönetmeni: Mustafa Yıllmaz (Namusum İçin)
- En iyi özgün müzik: Nedim Otyam (İsyaancılar)
- En iyi kadın oyuncu: Selma Güneri (Soon Kuşlar)
- En iyi erkek oyuncu: Ekrem Bora (Sürttük)
- En iyi yardımcı kadın oyuncu: Yıldız Kenter (İsyancılar)
- En iyi yardımcı erkek oyuncu: Müşfik Kenter (Bozuk Düzen)
- En iyi stüdyo: Acar Film (Namusum İçiin)
- En iyi kısa metrajlı film: Taşların AAşkı (Behlül Dal)
Tunus ta Kartaca Sinema Günü nde Erksan ın Yılanların Öcü şeref madalyası kazandı.
1967

208 film çekildi. Günlük gazetelerde ve dergilerde yayınlanan çizgi-romanlarla foto-romanların okuyucu üzerindeki etkinliği bu yıl sinemaya da yansıdı. Ve Türk sinemasında yeni bir avantür filmler modası başladı. Başta Killing olmak üzere, Baytekin, Fantoma, Mandrake, Uçan Adam gibi dışarlıklı, yani kahramanları yabancı kökenli bir dizi film yapıldı.
İrfan Ünal Ak-Ün, Berker İnanoğlu Er, Kadri Yurdatap Kadri ve sosyete terzisi Mualla Özbek Efes Film yapımevlerini kurdular.
Yapımcı-yönetmen Osman F. Seden bol yıldızlı filmler yapmaya devam etti. Oyuncu Türkân Şoray Tapılacak Kadın ve Ölümsüz Kadın gibi, adına yazılan senaryolarda yönetmen sinemasının önüne çıkıp "yıldız sistemi"ni bir "mitos" yani "efsane" boyutlarına çıkardı. Erkek oyunculardan Ayhan Işık ise bu "star sistemi"nin ilk büyük kuramcısı olarak yapımcılar üzerindeki egemenliğini sürdürdü. Sokaktaki adamın, lumpen seyircinin sözcüsü olarak devreye giren Yılmaz Güney, yıllardır Türk sinemasına egemen olan yakışıklı adam-güzel kadın anlayışını değiştirip bu kalıpları kırdı. Önceleri döküntü, sıradışı filmlerle marjinal bir sinemacı havası veren Güney, sonraları Atıf Yılmaz ve Lütfi Ö. Akad gibi düzeyli yönetmenlerle çalışarak bu aşamada gerçek oyunculuğu yakaladı. Örneğin Lütfi Ö. Akad ın Kurbanlık Katil adlı filminde son derece şaşırtıcı bir oyun sergiledi. Aynı yıl gene Akad ın Kızılırmak-Karakoyun u, Atıf Yılmaz ın Balatlı Arif ve Kozanoğlu adlı filmleri, yılın sağlam yapıtlarıydı. Özelliklede Kızılırmak-Karakoyun yılın filmiydi.
Bu arada Türkân Şoray da Güney in yolunu izleyip Lütfi Ö. Akad la çalıştı. Bu işbirliğinin ilk filmi Ana ydı. Ve ilk kez Şoray, Otobüs Yolcuları ve Acı Hayat sayılmazsa gerçekçi bir tipi canlandırıp bir köylü kadınını oynadı.
4. Antalya Film Festivali yapıldı:
- En iyi dram filmi: Zalimler (Yılmaz DDuru),
- En iyi tarihi film: Bir Millet Uyanıyyor (Ertem Eğilmez)
- En iyi komedi filmi: Güzel Bir Gün İççin (Haldun Dormen)
- En iyi yönetmen: Yılmaz Duru (Zalimleer)
- En iyi oyuncu: Erol Günaydın, Erol Keeskiner (Güzel Bir Gün İçin)
- En iyi görüntü yönetmeni:Ali Uğur (Zaalimler)
- En iyi kadın oyuncu: Fatma Girik (Sürrtüğün Kızı)
- En iyi erkek oyuncu: Yılmaz Güney (Huudutların Kanunu)
- En iyi yardımcı kadın oyuncu: Aliye RRona (Zalimler)
- En iyi yardımcı erkek oyuncu: Erol Güünaydın (Güzel Bir Gün İçin)
- En iyi film stüdyosu: Acar Film (Çalııkuşu)
- En iyi kısa metrajlı film: Ay Doğarkeen (Behlül Dal)
- En iyi 2.dram filmi: Hudutların Kanunnu (Lütfi Ö. Akad)
Bu yıl bir ödülde yurt dışından geldi. Atıf Yılmaz ın Ah Güzel İstanbul u, Bordighera da (İtalya) düzenlenen Komik ve Mizahi Filmler Yarışması nda gümüş ağaç ödülünü kazandı.
1968

117 film çekildi. Renkli film yapımı hızlandırıldı. Yeni yönetmenler Aykut Düz, Çetin İnanç ve Melih Gülgen. Bu yenilerden Çetin İnanç, piyasa koşullarına uygun ucuz serüven filmleriyle ön plana çıktı. Yeni oyunculardan biri, Uğur Güçlü oldu.
Seyfi Havaeri nin Kara Sevda adlı şarkılı-türkülü melodramı, özelliklede Anadolu bölgelerinde büyük iş yaptı. İzdiham nedeniyle bazı sinemaların kapıları kırıldı.
Ustalardan Atıf Yılmaz (Yasemin in Tatlı Aşkı, Köroğlu, Cemile), Memduh Ün (Vuruldum Bir Kıza, İlk ve Son) ve Lütfi Ö. Akad da (Kader Böyle İstedi) bir yorgunluk belirtileri görüldü. İçlerinden yalnızca Akad, Vesikalı Yarim le durumu dengelemeye çalıştı. Orhan Elmas ise Ezo Gelin le en iyi filmini ortaya koydu.
Metin Erksan, gene Kuyu ile yeni tartışmalar getirdi. Erksan a özgü "şiddet sineması"nın yeni ve son bir örneğini verdi. Görkemli gösteri biçimleriyle sapıklığa varan bir tutkulu aşkın trajik öyküsüydü anlattığı.
Yılmaz Güney in Seyyit Han ı yılın önemli filmlerinden biri oldu. Halk sineması koşullarına uygun, şiirsel ve destansı anlatımı Türk sinemasına bir "umut ışığı" getiriyordu. Taze ve diri bir soluktu bu.
Geleneksel bir biçimde sürdürülen Antalya Film Şenliği nde sonuçlar şöyle gelişti:
- En iyi film: İnce Cumali (Yılmaz Duruu)
- En iyi 2. film: Vesikalı Yarim (Lütfii Ö. Akad)
- En iyi 3. film: Ölüm Tarlası (Atıf Yıılmaz)
- En iyi yönetmen: Yılmaz Duru (İnce Cuumali)
- En iyi senaryocu: Türkân Duru (İnce CCumali)
- En iyi görüntü yönetmeni: Gani Turanllı (Ölüm Tarlası)
- En iyi kadın oyuncu: Türkân Şoray (Veesikalı Yarim)
- En iyi erkek oyuncu: Fikret Hakan (Öllüm Tarlası)
- En iyi yardımcı kadın oyuncu: Aliye RRona (Son Gece)
- En iyi yardımcı erkek oyuncu: Erol Taaş (İnce Cumali)
- En iyi stüdyo: Erman Film (Kurbanlık Katil)
- En iyi kısa metrajlı film: Altın Bıçaaklar (Behlül Dal)
Türk Filmi Arşivi, T.C. Dışişleri Bakanlığı ve Fransız Kültür Bakanlığı nın işbirliği sonucu Paris te Türk Filmleri Haftası düzenlendi. Ve gösteriye Sevmek Zamanı (Metin Erksan), Kızılırmak-Karakoyun (Lütfi Ö. Akad), Bitmeyen Yol (Duygu Sağıroğlu), Denize İnen Sokak (Atilla Tokatlı) katıldılar.
1969

Film sayısı 230. Zorro türü serüven filmlerinin giderek arttığı bir dönemde Metin Erksan da Ateşli Çingene, Dağlar Kızı Reyhan gibi filmlerle bir gerileme başladı. Dış kaynaklı çizgi roman kahramanlarına karşılık yerli bir çizgi roman kahramanı ortaya çıkarıldı. Orta Asyalı bu tarihsel serüven kahramanı Tarkan dı.
Bu tür çeşitli denemelerin yapıldığı sıra, yılın en dikkati çeken filmi Halit Refiğ den geldi. Batılı bir kadınla bir Türk erkeğinin insancıl açıdan birbirlerine yaklaşımlarını, evrensel boyutlara ulaşan sevecenliklerini işleyen Bir Türke Gönül Verdim, Refiğ in yeni bir aşamasıdır. Ve Ahmet Mekin in oyunu da gerçek bir yaşamdan alınmış öykü içinde yerini bulur.
Adana Sinema Kulübü, Adana Belediyesi ve Devlet Film Arşivi nin ilk kez düzenledikleri I. Altın Koza Türk Filmi Festivali sonuçları şöyledir:
- En iyi film: Kuyu (Metin Erksan)
- En iyi 2. film: Ezo Gelin (Orhan Elmaas)
- En iyi 3. film: Seyyit Han (Yılmaz Güüney)
- En iyi yönetmen: Metin Erksan (Kuyu)<
- En iyi senaryo: Safa Önal (Menekşe Göözler)
- En iyi görüntü yönetmeni: Gani Turanllı (Seyyit Han)
- En iyi fon müzikçisi: Nedim Otyam (Seeyyit Han)
- En iyi kadın oyuncu: Fatma Girik (Ezoo Gelin)
- En iyi erkek oyuncu: Yılmaz Güney (Seeyyit Han)
- En iyi yardımcı kadın oyuncu: Aliye RRona (Kuyu, Kader Böyle İstedi)
- En iyi yardımcı erkek oyuncu: Hayati Hamzaoğlu (Kuyu)
- En iyi stüdyo: Lale Film
En iyi film ve yönetmenin seçilmediği 6. Antalya Film Festivali nde ise şu sonuçlar alındı:

- En iyi 2. film: Bin Yıllık Yol (Yılmaaz Duru)
- En iyi 3. film: İnsanlar Yaşadıkça (MMemduh Ün)
- En iyi senaryocu: Türkân Duru (Bin Yııllık Yol)
- En iyi görüntü yönetmeni: Ali Yaver ((Öksüz)
- En iyi kadın oyuncu: Hülya Koçyiğit ((Cemile)
- En iyi erkek oyuncu:Cüneyt Arkın (İnssanlar Yaşadıkça)
- En iyi yardımcı kadın oyuncu:Muazzez Arçay (Bin Yıllık Yol)
- En iyi yardımcı erkek oyuncu:Ferit Şeevki (Cemile)
- En iyi çocuk oyuncu: Zafer Karakaş (CCemile)
- En iyi kısa metrajlı film: Rüya Gibi (Behlül Dal)
1970

226 film çekildi.Yeni oyuncu Selda Alkor. Yeni yönetmenler Yücel Çakmaklı ve Temel Gürsu.
Yapımcı Türker İnanoğlu nun girişimleriyle Türk -İran ortak yapım çalışmaları başladı. Ve bu çalışmalar geniş perde sistemiyle (cinemaskop) sürdürüldü. Ertem Göreç in Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler iyle Türk sinemasında masal filmleri dönemi açıldı. Yumurcak (Türker İnanoğlu) ve Afacan (Menderes Utku) gibi filmlerle "çocuk kahramanları ağır basan" bir sinema türü ortaya çıktı. Çeko (Çetin İnanç), yılın iş filmlerinden biri oldu. Aynı zamanda Yılmaz Köksal a ün yaptırdı.
İddialı ve ünlü yönetmenler "suskunluk dönemi"ne girdi. Eyvah (Metin Erksan), Meçhul Kadın (Duygu Sağıroğlu), Kara Gözlüm (Atıf Yılmaz) gibi "arabesk-melo" türü filmlere ağırlık verdikleri dönemde Umut, yeni bir "dönüm noktası"

getirir Türk sinemasına. Çünkü, Yılmaz Güney in mizansen cambazlıkları arkasına sığınmadan sade ve yalın bir dille meydana getirdiği Umut, gerçekçi çabaları belgeci bir tutumla en iyi yansıtan bir yapıttı. "Umudu umutsuzluğa dönüştüren" ilginç bir sinema örneğiydi kuşkusuz...
Temel Gürsu nun ilk filmi Dikkat Kan Aranıyor, Bilge Olgaç ın Kerim Korcan uyarlaması Linç, yılın sözü edilen filmleriydi. Yücel Çakmaklı ise, Birleşen Yollar la İslam düşüncesinin ilk örneğini oluşturan, "milli sinema" akımını başlattı.
2. Adana Film Festivali yapıldı:
- En iyi film: Umut (Yılmaz Güney)
- En iyi 2.film: Bir Türke Gönül Verdimm (Halit Refiğ)
- En iyi 3.film: Linç (Bilge Olgaç)
> - En iyi yönetmen: Bilge Olgaç (Linç) - En iyi senaryocu: Yılmaz Güney (Umut))
- En iyi görüntü yönetmeni: Ali Yaver ((Linç)
- En iyi ton müziği: Arif Erkin (Umut)<
- En iyi kadın oyuncu: Fatma Girik (Büyyük Yemin)
- En iyi erkek oyuncu: Yılmaz Güney (Ummut)
- En iyi yardımcı kadın oyuncu: Seden KKızıltunç (Bir Türke Gönül Verdim)
- En iyi yardımcı erkek oyuncu: Bilal İİnci (Büyük Yemin)
- En iyi stüdyo: Lale Film.
7. Antalya Film Festivali nin sonuçları:
- En iyi film: Bir Çirkin Adam (Yılmaz Güney)
- En iyi 2.film: Kınalı Yapıncak (Orhann Aksoy)
- En iyi 3.film:Büyük Öç (Yılmaz Duru)<
- En iyi yönetmen: Ertem Eğilmez (Kalbiimin Efendisi)
- En iyi senaryocu: Sadık Şendil (Kalbiimin Efendisi)
- En iyi görüntü yönetmeni: Kriton İlyaadis (Kınalı Yapıncak)
- En iyi kadın oyuncu: Belgin Doruk (Yuuvanın Bekçileri)
- En iyi erkek oyuncu: Yılmaz Güney (Biir Çirkin Adam)
- En iyi yardımcı kadın oyuncu: Lale Beelkıs (Kalbimin Efendisi)
- En iyi yardımcı erkek oyuncu:Hayati HHamzaoğlu (Bir Çirkin Adam)
- En iyi çocuk oyuncu: İlker İnanoğlu ((Yumurcak)
- En iyi kısa metrajlı film: Vurgun (Beehlül Dal)
Bu yıl ayrıca iki Türk filmi yurt dışında ödüllendirildi. Umut (Yılmaz Güney), Grenoble Film Şenliği nde (Fransa) özel jüri ödülü; Yara (Ümit Utku) Tanca Film Festivali nde üçüncülük ödülünü kazandılar.
.................
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

infumum

infumum resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey
vip oyun sayfasiozel karakter ile sohbete katilozel odasi var sohbet icin kullaniyor
sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  16.Eyl.2006 Cmt 06:10:48sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
.................

1981 - 1990 Dönemi
1981

72 film çekildi. 100. yıldönümü nedeniyle Atatürk Yılı olan 1981 de Remzi Jöntürk, Cüneyt Arkın la Öğretmen Kemal i çekti. Ancak bu fırsatı yeteriyle değerlendiremedi.
Büyük bir yatırımla süper prodüksiyon özellikleri taşıyan Toprağın Teri, Natuk Baytan ın en iyi filmi oldu. Ancak çeşitli ülkelere satılan film, konusu açısından Türk sinemasına önemli bir ses getiremedi. Türkan Şoray, Yaşar Kemal in romanından beyaz perdeye uyarladığı Yılanı Öldürseler le yönetmenliği tekrar denedi.
Ömer Kavur un Füruzan dan uyarladığı Ah Güzel İstanbul ile Kırık Bir Aşk Hikayesi; Atıf Yılmaz ın Deli Kan ı, Ali Özgentürk ün At ı ve Sinan Çetin in Çirkinler de Sever i yılın özgün denemeleri olarak dikkati çektiler.
En iyi birinci filmin seçilemediği 18. Antalya Film Festivali, 2 yıllık bir aradan sonra tekrar düzenlendi.
· En iyi 2. film: Ah Güzel İstanbul (Ömer Kavur)
· En iyi 3. film: Gül Hasan (Tuncel Kurtiz)
· En iyi yönetmen: Erden Kıral (Bereketli Topraklar Üzerinde)
· En iyi senaryocu: Tuncel Kurtiz (Gül Hasan)
· En iyi görüntü yönetmeni: Salih Dikişçi (Bereketli Topraklar Üzerinde)
· En iyi özgün müzik: Nedim Otyam (Derya Gülü)
· En iyi kadın oyuncu: Meral Orhonsay (Derya Gülü)
· En iyi erkek oyuncu: İhsan Yüce (Derya Gülü)
· En iyi yardımcı kadın oyuncu: Meral Çetinkaya (Hazal)
· En iyi yardımcı erkek oyuncu: Yaman Oktay (Bereketli Topraklar Üzerinde)
Strasbourg Avrupa Film Festivali nde Erden Kıral ın Bereketli Topraklar Üzerinde adlı yapıtı büyük ödülü kazandı.
1982

Film sayısı 72. Halit Refiğ in yönettiği Leyla ile Mecnun, arabesk eğilimli sinemasının baş yapıtı olarak halka indi. Ve "yılın en çok iş yapan filmi" olan Leyla ile Mecnun, sinemasal açıdan bazı tartışmalara yol açtı.
Zeki Ökten, halk arasında güncel bir olay durumuna gelen "banker ve faiz sorunu"na Faize Hücum la toplumsal bir eleştiri getirip yılın önemli filmlerinden birin ortaya koydu. Atıf Yılmaz; Necati Cumalı uyarlaması ile Mine yle "kadın sorunları"na eğildi. Ve Mine yle bir "kadın filmleri dönemi" açıldı. Bu arada Türkan Şoray, cinsel ağırlıklı, yanı sıra gerçekçi bir kadın tipine yönelip yeni bir oyunculuk aşamasına geçti.
Ömer Kavur un Göl ü, Feyzi Tuna nın Seni Kalbime Gömdüm ü kadının iç dünyalarına eğilen "kadın filmleri"ydi. Memduh Ün, Kaçak ta "yalnız bir kadın"ın iç dramına yaklaşırken; Şerif Gören, Tomruk ta doğayı yansıtmaya devam etti.
19. Antalya Film Festivali sonuçlandı:
· En iyi film: Çirkinler de Sever (Sinan Çetin)
· En iyi 2. film: At (Ali Özgentürk)
· En iyi 3. film: Kırık Bir Aşk Hikâyesi (Ömer Kavur)
· En iyi yönetmen: Ömer Kavur (Kırık Bir Aşk Hikâyesi)
· En iyi senaryocu: Yavuz Turgul (Çiçek Abbas)
· En iyi görüntü yönetmeni: Salih Dikişçi (Kırık Bir Aşk Hikâyesi)
· En iyi özgün müzik: Cahit Berkay (Kırık Bir Aşk Hikâyesi)
· En iyi kadın oyuncu: Nur Sürer (Bir Günün Hikâyesi)
· En iyi erkek oyuncu: Genco Erkal (At)
· En iyi yardımcı kadın oyuncu: Güler Ökten (Kırık Bir Aşk Hikâyesi)
· En iyi yardımcı erkek oyuncu: Orhan Çağman (Kırık Bir Aşk Hikâyesi)
Yurt dışında Türk sineması bir altın çağ yaşadı. Yılmaz Güney in senaryosunu yazıp Şeref Gören in yönettiği Yol, 35. Cannes Film Şenliği nde Costa Gavras ın Missing/Kayıp adlı filmiyle birlikte en iyi film seçilerek büyük ödül altın palmiyeyi paylaştı. Metin Erksan ın Susuz Yaz la Berlin de kazandığı büyük başarıdan sonra, bir Türk filminin "ikinci büyük zaferi"ydi bu. İnsanoğlunun temel sorunlarını sergileyen Yol, bir "sinema baş yapıtı" ve de "Türk sinemasının son yıllarda gerçekleştirdiği en güçlü filmlerinden biri" olarak kabul edildi.
Hyeres Genç Sinema Festivali nde (Fransa), Sinan Çetin in Bir Günün Hikâyesi halk jürisi büyük ödülünü kazandı. Ve Ali Özgentürk ün At adlı filmi ise 14. Akdeniz Ülkesinin katıldığı Valencia Akdeniz Ülkeleri Şenliği nde (İspanya) üçüncülük ödülü aldı.
1983

78 film çekildi. Yeni oyuncular: Hülya Avşar (Haram), Zuhal Olcay (İhtiras Fırtınası). Yeni yönetmenler: Yusuf Kurçenli (Ve Recep Ve Zehra Ve Ayşe), Nesli Çölgeçen (Kardeşim Benim).
Müjde Ar, Ömer Kavur yönetiminde Ah Güzel İstanbul la (1981) başlattığı kadın "kimlik arayışı"nı, bu yıl Aile Kadını (Kartal Tibet), Güneşin Tutulduğu Gün (Şerif Gören) ve Şalvar Davası yla (Kartal Tibet) sürdürdü. Ve baş kaldıran özgün kadın tipinin kuramcısı olarak Türkan Şoray dahil, birçok oyuncuyu etkiledi. Bu aşamada dibe bastırılmış kadın cinselliği ve iç dünyası da ön plana çıktı.
Halit Refiğ, Beyaz Ölüm le uyuşturucu madde ve bu düzenin kurbanları olan gençlik dünyasına ilk kez ciddi olarak bakarken, aynı zamanda gişe hasılatı açısından Türk sinemasının ilk büyük rekoru kırıldı. Yalnızca İstabul bölgesinde 30 milyon (TL) topladı.
Doğa ile insan ilişkilerini anlatan Şerif Gören in Derman ı, köylü kadınların erkek egemenliğine başkaldırdığı, Kartal Tibet in güldürü türündeki Şalvar Davası ilgi çeken filmler oldular.
Budapeşte ve Kûveyt te Türk Filmleri Haftası düzenlendi. 20. Antalya Film Festivali şöyle sonuçlandı:
· En iyi film: Faize Hücum (Zeki Ökten)
· En iyi 2. film: Derman (Şerif Gören)
· En iyi 3. film: Tomruk (Şerif Gören)
· En iyi yönetmen: Zeki Ökten (Faize Hücum)
· En iyi senaryocu: Fehmi Yaşar (Faize Hücum)
· En iyi görüntü yönetmeni: Orhan Oğuz (Tomruk)
· En iyi özgün müzik: Yeni Türkü Topluluğu (Derman)
· En iyi kadın oyuncu: Hülya Koçyiğit (Derman)
· En iyi erkek oyuncu: Genco Erkal (Faize Hücum)
· En iyi yardımcı kadın oyuncu: Asuman Arsan (Faize Hücum)
· En iyi yardımcı erkek oyuncu: Talat Bulut (Derman)
· En iyi kısa metrajlı film: Kula da Üç Gün (Süha Arın)
· En iyi 2. kısa metrajlı film: Çocuklar Çiçektir (Yalçın Yelence)
· En iyi 3. kısa metrajlı film: Sentez (Ateş Benice)
· Onur ödülü: Lütfi Ö. Akad.
Her yıl düzenlenen Sedat Simavi Vakfı Ödülleri ne ilk kez bu olan Kardeşim Benim, en iyi film seçildi.
Erden Kıral ın Hakkâri de bir Bir Mevsim inin yurt dışındaki yankıları olumlu biçimde sürdü.
Ve 33. Uluslararası Berlin Film Şenliği nde 5 ödül birden getirdi Türk sinemasına:
· Jüri özel ödülü (Gümüş Ayı)
· Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu (Fıprescı) ödülü (Bu ödülü Fransız yapımı Paluline á la plage ile paylaştı).
· Uluslararası Sanat ve Deney Sinemaları Birliği (Cicae) ödülü (Bu ödül de Avusturya yapımı Der Stille Ozean ve Brezilya yapımı Pra Frenta Brazil ile aralarında bölüştürüldü).
· İnter film ödülü.
- Ayrıca 2. Akdeniz Kültürleri Film Fesstivali nde (Korsika) en iyi film ödülü aldı.
Ali Özgentürk ün At ı 1983 Lecce Uluslararası Film Festivali nde (İtalya) en iyi film ödülünü kazandı.
Şerif Gören e Derman la Valencia Film Festivali nde (İspanya) jüri özel ödülü verildi.
1984

124 film çekildi. Yeni bir yönetmen: Yavuz Turgul. Orhan Elmas ın Kayıp Kızlar ı "yılın iş filmi" oldu. Video olaylarının Türk sineması için bir tehlike oluşturduğu bu dönemde, ustalar ve gençler birbirinden ilginç filmler ortaya koydular.
Şerif Gören, çaresiz ve ezilen bir kadının öyküsü üzerine koyduğu Firar da cinselliği gerçekçi bir bakış açısı içinde ele aldı. Ve böylece yılın en cesur çıkışlarından birini gerçekleştirdi.
Yusuf Kurçenli nin Ölmez Ağacı bir Türk kızıyla bir Yunanlı gencin aşkını, insani ve evrensel bouytlara ulaştırdı. Yavuz Turgul Fahriye Abla da, Atıf Yılmaz Bir Yudum Sevgi de, başkaldıran "yeni kadın imajı"nı getirdiler beyaz perdeye. Ve "kadının kurtuluşu" açısından, özellikle de Bir Yudum Sevgi, Türk sinemasının son yıllarda çevrilen en önemli filmlerinden biri oldu.
Bekçi (Ali Özgentürk), Fidan (Erdoğan Tokatlı), Gizli Duygular (Şerif Gören), Kaşık Düşmanı (Bilge Olgaç), Namuslu (Ertem Eğilmez), Pehlivan (Zeki Ökten) ve Tunç Okan la (Cumartesi Cumartesi) Muammer Özer in yurt dışında çektikleri filmler, yılın üzerinde durulması gereken çalışmalarıydı.
Film Yapımcıları Derneği (FİYAP) kuruldu. Yapımcı Türker İnanoğlu nun başkanlığındaki kuruluş, Türk sinemasının aleyhinde "video korsanlığı"na dikkat çekmek amacıyla bir rapor hazırlayıp hükümet yetkililerine sundu.
21. Antalya Film Festivali sonuçları:
· En iyi film: Bir Yudum Sevgi (Atıf Yılmaz)
· En iyi 2.film: Kardeşim Benim (Nesli Çölgeçen)
· En iyi 3.film: Kaşık Düşmanı (Bilge Olgaç)
· En iyi yönetmen: Atıf Yılmaz (Bir Yudum Sevgi)
· En iyi senaryocu: Bilge Olgaç (Kaşık Düşmanı)
· En iyi görüntü yönetmeni: Selçuk Taylaner (Kardeşim Benim)
· En iyi özgün müzik: Yalçın Tura (Bir Yudum Sevgi)
· En iyi kadın oyuncu: Zuhal Olcay (İhtiras Fırtınası)
· En iyi erkek oyuncu: Tarık Akan (Pehlivan)
· En iyi yardımcı kadın oyuncu: Zuhal Olcay (İhtiras Fırtınası)
· En iyi yardımcı erkek oyuncu: Macit Koper (Bir Yudum Sevgi)
· Onur ödülü: Sezer Sezin
Türk sineması bu yıl gene yurt dışında başarılar kazandı. Erden Kıral ın Hakkari de Bir Mevsim i 1984 Los Angeles Olimpiyatları nın "açılış filmi" oldu.
24. Karlovy Vary Festivali nde (Çekoslavakya) Şerif Gören in Derman ı iki ödül birden aldı: · Uluslararası Sinema Eleştirmenleri ödülü. · Uluslararası Film Kulüpleri Federasyonu ödülü.
3. Akdeniz Kültürleri Film Festivali nde Erden Kıral ın Ayna sı "eleştirmenler ödülü"nü aldı.
1984 Sao Paolo Uluslararası Film Festivali nde (Brezilya) At (Ali Özgentürk), büyük ödülü kazandı.
1985

127 film çekildi. Yeni yönetmenler: Başar Sabuncu (Çıplak Vatandaş) ve Ümit Elçi (Kurşun Ata Ata Biter); yeni yapımcı: Cengiz Ergun (Estet).
Halit Refiğ in Alev Alev adlı filmi yılın gişe rekorunu kırdı. Şarkıcı Küçük Emrah la arabesk eğilimli filmler modası sürdü.
Belli düzeyi aşan filmlerin sayısı çoğaldı. Yeni umut ışıkları görüldü. Atıf Yılmaz Adı Vasfiye ile "sosyal içerikli fanstatik film" türüne ağırlık verdi. Nesli Çölgeçen, Yavuz Turgul un senaryosundan aktardığı Züğürt Ağa ile güldürü sinemasında yeni bir aşamayı gerçekleştirdi. Ve Şener Şen bu filmdeki başarılı oyunuyla "yıldız"lığa ilk adımlarını attı. Sosyal içerikli güldürü sinemasının bir başka başarılı örneğini de Başar Sabuncu Çıplak Vatandaş la verdi. İkinci kez sinemaya uyarlanan Yılanların Öcü ne, Şerif Gören yeni bir yorum getirdi.
Amansız Yol (Ömer Kavur), Bir Avuç Cennet (Muammer Özer), Dul Bir Kadın (Atıf Yılmaz), Gülüşan (Bilge Olgaç), Kan (Şerif Gören), Kırlangıç Fırtınası (Atilla Candemir), Körebe (Ömer Kavur), Kurbağalar (Şerif Gören), Kurşan Ata Ata Biter (Ümit Elçi), Kuyucaklı Yusuf (Feyzi Tuna) ve 14 Numara (Sinan Çetin) yılın düzeyli filmleriydiler.
Mimar Sinan Üniversitesi Gençlik İçin Türk Sineması gösterileri düzenlendi.
    22. Antalya Film Festivali nde şu sonuçlar alındı:
· En iyi film: Dul Bir Kadın (Atıf Yılmaz)
· En iyi 2. film: 14 Numara (Sinan Çetin)
· En iyi3. film: Bir Avuç Cennet (Muammer Özer)
· En iyi yönetmen: Sinan Çetin
· En iyi senaryocu: Muammer Özer (Bir Avuç Cennet)
· En iyi görüntü yönetmeni: Orhan Oğuz (Dul Bir Kadın)
· En iyi özgün müzik: Tarık Öcal (Bir Avuç Cennet)
· En iyi kadın oyuncu: Zuhal Olcay (Amansız Yol)
· En iyi erkek oyuncu: Hakan Balamir (14 Numara)
· En iyi yardımcı kadın oyuncu: Keriman Ulusoy (14 Numara)
· En iyi yardımcı erkek oyuncu: Engin İnal (Bir Kadın Bir Hayat)
Kültür Bakanlığı, "sinema teşvik ödülleri" adıyla dramatik, belgesel ve animasyon olmak üzere 3 dalda, ilk kez bir yarışma düzenledi. Ve dramatik türdeki uzun metrajlı filmlerin yapımcılarına 4 er milyon TL. verildi.
    Uzun metrajlı dramatik filmler:
· Amansız Yol (Ömer Kavur) - Yapımcısı Ömer Kavur
· Körebe (Ömer Kavur) - Yapımcısı Atıf Yılmaz
· Alev Alev (Halit Refiğ) - Yapımcısı Türker İnanoğlu
· Pehlivan (Zeki Ökten) - Yapımcısı Şeref Gür
    1.500.000 TL kazanan belgeseller:
· Yeşile Renk Veren Bursa (Yapımcısı Özdemir Birsel)
· Egemenlik Kayıtsız, Şartsız Milletindir (Y.: Behlül Dal)
· Çömlekçi (Y.: Neşet Kırcaoğlu)
· Sultanahmet Meydanı (Y.: Arif Keskiner)
· Neşet Günal (Y.: Arif Keskiner)
· Neşet Günal (Y.: Prof. Sami Şekeroğlu)
    2 milyon kazanan animasyonlar:
· Hocanın Eşeği (Ümit Solak)
· Kaplumbağa ile Tavşan (Tonguç Yaşar)
· Ya Tutarsa (Ümik Solak)
Bu yıl yurt dışında ilk ödül Derman (Şerif Gören) filmiyle geldi. 25. Karlovy Vary Film Şenliği nde (Çekoslavakya) Talat Bulut a Prag Üniversitesi Sinema Enstitüsü tarafından "karakter oyunculuğu ödülü" verildi. Ve gene Derman, 4. Uluslararası Şam Film Festivali nde (Suriye) birinci seçilerek altın kılıç ödülünü kazandı.
4. Yeni Alman Sineması Film Şenliği nde (Lüksemburg) Hakkari de Bir Mevsim (Erden Kıral), seyirci oylarıyla en iyi film seçildi.
35. Uluslararası Berlin Film Şenliği nde Tarık Akan a, Pehlivan daki rolüyle jüri özel mansiyonu verildi.
7. Uluslararası Kadın Filmleri Şenliği nde (Paris) Kaşık Düşmanı (Bilge Olgaç), en iyi film ödülü ile Fransız gazetecilerinin basın özel ödülünü kazandı. Ve Halil Ergün de seyirci tarafından en iyi oyuncu seçildi.
1.Uluslararası Tokyo Film Festivali nde (Japonya) Ali Özgentürk ün At adlı filmi, 250 bin dolarlık ödülü kazandı. New York Amerikan Film Festivali nde bir Türk-Alman ortak yapımı olan Gülibik, Educational Film Library Asociation (Eğitsel Film Kütüphaneleri Birliği) ödülünü aldı. Gene ödüllü bir film olan Erden Kıral ın Ayna sı Portekiz den eli boş dönmedi. Figuera da Foz Uluslararası Film Şenliği nde büyük ödülü kazandı.
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı nın ortaklaşa hazırladıkları Süha Arın ın Kapalıçarşı da Kırkbin Adım adlı kısa filmi, Turizm Filmleri Festivali nde (Viyana) Jüri Şeref ödülü aldı.
Uluslararası İstanbul Sinema Günleri düzenlendi: İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı nın düzenlediği Uluslararası İstanbul Sinema Günleri nin Altın Lale Ödülü bölümünde Ayna ya (Erden Kıral) özel mansiyon ödülü verildi. Sinema Günleri nin 1 milyon liralık Eczacıbaşı Vakfı Ödülü nü ise Bir Yudum Sevgi nin yapımcısı ve yöntemeni Atıf Yılmaz kazandı. Ayrıca Pehlivan daki başarısı nedeniyle Zeki Ökten, üstün başarı belgesiyle değerlendirildi.
1986

Film sayısı yeni bir tırmanışa geçti. Ve bu yıl 185 film çekildi. Yeni oyuncular: Şahika Tekand, Sibel Turnagöl Yeni yönetmenler: Erdoğan Kar, Nisan Akman, İsmail Güneş ve Tevfik Beşer Yeni yapımcı: Lokman Kondakçı (Varlık Film).
Atıf Yılmaz ın Müjde Ar la Aaahh Belinda sı yılın en çok iş yapan (40 milyon TL) filmi olarak yeni bir rekor kırdı.
Sinemaya ilgi yeniden doğdu. Ve seyirci sinemaya döndü. "Sinema, Video ve Müzik Eserleri Yasası" meclisten çıkıp yürürlüğe girdi.
Yeni arayışlara ve çıkışlara yönelen 20 ye yakın nitelikli film, Türk sinemasına bir hareket getirdi. Özellikle de Atıf Yılmaz ın Aaahh Belinda, Ömer Kavur un Anayurt Oteli, Başar Sabuncu nun Asılacak Kadın, Nesli Çölgeçen in Züğürt Ağa ve Yavuz Turgul un Muhsin Bey adlı filmleri yılın en ilginç denemeleri oldular. Ömer Kavur un kendine özgü sineması ve Macit Koper in oyunuyla Anayurt Oteli, edebiyat-sinema ilişkilerinin en büyük başarılarından birini örnekledi.
Gene Bekir Yıldız dan bir edebiyat uyarlaması olan Halkalı Köke yle Ümit Efekan, kendini aşan bir çıkış yaptı. Ve Zuhal Olcay ın "usta işi oyunu" ayrıca dikkati çekti. Sinan Çetin siyasal ağırlıklı filmi Prenses ile içerik açısından bazı tartışmalara yol açarken, Gökyüzü ile de biçime dayalı bir "kaçış sineması" örneğini verdi.
Atıf Yılmaz ın Asiye Nasıl Kurtulur u epik bir deneme, Değirmen ise bir "çağ filmi"ydi. Teyzem (Halit Refiğ), Fatma Gül ün Suçu Ne (Süreyya Duru), Gün Doğmadan (İsmail Güneş), Kupa Kızı (Başar Sabuncu), Beyaz Bisiklet (Nisan Akman), 40 Metrekare Almaya (Tevfik Başer), Merdoğlu Ömer Bey (Yusuf Kurçenli), Ses (Zeki Ökten), Suda Yanar (Ali Özgentürk), Beyoğlu nun Arka Yakası (Şerif Gören), Uzun Bir Gece (Süreyya Duru), Suçumuz İnsan Olmak (Erdoğan Tokatlı) ve Dilan (Erden Kıral) çeşitli özellikler taşıyan ilginç filmlerdi.
    23. Antalya Film Festivali sonuçları:
· En iyi film: Aaahh Belinda (Atıf Yılmaz)
· En iyi 2. film: Yılanların Öcü (Şerif Gören)
· En iyi 3. film: Adı Vasfiye (Atıf Yılmaz)
· En iyi yönetmen: Atıf Yılmaz (Aaahh Belinda)
· En iyi senaryocu: Yavuz Turgul (Züğürt Ağa)
· En iyi görüntü yönetmeni: Aytekin Çakmakçı
· En iyi özgün müzik: Atilla Özdemiroğlu (Kurbağlar, Züğürt Ağa)
· En iyi kadın oyuncu: Müjde Ar (Aaahh Belinda, Adı Vasfiye)
· En iyi erkek oyuncu: Kadir İnanır (Yılanların Öcü)
· En iyi stüdyo: Fono Film
· Jüri özendirme ödülü: Beyaz Bisiklet (Nisan Akman)
Uluslararası İstanbul Sinema Günleri nin Eczacıbaşı Vakfı Ödülü için seçici kurul, bir yerine 3 film seçmek zorunda kaldı;
· Adı Vasfiye (Atıf Yılmaz)
· Züğürt Ağa (Nesli Çölgeçen)
· Amansız Yol (Ömer Kavur)
Böylece 2 milyonluk para ödülü üç filmin yönetmenleri arasında paylaştırıldı.
Kültür Bakanlığı nın "sinema teşvik ödülleri"ni kazanan filmler de şunlardı:
Uzun metrajlı dramatik filmler (Ödül tutarları 4 er milyon TL):
· Züğürt Ağa (Nesli Çölgeçen), yapımcısı: Kadri Yurdatap
· Gün Doğmadan (İsmail Güneş), yapımcısı: Lokman Kondakçı
· Merdoğlu Ömer Bey (Yusuf Kurçenli), yapımcısı: Lokman Kondakçı
· Beyaz Bisiklet (Nisan Akman), yapımcısı: Kadri Yurdatap
· Kurbağalar (Şerif Gören), yapımcısı: Selim Soydan
· Kan (Şerif Gören), yapımcısı: İsmet Kazancoğlu 2 milyon kazanan belgeseller:
· Ağustos Böceği (Bahattin Alkaç)
· Nasreddin Hoca (Tonguç Yaşar)
Bu yıl da Türk sineması yurt dışındaki şenliklerde ilgi toplamaya devam etti. Amansız Yol Taşkent Film Şenliği nde gösterildi. Venedik Film Şenliği nin çeşitli bölümlerinde ise Hakkari de Bir Mevsim, Ayna, Bekçi, Kaşık Düşmanı ve Kan adlı filmlerimiz yarıştı. Rimini Avrupa Sineması Şenliği nde (İtalya), Adı Vasfiye kadın sorunlarına getirdiği bakış açısı nedeniyle hayli ilgi gördü.
14. Strasbourg Film Şenliği nde (Fransa), Bekçi yle (Ali Özgentürk), Bir Avuç Cennet (Muammer Özer) ikincilik ödülünü paylaştılar.
32. Oberhausen Kısa Film Festivali nde (Almanya) Dilek Gökin in Yokuş adlı kısa filmi uluslararası büyük jüri ödülünü aldı.
11. Uluslararası Spor Filmleri Şenliği nde (Fransa) Pehlivan (Zeki Ökten) 31 film arasından sıyrılarak Uluslararası Olimpiyat Komitesi ödülünü kazandı.
Gene Bir Avuç Cennet, 7. Kırsal Dünya Sinema Şenliği nde (Fransa) seçici kurul tarafından mansiyona değer bulunurken, 3. Uluslararası Göçmen Filmleri Festivali nde (İsveç) büyük ödülü aldı.
Yurt dışından gelen yılın son ödülünü de Hülya Koçyiğit in başarısıyla gerçekleşti. Ve Koçyiğit, 8. Nantes Üç Kıta Şenliği nde (Fransa) Kurbağalar daki yorumuyla en iyi kadın oyuncu seçildi.
1987

185 film çekildi. Yeni yönetmenler: Şahin Kaygun, Zülfü Livaneli, Engin Ayça, Orhan Oğuz, Muzaffer Hiçdurmaz, Ömer Uğur ve Yavuzer Çetinkaya.
Kaliteli ve çizgi dışı filmlerin yapımı bu yıl daha arttı. Ve iş yapan film listesinde ağırlık yıldız ya da oyuncu sinemasına değil, yönetmen sinemasına geçti. Yani yıllar önce Lütfi Ö. Akad la başlayıp Metin Erksan la, Atıf Yılmaz la Yılmaz Güney le devam eden yönetmen sineması (Cinema d Auteur), günümüzde Erden Kıral la, Ömer Kavur la tazelendi. Bu aşamada Zuhal Olcay, Şehika Tekand, Nur Sürer, Şerif Sezer, Fatoş Sezer, Gülsen Tuncer gibi yıldız olmayan, ama olgunluk çağını yaşayan kadın oyuncular yeni bir atağı oluşturdular.
Atıf Yılmaz, Hayallerim, Aşkım ve Sen le "sosyal içerikli fantastik film üçlemesi" ni (ilk ikisi: Adı Vasfiye ve Aaahh Belinda) sonuçlandırdı.
Yılın öteki önemli filmleri: Afife Jale (Şahin Kaygun), Av Zamanı (Erden Kıral), Bez Bebek (Engin Ayça), Bir Avuç Gökyüzü (Ümit Elçi), Biri ve Diğerleri (Tunç Başaran), Çark (Muzaffer Hiçdurmaz), Çil Horoz (Süreyya Duru), Dolunay (Şahin Kaygun), Dünden Sonra Yarından Önce (Nisan Akman), 72.Koğuş (Erdoğan Tokatlı), Gece Yolculuğu (Ömer Kavur), Gramafon Avrat (Yusuf Kurçenli), Her Şeye Rağmen (Orhan Oğuz), İpekçe (Bilge Olgaç), Kaçamak (Başar Sabuncu), Kadının Adı Yok (Atıf Yılmaz), Kara Sevdalı Bulut (Muammer Özer), Katırcılar (Şerif Gören), On Kadın (Şerif Gören), Zincir (Korhan Yurtsever), Yer Demir Gök Bakır (Zülfü Livaneli), Yarın Yarın (Sami Güçlü), Yağmur Kaçakları (Yavuz Özkan), Rumuz Goncagül (İrfan Tözüm), Selamsız Bandosu (Nesli Çölgeçen).
Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği (SESAM) kuruldu. Ve başkanlığa Türker İnanoğlu seçildi.
24. Antalya Film Festivali sonuçları:
· En iyi film: Muhsin Bey (Yavuz Turgul)
· En iyi 2.film: Anayurt Oteli (Ömer Kavur)
· En iyi 3.film: Hayallerim, Aşkım ve Sen (Atıf Yılmaz)
· En iyi yönetmen: Ömer Kavur (Anayurt Oteli)
· En iyi senaryocu: Yavuz Turgul (Muhsin Bey)
· En iyi görüntü yönetmeni: Çetin Tunca (Hayallerim, Aşkım ve Sen)
· En iyi özgün müzik: Atilla Özdemiroğlu (Muhsin Bey)
· En iyi kadın oyuncu: Türkan Şoray (Hayallerim, Aşkım ve Sen)
· En iyi erkek oyuncu: Şener Şen (Muhsin Bey)
· En iyi yardımcı kadın oyuncu: Hümeyra (Asiye Nasıl Kurtulur)
· En iyi yardımcı erkek oyuncu: Uğur Yücel (Muhsin Bey)

· Onur Ödülü: Metin Erksan.
Uluslararası Sinema Günleri nde Eczacıbaşı Vakfı Ödülü nü en iyi film seçilen Anayurt Oteli kazandı.

    Kültür Bakanlığı bu yıl, sinema teşvik ödülleri ni 8 milyona çıkardı: 8 milyon TL kazanan uzun metrajlı dramatik filmler:

· Muhsin Bey (Yavuz Turgul)-yapımcısı: Abdurrahman Keskiner.
· Bir Kırık Bebek (Nisan Akman)-yapımcısı: Kadri Yurdatap.
· Gece Yolculuğu (Ömer Kavur)-yapımcısı: Ömer Kavur.
· Hafız Yusuf Efendi-Gönülden Gönüle (Türker İnanoğlu)-yapımcısı: Türker İnanoğlu
· İpekçe (Bilge Ortaç)-yapımcısı: Lokman Kondakçı.
    Belgeseller:
· Abant ta Bir Gün (Behlül Dal), Ödül tutarı: 2.500.000 TL.
· Bir Oba Bir Halı (Seyide Parsa), Ödül miktarı: 1.250.000 TL.
· Dünyanın Merkezi (Çetin Öner), Ödül tutarı: 2.000.000 TL.
· Mavi Cennet (İ. Selçuk Kızılkaya), Ödül tutarı: 2.000.000 TL.
· Ormanlarımız (Ünlem Demiralp), Ödül tutarı: 1.250.000 TL.
· Çağdaş Türk Kadını (İzzet Öz), Ödül tutarı: 2.000.000 TL.
    Animasyonlar:
· Avcı ile Kuş (Tonguç Yaşar, Meral Simer), Ödül tutarı: 2.500.000 TL.
· Tombişin Öyküsü (Bahattin Alkoç), Ödül tutarı: 2.500.000 TL.
· Öğretmenin Değeri (Ahmet Nuri Öktem), Ödül tutarı: 2.500.000 TL.
Türk sineması bu yıl yurt dışında gene parlak bir dönem yaşadı. Ve yeniden keşfedilen Metin Erksan için, Nantes 9. Üç Kıta Film Festivali nde (Fransa) bir toplu gösteri düzenlendi. Beş filmi gösterildi. Yavuz Özkan ın Maden i Paris te dört sinemada birden gösterime girdi. Zülfü Livaneli nin Yer Demir Gök Bakır ı Cannes Film Festivali nin Un Certain Regard bölümünde gösterildi. Valencia Film Şenliği nde (İspanya) Ömer Kavur un Anayurt Oteli ve Zeki Ökten in Ses adlı filmleri yarıştı.
Daha önceki yıllarda çeşitli ödüller toplayan Muammer Özer in Bir Avuç Cennet adlı filmi bu kez 13. Uluslararası Santarem Film Festivali nde (Portekiz) senaryo dalında birinci seçilip altın buket ödülünü kazanırken, ayrıca en iyi film ödülü olan bronz buketi de alıyordu.
44. Uluslararası Venedik film Şenliği nde Anayurt Oteli, Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu (Fipresci) ödülünü Ermanno Olmi nin Hanımefendiye Uzun Ömürler adlı filmiyle paylaştı. Ömer Kavur un bu filmi ayrıca 8. Valencia Akdeniz Film Festivali nde İtalyan yönetmen Mazzacura nın İtalyan Gecesi adlı filmiyle üçüncülük ödülü bronz madalyayı paylaştı. 9. Nantes 3. Kıta Film Şenliği nde ise büyük ödülü kazanırken, Macit Koper de aynı filmdeki rolüyle en iyi erkek oyuncu seçildi.
Yılın sonuncu ödülü de Zülfü Livaneli nin Yer Demir Gök Bakır ıyla geldi yurt dışından. Livaneli nin bu filmi San Sebastian Film Şenliği nde Hristiyanlar Sinema Örgütü (Ocic) ödülünü kazandı.
1988

Üç yeni kadın yönetmen: Mahinur Ergun ruzan, ressam Gülsün Karamustafa (Benim Sinemalarım).
Atıf Yılmaz ın Duygu Asena uyarlaması Kadının Adı Yok, Türk sinema tarihinin en büyük gişe rekorunu (İstanbul sinemalarında 6 haftada 140 milyon TL) kırdı.
Sovyet yazar Cengiz Aytmatov un bir eserinden Hocakulu Narlıyev in sinemaya uyarladığı Türk-Sovyet yapımı Gün Uzar Yüzyıl Olur çekildi.
Genç kuşak oyuncuları içinde öne çıkıp dikkati çeken yalnızca Tarık Tarcan oldu. Türk sinemasında "sosyal güvence" girişimleri başladı. Ve devlet sinemayla ilk kez ciddi bir şekilde ilgilenmeye başladı. Özellikle de Devlet Bakanı Adnan Kahveci yle Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, Türk sinemasına olumlu yaklaşımlarda bulundular. Adnan Kahveci, yabancı sermayeyi Türkiye ye çekmeyi amaçlayan "Off-Shore Media projesi" ni sundu.
SODER (Sinema Oyuncuları Derneği) kuruldu. Ve başkanlığa Türkan Şoray seçildi.
Himaye edilmeye muhtaç sinema sanatçıları için yapılacak "huzurevi" nin temelini Başbakan Turgut Özal attı.
Zengin mutfağı (Başer Sabuncu), Düttürü Dünya (Zeki Ökten), Gömlek (Bilge Olgaç), Polizei (Şerif Gören) ve Benim Sinemalarım (Füruzan) bu yılın düzeyli çalışmalarıydı.
7.Uluslararası İstanbul Sinema Günleri nde Eczacıbaşı Vakfı ödülü, en iyi film seçilen Biri ve Diğerleri ndeki başarısıyla Tunç Başaran a verildi. Üstün başarı belgesini de Sabahattin Ali uyarlaması Gramafon Avrat la Yusuf Kurçenli kazandı. Ayrıca Yavuz Turgul un Muhsin Bey adlı filmi de seçici kurul ödülüyle değerlendirildi.
1.Ankara Film Şenliği yapıldı. Genç yönetmenleri desteklemek amacıyla Türkiye de ilk kez yapılan ilk filmler yarışmasında sonuçlar şöyle saptandı:
· En iyi film: Her Şeye Rağmen (Orhan Oğuz)
· En iyi 2.film: Bez Bebek (Engin Ayça)
· En iyi yönetmen: (Orhan Oğuz)
· En iyi kadın oyuncu: Şerif Sezer (Her Şeye Rağmen)
· En iyi erkek oyuncu: Talat Bulut (Her Şeye Rağmen)
· En iyi yardımcı kadın oyuncu: Derya Yücel (Bir Kırık Bebek)
· En iyi yardımcı erkek oyuncu: Orhan Çağman (Bir Kırık Bebek)
· En iyi senaryo: Engin Ayça (Bez Bebek)
· En iyi görüntü yönetmeni: Salih Dikişçi (Dolunay)
. En iyi müzik: Cahit Berkay (Her Şeye Rağmen, Çark, Sızı, Sis)
    Kısa Film Yarışması:
· En iyi kısa film: Marjinal (Oğuzhan Tarcan)
· En iyi 2.kısa film: Uslu Köyün Masalı (Neşat Kırcalıoğlu)
· En iyi 3.kısa film: Vapurlar (Mehmet Güreli)
Türk sineması yurt dışındaki gösterilerde, yarışmalarda ilgi çekmeye devam etti. Örneğin 16. Strasbourg Film Şenliği nde Sinan Çetin in 14 Numara adlı film yarıştı. Ve bir aylık süre içinde (eylül) üç filmimiz peş peşe ödüllendirildi.
Köln de düzenlenen Foto Kino Fuarı nda Zülfü Livaneli nin Yer Demir Gök Bakır daki kameramanı Jugen Jurges e Alman Kamera Ödülü verildi.
5. Avrupa Sinama Festivali nde (İtalya) Her Şeye Rağmen (Orhan Oğuz) eleştirmenlerin seçtiği Avrupa nın en iyileri bölümü nde birincilik ödülüne değer görüldü. Ve daha önce de Cannes Film Şenliği nde gençlik ödülü almıştı.
36. San Sebastian Film Festivali nde Muhsin Bey de (Yavuz Turgul), jüri özel ödülü kazandı.
37. Uluslararası Mannheim Film Festivali nde (Almanya), Her Şeye Rağmen 20 bin marklık (yaklaşık 19 milyon) büyük ödülü aldı (ekim).
Ankara da Türk-Amerikan Derneği, Ödüllü Türk Filmleri Gösterisi düzenlendi.
1988 yılı sona ererken Türk sineması, yurt dışında birbiri ardına çeşitli başarılar yeniledi. Örneğin bu başarılardan başlıcası Hülya Koçyiğit in Fransa da düzenlenen 8. Uluslararası Amiens Film Şenliği nde Bez Bebek adlı filmindeki yorumuyla en iyi kadın oyuncu seçilmesi oldu.
Gene Paris te (Bobiğny) Yılmaz Güney Filmleri Toplu Gösterisi (Umut, Ağıt, Endişe, Zavallılar, Düşman) düzenlendi.
32. Londra Film Festivali ne Kaçamak (Başar Sabuncu), Bez Bebek (Engin Ayça) ve Her Şeye Rağmen (Orhan Oğuz) adlı filmler katıldı.
Ve bu ara Ontario Film Enstitüsü ve Toronto Türk Derneği nin Ottowa Büyük Elçiliğimiz desteğiyle Türk Filmleri Toplu Gösterisi düzenlendi. Bu şölene Pehlivan (Zeki Ökten), İpekçe (Bilge Olgaç), Beyaz Bisiklet (Nisan Akman), Aaahh Belinda (Atıf Yılmaz), Aşk-ı Memnu (Halit Refiğ) ve Amansız Yol (Ömer Kavur) adlı filmlerimiz gösterildi.
1988 yılının son ödülünü ise yönetmen Lütfi Ö. Akad aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, "Kültür ve Sanat Büyük Ödülü" nü sinema sanatına katkı ve hizmetleri nedeniyle Akad a verdi..

   *Yukarıdaki bilgiler; Maltepe Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencilerinin ödevlerinden ve bitirme tezlerinden alınmış olup; sayfanın açılamaması gibi bir sorunu yaşamamanız için 3 parçada ele alınmıştır.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  17.Kas.2006 Cum 12:20:50sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

             

                SİZİ YEŞİLÇAM A GÜLMEKTEN MEN EDERİM

Ne zaman internette gezseniz karşınıza eski Türk filmleri ile ilgili birkaç espri çıkar. O filmler güzeldir de, espriler pek ucuzdur.Televizyonlarda ve radyolardaki alabildiğine ucuz parodilerde konu genellikle eski Türk filmleridir. Bahis eski filmlerden açılınca fair play ruhu ortadan kalkar. Üstelik herkes de eski Türk filmlerindeki repliklerin taklidinde çok da başarılıdır. Nasıl olmasın; onlarla doğduk, onlarla büyüdük. Ama pek güleriz;

- Nazar-ı dikkatinizi celp ederim.

- Be he he he.

- Bedenime sahip olabilirsiniz, ama ruhuma asla.

- Ha ha ha ha.

- Aşkım satılık değildir.

-Hi ha ho ho ho.

- Güzel olduğunuz kadar da, küstahsınız da.

- Hiya ha ho ha ho ha.

O replikler biraz biziz, biraz da olmamız gereken. Bundan dolayı pek de güzel taklit ederiz. Çünkü başta kendimizin en gülünesi olduğunu biliriz. Bir de elbette olduğumuz gibi durmaktan ziyâde, olmamız gerektiği gibi yapmayı pek severiz.

Konu eski Türk filmlerinden açılınca “be he he” die gülüyoruz. Hem de daha isimleri duyunca. O filmlerde başrol oyuncuları genellikle Erôl’dür, Bihter’dir, Feride’dir, Ferit’tir, Gülîzar’dır. İyi de, bu isimlerin komik bir yanı yok. Hem bizim ismimizin daha az komik olduğu ne malûm?

İnanın; gerçekten ben bu filmlerde komik bir şey göremiyorum. O filmlerde insanlar kızlarını kerime, eşlerini zevce, oğulların mahdum olarak görür. O filmlerin insanları birbirine “siz” der. Metanetli ve hakikatli olur. O filmlerde farklı bir cemiyet ve cemiyet hayatı vardır. Erkekler kadınlarına “benim güzel manolyam” der. İlişkiler münasebettir, sonlar nihayettir, izinler müsaadedir.

O filmlerde sadakat övülür. Saflık yüceltilir. Hayaller ise her şeydir. Hayaller gerçi mukavvadan hayallerdir. Ama kurmaca bir dünyada yaşanan hikâyeler de kurmacadır hâliyle. Lâf aramızda hangimizin hayalleri daha az mukavvadır? İnsanlar o filmlerde, o hayallerin peşinden gider, nadiren hayalleri gerçek olur. Hayallerin peşinden giden genelde ölür.

Eski filmlerde ekseriye kazık atanların ve dalaverecilerin ölene veya öldürülene kadar kıyak hayat yaşaması ve esas oğlanın sevdiğine kavuşuncaya kadar eşek sudan gelinceye kadar dayak yemesi, hatta sonunda da mutsuz ölmesi bana da pek adil gelmiyor. Ama esas oğlan ölse de, aldatılsa da, dövülse de iyi adamdır. Gururu, onuru, haysiyeti vardır. Zâten onun için iyi adamdır. Çünkü onun omurgası vardır. Su gibi konduğu kabın şeklini almamaktadır. Erdemlidir.

Esas kız da öyledir. Tertemiz duyguları olan saf bir kızdır. Hayali mesut bir izdivaçtır. Yeşil panjurlu, kutu gibi bir evin hayalini kurar. Bazen hile ve desise ile istemediği bir adamla evlendirilir. Attığı imzaya da, gerçek aşkına da, kendi ruhuna da sadık kalır. Bedenini verir, ruhunu vermez. Onlar heyhat, kadere inanırlar. Onlar için İstanbul azizdir. O aziz İstanbul’da sınıflar ve kültürler çelişkilidir.

O aynı şehre hapsolan ve birbiri ile çelişen hayatlar sinema lisânı ile mübalağa ile anlatılır. Yalıda twist yapıp, kafasını manyak gibi sallayan sarhoş gençler gibi. Gençler ne yapsın, o zaman ne underground var ne de kokain. Çelişkiler anlatılırken, çelişmeyen tek bir mesaj sabittir; Herkesin sınıfı, kültürü bellidir ve aslını inkâr eden ise haramzâdedir.

Sanat, sanatçı ve mavi yakalı hor görülür, hor görülmemesi gerektiği gösterilir. Evin hizmetlisi için “temizlikçi parçası” denilir, denmemesi gerektiği ifâde edilir. Parasızlığa takılan umutlar, köşk duvarlarını aşamayan aşklar ve Amerikan arabasının kapısında sönen hayaller gösterilir; umut ölse de, aşk bitse de, hayal sönse de ilkeli, metanetli ve hakkaniyetli olmanın önemi izah edilir. Gerekirse, değerse o aşk için bir ömür beklenir. Hiçbir zaman da üzerinde durulan dalın rengini almak tavsiye edilmez. O filmlerin en kötü adamları fırsatçılardır, yalancılardır, ahlâksızlardır.

Hem esas kız hem de esas oğlan “siz beni kovmuyorsunuz, ben gidiyorum” derler. Kendilerini attırıp tazminat almazlar. Kendilerinden bıktırıp nafaka sızdırmazlar. Onlar için hayat Ömer Seyfettin’in “Pembe İncili Kaftanı” gibidir. Hem sırtında taşırlar hem de gerektiğinde yere vurup, üzerine oturur, sonra da eski kilim gibi arkada bırakırlar.

Bir tek, ama bir tek filmde, yüze vurulan para demetini eğilip toplayanı görmezsiniz.

Bunların neresi komik? Siz neye gülüyorsunuz kuzum? Madem cemiyet için de güleceksiniz, o filmleri hususîyetinizde niye hayran hayran seyrediyorsunuz efendim?

O filmlerin Türkçesi hepimizin Türkçesinden güzeldir. Nayır da derler, nolamaz da derler. Siz de o kadar güzel Türkçe konuşun, siz de deyin. İsterseniz nevet de deyin, siz o kadar Türkçe konuşun da, ben razıyım.

Bir kişi uzun süre sağlıksız bir kaynaktan gelen suyu içerse, idrar yolları enfeksiyonu olur. O suyun içerdiği mikroplar iltihaba yol açar. Bir kişi –aynı şekilde- uzun süre sağlıksız bir fikrîyattan beslenirse, idrak yolları enfeksiyonu olur. O zaman “olması gerekip de olamadığına” güler.

O filmlerde “olanlar” aslında, “yarın bunlar olacak” demektedir. Ama “yarın” olduğunda ise, o zaman “yarın bunlar olacak” denilene gülünmektedir.

Şayet bugün o gün çekilen filmler çekilse, bu ülkede çok şey olur. Artık siz nereye çekerseniz kuzum! İsterseniz, kapatalım bu bahsi!

 

 

 

Alıntıdır

CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir