fiogf49gjkf0d İlginç bir soru belki de. Herkes kendine göre izah etmeye çalışmış bu konuyu. Kimisi simite gevrek dememizle açıklamış kimisi her gördüğümüz gökdeleni Hilton un boyuyla kıyaslamaya çalışışımızla. Ama hiç kuşkusuz en çok kişiyi ilgilendiren "Tam 35 ve 35 buçuk" sıfatları olmuş; belki de daha popüler bir bakış olduğundan. Peki ama kim bu İzmirliler? Kim kendine İzmirliyim diyebilir?
Aslında cevap basit. Tarihiyle, kültürüyle, çehresiyle kendini İzmir in bir parçası olarak görenler ben İzmirliyim diyebilirler gönül rahatlığıyla. En büyük nokta ise bunu istemek. Ne istenebilir mesela? Konak meydanının, henüz deniz doldurulup bir de tekrar aynı yer kazılarak, çıkan sulara karşın alt geçit yapılmasından evvelki haline ait siyah beyaz bir karesinde yer almak isteyebilmek pek mümkün örneğin. Manevi açıdan gerçek bir İzmirliyi doyuma ulaştırabilir bu. Ama günümüzün renk bolluğunda kalmak istiyorum derse bir İzmirli, Belkahve ye çıkıp, o güzelim manzarayı kağıda işleyebilir kendince. Ya da böyle bir yeteneği yoksa şehrin herhangi bir köşesinde güvercin yemlemekle de yetinebilir.
Bir türlü yetmiyor İzmir’i anlatmak. Birileri çıkıp bana bu soruyu sorsa ne yapardım diye düşünmedim değil. Alsancak ta hoş bir akşam yemeği yardımcı olabilir mesela. Ya da İzmir’imizin yaşayan tarihi asansörde bir fasıl. Biraz uzaklaşırsak Pınarbaşı nın her yanından su fışkıran kayalarında şöyle bir oturup dinlenmek de yetebilir. Ama teleferiğe de gitmeden olmaz hani. O eşsiz manzara, biraz üşüsek de en büyük değerlerinden İzmir in. Tabii Güzelyalı sını unutursak çok şey kaybederiz. Oraya sadece adım atmak bile yetebilir bir İzmirliye. Biraz ileride İnciraltı bekler bizi; bir zamanlar İzmirlilerin yüzmek için geldikleri bu yer hep bana şunu hatırlatır; acaba ileride bir gün, bizim şuan tatil yaptığımız çeşme gibi yerlerde böyle mi olacak? Yalnızca denizine uzaktan bakabileceğimiz. İşte İzmirli bu soruları da soruyor arada kendine. İzmirli asla kaygısız değildir, aksine kaygıların en büyüğünü yaşar. Belki korkar kendine özgü değerlerini kaybetmekten. Ama hep içinde öylece büyütür, büyütür... Birbirini her gece seyreden kıyılar vardır İzmir’de. Yarışır adeta ışıkları geceleri; daha bir ihtişamlı görünebilmek için yarışırlar. Hepsi İzmir’dir bu sahillerin. Birileri çıkıp inkar etme lüksünü kendinde görseler de, ölesiye bakar birbirine İzmirliler iki taraftan da. Hepsi de sevdalıdır bu şehre. Kesilip alınsalar yarım kalacak, yaşayamayacaklardır.
Tabii bir de maneviyatı vardır İzmirlinin, bunca gezilip görülecek yerin, koklanacak havanın doldurup taşırdığı bir iç dünya. Nice şairler, nice besteciler çıkmış İzmir’imizden, değil mi ya, tesadüf olamaz. Ama en derin olanı Ege türküleridir hiç kuşkusuz. Birçoğu inci sıfatına layık görülmüş İzmir e yazılan, o eşsiz tınıyla kulaklarımızı dolduran türküler. Bir tanesi der ki, "Şu İzmir den çekirdeksiz nar gelir". Düşünüyoruz, çok şanslı bu İzmirliler, her şeyin en güzelini, en özelini tadıyorlar. Demek böyle bir ortamda büyüyor ve gelişiyor İzmirlilik, kuşaktan kuşağa miras kalıyor.
Bir de ender bir özelliği vardır İzmirlilerin, bir kısmı yetinmez İzmirli olmakla gider başka şehrin takımlarını tutmaya çalışır. Ama bir türlü beceremez. İzmir’e mal olmuş, İzmir’le eş değer sayılmış kulüpler vardır. Adeta ülkemize sporu getirme konusunda nefer olmuş. Nedense bu ve benzeri yazıları gururla okur bu İstanbul hayranları. Yine de kendileri bile bilmez neden başka bir şehrin takımını tutarlar? İşte onlar ben İzmirliyim dediklerinde pek de önemsememenizi tavsiye ederim. Çünkü İzmir in adıyla sınırlı kalırlar. Fakat bir de bu şehir için yanıp tutuşanlar vardır ki, ister tam 35 deyin ister gerçek İzmirliler deyin bu ne tek bir takımla sınırlıdır, ne tek bir ilçeyle, ne de tek bir kesimle.
Çünkü hepsi birbiriyle iç içedir zaten. Değerlerini çok iyi bilirler. Birisi ben başkayım desin hele bi, anında öfkelenirler. Bu koca şehir için besteler yaparlar, bu koca şehre aşık olurlar hayatları boyunca. Boyozun tadını iyi bilirler sabahların serinliğinde. Yavaş yavaş netleşmeye başlıyor zihnimde... İzmirlilik gerçekten ben İzmirliyim diyebilmek! Bir televizyon programında ikamet ettiğiniz yer sorusunda güzel ülkemizin binlerce ilçesinden birini anmaksa genellikle gülünç bir ortam yaratıyor. Birçok nedenle gülünebilir ama en komiği kendini bu şehrin bağrına sokamayanların, "ben İzmirliyim" diyemeyenlerin sığıntısı olması oluyor.
Unutmamak gerekir her şeyin bir kötüsü olacaktır ki, iyisinin değeri bilinebilsin. İzmir’imizde de böyle işte... Bağrına her an herkesi basabilecek kadar mütevazı bir şehir burası. Gezmek için, eğlenmek için gelecekseniz, bir süre hiç durmadan yorulmanız gerekeceği kesin. Ama yaşamak için gelecekseniz, bir gün şu güzel İzmir in unutulmaya yüz tutmuş değerlerinden biri olan Göztepe nin maçına gidin derim. Çünkü orada, “Ben İzmirliyim” diyebilenler var... İzmir’i size, hiç yorulmadan, saatlerce anlatırlar... Tıpkı benim de şuan bu yazıyı hiç bitirmek istememem gibi... |