fiogf49gjkf0d Anti-oksidanlarla ilgili bilmemiz gerekenler...
Yaşamımızın her alanında olduğu gibi beslenme alışkanlıklarımızda da doğaya dönüş söz konusu. Dozunda kullanılan vitaminler, vücuttaki paslanmayı giderici etki yaparak en az 150 yıl yaşamayı vaad ediyor. Şimdiye dek kaçınılmaz son yaşlılığı geciktirmek için neler yapmadık ki! Avuç dolusu paralar vererek satın aldığımız bakım kremleri yetmeyince, estetik amaliyatlar kaçınılmaz oldu. Yüzümüzü ve vücudumuzu zamana esir etmedik.
Peki ya sağlığımızı? Kırkını aşıp da biraz aklı başına gelenlerimiz en fazla yıllardır vazgeçemediği sigarayı bıraktılar, doktoru artık yememesi gerektiğini söylediğinden kırmızı eti haftada bir güne indirdiler, akşamları birer kilometreyi aşmayan yürüyüşler yaptılar. Hepsi bu! Oysa, genç yaşlardan itibaren alışkanlık haline getirilmesi gereken doğru ve düzenli beslenmeyle birçok hastalığı ekerde ederek, yüz yaşında bile dimdik ayakta kalabilmek mümkün.
Anti-oksidan nedir?
Yaşamımız boyunca mükemmel işleyişine akıl sır erdiremediğimiz vücudumuz belli bir yaştan sonra ihanet eder ve toksit maddeler, cildin kolejen tabakasını tahrip eden serbest radikaller ve karbon monoksit gibi zararlı gazlar oluşturarak yaşlanma sürecini başlatır.
Bitkilerdeki bazı vitaminlerin bu süreci azaltıcı etkisi vardır. Bir nevi vücuttaki paslanmayı giderirler. Hakkında uzun süredir araştırmalar yapılan, kongreler düzenlenlenen söz konusu vitaminler, geçtiğimiz yıllarda bir başlık altında toplanmış ve anti-oksidan (paslanmayı geciktirici) adını almıştır. Anti oksidanların tıbben etkisi kanıtlandıktan sonra kozmetik sektörünün bundan faydalanmaması kaçınılmazdı tabii. Birbiri ardına üretilen serbest radikalleri önleyici, zengin E vitamini içeren bakım kremleri anti oksidanların sadece beslenme yoluyla alınmasıyla ibaret olmaktan çıkarttı.
Etkileri
Vücudumuzun kendini tahrip etme özelliği olduğu gibi savunma mekanizmasından ileri gelen tedavi özelliği de mevcut. Bunu daha da pekiştiren ve dirençli olmamızı sağlayan besinler (özellikle vitaminler), bileşimindeki paslanmayı önleyici maddelerle serbest radikallerin ve toksinlerin oluşumunu engelliyor ve yaşlanmayı yavaşlatıyor. Daha da önemlisi başta kanser olmak üzere birçok hastalığın oluşumunu engelliyor. Vücudun hücre koruma sistemleri içinde önemli bir yere sahip olan anti –oksidanlar, bu görevi belirgin hücre hasarlarına yol açabilen maddeleri etkisizleştirerek gerçekleştirirler.
Nelerde bulunur?
A, C ve E vitaminlerinde bulunan anti-oksidanları gruplandıracak olursak;
A vitamini: Koyu renkli yapraklı bitkiler, ıspanak, havuç
C vitamini: Trunçgiller, çilek, brokoli, lahana, patates, maydonoz ve çok sayıda meyva, sebze
E vitamini: Kuruyemişler, bazı bitkisel yağlar ve lifli yeşil besinler
Bunlar yaşlılığı durdurur
Kahvaltılık tahıl: Yulaf, kara buğday gevreği, buğday ya da pirinç gevreği
Süt ürünleri: Soya sütü, gravyer, permesan peynirleri ve yoğurt.
Ekmek çeşitleri: Kara ekmek, tahıllı ekmek, arpa, yulaf ve çavdar ekmeği
Sebze, baklagiller: Brokoli, lahana, havuç, ıspanak, bal kabağı, domates, tere, bezelye, nohut, mercimek, semizotu, mısır, avakado, pırasa, soya.
Tahıllar: Bulgur, esmer pirinç, basmati pirinci.
Balık ve kabuklu deniz ürünleri: Somon, alabalık, barbunya, istiridye, karides, uskumru, kalkan.
Meyve ve tatlılar: Kayısı, muz, kiraz, elma, çilek, pembe greyfurt, mango, kavun, karpuz, üzüm, dut, kuru meyveler, ceviz, badem, fındık.
Alkolsüz içecekler: Çorbalar, çay ve yeşil çay
Alkollü içecekler: Kırmızı şarap
Yağlar: Zeytinyağı
Bunlar yaşlandırır
Mısır gevreği, demirle zenginleştirilmiş tahıllar
Yağlı peynirler, demirle zenginleştirilmiş süt
Beyaz ekmek, bisküvi, turta, pizza.
Beyin, böbrek, sosis, salam, füme jambon,
Kızarmış patates, cips, hormonlu sebzeler
Düdüklü tencerede pişirilmiş beyaz pirinç
Turna balığı, kılıç, ton, ançuez, köpek balığı, tuzlanmış balık.
Şuruplu meyveler, reçel, çikolata, bal, dondurma, tereyağ, hindistan cevizi
Kahve, şurup, hazır çorbalar.
Kristal şişelerde saklanan alkollü içecekler
Tereyağ, taze krema, margarin, kızartma yağları, doymuş yağlar.
İdeal beslenme için
Günde bir kez: Yeşil salata, sebze, tahıl, baklagiller.
Günde iki kez: Çiğ sebze, kepek ekmeği, bir kadeh şarap
Günde üç kez: Yoğurt
Günde beş kez: Meyve, çay, maden suyu, çorba
Günde 12 tane: Fındık ya da badem
Haftada bir kez: Kırmızı et
Haftada iki kez: Yağlı balık
Haftada üç kez: Yağsğz balık, beyaz et, karaciğer
Haftada üç dört kez: Çiftlik yumurtası
Haftada yedi kez: Soğan, sarımsak, mercimek |