fiogf49gjkf0d
Ben Seni Sevdikce Varım! Hep ertelenen bir an, hiç yaşanmamaya mahkumdur. Düşlerin bekleyişini yalnızca bir hüsran karşılayacaktır. Mevsimleri sayarsak, ömür baharsız tükenir gider. Sevdiğinizi bulmak ya da bulduğumuzu sevmek tercihi en zor olan iki seçenektir bu sınavda... Boşuna akan ırmaklar mı var yüreğimizde, sebepsiz mi coşkun bir denizde maviye hasretliğimiz? Ufukta görünen o ki, mutluluk tek kişiliktir aslında. Karşımızdakinin çabasına ihtiyacı yoktur mutluluğun. Aşkın da sevdiğin kadar büyüktür, sevdiğin sürece meydan okur dünyaya. Hasretle beklenen gelmez hiçbir zaman, o hasreti yalnız tüketirsin. Karşılık bulmuyorsa sevda, umut değil, kendini hükümdar sanan köleler üretir, dönemezsin. Ama boşa geçmemiştir dolan vakit. Heba olan şiirlerin de değildir. Türkülerin diliyle yas tuttuğun geceler, sırdaşlığını hiç terk etmez. Kıymetini bilmediğin kır çiçekleri yeniden açar, o gül solarken. Ayrılanlar yıllar geçse de üstünden, hep aynı acıyı çeker. Ama yollar hiç bitmez. Sonuna geldiğin, zannettiğin yerler birer duraktır aslında. Ve sen yolculuğunu gönüllü olarak bitirmişsindir o durakta. Güneş hep geç kalırmış gibi gelir, sen bir havada mevsimlecaktır belki. Hep bir umutla beklenirken sevda habercisi, yüreğini teselli etmek de sana düşer. Her şeye rağmen ürkütmesin seni bu sevdanın ateşi. Her yangın önce başladığı yeri yakar. Sana küçük kendime büyük gelen yüreğimde, yıllar geçse de senin adın yazar.
Ve bil ki sevdiğim, uslanmaz ruhum yaşadıkça seni sever, seni sevdikçe yaşar ... |
fiogf49gjkf0d gerektiği kadar iyi yaşayamıyorum işin komiği gerektiği kadar iyi nasıl yaşanır, onu da pek bilmiyorum..... devamsızlığım çok hayatta.... bir yıl düş e dokunur gibi hiçbir şey yaşamıyorum, sonra, ertesi yıl bir gömülüyorum hayata ve aşk a, kaldırabilene aşkolsun ..... nerede, nasıl, ne zaman, kiminle, ne kadar daha fazla mutlu olunur, bilmiyorum.... olmadığım yerleri, yapmadığım şeyleri düşlüyorum bazen..... bazen diyorum: cinsim başka olsaydı daha mı mutlu olurdum acaba .... dallıyorum günleri, bugünün ne içerdigine bakmadan, ertesi gün e geçiyorum hemen.... yaşayacaklarımı hep son ana bırakıyorum.... kendimi çogunlukla yaşamayacak kadar yorgun hissediyorum.... ne yasarsam yasayayım, gözüm hep öteki hayatlar da kalıyor bazen..... yaşamaya iyi konsantre olamıyorum.... bence hayat, cinselliğin önemli bir parçası.... bazılari çalıp-çırpıyor her şeyi, öteki hayatlar dan otluyor hep bazıları.... sevişince acıkıyorum.... her sabah bir gün eksik uyanıyorum ömrümden.... kafamdaki insan, olamıyorum.... kendi ömrümdeymiş gibi rahat yaşayamıyorum.... herkes ağzına kadar başkası dolu.... içimde hiç kötülük yok.. bu çok kötü.... depremle yaşamaya da alışabilirim.. tamam.. olur.. fakat bir şartla: beni öldürmeyeceğine söz verirse.... ömrüm bir dönem çok açık kaldı, hayatıma kaç insan girdi hatırlamıyorum.... aslında ileride çok mutlu olunacak sota yerler biliyorum.... bazı sabahları dünya, çok zor alışıyor bana.... orjinal bir kaç insan arıyorum.... atsan atılmaz, satsan satılmaz bir yük gibi geliyor bazılarına hayat.... tez siz, antitez siz, gel bana hipotez, hipotez.... hayatta bir ağırlığım olsun diye, şişmanlıyorum.... üçün biri ni seçerken bile ikilem e düşüyorum.... yaşamak için sonsuz ideal bir yer var mı? ben bulamıyorum.... yaşamam gereken bir çok şey ve yaş, başka bir çok şey ve yaşları düşünürken geçip gidiyor..... bazen çok geriden yaşıyorum..... ömrüm son bulduğunda neleri yaşamış olayım.. neleri yaşamış olmalıyım.. bilmiyorum...... bu benim ilk tecrübem dünyada bütün güzel kızları, iyi oğlanları kapmışlar....... bütün şahane mevzuları çok önceden konuşmuşlar..... bütün güzel pozisyonları biz yokken sevişmişler...... iyi bir ömür, hangi iyi bir ömürle kıyaslanabilir ki ...... kim olarak öleceğimi, ne olarak kalacağımı bilmiyorum...... hayat, benden, zevk alıyor mu acaba bilmiyorum ...... tanrı veya doğa, beni böyle kullanarak ne yapmak istiyorlar, pek anlamıyorum ...... ancak yine de ömrümden geleni yapıyorum....... Metin Üstündağ
Varlığı ile yokluğu belli olmayan varlık |