fiogf49gjkf0d Güzel düşünülüp yazılmış bir yazı..Aşk bir şok çünkü;bilincimizi felç eden. Herhalde bu yüzden aşık olmaya çekiniyor bazıları .Aşkla karşılaştıklarında kaçacak yer arıyorlar,Duygusuz yada zalim olduklarından değil korktuklarından.....
Bilinclerini yitirmekten korkuyorlar.Çünkü çıplak ve savunmasız hissediyorlar o zaman kendilerini,haklılarda gerçek aşk sevgilimize karşı çıplak ve savunmasız kalmaktır.. Bunu yapmayanlar için üzülebiliriz belki ama onları suçlamayın,Yaralanmaya açık bir yaşam zor gelir bazılarına yani korkanlara....
Tabiki kontrolü kaybetmeden Aklı başında bir hayat sürebilirmiyiz...kimse seni zorla aşık etmiyor ama bizi aklımızdan kurtarıyor.. doğamızla barıştırıyor aptalığın tadını çıkartıyoruz.. ama bir yandanda biliyoruz aşk geçicidir.büyü bozulunca akıl koşarak gelir ve ykar herşeyi,büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorz hepsini bilerek yaşıyoruz. aşk zeki insanları sevmez aşıkda zeki olmayıı sevmez.aşk yalnızca aptallık veriyor bize ama cennete yaşamımızı sağlıyor.gün geliyor akıllandığımızda bilinç yerine geldiğinde cennetten kovuluyoruz. başdan bunları düşünerek yaşayan insan korkuyor aptallaşmaktan.geçicide olsa cennette yaşamaktan,bulunduğu yeri seviyor.aşka duvar övüyor kmbilir belki aşkı kafasında yaşıyor. |
fiogf49gjkf0d Aşk Birazda Korkudur aslında kalbinizin tik-taklarını siz duymak istemedikçe duymazsınız ama duymaya başladığınız an ya çok mutlu ya çok üzgünsünüzdür ortası yoktur bunun diyemezsiniz ki “orta şekerli bir kahve” gibi olsa… Kum saati ters çevrilmiştir artık kum tanecikleri düşmeye siz zamanın tanığı olmaya başlamışsınızdır her kum taneciği aslında avucunuzun içinden düşer o kayıp giderken siz asla dokunamazsınız eliniz hep ona doğru gider ama asla dokunamazsınız bu bir korkumudur yoksa bir bekleyiş mi?Korku ve bekleyiş aslında birbirlerini tamamlarlar korktuğun için bekler, bekler ve beklersin… “Hayatta hükmedemeyeceğiniz tek şey aşktır” derler gerçekten böylemidir ? Aşkın bize hükmetmesine izin mi veriyoruz başka bir deyişle… Biz istemesek de aşk var biraz korku biraz endişeyle birlikte yapacaklarımız vardır isteklerimiz, umutlarımız, heveslerimiz, arayışlarımız, bekleyişlerimiz ve kaçışlarımız hepsini bilir düşünür dururuz… Sanki başka şeyler daha önemliymiş gibi yapacaklarımız hep kenarda köşede kalır hep bir gün onlara döneceğimizi tamamlayacağımızı düşünürüz aslında kendimizi kandırdığımızı biliriz ama hep bir umut vardır değil mi?Hep bekleriz bekletiriz neden kaybetmeyi en baştan kabul ederiz?Kaybedeceğimizi zamanın geçeceğini en baştan bildiğimiz halde neden, neden …Hep kaybetmeyiz ama hepte kazanamayız yinede beklemek bekletmek neden?Zamanın geçtiğini çok şey kaybettiğini ve bir daha bu şansının olmayacağını bilerek neden hala bekliyorsun bekleme kalk eksiklerine yapmak istediklerine ve şimdiye kadar yapamadıklarına tekrar bak inan yapmaman için hiçbir neden yok hiçbir şey seni kaybetmeye zorlayamaz…Daha ne kadar düşüneceksin yeterince düşünmedin mi?Yeterince kaybetmedin mi?Hayatında keşkelere yer yok en azından belki demelisin… Zamanın birer saniyesiyiz hepimiz aynı tonda aynı hızla aynı aceleyle koşuşturup duruyoruz birbirimizin peşinden ne eksik ne de fazlayız… Hep aynı aceleyle ailemizi, dostlarımızı, arkadaşlarımızı en önemlisi de kendimizi unuturuz bazen. Bu unutuş zaman telaşı, yapılacakların acelesindendir. Aslında yapılacaklar hep unutulmuştur unutulmak istenmiş aceleyle unutulmuştur. Gün gelir unuttuklarımız bir bir kapıyı çalmaya, eksiklikleri yaralar açmaya ve acıtmaya başlar… Hiç kimse unutulmayı hak etmez… Hep bir eksiklik hep bir acele vardır bir yerlerde… Hayatımızda ne eksiklikler nede aceleler biter yalnız ne hayat ne zaman ne de dostluklar kaybedilmeye değer zaman ister istemez akacak her şey olması gerektiği gibi olacaktır bize düşen tek şey doğru yerde doğru kararı vermektir. Ne kendimizi üzelim ne zamanımızı kaybedelim ne de hayatımızı kaybedelim… Biz kabullenmesekte aşk aslında korkunun ta kendisidir.
KuzeY
|
fiogf49gjkf0d Korkunun olduğu yerde aşk yok. Cesarettir sevmek. Düzenlere, oyunlara, kötülüklere meydan okumaktır. Sevmek, uzaklaşmaktır yalandan, bencilliği hiçe saymaktır. Bir başka açıdan da inanmaktır sevmek. Gerçekten inanmaktır, tüm inanmaktır. İnsan sevince, sevdiğine bütün varlığı ile teslim olmamışsa, yeteri derecede sevmemiş demektir. Ve ona kayıtsız, şartsız inanmıyorsa, sevgiden bahsetmeğe bile hakkı yoktur. Kıskançlık inancımızın bütünlüğü ölçüsünde besler aşkı. Şüpheyse öldürür. Şüphenin olduğu yerde, inancın yeri olmaz. Sevgiden bahsedilemez orada. Kıskançlıksa, kutsal bir duadır, dudağında sevenlerin.
Sevmek, var olmaktır bir bakıma, derinden bakılınca yokluğa benzer. Sevmek, bütünlenmektir. Çok seven eksildiğini zanneder, oysa artmaktır sevmek, çoğalmaktır. Çevrenin gözlerimizden silinmesi, önce bir eksilme hissi verir insana. Fakat o her şeyimizi varlığı ile doldurmadıkça arttığımızı anlarız. O bir tek kazanç, bütün kayıplarımızı karşılar.
Bir an gelir, her şeyi onunla değerlendirmeğe başlarız. O bugün mutluysa yaşamak güzeldir. Kabımıza sığmayız.
Şarkılar söylemek gelir içimizden. O kederliyse, gözlerimizde her şey kederdir artık. Bütün güzellikler bir bir yitirir anlamlarını. O anlarda ölümü düşünür de, yine ölemeyiz kurtulmak için. Yanmaktır, tutuşmaktır sevmek ve yaşadıkça hiç sönmemektir.
Sevmek alış-veriş değildir. Geometri değildir, aritmetik değildir. En değerli şeydir belki, ama karşılığında hiçbir şey alınamaz. Karşılıksız bir çeke atılmış, kuru bir imza değildir sevmek. İskambil kâğıdı değildir, zar değildir, bir dilim ekmek değildir, bir kadeh içki değildir, hesap pusulası değildir sevmek. Sevginin bedeli yine sevgiyle ödenir, altınla değil. Sevilmekse, sevmenin mükâfatıdır ancak, karşılığı değil. Bir sevgiye eş bir başka sevgi olamaz. Çünkü her sevgi birbirinden büyüktür. Sevgi tartılmaz, sevgi ölçülemez. Sevgi, gram değildir, mesafe değildir. Derinlik sanırsınız, yüksekliktir o. Sevgi, dudak değildir, göz değildir, saç değildir. Sandalye değildir sevgi, yatak değildir, çarşaf değildir. İçki değildir, içemezsiniz, fakat her şeyden güzeldir sarhoşluğu.
Geçip karşısına seyredemezsiniz, manzara değildir, tablo değildir heykel değildir. Okuyamazsınız, kitap değildir, bilmece değildir, çözemezsiniz. İsteseniz de içinizden atamazsınız, kan değildir, kesip damarlarınızı akıtamazsınız. Siz ağladıkça o güçlenir içinizde. Akmaz, gözyaşı değildir. Kuş değildir uçmaz, çiçek değildir koklanmaz. Bitmez, çile değildir. Ne desen o değildir sevmek.
Arwenqueen
Bu kadar güzel anlatılır herşey;yüreğine sağlık canım anlayana sivi sinek saz anlamayana yapacak bişey yok maalesef
|