ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
6 Haziran 2024, Perşembe 06:14   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Haber > Güncel haberler
forum sohbet oyun basliklari
   HABERLER
 <<1234 567891011121314...30>>
Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  10.Oca.2007 Çar 16:44:00sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
KPSS tercihlerinde 12 Ocak son gün

10 Ocak 2007A.AKamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) sonuçlarına göre kamu kurum ve kuruluşlarına yerleşmek isteyen adayların tercih formu doldurma işlemleri 12 Ocak Cuma günü sona erecek.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), bazı kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve sözleşmeli pozisyonları ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 657 sayılı devlet Memurları Kanunu nun 4/B maddesine göre istihdam edilecek sözleşmeli pozisyonlarına yerleştirme yapmak amacıyla adaylardan 28 Aralık 2006 tarihinden itibaren tercih almaya başlamıştı.
Bu amaçla hazırlanan 2006-KPSS Tercih/2 Kılavuzu nda ortaöğretim, önlisans ve lisans düzeyleri ayrı ayrı olmak üzere tercih yapılabilecek kadro ve sözleşmeli pozisyonlar yer alıyor. Kılavuzda ortaöğretim mezunları için toplam 579, ön lisans mezunları için toplam 318, lisans mezunları için 496 kadro ve sözleşmeli pozisyon bulunuyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının lisans düzeyinde 4/B sözleşmeli pozisyon sayısı ise 1551 olarak belirlendi.
Kılavuzdaki kadro ve sözleşmeli pozisyonlardan tercih yapabilmek için 10-11 Temmuz 2004 tarihlerinde yapılan olan 2004-KPSS, 1-2 Temmuz 2006 tarihlerinde yapılan 2006-KPSS/1 veya 17 Eylül 2006 tarihinde yapılan 2006 KPSS/2 ye girmiş ve bu sınavların en az birinden ilgili KPSS puanının alınmış olması gerekiyor.
2006 KPSS Tercih/2 ile yapılacak yerleştirme için adaylar, 12 Ocaka kadar tercihte bulunabilecekler. Adaylar, bu tarihlerde ÖSYM nin internet sitesinde yayınlanacak olan kılavuzdaki kurallara göre internet üzerinden kendileri başvuru yapabilecekler. Adaylar ayrıca, ÖSYM sınav merkezi yöneticiliklerine 2 YTL ödeyerek, buralardan da ÖSYM ye internet aracılığıyla tercihlerini gönderebilecekler.

SÜRE UZATILMAYACAK
ÖSYM, tercihleri göndermek için belirlenen bu süreyi uzatmayacak. ÖSYM ye postayla gönderilecek veya elden verilecek tercih listeleri geçerli olmayacak.
ÖSYM sınav merkezi yöneticiliklerinin adresleri ÖSYM nin internet sitesinde yer alıyor.
Lokmacı da köprü gitti duvar kaldı

10 Ocak 2007Ömer BİLGE LEFKOŞA Rum ve Türk tarafını ayıran Lokmacı barikatına inşa edilen üst geçit, Rum lider Papadopulos’un itirazı nedeniyle dün yerinden söküldü. KKTC şimdi Papadopulos’tan Rum tarafındaki duvarı yıkarak yolu açmasını bekliyor. Ancak Rum lider bunun için Türk askerinin çekilmesini ve bayrak gibi simgelerin kaldırılmasını da istiyor.

KKTC’de yılbaşından bu yana kriz konusu olan başkent Lefkoşa’daki Türk ve Rum kesimlerini birleştirecek Lokmacı barikatı üzerindeki köprü dün kaldırıldı. Köprünün sökülmesi ile Rum lider Tasos Papadopulos’un koyduğu şart da ortadan kalkmış oldu. KKTC şimdi Papadopulos’tan barikatın Rum tarafındaki duvarı yıkarak yolu açmasını bekliyor. Ancak Rum lider, duvarı kaldırmamakta ısrarlı.

KKTC’de Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Türkiye arasında kriz görüntüsüne neden olan Lokmacı barikatındaki köprünün söküm işlemleri iki gün sürecek. Köprü, Lefkoşa’nın Türk ve Rum bölgelerini belirleyen BM denetimindeki Yeşil Hatta nöbet tutan Türk askerlerinin ikmal yolu olması amacıyla üst geçit şeklinde inşa edilmişti.

Ancak Rum lider Tasos Papadopulos’un itirazı üzerine Türk ve Rum çarşılarını birleştirecek yol açılmamıştı. Rum lider kendi taraflarındaki duvar ve barikatın kaldırılması için bölgeden Türk askerinin çekilmesi ve KKTC ve Türkiye’ye ait bayrak gibi tüm simgelerin kaldırılmasını talep ediyor.

TARTIŞMALAR SÜRECEK

Talat’ın, ’sökün’ emri üzerine dün kaldırılan köprü, hem adada hem de Türkiye’de zamanlaması ve Rum taleplerinin karşılanması gerekçeleri ile uzun süre eleştirildi. Köprünün söküm işlemlerini kontrol eden KKTC İçişleri Bakanı Özkan Murat, ’yetki kimde’ tartışmalarının yersiz olduğunu belirterek, ’Hem adadaki, hem de Türkiye’deki askeri yetkililer ile aramızda bir sorun yok. Gereksiz bir tartışma oldu. Şimdi bütün dikkatimizi, Rum lider Tasos Papadopulos’un kendi taraflarındaki duvarı yıkıp yıkmamasına çevirmeliyiz’ dedi. Söküm çalışmalarını Rum medyasının da aralarında bulunduğu kalabalık bir medya ordusu takip etti.

Mehmet Ali Talat ise, krize yol açan gelişmeleri değerlendirmek üzere önümüzdeki günlerde KKTC Meclisi’ni olağanüstü toplantıya çağıracak. KKTC Meclisi’nde Yeşil Hat’tın Türk tarafında yetkinin kimde olduğu tartışmaları da yapılacak. Muhalefet partilerinden BDH lideri Mustafa Akıncı, Türk askerine yetkiyi veren Anayasa’nın geçici 10’uncu maddesinin yeniden yorumlanması istedi.
 
Ay yıldızlı afişler Güneydoğu’da yok

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Türk bayraklı bayram kutlaması afişlerini, "Ay yıldızlı afişler Güneydoğu’da yok. Sen nerenin cumhurbaşkanı olacaksın; afişleri astırmadığın yerin mi, astırdığın yerlerin mi" sözleriyle eleştirdi. Baykal, dünkü grup konuşmasında, Başbakan’ın Türk Bayrağını fon olarak kullandığı ve üzerinde "Kurban olam ayına yıldızına" yazılı bayram afişlerine de dikkat çekti. Baykal, "Bu afişler Türkiye’nin bir coğrafyasında var, bir başka coğrafyasında yok. Bu hükümet ne demek istiyor? Bu hükümet ayına yıldızına ülkenin bir coğrafyasında kurban oluyor, bir coğrafyasında bırakın mı, diyor" diye sordu.

BİR TANE ASILMAMIŞ Konuyla ilgili olarak Hürriyet’e bilgi veren Baykal, "Bölge milletvekili arkadaşlarıma konuyu incelettirdim. Özellikle Güneydoğu’nun hiçbir ilinde bu afişlerden yok. Tek bir afiş bile asılmamış. Bu nedenle grup konuşmamda bu konuya dikkat çektim" dedi. Baykal, Başbakan Erdoğan’ı kastederek, "Acaba kendisi cumhurbaşkanı olması halinde, afişlerde yansıttığı yaklaşımı, asmadığı yerlere mi götüreceksin yoksa asmadığın yerlerdeki anlayışı mı Türkiye’ye yansıtacaksın? Sen bu afişleri astırdığın yoksa astırmadığın yerin cumhurbaşkanı mı olacaksın?" diye sordu. Baykal, grup konuşmasında konuyla ilgili şu mesajları verdi:

Böyle bir tablo olabilir mi? En büyük, en vahim bölücülük bu değil mi? Türkiye’yi iki ayrı sloganla siyaset yapılır bir ülke haline bizzat hükümet dönüştürürse bir noktaya ulaşılabilir mi? Bizim anlayışımız afiş milliyetçiliği anlayışı değil. Başbakan, bir yıl önce "Kürt sorunu var" derken bir yıl sonra "Kürt sorunu yok, terör sorunu var" diyor. Bilboardlar, ay yıldız önünde Başbakan, ’kurban olam ayına yıldızına’ kampanyası ile donatılıyor. Bu kampanya herkesin ilgisini niye çekti? Ağzına yakıştıramadılar. Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü. Seçim mi var? Herkes bunu sormaya başladı.

Baykal, dünkü grup konuşmasında şu mesajları da verdi:

CUMHURİYET ÖZÜRLÜ Başbakan, CHP’nin cumhuriyete sahip çıkmasından rahatsızlık duyuyor, tedirgin oluyor. CHP’nin temelinde de müdafaa-i hukukçular ve Kuvay-i Milliyeciler vardır. CHP’nin cumhuriyetle bağlantısından, ancak cumhuriyet özürlü olanlar rahatsız olur.

MİT’İN AÇIKLAMASI Ulusal devlet dönemi geçti, milli devletin modası geçmiştir anlayışı bir süredir planlı olarak yaygınlaştırılıyor. Bu, Türkiye’yi Ortadoğulaştırma sürecinin bir parçasıdır. Türkiye, bu coğrafyada milli devlet olarak ayakta durabilir.

Ankara da polisle silahlı çatışma: 1 ölü

10 Ocak 2007A.ACebeci de polisle çatışmaya giren kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi öldü.

Cebeci Kız Meslek Lisesi çevresinde devriye gezen polis ekibi, öğrencilere teşhircilik yaptığı iddia edilen bir kişiyi gözaltına almak istedi. Söz konusu kişi, polisin kendisine yaklaşması üzerine ateş ederek kaçmaya başladı. “Dur” ihtarlarına uymayan ve ateş etmeye devam eden kimliği belirsiz kişiye, polis ekibi de karşılık verdi.
Polisin açtığı ateş sonucu yaralanan bu kişi, daha sonra bir ticari taksiyi durdurarak içerisindeki şoförü indirdi. Taksiyi gasp ederek kaçmak isteyen kimliği belirsiz kişi, aldığı yaranın etkisi sonucu kendisinde geçince polis tarafından yakalandı.
Ankara Hastanesi ne kaldırılan söz konusu kişi, burada yaşamını kaybetti. Bu kişinin üzerinde yapılan aramada, kimliğe rastlanmazken, Glock marka bir silah ile bin YTL den fazla para bulundu.
Söz konusu kişinin kimliğinin aydınlatılması için parmak izi alındı. Olay yerinde 11 adet boş kovan bulunduğu bildirildi.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  16.Oca.2007 Sal 14:18:02sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle



2002 de 23 milyon olan cepte abone sayısı, 2006 yılı sonunda 53 milyonu aştı

Türkiye de cep telefonu abone sayısı 2006 yılı sonunda 53 milyonu aştı.

Türkiye de 1998–2004 yılı arasında abone sayısında yaklaşık 10 katlık bir artış söz konusu olurken, GSM operatörlerinin geçtiğimiz yıl verdikleri hizmetten elde ettikleri toplam ciro yaklaşık 9.2 milyar YTL olarak gerçekleşti.
 
Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği (MOBİSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Dursun, artık mobil telekomünikasyonda daha güçlü oyuncuların yer alması sayesinde rekabetin daha da yoğunlaşacağını ve uluslararası boyuta taşınacağını, bunun tüketicinin cebine yansıması ile kullanıcıların önemli avantajlar sağlayacağını söyledi.
 
“3 operatör çok hızlı pozisyon alıyor”
 
Dursun, Türkiye de her üç operatörün de birbirlerine karşı çok hızlı pozisyonlar alarak bu canlı rekabeti daha senenin başında gündeme taşıdıklarını ifade etti.
 
Dursun, “Bundan kesinlikle kullanıcı kazanacak. Çünkü rekabet aynı zamanda kaliteli hizmeti, yeni ürün ve hizmetleri de gündeme getirecek, bunları kullanıcıların yararına sunacak. Şu anda 3 operatörün ciddi boyutta kampanyaları var. Düzenlenen bu gibi kampanyalar artık kalıcı olacak” diye konuştu.
 
Dursun, numara taşınabilirlik konusunda da “Rekabeti daha etkin, kullanıcı açısından daha faydalı hale getirmek için numara taşınabilirlik artık sağlanmalı. Bu günümüzde rekabetin bir gereğidir. Bu rekabeti aynı zamanda daha kalıcı, daha anlamlı ve daha güçlü kılacaktır” dedi.
 
Geçtiğimiz yıl 7.5 milyon adet cep telefonu cihazı satıldığını aktaran Dursun, toplam pazar büyüklüğünün de yaklaşık 14–15 milyar dolar civarında olduğunu, pazarda 2007 yılında yüzde 15 dolayında büyüme beklediklerini kaydetti.
 
Dursun, 3G nin devreye girmesi durumunda ise büyüme rakamının yüzde 20 25 leri bulabileceğine işaret etti.
 
“3G de geç kaldık, 4G ye odaklanmalıyız”
 
Murat Dursu, “Şu anda dünyada 4’üncü jenerasyona hazırlık yapılıyor. 3G de geç kaldık. MOBİSAD olarak, 3G için harcayacağımız çabayı 4G ye harcamamız gerektiğini düşünüyoruz. Teknoloji o kadar hızlı gelişiyor ki, kaybedilmiş 2,5 yıl var ortada. Bunu kazanmaya bakmak lazım” dedi.
 
Deprem vergisi
 
Mobil telekomünikasyon sektöründeki vergilere de dikkati çeken Dursun, yetkililerin geçen yıl vergi yükünün hafifletileceği yönündeki sözlerinin artık 2007 yılında gerçekleştirilmesini beklediklerini, bu açıklamaların realize edilmesi gerektiğini ifade etti.
 
Dursun, Her Alo nun, mobil iletişimde ödediğimiz paranın üçte ikisini vergi oluşturuyor. Üzücü bir olaydır. Deprem vergisi diye gündeme geldi ama sektörümüzün depremi oldu, gitmiyor. Süratle bunun kaldırılması, bu yükün azaltılması gerekir dedi.

 

Sezer rektör kanununu yargıya taşıyor


16 Ocak, 2007 12:29:00 (TSİ)

Sezer, Anayasa Mahkemesi nde iptal davası açacak

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM de aynen kabul edilen, yeni kurulan 15 üniversiteye kurucu rektör atanmasına ilişkin kanunu onayladı, ancak iptal için Anayasa Mahkemesi ne gidiyor.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi, Sezer in yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdiği 5573 sayılı kanunun iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesi nde iptal davası açacağını açıkladı.
 
Kanuna göre, yeni kurulan üniversitelerin kurucu rektörleri iki yıl görev yapacak.
 
YÖK Genel Kurulu, yasa yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde 4 te 3 çoğunlukla 6 rektör adayı seçecek.
 
YÖK ün seçtiği 6 adayı, Milli Eğitim Bakanı 3 e indirerek, Cumhurbaşkanı na sunacak.
 
YÖK ün, aday belirleme işlemini bir ay içinde sonuçlandıramaması durumunda, Milli Eğitim Bakanı tarafından belirlenecek 3 aday, Cumhurbaşkanı na sunulacak. 
 
Söz konusu kanun TBMM Genel Kurulu nda 15 Kasım 2006 tarihinde kabul edilmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı na onay için gönderilmişti.
 
Sezer in bir kez daha görüşülmesi için TBMM Başkanlığı na geri gönderdiği kanun, 11 Aralık ta TBMM Genel Kurulu nda değişiklik yapılmadan kabul edilmişti.

Meclis Irak mesaisine hazırlanıyor


16 Ocak, 2007 11:33:00 (TSİ)

Son olarak ABD Irak a 20 bin ek asker gönderme kararı almıştı

Meclis Irak ta tırmanan şiddet olayları, terör ve Kerkük ün statüsünü gündeme alıyor. AK Parti Ankara Milletvekili Faruk Koca ve 28 milletvekili, Irak taki gelişmelerle ilgili genel görüşme önergesi verdi.

Grupların üzerinde uzlaşma sağlaması halinde, genel görüşme önergesinin ön görüşmesinin 18 Ocak Perşembe günü yapılması bekleniyor.
 
TBMM Başkanlığı na sunulan önergeden bazı başlıklar şöyle:
 
* Türkiye nin Irak a yönelik politikası ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin mutlaka korunması üzerine kurulu
 
* Türkiye bu çerçevede Irak taki siyasi geçiş sürecini destekledi. Ancak son dönemde yaşanan gelişmeler, ülkenin mezhepsel ve etnik hatlar üzerinde bölünmesi tehlikesinin güçlendiğini gösterdi
 
* Irak hükümeti bir an önce ülkedeki istikrar ve düzeni sağlamakta ilerleme kaydetmeli
 
* Derinleşmekte olan ayrışmaların ve bölünme sakıncasının giderilmesi konusunda hızlı adımlar atılmalı
 
* Irak a komşu ülkelerin ve uluslararası toplumun Irak hükümetine yardımcı olması ayrıca önem taşıyor
 
Türkiye nin Irak politikası
 
Önergede Türkiye nin Irak politikasının dayandığı temeller olarak da şunlar gösterildi:
 
* Irak ın siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunması, güvenliği ve istikrarın tesisi
* Gruplar arasında bozulan dengenin yeniden korunması
* Mezhep çatışmalarının önlenmesi
* Irak taki grupların Iraklılık bilincinin gerektirdiği asgari paydalarda buluşabilmesi
* Bu ülkenin petrol gelirlerinin paylaşımında merkezi hükümetin ağırlığının korunması
* Irak anayasasının bölücü hususlardan temizlenmesi
* Kerkük sorununun uzlaşı ile çözülmesi
* Terör örgütünün buradaki varlığının ve etkinliğinin sona erdirilmesi
* Türkmen varlığının korunması
* Türkiye - Irak arasındaki ticari ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi
 
Önergede, bölge ve dünya açısından giderek daha ciddi bir istikrarsızlık kaynağı haline dönüşen Irak taki olumsuz gelişmelerin, Türkiye ve diğer komşularını olumsuz etkilediği belirtildi.
 
Önergede ayrıca,  Türkiye nin Irak taki bu gelişmelerle yakından ilgilenerek bu ülkedeki siyasi süreç ile uzlaşı çabalarına katkı sağlama yönünde çaba sarfetmesi gerektiği nin altı çizildi.

Reformlara sessizce devam


15 Ocak, 2007 20:32:00 (TSİ)

Türkiye AB ye uyum çalışmalarını kendi içinde sürdürecek
Türkiye AB üyeliği çalışmalarını düşük profil tutarak başvurusunu siyasi gündemin dışına itmeyi planlıyor. Türkiye önümüzdeki dönemde sessizce reformları sürdürecek ve AB üyeliği için siyasi iklimin Ankara lehine dönmesini bekleyecek.

Reuters ın haberine göre, Türkiye müzakerelerin askıya alınmasına bakmadan çalışmalarını sürdürecek.
 
Büyükelçi Volkan Bozkır ın açıklamalarına göre Ankara "şoku atlattıktan sonra siyasi tartışmaya girmek yerine profesyonel biçimde çalışmaları sürdürmeye" karar verdi. Büyükelçi Bozkır a göre misilleme fikri geride kaldı.
 
Hükümet tüm bakanlıklara Avrupa Birliği müktesebatını her alanda 2013 yılına kadar uyumlandırma hedefiyle çalışmaları sürdürme talimatı verdi. Böylece Türkiye siyasi durum müsait olduğunda hazır biçimde masaya oturacak.
 
AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn in bu durumdan memnun olduğu ifade ediliyor.
 
Müzakereler sekiz başlıkta askıya alındı
 
Avrupa Birliği, Türkiye ile müzakerelerin hızını kesti. AB Dışişleri Bakanlarının 11 Aralık ta AB Komisyonu nun tavsiye kararını kabul etmesinin ardından, 14-15 Aralık ta yapılan AB Zirvesi nde de Türkiye ile müzakerelerin sekiz başlıkta askıya alınması kararı aynen benimsendi.
 
Buna göre, Türkiye ile müzakereler sekiz başlıkta (Malların serbest dolaşımı, iş kurma hakkı ve hizmet sunumu serbestisi, mali hizmetler, tarım ve kırsal kalkınma, balıkçılık, taşımacılık politikası, gümrük birliği ve dış ilişkiler) askıya alınacak. Açılacak diğer başlıklar ise, Türkiye limanlarını Kıbrıs Rum kesimine açmadığı sürece kapanmayacak.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bir süre önce, AB ile ilişkilerde yeni bir döneme girildiğini, ancak raydan çıkılmadığını belirtmişti.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, Irak taki durumun AB sürecinden daha öncelikli olduğunu söylemişti.

Uçağın düşüş nedeni bulunamadı


15 Ocak, 2007 15:21:00 (TSİ)

Adana dan kalkan kargo uçağı yoğun sis nedeniyle Bağdat ta düşmüştü
Irak ın başkenti Bağdat yakınlarında düşen uçakta ölen işçiler üzerinde yapılan metal tarama testi sonucunda cesetlerde roket ya da füze parçasına rastlanmadığı açıklandı.

Cumhuriyet Savcılığı nın yürüttüğü incelemeler sonucunda ölümlerin yanma, çarpma ve parçalanma sonucu meydana geldiği belirtildi.
 
Metal tarama testine tabi tutulan cesetlerde roket ve füze mermisine ait bir metale de rastlanmadı.
 
Bu arada kazada yaşamını yitiren 28 işçiden 5 nin daha cenazesi toprağa verildi. Ancak bir cesetin DNA sonucuna karşın kimliği teşhis edilemedi.
 
Bu cesetin daha önce DNA testi yapılmadan ailelerine teslim edilen başka bir kişinin cenazesiyle karışmış olabileceği sanılıyor. Bunun yanı sıra bir cesetin de kayıp olduğu ortaya çıktı.
 
Bunun üzerine daha önce toprağa verilen 19 kişinin mezarı açılanarak DNA testi yapılmak üzere parça alındı.
 
Uçak 9 Ocak ta düştü
 
Adana dan 9 Ocak ta kalkan Moldova nın Aeriantur şirketine ait Antonov-26 tipi kargo uçağı, Bağdat ın 80 km kuzeyinde Balad kenti yakınında Amerikalıların Anaconda üssündeki piste 200 metre kala
düştü.
 
Uçakta, 29 u Türk 1 i yabancı 30 yolcu ve 5 kişilik mürettebat bulunuyordu. Kazada 34 kişi öldü, 1 Türk ağır yaralandı.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  16.Oca.2007 Sal 14:36:59sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
Elektronik ortamdaki suçlara tedbir

16 Ocak, 2007 10:05:00 (TSİ)

Elektronik ortamda işlenen suçlarla ilgili tasarı Bakanlar Kurulu nda görüşüldü

Çocuk pornosu başta olmak üzere, müstehcenlik ve kumar suçlarının engellenmesini amaçlayan Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı, Bakanlar Kurulu nda görüşüldü. Meclis e sunulan tasarı, sıkı tedbirler getiriyor.

Tasarıyla, çocukların cinsel istismarı, müstehcenlik, fuhuş, intihara yönlendirme, kumar oynanması için yer ve imkan sağlama ile terörle mücadeleye ilişkin suç unsurlarının bulunduğu sitelere erişimin engellenmesi amaçlanıyor.
 
Tasarıya göre, erişimin engellenmesine sulh ceza hakimi tarafından karar verilecek.
 
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise, erişim, yetkili ve görevli kolluk kuvvetlerinin talebi üzerine veya resen kurulacak Bilişim Güvenliği Başkanlığı nın yazılı emriyle engellenebilecek.
 
Erişimin engellenmesi kararını yerine getirmeyen kişiler, bir yıldan üç yıla kadar hapisle cezalandırılacak.

Engelli vatandaşa bir engel de THY den


15 Ocak, 2007 23:23:00 (TSİ)

Şafak Pavey, THY ye 2 yıl önce yazdığı mektuba halen cevap bekliyor
Türk Hava Yolları ile yolculuk eden engelliler, türlü engellerle karşılaşıyor. Yüzde 40 indirim ve yer hizmetlerinde sağlanan kolaylık artık yok.

Tüm Türkiye onu, İsviçre de geçirdiği tren kazasıyla tanıdı. Gazeteci Ayşe Önal ın kızı Şafak Pavey, kaza sonrası sol bacağı ve sol kolunu kaybetti.
 
Pavey şu anda Birleşmiş Milletler görevlisi olarak Tahran da çalışıyor ve çok sık seyahat ediyor. Türk Hava Yolları ile uçan Şafak Pavey, kurumun zaman içinde engellilere karşı takındığı tavırdan rahatsız.
 
İster bilet satışta, ister havaalanında isterse uçakta olsun yaşadığı sorunları bir bir kağıda döken Pavey, mektubu THY Genel Müdürü Temel Kotil e iki yıl önce gönderdi.
 
Pazar günü Radikal Gazetesi nde yeniden yayımlanan mektupta Pavey sıkıntılarını “Maalesef son iki yıldır ve özellikle son bir yıldır özürlü bir müşteriniz olarak özel haklardan yararlanmak bir yana, artık onur kırıcı ve duyarsız bir uygulama ile karşı karşıya kalmış bulunmaktayım. Son iki senedir, hem THY nin bütün ofislerinde özürlü bileti almak bir kabusa dönüşmüştür” sözleriyle dile getirdi.
 
THY nin kendine has özürlü tanımı 

Şafak Pavey in isyan ettiği bir noktada “özürlülük kriteri”. THY, yolcularından  yüzde 100 özürlülük istiyor. Yeni çıkan "iç yönetmelik"le THY evrensel tıp bilimi tanımlarının dışına çıkarak, kendisi özürlüleri yeniden tanımlamıştı.
 
Pavey “THY tanımına göre sadece ya iki kolu, ya iki bacağı, ya iki gözü ya da beyni iradesi olmayanlar olarak özürlü olarak belirlenmişti. Dolayısıyla bu yönetmeliğe göre omuz altından sol kolunu, diz üzerinden sol bacağımı kaybetmiş, günde sadece birkaç saat protez kullanabilen ve uzun mesafelerde ancak tekerlekli sandalyeyle seyahat edebilen benim özürlü kabul edilmem komik olurdu" diye sitem etmekte.
 
Mektuptan iki yıl sonra Türk Hava Yolları’nın yönetmeliği hala yürürlükte. Yani, uçakla yolculuk özürlüler için kabus olmaya devam ediyor.
 
Yeni düzenlemeye gidilecek
 
Türk Hava Yolları da özürlü yolcuların sıkıntılarının farkında. Bu nedenle uzun zamandır; yeni düzenlemeyi hazırlamaya çalışıyorlar.
 
Düzenlemenin istenilen düzeyde olabilmesi için dünya havayolları şirketlerinin takip ettiği engelli politikaları model olarak alınıyor.
 
Türk Hava Yolları ayrıca Şafak Pavey e iki yıldır beklediği cevabı da  bir metkupla bildirecek. Genel Müdür Temel Kotil in bizzat yazacağı mektupta, yeni düzenlemede neler olması gerektiği konusunda Pavey in görüşleri de sorulacak.

Sis İstanbul boğazını kapadı


16 Ocak, 2007 10:14:00 (TSİ)

Yoğun sis günlük hayatı olumsuz etkiliyor
İstanbul boğazı, sis nedeniyle sabah saat 07.21 den itibaren transit gemi geçişlerine kapatıldı.

Sabah saatlerinde iç ve doğu bölgelerde buzlanma ve don olayı, Marmara ile yurdun iç kesimlerinde yoğun olmak üzere sis görülecek.
 
Sis nedeniyle, başta sürücüler ile tarımsal faaliyette bulunan üreticilerimiz olmak üzere, ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olmaları gerekiyor.
 
Hava ulaşımı da aksadı
 
Türk Hava Yolları nın (THY) İstanbul-Van ile Ankara-Van seferleri olumsuz hava koşulları nedeniyle saat 12.00 ye kadar yapılmıyor.
 
Yetkililer, hava şartlarının uygun olması durumunda seferlerin öğleden sonra başlayacağını belirtti.
 
Kar yolları kapadı
 
Türkiye nin doğusunda hüküm süren kar yağışı ise günlük hayatı olumsuz etkiledi.
 
Van da sabah saatlerinde etkili olan kar yağışı nedeniyle de beş köy yolu ulaşıma kapandı.
 
Kar yağışı bölgede öğle saatlerinden itibaren etkisini azaltacak, öğleden sonra ise hava güneşli olacak.

Su içme yarışması ölüm getirdi

16 Ocak, 2007 11:30:00 (TSİ)

Jennifer Strange 28 yaşındaydı
ABD de hiç tuvalete gitmeden en çok suyu içme yarışması na katılan bir kadın su zehirlenmesinden yaşamını yitirdi.

Yerel bir radyo tarafından düzenlenen yarışmaya katılan 19 kişi video oyun sistemi kazanabilmek için litrelerce suyu hiç tuvalete gitmeden içti.
 
Üç çocuk sahibi, 28 yaşındaki Jennifer Strange, yarışmadan birkaç saat sonra evinde ölü bulundu.
 
Strange e otopsi yapan yetkililer, genç kadının su zehirlenmesinden öldüğünü açıkladı.
 
Yakınları, ne kadar su içtiği bilinmeyen Strange in yarışma sonrasında ağrılardan şikayet ettiğini belirtti.
 

Kar maskeli soyguncular polisle çatışıp kaçtı

16 Ocak 2007
Şefik DİNÇ/İSTANBUL
Kar maskeli soyguncular polisle çatışıp kaçtı Avcılar’da bir banka şubesinden 27 bin YTL çeken bir tekstil firmasının tahsildarı Gül Öztürk, şoför Zihni Yılmaz’ın kullandığı otomobile bineceği sırada önü kar maskeli 3 kişi tarafından kesildi.

Öztürk’ün başına silah dayayıp yere yatıran maskeli soyguncular, para çantasını alarak bir minibüsle kaçmaya başladı. Olayın şokunu atlatır atlatmaz polisi arayan Öztürk, soyguncuların bindiği minibüsün plakasını verdi. Polis çevredeki tüm yolları trafiğe kapatarak havadan helikopterle de minibüsü takibe aldı. Kovalamaca sırasında soyguncular polisle çatıştı. Polisin takibini atlatan soyguncular, arka camına 4 kurşun isabet eden minibüsü Ambarlı’da terk ederek paralarla birlikte kayıplara karıştı. Bölge helikopterle havadan da tarandı ancak soyguncuların izine rastlanmadı.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  17.Oca.2007 Çar 14:01:34sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
Öğrencilere cemaat evinde din dersi


17 Ocak, 2007 12:44:00 (TSİ)

Müdür Yardımcısı, öğrencileri cemaat evlerine götürdüğü iddialarını reddetti

Diyarbakır Şehit Nesrin Ünügür Yatılı İlköğretim Okulu ndaki başarılı öğrencilerin, Müdür Yardımcısı Ramazan Mızrak tarafından akşam ve hafta sonları cemaat evlerine götürülüp dini eğitim aldığı iddia edildi.

Öğrencilerin kent merkezindeki cemaat evlerine götürüldüğünü öğrenen okuldaki bazı öğretmenler duruma tepki göstererek Mızrak ı Milli Eğitim Müdürlüğü ne şikayet etti. Diyarbakır Milli Eğitim Müdürü Mustafa Tekdemir, olayı doğrulayarak iddialarla ilgili soruşturma başlattıklarını söyledi. 

Dersi ‘ağabeyler’ veriyor

Cemaat evlerine gidip Kuran-ı Kerim okumayı, namaz kılmayı ve dini bilgiler öğrendiklerini söyleyen öğrenciler, kendilerine bu evlerde ağabeyler diye hitap ettikleri üniversite öğrencilerinin ders verdiğini belirtti.

Okul Müdürü Mahmut İritaş ile Müdür Yardımcısı Ramazan Mızrak ise, iddiaları yalanladı.

Mızrak "Öğrencileri bu evlere götürdüğümle ilgili iddialar da tamamen yalandır. Nöbetçi olduğum bir gün öğretmenlerle derslere geç girdikleri için onları bir kez uyardım. Onlarda abartarak böyle bir şikayette bulunmuş" dedi.

İkinci skandal

Diyarbakır Şehit Nesrin Ünügür Yatılı İlköğretim Okulu nda öğrencilerin cemaat evlerine götürüldüğü iddialarının yanı sıra ikinci bir skandal ortaya çıktı.

Kentte hava sıcaklığının geceleri eksi 15 dereceye düşmesi üzerine, öğrencilerin üşümemesi için yatakhanelerindeki ranzaların birleştirilerek, öğrencilerin yan yana yatırıldıkları ortaya çıktı.

Öğrenciler, "Kaloriferler yanmıyor, o yüzden ranzaları birleştirip birlikte uyumak zorunda kaldık" dedi.

Müdür Yardımcısı Abdurrahman Turan, "Daha önce böyle değildi, öğrenciler ranzaları kendileri birleştirmiş. Borular arızalandığı için bir süredir kaloriferler yanmıyordu. Bu sorunu en kısa sürede çözeceğiz" dedi.

 

ODTÜ modeliyle en büyük göç planı


 

Çeşme de 2 bin 500 dönümlük arazi üzerinde çalışma



17 Ocak, 2007 13:26:00 (TSİ)

ODTÜ Teknopark ta bir model geliştirildi
ODTÜ Teknopark , Türkiye ve Romanya da Norveçli emeklilerin yaşaması için geniş kapsamlı bir proje hazırlıyor.

Norveç in talebiyle hazırlanan projeyle, 2015 yılına kadar 100 bin Norveçli emeklinin yaşaması için, Türkiye ve Romanya da 20 milyar dolar yatırımla 20 kent kurulması planlanıyor.
 
ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi ve Norweigen Life Center şirketi ortağı Hüseyin Aksu, dünyada ilk kez uygulanacak bir modelle Norveçli emeklilere ikinci vatan sağlayacaklarını söyledi.
 
"100 bin kişi resmen göç edecek"
 
Aksu,
ODTÜ Teknopark ta geliştirdikleri modelin Norveç te sunumunu yaptıkları anlattı:
 
Asrın en büyük göç projesini hazırladık. Bir ülkeden bir ülkeye 100 bin kişi resmen göç edecek.
 
Her birinde 5 bin Norveçli nin yaşayacağı 20 yatırımda 100 bin müşterisi bulunan, doluluk oranı yüzde 100 ve rezervasyonu ömür boyu olan dünyada gelmiş geçmiş tek turizm projesini hayata geçireceğiz.
 
Norweigen Life Center şirketinin Norveç ten sağlanan 150 milyon dolarlık fonla çalışmalara başladığını aktaran Aksu, Norveç teki yaklaşık 50 belediyenin arazi işlemlerinin tamamlanması sonrası şirkete ortak olma taahhüdünde bulunduğunu da belirtti.
 
Norveç te yaşlıların bakımını belediyelerin üstlendiğini, emekli ve yaşlıların bakımının çok büyük bir pazar oluşturması nedeniyle Almanya, İngiltere ve İrlanda gibi ülkelerin projeler geliştirdiğini açıklayan Aksu, Türkiye nin de iddialı bir projeyle pazardan pay almaya çabaladığını söyledi.
    
Modelin tüm ayrıntıları hazır

Teknoparkta hazırlanan modelin tüm ayrıntılarının hazır olduğunu aktaran Aksu, sistemi anlattı:
    
Hazırlanan projenin Norveç te tanıtımını yaptık ve belediyeleri ikna ettik. Norveç ayağı tamamlandı. Arazi tahsis çalışmalarının bitmesi sonrası taahhüt aldığımız belediyeler şirkete ortak olacak. Belediyeler şehirlerindeki emeklilerin Türkiye de kurulacak kentlere yönlendirilmesi için tanıtım çalışmasına başlayacak.
    
Emekliler ilk etapta, İstanbul ve İzmir deki huzurevlerinde misafir edilerek ülke ve yaşam koşulları tanıtılacak. Yerleşmek isteyenlere öncelikle kiralama yapılacak, sonraki yıllarda satışlar yapılacak. Norveçlilerin Türkiye deki yaşamları tüm ayrıntılarıyla planlandı. Yöneticilerini kendileri seçecek, kent konseylerini, derneklerini kuracaklar, sosyal etkinlikler yapacaklar.
    
Kendi ülkelerinde ikinci bir iş yapma imkanı olmayan yetişmiş tecrübeli insanların Türkiye de danışmanlık gibi işlerde çalışması da planlanıyor. Örneğin burada yaşayan bir Norveçli bir Türk firmasına danışmanlık yapabilecek. Türkiye bu insanların bilgisinden yararlanırken onlar da ikinci bir vatan edinmiş olacak.
    
İlk uygulama noktası Romanya

Proje kapsamında mart ya da nisan ayında Köstence kentinde 2 bin konutluk yatırımın temelini atmayı planladıklarını aktaran Aksu, Romanya nın AB üyesi olması nedeniyle de ilk uygulama noktası olarak tercih edildiğini söyledi.
     
Aksu, Türkiye de ise İzmir in Çeşme ilçesindeki 2 bin 500 dönümlük arazi üzerinde çalışma yaptıklarını açıkladı.
 
Çeşme de bir yıl içinde 20 bin konut
    
Hazine ye ait arazinin altyapısının hazırlanması ve tahsisi çalışmalarını beklediklerini söyleyen Aksu, tahsisin tamamlanması halinde Çeşme de bir yıl içinde 20 bin konutun yapımını tamamlamayı planladıklarını belirtti.
    
Çeşme de 5 bin Norveçliyi ağırlamayı planladıklarını söyleyen Aksu, projenin beklenen sonucu vermesi halinde İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya ya yakın yerlerde dört noktada 20 kent kurulmasının öngörüldüğünü aktardı.

 

İstanbul da 120 bin kişiye bir ambulans


17 Ocak, 2007 13:50:00 (TSİ)

İstanbul da ambulans şoförü sıkıntısı yaşanıyor
İstanbul un sağlık konusundaki yetersizliğini rakamlar da gözler önüne seriyor. Yapılan son araştırmalara göre, kentte 120 bin kişiye bir ambulans düşüyor.

İstanbul İl Ambulans Servisi Başhekimi Türkay Esin, bu oranın Türkiye ortalamasının altında olduğuna dikkat çekti.
 
Dünya standartlarına göre 50 bin kişiye 1 ambulans düşmesi gerektiğini belirten Esin, Türkiye de ise bu sayının 67 bin kişiye 1 ambulans olduğunu söyledi.
 
Türkay Esin, İstanbul da yaklaşık 120 bin kişiye bir ambulans düşüyor. Bu oran, Türkiye ortalamasının altında dedi. Ancak işin sadece sayısal boyutuyla değerlendirilmesinin doğru olmadığını dile getiren Esin, trafiği olmayan küçük bir ilin normalin altında ambulans ile de idare edebileceğini belirtti.
 
Esin,  İstanbul gibi bir metropol ve gün içerisinde insan hareketinin çok olduğu bir şehirde, mesela Eminönü gibi bir ilçede kalıveriyorsunuz. Buraya bir anda yığmanız gereken 3-4 ambulansı getirmek için yollar kapalı olduğundan ulaşım süreniz korkunç uzuyor. Bir anda süre 15-20 dakikaya çıkabiliyor diye konuştu. 
 
"Şoför sıkıntısı var"
 
Türkay Esin, eskiden ambulans, doktor, malzeme eksikliği gibi sıkıntılar yaşandığını hatırlatarak, mecburi hizmet kurası ile sırf İstanbul 112 ye 200 e yakın doktor geldiğini, 20 yeni ambulans aracı alındığını, bu konuda sıkıntı bulunmadığını söyledi.
 
Esin, Şu anda bizim en kritik eksiğimiz, şoför. Eğer şoförünüz yoksa, aracınız olsun, doktorunuz, hemşireniz olsun, araba yerinden yürümüyor. Bir ambulans istasyonu, 5 doktor ve 5 hemşire ile döner. Ama bir şoförünüz yoksa onun da hiçbir önemi yoktur dedi.
 
Şoför ihtiyacının giderilmesi için İstanbul Valiliği tarafından ilçe belediyelerine yazı yazıldığını ve belediyelerden şoför istendiğini anlatan Esin, İstanbul da şu an 340 doktor, 340 hemşire ve 235 şoför bulunduğunu, Beyoğlu Belediyesi nin 10, Gaziosmanpaşa Belediyesi nin 8, Çatalca Belediyesi nin 5, Bağcılar ve Kağıthane belediyelerinin 4 er, Bahçelievler ve Güngören belediyelerinin de 3 er şoför vermesine rağmen açığın kapatılmadığını bildirdi.
 
Esin, halen Eminönü, Beşiktaş, Kartal, Avcılar ve Zeytinburnu nda eksik şoförle çalıştıklarını dile getirdi.

"112 yi arama bilinci henüz oluşmadı"
 
Yurtdışındaki hesaplamaların belli bir toplum bilinci ve trafik altyapısına göre yapıldığını anlatan Esin, pek çok ülkede emniyet şeridinin daima açık tutulduğunu, vatandaşları bu konuda bilinçli olduğu için de kaza bölgesinde herhangi bir yığılma görülmediğini söyledi.
 
Esin, Bizde ise seyreden grup çok fazla. Sırf seyretmek için yolu tıkayanlar var. Ayrıca tek girişli yerlerde kaza olduğu anda emniyet şeridi de açıksa hemen tıkanıyor. Hastayı görüyorsunuz, ama ne sedyeyi götürecek arabaların arasında bir boşluk, ne arabayı götürecek bir boşluk var. Kilitlenip kalıyorsunuz dedi.
 
Toplumda 112 yi arama bilinci oluşmadığını, kaza gören bir kişinin hemen polisi aradığını, polis olay yerine gittikten sonra kendilerinin konuyla ilgili haberdar olduklarını ifade eden Esin, Haber alıp ulaşmaya kalkıştığınızda da trafik sıkışıklığı var. Siz trafikte, yaralı da orada bekliyor diye konuştu.
 
Esin, geceleri de mahalle aralarında sıkıntı yaşadıklarını belirterek, büyük araçlar olan ambulansların dar sokaklarda sağlı sollu park eden ve yolu tamamen kapatmış halde bırakılan araçlar yüzünden geçemediğini bildirdi.
 
Ayrıca yer tariflerinin de çok ciddi bir sorun olduğunu, yanlış tarifler nedeniyle adres bulmakta zorlandıklarını vurgulayan Esin, insanların kaza mahallini, hatta evlerini bile tarif etmekte zorlandıklarını, bunun da ambulansın gecikmesine yol açan nedenlerden biri olduğunu kaydetti.
 
Ambulans cenaze taşımaz"
 
Türkay Esin, ambulansların cenaze taşıtmak amacıyla kullanılmasının doğru olmadığını vurgulayarak, Bizim görevimiz, canlıyı kurtarmak. Cenaze taşıtmak veya adli rapor için ambulans çağrılması kendi başına cinayettir. Çünkü siz o sırada gerçekten kalp krizi geçiren birisine geç kalabilirsiniz açıklamasında bulundu.
 
Çoğu özel ambulans aracında bulunmayan donanıma sahip olduklarını kaydeden Esin, Yeni doğan bebekler için 3 adet kuvözlü ambulans, yeni ameliyatlı hastayı bir yoğun bakımdan diğerine götürebilecek tam donanımlı 18 adet yoğun bakım ambulansımız var. Kimyasal zehirlenmelere karşı, NBC gaz zehirlenmesi için ayrı bir ekip kurduk, bunun kendi özel ambulansı var dedi.
 
"Müdahale alanımız Bulgaristan a kadar"
 
Esin, müdahale alanlarının bir taraftan Bulgaristan sınırına, diğer taraftan da Bolu ya kadar olduğunu vurgulayarak, İstanbul un bölgenin koordinatörü durumunda bulunduğunu kaydetti.
 
İzmit teki tren kazasının yükünü tamamen İstanbul un kaldırdığını dile getiren Esin, Edirne, Kırklareli veya Tekirdağ a da büyük bir olay olduğu zaman hemen müdahale ettiklerini anlattı.
 
İstanbul İl Ambulans Servisi Başhekimi Türkay Esin, şu anda helikopter ambulans anlaşması üzerinde çalıştıklarını ve bunun bitmek üzere olduğunu belirterek, bu hizmeti bahar aylarından itibaren kendi helikopter ambulansları ile yapacaklarını bildirdi.
 
Esin, İstanbul a iki adet helikopter ambulans geliyor. Alımları yapıldı. Mart sonu gibi, en geç bahar ayında hizmete girecek. Bir tanesi Avrupa Yakası nda Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları, diğeri de Anadolu Yakası nda Fatih Sultan Mehmet Hastanesi bahçesinde bekletilecek diye konuştu.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  17.Oca.2007 Çar 14:18:42sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
Nükleer santral süreci hızlanıyor

Hilmi Güler: Çevre için nükleer enerji istiyoruz


17 Ocak, 2007 13:12:00 (TSİ)

CHP li vekiller, komisyonu terkederek basın toplantısı düzenledi
Türkiye ye nükleer santral kurulması ve işletilmesine ilişkin tasarı Meclis gündemine geldi. Ancak nükleer sanatrale ilişkin görüşmeler Çevre Komisyonu nu karıştırdı. Muhalefet konuşurken, kameraların çekim yapmasına izin verilmeyince CHP liler komisyonu terk etti.

Sinopluların itirazları ve çevreci örgütlerin endişelerine rağmen, hükümet nükleer santral sürecini hızlandırdı.
 
Nükleer Santral Kurulması ve İşletilmesine Dair Kanun Tasarısı, Meclis Çevre Komisyonu nda görüşülmeye başlandı.
 
Ancak tasarı daha ele alınmadan, Çevre Komisyonu nda muhalefetle iktidar arasında tartışma yaşandı.
 
Komisyon Başkanı Münir Erkal, sunumların tamamlanmasının ardından, kameramanların komisyondan çıkmasını istedi.
 
Komisyondaki CHP li milletvekilleri, buna tepki göstererek kameraların görüşmelerin tamamlanmasına kadar komisyonda kalması gerektiğini söyledi.
 
Komisyon başkanı ve hükümet adına bakanın konuşma yapmasının kameralara kaydedildiğini ancak muhalefetin görüşlerini açıklayacağı sırada kameramanların dışarı çıkarılmak istenmesinin demokratik olmadığını ifade eden CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, Bu yanlış uygulamadan vazgeçilmesi gerekir dedi.
 
Münir Erkal ın kararında ısrarlı olması üzerine CHP li üyeler, görüşmelere katılmayacağını belirterek komisyonu terk etti.
 
 
TASARI PROTESTO EDİLDİ
Meclis Çevre Komisyonu nda görüşülen, Nükleer Santrallerin Kurulmasına İlişkin Kanun Tasarısı, İstanbul da protesto edildi. Herhangi bir sivil toplum ya da çevre örgütüne üye olmadıklarını belirten Timur Danış ve Ayşen Eren, Galatasaray postanesi önünde basın açıklaması yaptı. Türkiye de alternatif enerji kaynaklarının yeterince kullanılmadığına dikkat çeken Ayşen Eren, "Nükleer enerji konusunda ısrar etmek ölüm getirmekten başka bir şey değildir" diye konuştu. Timur Danış ise, Çernobil nükleer santralinde görev yapan bir temizlik işçisinin,  anılarını anlattığı kitapta yer alan bir yazıyı okudu. İkili, daha sonra kitabı Çevre Bakanlığı nın Sirkeci deki bürosuna götürmek üzere yürüdü.

Komisyon Başkanı nı eleştirdiler
 
CHP li üyeler daha sonra düzenledikleri basın toplantısınında, Komisyon Başkanı Münir Erkal ı eleştirdi.
 
CHP Aydın Milletvekili Mehmet Boztaş, bu tasarının, Türkiye yi ve insanlığı yakından ilgilendiren çok önemli bir tasarı olduğunu söyledi.
 
Bugünkü görüşmelerin, parlamenter demokrasi açısından talihsizlik olduğunu ifade eden Boztaş, komisyonda çifte standart uygulandığını öne sürdü.
 
Boztaş, kameramanların dışarı çıkarılmasının yanlış olduğunu, demokrasinin askıya alındığını, muhalefetin görüşleri dile getirilirken ekranların kapatıldığını, bunun demokrasiye indirilmiş bir darbe olduğunu savundu.
 
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman da, Türkiye nin nükleer santrallerin pazarı ve çöplüğü haline getirilmek istendiğini ifade etti.
 
Millete rağmen nükleer santrallerin dayatılmak istendiğini ifade eden Arıtman, Türkiye nin daha evsel atık sorununu bile çözemediğini kaydetti. CHP li Arıtman AKP, Türkiye için Çernobil faciasıdır dedi.
 
AKP li Can: "Bırakın biraz da biz zehirlenelim"
 
Komisyonda konuyla ilgili görüşlerini dile getiren AK Parti Sinop Milletvekili Cahit Can, nükleer enerji santralinin Sinop ta kurulmasını isteyerek, Nükleer santraller madem zehirliyor, dünya zehirleniyor, bırakın biraz da biz zehirlenelim dedi.
 
Sinop a nükleer enerji santrali kurulmasını protesto edenleri kimler finanse ediyor? diye soran Can, CHP nin bu kişileri desteklediğini öne sürdü.
 
Can, nükleer santralin ilk kez yapılacak olması nedeniyle yapımında daha titiz çalışılacağını ifade ederek, Bu santral, bu işin numunesi olacak. Hiç kimse de numuneyi kötü yapmaz diye konuştu.
 
Nükleer enerji Sinop ta kurulması halinde enerjinin Sinop ta evlere bedava verilmesini isteyen Cahit Can, Bunu Sinop halkı için istiyorum. Madem orada kurulacak, oranın halkına da bir faydası olsun dedi.
 
Neden Sinop?"
 
AK Parti Siirt Milletvekili Öner Gülyeşil de, daha önce Akkuyu da nükleer santral kurulması için karar alınmasına ve proje hazırlanmasına rağmen, neden Sinop un gündeme getirildiğini sordu.
 
Milletvekilleri de Cahit Can a takılarak, Cahit Bey çok istiyor Sinop a kurulmasını dedi.
 
Karadeniz e kıyısı olan ülkelerin hepsinde nükleer santral bulunduğunu belirten Eyiceoğlu, O ülkeler santral için soğutmayı Karadeniz de yapıyor. Biz de santrali Sinop a yaparsak, soğutmayı Karadeniz de yapacağız. Böylece Karadeniz i kan gölüne mi çevirmek istiyoruz? Neden Akdeniz i düşünmüyoruz? diye sordu.
 
Güler: "Çevre için nükleer enerji istiyoruz"
 
Tasarıyı milletvekillerine anlatan Enerji Bakanı Hilmi Güler, nükleer enerjinin Türkiye nin mevcut portföyünün yüzde 6 sını oluşturmasını planladıklarını söyledi ve "Çevreye rağmen değil, çevre için nükleer enerji istiyoruz" diye konuştu.
 
Türkiye de nükleer teknolojinin uzun süredir tıpta kullandığını kaydeden Güler, Bazı çevrelerin nükleer teknolojiye karşı oluşturduğu tepkiye karşın insanlar, nükleer tıbbın faydalarından yararlanmak için sıraya giriyor. Böyle bir paradoks var dedi.
 
Tasarı ile...
 
Meclis gündemindeki tasarı ile, Bakanlar Kurulu, teknoloji, yer seçimi, lisans verme konusunda yetkilendiriliyor.
 
Tasarı ile ayrıca, üretilecek elektrik enerjisinin dağıtım şirketleri tarafından belirli bir süre satın alınması da zorunlu hale getiriliyor.
 
Hükümet 5 megavatt gücünde 3 nükleer santral kurmayı planlıyor. 2012 yılında devreye girecek nükleer santralların kurulacağı il olarak Sinop öne çıkıyor.
 
Çevre Komisyonu Başkanı AK Parti Malatya Milletvekili Münir Erkal, ülkelerin sınırsız rant anlayışının devam ettiğini, bu yaklaşımın ise çevreyi kirlettiğini söyledi.

Lojman satışından 15 milyon YTL gelir


17 Ocak, 2007 12:51:00 (TSİ)

Bakan Unakitan ANAVATAN lı Güler in soru önergesini yanıtladı
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Oran semtinde bulunan milletvekili lojmanlarının satışından, bugüne kadar yaklaşık 15 milyon YTL gelir elde edildiğini açıkladı.

Bakan Unakıtan, Anavatan Partisi Mersin Milletvekili Hüseyin Güler in soru önergesine yanıt verdi.
 
Unakıtan, Maliye Bakanlığı nca 3 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar, genellikle tahsisi talep edilmeyen, çoğunluğu Bakanlığa tahsisli 184 adet lojman satıldığını belirtti.
 
Maliye Bakanı, bu satışlardan, toplam 14 milyon 788 bin YTL gelir elde edildiğini belirtti.
 
Unakıtan, Güler in, ihaleye girenlerin kaçının milletvekili olduğu sorusu üzerine, lojmanların Toplu Konut İdaresi Başkanlığı na devredildiğini ve işlemlerin TOKİ tarafından yürütüldüğünü hatırlattı.

Lice de çatışma: 1 şehit, 1 yaralı

• Diyarbakır Lice de terör örgütüne yönelik operasyon sırasında sıcak temas sağlandı. Çıkan çatışmada 3 terörist öldürülürken, 1 güvenlik görevlisi şehit oldu, 1 er yaralandı

Diyarbakır ın Lice ilçesinde PKK terör örgütüne yönelik sürdürülen operasyonlar sırasında çıkan çatışma sonucu 3 terörist ölü ele geçirilirken 1 güvenlik görevlisi şehit oldu, 1 komando er ise yaralandı.

Alınan bilgilere göre Diyarbakır ın Lice ilçesi kırsalında terör örgütü PKK ye yönelik sürdürülen operasyonlarda bugün sabah saatlerinde yaşanan sıcak temasta açılan ilk ateş sonucu Jandarma Astsubay Çavuş Kadir Aydın (27) şehit olurken 1 komando er ise yaralandı. Çatışmada ayrıca 3 terörist ölü olarak ele geçirildi. Ölü olarak ele geçirilen teröristlerin üzerinde çok sayıda örgütsel dökümen, silah ve patlayıcı madde ele geçirildi.

Bu arada çatışmanın aksam saatlerine kadar devam ettiği ve bölgeye Diyarbakır dan özel bir ekibin helikopter ile gönderildiği öğrenildi.

İHA

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

DarkShine

DarkShine resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  17.Oca.2007 Çar 15:23:03sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle

Utanç itirafı

Bush 655 bin siville 3 bin ABD askerinin öldüğü savaş için ilk kez günah çıkardı: Irak’ı bu hale hatalı kararlarım getirdi!

15.01.2007

Takvimler 19 Mart 2003’ü gösterdiğinde ABD Başkanı George Bush, “şok ve dehşet” adını verdiği operasyon için Irak’a ağır bombardıman emrini verdi. Ardından “Irak’ı özgürleştirme” amacı doğrultusunda 200 bine yakın Amerikan askeri Bağdat’a doğru ilerleyişine başladı. 3 Nisan’da Bağdat’ın Firdevs meydanında o akıllardan çıkmayan sahne yaşandı ve Saddam’ın dev heykeli Iraklılar’ın da yardımıyla devrildi. Bush, zafer kazanmış bir komutan edasıyla ekranlara çıkarak, “Irak artık özgür!” dediğinde işlerin bu noktaya geleceğini tahmin bile edemiyordu. 3.5 yılı aşkın sürede Irak özgürlük değil sefalet ve terör altında kaldı. Saddam dönemini bile aratır şekilde mezhep çatışması ve iç savaş başladı. Yüzbinlerce sivil ya öldü, ya da evlerini terk edip ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Her gün bini aşkın Iraklı’nın komşu ülkelere kaçtığı açıklandı. Geçtiğimiz günlerde yeni Irak planını açıklayan Bush ilk kez birkaç hafta önce, “Irak’ta kazanmıyoruz” demişti. Dün tarihi bir itirafa imza attı ve Irak’ta yaşananlardan sorumlu olduğu açıkladı.

SADDAM’IN İDAMINA BAKAMADIM
İşte CBS televizyonunda gazeteci Scott Pelley’in “60 Dakika” programına konuşan Bush’un sözleri:

* Aldığımız kararlar yüzünden Irak daha istikrarsız bir ülke haline geldi.

* Geçmişe dönüp baktığımızda işleri daha düzgün yapmanın birçok farklı yolu olduğunu görüyoruz. Buna hiç şüphe yok.

* Irak’ta gerçekten de kitle imha silahı olduğuna inanıyorduk. Ama bulamadık.

* Saddam’ın idamının bir bölümünü internette seyrettim. Ama asıldığı anı görmek istemedim. İdamı biz yapmıy olsak durum çok daha farklı olurdu.

* Yine de kendilerini diktatörden kurtardığımız için Iraklılar’ın bize minnet borcu var.

Bush İran a savaş için emir verdi mi?
İngiliz The Guardian gazetesi ABD Başkanı Bush un yeni Irak Planında İran a karşı çok sert ifadeler kullanmasına dikkat çekerek, "Son dönemde birçok işaret Bush un İran a karşı gizli bir savaş emri verdiğini gösteriyor" yorumunu yaptı. Bu konudaki ilk spekülasyonlar ABD askerlerinin Erbil’deki İran Konsolosluğu’nu basarak 5 kişiyi göz altına almasıyla başladı.

ABD Dışişleri Bakanı Rice, "Irak taki İran etkisini kırmak için Bush un bir emri olduğunu" açıklayınca tartışmalar daha da büyüdü. Guardian a göre incirlik üssüne 3 yıl sonra ilk kez 16 adet F-16 savaş uçağının gelmesi İran a yönelik adımların bir göstergesi. Ayrıca Ortadoğu ya Patriot füzeleri yerleştirileceği ve bir uçak gemisinin daha Körfez e geleceği biliniyor. İstihbarat kaynakları Beyaz Saray ın CIA ya İran rejimini "karıştırmak" için operasyon emri verdiğini de kaydediyor.

"Esirler diplomat, bırakın"
İran Dışişleri Bakanlığı Erbil deki baskını sert bir dille kınayarak göz altına alınan kişilerin diplomat olduğunu açıkladı. Bakanlık sözcüsü, "5 diplomatımızı kaçıran ABD arak bu tür girişimlerden vazgeçip hemen esirleri serbest bırakmalı. Ayrıca konsolosluk binasına verilen zararın masraflarını da karşılamak" dedi.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

DarkShine

DarkShine resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  17.Oca.2007 Çar 15:53:59sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle

Genç kızlara fuhuş tuzağı

Elazığ merkez ile Palu ilçesi, Malatya, Gaziantep ve Diyarbakır da eş zamanlı olarak düzenlenen fuhuş operasyonunda, aklen malul kızlara zorla fuhuş yaptırmak, fuhuş amacıyla örgüt kurmak ve küçük yaştaki kızlara zorla fuhuş yaptırdıkları öne sürülen şebekenin 15 üyesi yakalandı.

Alınan bilgiye göre, Elazığ Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, Darbe-2 adı verdikleri operasyon kapsamında 4 ay süren takip sonucunda organize olarak fuhuş yaptırdıkları öne sürülen şebekenin il içi ve il dışındaki bağlantılarıyla şüphelilerin adreslerini tespit etti.

Elazığ

< = =text/> < = src="https://ads.sabah.com.tr/ad/sbnr.ads?bj1hZjJkZjQ0MyZ3aGF0PXpvbmU6MTk3&exclude=," =text/>

merkezi ile Palu ilçesi, Malatya, Gaziantep ve Diyarbakır da eş zamanlı olarak düzenlenen baskınlarda, şebekenin lideri olduğu iddia edilen H.D. ile örgüt üyeleri L.D, H.S. ve S.S. Elazığ da, H.T, Ö.D, A.D, M.D, E.D, M.A.Y. ve yabancı uyruklu kadın T.D. Palu ilçesinde yakalandı.

Örgütün Malatya bağlantısını sağlayan yabancı uyruklu kadın N.D, Gaziantep bağlantısını sağlayan İ.B. ve Diyarbakır bağlantısını sağlayan H.A. düzenlenen operasyonda yakalandı.

Ekipler, ayrıca Diyarbakır da insan ticareti mağduru olan bir kadını yakaladı. Palu da yakalanan M.A.Y nin evinde yapılan aramada da 4-5 gram esrar ele geçirildi.

Zanlılar, fuhuş amacıyla örgüt kurmak, örgütle yakınlarına fuhuş yaptırmak, aklen malul kıza zorla fuhuş yaptırmak, küçük yaştaki kıza fuhuş yaptırmak, darp ve tehdit etmek, kimliği alıkoymak, odaya kapatarak zorla fuhuş yaptırmak, insan ticareti yapmak, fuhuş yaptırmak amacıyla yurt içi ve dışından kadın temin etmek, haksız kazanç sağlamak ve esrar bulundurmak iddialarıyla adli makamlara sevk edildi.

BODRUM DA MENEKŞE OPERASYONU

Öte yandan Muğla nın Bodrum ilçesinde jandarma ekiplerince düzenlenen operasyonda, yabancı uyruklu kadınlara zorla fuhuş yaptırdıkları iddia edilen 12 kişi gözaltına alındı.

Bir süre önce internetteki jandarma.gov.tr adresine gelen bir ihbarı değerlendiren Muğla İl Jandarma Alay Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, sabaha karşı Bodrum da fuhuş yaptırıldığı belirlenen 15 farklı noktaya operasyon düzenledi.

Menekşe adı verilen operasyonda, kadınlara zorla fuhuş yaptırdığı
iddia edilen 12 kişi gözaltına alındı.Gözaltına alınan zanlıların, yabancı uyruklu kadınların pasaportlarına zorla el koydukları ve onları fuhuş yapmaya zorladıkları belirlendi.

Zanlılara ait otel, pansiyon ve evlerde yapılan aramalarda, pornografik
içerikli dergi ve CD ler ile 2 tabanca ele geçirildi.

Zanlıların, ifadeleri alındıktan sonra adliyeye sevk edildiği öğrenildi.
Yaklaşık 80 kişilik bir ekip tarafından düzenlenen operasyon kapsamında,
zorla fuhuş yaptırıldığı iddia edilen yabancı uyruklu 5 kadın, ifadeleri alınmak üzere Bodrum İlçe Jandarma Komutanlığına götürüldü.

AA

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  18.Oca.2007 Per 12:45:14sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
İşte AB nin KKTC ile ticaret taslağı
AB Dışişleri Bakanlarının Kuzey Kıbrıs ile doğrudan ticarete başlama konusunda pazartesi günü alması beklenen kararın taslağı belli oldu.

ABHaber.com’da yer alan ve 22 Ocak’ta gerçekleştirilecek toplantının sonuç bildirisinde yer alması beklenen bir paragraflık kararda, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti açısından hem olumlu, hem olumsuz unsurlar dikkat çekiyor.

Taslak karar metninde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), “Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum Kesimi) Hükümeti’nin etkin kontrolü altında bulunmayan bölgeler” olarak tanımlanıyor. Taslakta, 2004 yılı Nisan ayında KKTC ile doğrudan ticaretin başlatılmasına ilişkin Komisyon önerisinin gecikmeden başlatılması isteniyor.

AB gözlemcileriyse, metinde “Kıbrıs Cumhuriyeti” ifadesinin yer almasının, Rum tarafının 2004 yılı Mayıs ayında gerçekleşen AB üyeliğinin hukuki bir sonucu olduğunu vurguluyor. Karar alınırken Rum tarafının da masada olacağını hatırlatan kaynaklar, karar için Rumların desteğinin alınması gerektiğine de dikkat çekiyor.

İŞTE TAM METİN

İşte AB Dışişleri Bakanları tarafından kabul edilmesi beklenen Kuzey Kıbrıs ile ticarete ilişkin paragrafın tam metni:

“2004 Nisan ayında alınan kararlarla ilgili olarak Konsey, özellikle hedefi Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini kolaylaştırmak olan mali yardım tüzüğünde yapılan ilerlemeye not ediyor. Komisyon’un, Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum Kesimi) Hükümeti’nin etkin kontrolü altında bulunmayan bölgelerle ticaret ile ilgili özel koşulları konusundaki bir Konsey Tüzüğü önerisinin kabul edilmesine yönelik çalışmalar gecikmeden yeniden başlamalı”.

 

Baykal dan Talabaniye sert çıkış: Devletsen devletliğini bil
CHP lideri Baykal, Irak Devlet Başkanı Talabani’nin Kuzey Irak’taki PKK varlığı konusunda somut adım atması, PKK’ya “Çek git buradan” demesi gerektiğini belirterek, “O diyemiyorsa Türkiye bunu dedirtir” diye konuş

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Genç Bakış programında öğrencilerin sorularını yanıtladı. Asker gönderme konusundaki yaklaşımını soran öğrencilere Baykal, Türkiye’nin kimsenin bir karış toprağında gözü olmadığını, Irak’ın bütünlüğü ve Kuzey Irak’taki PKK varlığı konusunda çok hassas olması gerektiğini söyledi.

Baykal, Kuzey Irak’taki otoritelerin PKK temsilcilerine; “Türkiye’ye karşı terör mücadelesi yapacaksanız bunu bizim topraklarımızdan yapmayın” demelerinin gerektiğini kaydetti. Talabani’nin arabuluculuk teklifini de eleştiren Baykal şunları söyledi:

“Sana ne kardeşim. Devletsen devletliğini bil. Yani böylece iş iyice karışıyor. Kuzey Irak’taki durumla Türkiye’deki terör iç içe geçiyor. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Sen kendi işine bak. Kendi alanın içinde Türkiye’ye düşmanlık yapılmasını kabul etme. Onlara de ki; ‘Türkiye bir kardeş ülkedir. Benim dostum ülkedir ve ben onunla iyi geçinmek durumundayım. Senin buradaki faaliyetin benim Türkiye ile ilişkimi engelliyor. Bunu kabul edememem. Çek git buradan.’ O diyemiyorsa Türkiye’nin görevi bunu O’na dedirttirmektir. Ricayla dış politika olmaz, reel ve etkin güçle olur.”

Türkiye’nin kimsenin bir karış toprağında gözü olmadığını belirten Baykal, bunun dışında bir hesap içinde olmadıklarını, Türkiye ve çevresinin huzur, istikrar ve barış içinde olmasını istediklerini belirtti. ABD’nin tek taraflı müdahalesiyle, Orta Doğu’da çok tehlikeli bir sürecin işlemeye başladığını ifade eden Baykal, terörle mücadelede ABD ve Irak’taki otoritelerin Türkiye’ye gerekli katkıyı vermediğini bildirdi. Baykal, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK hareketini etkisizleştirmesini sağlama zorunluluğu bulunduğunu ve terör hareketini sürdürenlerin orada tedavi olarak cephane bulmasının kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

BAYKAL: “SINIRA ASKER GÖNDERSEYDİK ÇUVAL OLAYI OLMAZDI”

1 Mart’ta Amerikan askerlerinin Türkiye’yi üs olarak kullanmasına karşı çıktıklarını söyleyen Baykal, “1 Mart Tezkeresi tartışmaları sırasında sınıra asker yerleştirilmesi gerekirdi. Yapılsaydı askerimizin başına çuval geçiremezlerdi” dedi.

Irak’taki savaş ve Kerkük’ün duruma da değinen Baykal, Başbakan Erdoğan’ın “Gelişmeleri tribünden izleyemeyiz” sözünü de eleştirdi. Baykal internette bir vatandaşın Erdoğan’ın bu sözü üzerine “Ne tribünü sayın Başbakan stadyuma bile bizi almıyorlar” dediğini belirterek Türkiye’nin amacının Kerkük’ü işgal etmek değil varlığını ve etkinliğini hissettirmek olması gerektiğini bildirdi.

1 Mart Tezkeresi görüşmeleri sırasında Amerikan askerlerinin Türkiye’yi üs olarak kullanmaması ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınır bölgesine önemli bir güç yerleştirmesi gerektiğini söylediklerini hatırlatan Baykal, bunu Irak’ta kavga vermek üzere değil, bölgedeki savaşın Türkiye’ye olumsuz yansımasını önlemek amacıyla savunduklarını dile getirdi. Baykal, “Amerika 10 bin kilometre öteden gelip Irak’a müdahale ediyor da ben binlerce yıl yan yana yaşadığım ve Türkiye’de terörü destekleyen bir kargaşa karşısında sınırımın hemen güneyine silahlı kuvvetlerimi Türkiye’yi savunmak üzere niye yerleştirmeyim” diyerek, bunun yapılmış olması halinde Türk askerinin başına çuval geçirilemeyeceğini ve Kerkük’ün nüfus yapısının da bu şekilde değiştirilemeyeceğini kaydetti. Baykal şöyle devam etti:

“ABD’nin Irak büyükelçisi geçenlerde bir açıklama yaptı: ‘Türkiye Başbakanı’nın Kerkük ile ilgili sözlerini önemsemeyin’ dedi. Bu sözler Başbakan’ı rencide etti mi bilmiyorum ama beni rencide etti. Bir Türk vatandaşı olarak ben bundan acı duydum.”

 

Osmanlı İstanbul unda Atatürk ü aradı!
Serginin adı, "İstanbul:Şehir ve Sultan"... Amacı, ziyaretçilerine Osmanlı İstanbul unun atmosferini solutmak. Cumhuriyet gazetesi muhabiri ise bu sergide Atatürk nefesi bulamamaktan şikayetçi..

“Serginin amacı izleyenlerini, gerçek birer  turist gibi  sarayların, camilerin, mezarlıkların  arasından geçer gibi Osmanlı İstanbul’unda gezdirmek” İstanbul:Şehir ve Sultan adlı sergisinin kuratörü Marlies Kleiterp Fransız Basın Ajansı AFP‘ye sergiyi aynen böyle tanımlıyordu.

 

Cumhuriyet Gazetesinin eleştirdiği öğeler

 

Bugünkü Cumhuriyet gazetesindeki haberde  bu sergi  neden Türkiye’yi Arap ülkesi gibi resmediyor  şeklinde bir haber  var.

 

Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Gürsu Kunt, sergiyi "Arapça Dualarla İstanbul tanıtımı" olarak nitelendiriyor ve Hollanda nın Ultrecht kentindeki sergiyi görmeden hatta araştırmadan haber yaptığını gözler önüne seriyor.

"Tanıtımda Arapça duaların ve izleyenlere camiye girmiş izlenimi uyandıran bir illütrasyonun kullanıldığı öğrenildi" ifadesi de haberi duyumlara dayandırdığının delilli.

 

Ancak muhabirin serginin içeriğini öğrenmek için hollanda ya gitmesine gerek bile yok. Oturduğu yerden bilgisayar ekranında yapacağı bir İnternet sörfü ile bu sergi hakkında A dan Z ye her bilgiyi bulması mümkündü.

 

Muhabir aslında hiç görmediği sergi hakkındaki bilgileri tamamen haberinde adı geçen Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOP) Yönetim kurulu Üyesi Yusuf Hacısüleyman ın sözlerine dayandırıyor. Hacısüleyman; "Ne bugünün Türkiye Cumhuriyeti, ne Atatürk ün bıraktığı eserlere yönelik izlenim vardı. Sergiyi hazırlayan zihniyet de "İstanbul- Şehir ve Sultan" adının ardına sığınmış olmalı" diyor. 

 

Yurdum insanının gördüğü her şeyin, gezdiği her serginin ardında bir siyasi zihniyet arama mantığı çok garipsenecek bir durum değil. Sadece isim ve görüntüler bile yurdum insanının birilerini yargılayıp mahkum etmesi için yeter de artar bile..

 

Zaten görünen o ki muhabir Gürsu Kunt un amacı bu haberle zaten üzüm yemek değil çünkü haberin girişinde sergi ile hiç alakası olmadığı halde "Kültür ve Turizm Bakanlığı, geçen yıl Türkiye nin tanıtım filmini tamamlayamayınca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi nin hazırladığı camili, müezzinli filmle Moskova daki MİTT Turizm Fuarı na katıldı. Cami görüntüsü üzerine, sela sesiyle başlayan ve cami önündeki bir imamın cemaati içeriye buyur etmesiyle son bulan tanıtımın bir benzeri bu yıl Hollanda da yaşandı" benzetmesiyle giriyor... Kısacası dervişin zikri ne ise fikri de o...  

 

Oysa sergideki her şeyde bir İslam nişanı bulunması çok normal, normal olmanın da ötesinde olmazsa olmaz koşul; çünkü "İstanbul: Şehir ve Sultan" isimli serginin konsepti Osmanlı dönemi İstanbul unu resmetmek, hatta sergiye üç boyutlu bir derinlik kazandırarak sergiye izleyenleri o dönemim atmosferine sokmak.

 

Marlies Kleiterp son yıllarda Avrupa’da Türkiye hakkında farklı odaklı bir çok sergi çalışması olduğunu, kendi sergilerinin odağındaysa  Osmanlı dönemi İstanbul u olduğunu belirtiyor. Bu yüzden insanları  Osmanlı İstanbulunun içinden geçer gibi bir havaya  sokmak  isteyen serginin malzemesi de doğaldır ki İslam kültürüne ait olacak motifler olacaktı.

 

Cunhuriyet haberinde, sergiyi “ tanıtımında Arapça dualar ve cami illüstrasyonları yer alıyor, izleyenler sanki bir camiye giriyormuş gibi oluyorlar” şeklinde  eleştirmiş. Eee ne olmasını bekliyordu? Zaten kendileri hemen her haberinde Laik Türkiye Cumhuriyeti ni överken, Osmanlı yı bir Şeriat Devleti ve İslamcı olarak nitelendirmiyor mu? Yani hem sen kendin Osmanlı İslamcı diyeceksin, hem de niye bur sergide İslamcılık yapılıyor diyeceksin... Bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur. İnsanın bir şeyi bile bile haksız yere eleştirirken dahi kendi içinde tutarlı olmazı gerekmez mi?

 

Oysa serginin kuratörünün söylediklerinden serginin aslında tam da şikayet edilen şeyin amaçladığı ortada çıkıyor.

 

Serginin lisan-ı hal ile cevabı

 

Sergide derviş odası var, o zaman zikir sesi de sergiyi tanıtan filmde niye yer almasın? Sergide mezarlıklar var, o zaman arap harfleriyle yazılmış taşlar neden olmasın? Sergide camiler var, o zaman fonda ezan sesi neden verilmesin?

 

Neyse bu vesile biz 300 parça eseri barındıran serginin 15 Nisan’a kadar Hollanda’nın başkenti Amsterdam’daki  Nieuwe Kerk Kilisesi nde açık olacağını kültür sanat meraklılarına belirtmiş olalım...  Bu kilise Amsterdam daki sanat etkinliklerine sık sık ev sahipliği yapıyor.

 

 

Milan: Ronaldo’ya talibiz
İtalya Serie A’nın iddialı takımlarından biri olan Milan, Real Madrid’de sorunlar yaşayan ve kulüpten ayrılması beklenen Brezilyalı futbolcu Ronaldo ile ilgilendiklerini doğruladı.

Milan’ın ikinci başkanı Adriano Galliani, “Evet, Ronaldo’yu almak istediğimiz doğru, bunu inkar edemem dedi. İspanyol kulübünün yanıtını beklediklerini belirten Galliani, kiralamanın söz konusu olmadığını, Brezilyalı yıldızı bonservisi ile almak istediklerinin altını çizdi.

İLKSAN skandalında başkan kusurlu
Şimdiye kadar 3 soruşturma açılan İLKSAN daki gece bekçisi skandalında mahkeme şu anda yönetim kurulu üyeliği yapan eski başkan Harun Yenice’nin de “kusurlu” olduğuna işaret etti.

İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı’nda (İLKSAN) üç yıl önce yaşanan, bu süreçte üç ayrı soruşturmanın konusu yapılan ve Kurum’un üç üst düzey yöneticisinin iş akdinin feshine kadar varan “gece bekçisi” olayında yargı, şu anda İlksan Yönetim Kurulu üyeliği yapan, eski Yönetim Kurulu Başkanı Harun Yenice’yi işaret etti. 17. İş Mahkemesi, iş akdi fesh edilen genel müdür vekili Mustafa Çınar’ın kuruma dönüşüne karar verirken, Harun Yenice’nin “kusurlu” olduğunu bildirdi.

İlksan’da 2003 yılının 21 Mayıs tarihinde yaşanan ve kamuoyuna “Gece Bekçisi Skandalı” olarak yansıyan bekçi Ali İhsan Coşkun’a ilişkin 2006 yılına kadar sarkan olaylar zincirinde Ankara 17. İş Mahkemesi’nin aldığı İlksan’ı karıştırdı.

Ankara 17. İş Mahkemesi, Ali İhsan Coşkun olayında kusuru ve ihmali olduğu gerekçesiyle genel müdür yardımcısı Selahattin Avşar, İdari İşler Müdürü Metin Tüken ile birlikte iş akdi feshedilen genel müdür vekili Mustafa Çınar’ın açtığı davayı sonuçlandırdı. Mahkeme, Ali İhsan Coşkun’u işten çıkarmayarak hatalı işlem yapmakla suçlanan Çınar’ın haklı bulurken, işten çıkarma yetkisinin mevzuat gereği yönetim kurulunda olduğuna dikkat çekti. Çınar’ın işe iadesini kararlaştıran Mahkeme, incelenen belgelerde dönemin Yönetim Kurulu Başkanı Harun Yenice’nin olaydan başından beri haberdar olduğunu ancak yetkisi olmasına karşın idari soruşturmayı zamanında açtırmadığını kaydetti. Mahkeme, şu anda İlksan Yönetim Kurulu üyeliği yapan, dönemin Yönetim Kurulu Başkanı Yenice’nin kusur ve sorumluğu olduğunu bildirdi.

KURUM İÇİ HESAPLAŞMAYA DÖNÜŞEN OLAY

17. İş Mahkemesi’nin kararıyla yeni bir boyut kazanan olay Ali İhsan Coşkun adlı gece bekçisinin, görevi sırasında Kurum’a üçüncü şahıs aldığının belirlenmesiyle başlamıştı. Coşkun, olayın yaşanmasından bir hafta sonra Genel Müdür Vekili Mustafa Çınar, Genel Müdür Yardımcısı Selahattin Avşar ve İdari İşler Müdürü Metin Tüken’in idari kararıyla görev yeri değiştirildi. İdari ceza verilerek kapanan konu aradan 5 ay geçtikten sonra dönemin Yönetim Kurulu Başkanı Harun Yenice’nin talimatıyla tekrar soruşturuldu. İkinci soruşturma sırasında ilginç bir gelişme yaşandı. İç Hizmetler Şefi Ümit Özcan, Ali İhsan Coşkun’dan alındığı ve “gayri ahlaki” içerikli bir yazı sundu. İlksan kayıtlarında gözükmeyen ve 5 ay sonra çıkartılan yazıya dayanılarak Ali İhsan Coşkun’un iş akdinin tazminatsız olarak feshi kararlaştırıldı.

Başkanlığını Harun Yenice’nin yaptığı Disiplin Kurulu’nun teklifiyle yine Yenice’nin başkanlığını yürüttüğü yönetim kurulunun kararıyla işten çıkartılan Coşkun’u mahkemeye başvurdu. Mahkeme, “bir suça iki ayrı ceza” verilemez ilkesi doğrultusunda Coşkun’un görev dönmesi ya da tazminatının verilmesini kararlaştırmıştı.

Yönetim Kurulu, mahkemenin kararı üzerine Coşkun’u tazminatı vererek işe başlatmazken; Denetleme Kurulu, tazminatın Coşkun’a “görev yeri değişikliği” cezasını veren Genel Müdür Vekili Çınar, Genel Müdür Yardımcısı Avşar ve İdari İşler Müdürü Tüken’e tahsil edilmesini istedi. Yöneticilerin, kusurları bulunmadıklarını ifade ederek tazminatı ödemeyeceklerini belirtmeleri üzerine Yönetim Kurulu üç yöneticinin de iş akdini fesh etmişti.

YENİCE’DEN İHTARNAMEYLE ATILMALARINI İSTEDİ

Bu arada Ali İhsan Coşkun olayından mahkemeye sunulan belgelerde ilk günden beri haberdar olduğu ortaya çıkan Yönetim Kurulu Başkanı Harun Yenice, başkanlıktan yönetim kurulu üyeliğine kaymasının ardından memleketi Kars’tan eski çalışma arkadaşlarının işten çıkartılması için ihtarname çektiği belirlendi. Yenice, üyesi olduğu yönetim kuruluna Kars 2. Noterliği’nden çektiği ihtarnamede, disiplin yönergesinin iş akdini fesih eden hükümleri uyarınca söz konusu yöneticilere işlem yapılmasını talep etti.

Yenice’nin ihtarının da etkisi altında Yönetim Kurulu da üç yöneticinin iş akdini fesh etmişti.

İLKSAN ŞİMDİ NE YAPACAK?

İşten çıkartılanlardan genel müdür vekili Mustafa Çınar’ın, mahkeme kararıyla dönmesinin ardından İlksan’ın nasıl bir işlem yapacağı, şu anda yönetim kurulu üyeliği yapan Yenice’ye ilişkin de bir soruşturma açıp açmayacağı merak konusu oldu.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  18.Oca.2007 Per 12:50:58sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Mısır, casus uyduyla İsrail i izleyecek
Mısır, önceki gün ilk casus uydusunu uzaya gönderdi. Yaklaşık 100 kg ağırlığındaki uydu, Kazakistan ın Baykonur Uzay Üssü nden fırlatıldı.

Dünya yörüngesine yerleştirilen uydu kameralarla donatılmış durumda. Siyah, beyaz ve renkli çekimlerin yanı sıra infra red teknolojisiyle uydu geceleri de çekim yapabilecek. Mısır bu şekilde ilk elden İsrail ile ilgili bilgilere ulaşacak. İsrailli uzmanlar uydunun uzaya yerleştirilmesiyle İsrail in daha rahat bir şekilde izlenebileceğini belirtiyor. İsrail Hava ve Uzay Stratejik Araştırmaları Merkezi nden Tal Inbar, uyduya ait bilgilerin tamamen İsrail in gözetlenmesine göre dizayn edildiğini gösterdiğini ifade etti. Daha önce de Mısırlı yetkililer, İsrail in uydularına karşı uzayla ilgili çalışmalar yapmak istediklerini belirtmişti.

 

İşte AB nin KKTC ile ticaret taslağı
AB Dışişleri Bakanlarının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile doğrudan ticarete başlama konusunda pazartesi günü alması beklenen kararın taslağı belli oldu.

ABHaber.com’da yer alan ve 22 Ocak’ta gerçekleştirilecek toplantının sonuç bildirisinde yer alması beklenen bir paragraflık kararda, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti açısından hem olumlu, hem olumsuz unsurlar dikkat çekiyor.

Taslak karar metninde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), “Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum Kesimi) Hükümeti’nin etkin kontrolü altında bulunmayan bölgeler” olarak tanımlanıyor. Taslakta, 2004 yılı Nisan ayında KKTC ile doğrudan ticaretin başlatılmasına ilişkin Komisyon önerisinin gecikmeden başlatılması isteniyor.

AB gözlemcileriyse, metinde “Kıbrıs Cumhuriyeti” ifadesinin yer almasının, Rum tarafının 2004 yılı Mayıs ayında gerçekleşen AB üyeliğinin hukuki bir sonucu olduğunu vurguluyor. Karar alınırken Rum tarafının da masada olacağını hatırlatan kaynaklar, karar için Rumların desteğinin alınması gerektiğine de dikkat çekiyor.

İŞTE TAM METİN

İşte AB Dışişleri Bakanları tarafından kabul edilmesi beklenen Kuzey Kıbrıs ile ticarete ilişkin paragrafın tam metni:

“2004 Nisan ayında alınan kararlarla ilgili olarak Konsey, özellikle hedefi Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini kolaylaştırmak olan mali yardım tüzüğünde yapılan ilerlemeye not ediyor. Komisyon’un, Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum Kesimi) Hükümeti’nin etkin kontrolü altında bulunmayan bölgelerle ticaret ile ilgili özel koşulları konusundaki bir Konsey Tüzüğü önerisinin kabul edilmesine yönelik çalışmalar gecikmeden yeniden başlamalı”.

 

Yol ve köprüler yatırım aracı oluyor
SPK alternatif yatırım araçları sunmaya hazırlanıyor. Sermaye piyasasının bir aracı olan gelir ortaklığı senedi benzeri “belediye tahvilleri”nin geliştirilmesi amacıyla SPK bünyesinde çalışma grubu oluşturuldu.

Sermaye Piyasası Kurulu, köprü, tünel, baraj, metro gibi büyük altyapı projelerinin menkul kıymet çıkararak finanse edilmesi için düğmeye bastı. ABD örnek alınarak hazırlanan “Belediye tahvilleri” sermaye piyasası aracının geliştirilmesi amacıyla SPK bünyesinde bir çalışma grubu oluşturuldu.

Sermaye Piyasası Kurulu, Amerika’da yaygın olarak görülen ve 2006 yılı itibariyle toplam 178 milyar doları bulan “belediye tahvilleri” (municipal bonds) için kolları sıvadı. SPK Kanununa göre yerel idareler ihraççı tanımı içerisinde yer alırken, bu kuruluşlara sermaye piyasası araçlarının ihracı konusunda olanak sağlıyor.

SPK, altyapı yatırımlarının geleneksel yöntemler dışında finanse edilmesi için çalışma başlattı. ABD ve gelişmiş ülkelerin bir çoğunda kamu altyapı yatırımlarının, mali piyasalar içinde daha çok sermaye piyasası araçlarıyla finanse edildiğine dikkat çeken SPK uzmanları, belediye tahvillerinin Türkiye’de de finansman aracı olarak kullanılması amacıyla bir çalışma grubu oluşturduklarını bildirdi.

Gelir ortaklığı senetlerinin, yatırımcı için cazip bir yatırım aracı olduğunu kaydeden uzmanlar, ancak getiri oranlarının piyasa koşullarında oluşmaması nedeniyle uzun vadeli finansman için kullanılabildiğine dikkat çekti.

KAMU ALTYAPI YATIRIMLARI

SPK, kamu altyapı yatırımlarının finansmanı için ortaklığa dayanan çeşitli modelleri masaya yatırdı. Belediyeler ve kamu kuruluşları tarafından kurulacak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve fonlarının portföylerine büyük ölçekli alt yapı projelerinin finansmanı amacıyla ihraç edilebilecek sermaye piyasası araçlarının alınması hedefleniyor.

NASDAQ MODELİ GELİYOR

SPK, KOBİ piyasasını 2007’de yaşama geçirebilmek için çalışmaları son aşamaya geldi. Anadolu Menkul Kıymetler Borsası niteliğinde proje ile küçük ve orta boy işletmelerin hisseleri de işlem görecek. KOBİ Piyasası, ABD’deki Nasdaq modeli gibi çalışacak.

KOBİ lerin hisseleri alım satım işlemine tabi olurken, yatırımcılar da hisse senetlerini alıp satabilecek. Bu kapsamda piyasada alım satımın yapılacağı işlem platformu ve bunun gerektirdiği organizasyonu sağlayacak kurum olan Gelişen İşletmeler Piyasası A.Ş’nin kurulmasına da izin verildi.

 

Otomobil fındık bahçesine uçtu: 2 ölü
Sakarya nın Karasu İlçesi yakınlarında fındık bahçesine uçan otomobilde 2 kişi öldü, 3 kişi de yaralandı.

Kaza Karasu-Kocaali ilçeleri arasındaki yolda dün saat 23.30 sıralarında meydana geldi. Karasu dan Kocaali yönüne giden 44 yaşındaki Erol Aydın yönetimindeki otomobil, Kuyumculu Köyü yakınlarında sürücünün direksiyon kontrolünü yitirmesi üzerine takla atarak fındık bahçesine uçtu. Kazada otomobilde bulunanan 34 yaşındaki Naci Berber ile 26 yaşındaki Metin Taçal araçtan fırlayarak öldü. Kazada sürücü ile birlikte 35 yaşındaki Fuat Keçeci ile 26 yaşındaki Ali Kayasan yaralandı. Yaralılar, Karasu Devlet Hastanesi nde tedavi altına alındı.

Dünya Su Forumu İstanbul da yapılacak
Dünya Su Forumu’nun beşincisi 2009 yılında İstanbul’da yapılacak. Organizasyona ilişkin sözleşme Enerji Bakanı Güler, Dünya Su Konseyi Başkanı Fauchon ve DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu tarafından imzalandı.

Dünya Su Forumu’nun beşincisi 2009 yılında İstanbul’da yapılacak. Organizasyona ilişkin sözleşme Enerji Bakanı Hilmi Güler, Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon ve Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Veysel Eroğlu tarafından imzalandı.

DSİ Genel Müdürlüğü’nde yapılan törende konuşan Enerji Bakanı Güler, 2009’da İstanbul’da yapılacak foruma 15 binin üzerinde uzman ve 150’ye yakın ülkeden temsilcinin katılacağını, bunun Türkiye’nin tanıtımına da katkı sağlayacağını belirtti.

 

Emniyet amirinin 22 yıl hapsi istendi
Rüşvet aldıkları öne sürülen İzmir Bölge Trafik Müdürlüğünde görevli 1 emniyet amiri ve 9 polis memuru ile rüşvet verdikleri ileri sürülen 4 kişinin, 12 ile 22 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları istendi.

Cumhuriyet Savcısı Ahmet Güven tarafından hazırlanan iddianamede, Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Şehit Güryay Çelik Otoyol Büro Amirliğinde görevli sanık emniyet amiri M.E. ile 9 polis memurunun, ağır tonajlı bazı araçların ağırlık tonajının üzerinde yük taşımalarına, her ay düzenli olarak ödenen 2 bin YTL karşılığında göz yumdukları öne sürüldü.

Firma yetkilisi A.K nin (50) Cumhuriyet Savcılığına şikayeti üzerine başlatılan operasyonda, üzerine gizli kamera yerleştirilen bir şoför ile Bornova da buluşan polis memuru Ş.D nin, önceden seri numaraları alınmış 2 bin YTL yi aldığı suç üstü yapılarak tespit edildiği kaydedildi.

Polislerin kendi aralarındaki telefon görüşmelerinin de yer aldığı iddianamede, bu görüşmeler kanalıyla, nakliye firmalarından polislerin her ay 2 bin YTL aldıklarının tespit edildiği belirtildi.

Bazı nakliyat firmalarında görevli U.M, T.D, Y.D. ve M.G nin rüşvet verdiği de saptandığı da kaydedildi. İddianamede rüşvet aldığı ve irtikap suçunu işlediği belirtilen emniyet amiri M.E ve polis memuru Ş.D. için 22, rüşvet aldığı ve bu suça iştirak ettikleri belirtilen polis memurları O.B, M.N.K, C.M, A.T, N.K, M.Ş, H.Ç. ve L.B. için 12 yıl hapis cezası istendi. Rüşvet verdiği öne sürülen firma görevlileri Y.D, T.D, U.M. ve M.G nin de 12 yıl hapis istemiyle cezalandırılmaları talep edildi.

İddianame 11. Ağır Ceza Mahkemesinde kabul edilerek dava açıldı.

OPERASYON

Nakliye firması yetkilisi A.K nin Cumhuriyet Savcılığına, 31 Ekim 2006 tarihindeki başvurusuyla başlatılan operasyonda, 2 hafta süren istihbarat ve teknik takip sonucunda 1 emniyet amiri, 9 polis memuru ve 4 nakliyat firması yetkilisi gözaltına alınmıştı.

Mahkemeye çıkarılan zanlılardan emniyet amiri M.E, polis memuru Ş.D, M.N.K. ve C.M. ile rüşvet verdiği iddia edilen firma yetkilileri U.M. ve T.D. tutuklanmıştı. Diğer sanıklar ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  18.Oca.2007 Per 12:59:58sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
Osmaniye de 3.5 büyüklüğünde deprem
Osmaniye’nin Kadirli İlçesi nde Richter ölçeğine göre 3.5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 5.3 kilometre derinliğindeki depremde can ve mal kaybı olmadı.

Boğaziçi Üniversitesi Deprem Araştırma Enstitüsü Kandilli Rasathanesi, saat 04.21 sıralarında kaydedilen depremin merkez üssünün Kabirli olduğunu bildirdi. Yerin 5.3 kilometre derinliğindeki depremde can ve mal kaybı olmadı.

 

Kan bağışıyla ilgili yanlış inanışlar
Türk Kızılayı Gaziantep Kan Merkezi Müdürü Dr. Gökhan Özboz, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığı zaman Türkiye deki en önemli problemin düzenli, gönüllü kan bağışlarının yetersizliği olduğunu söyledi.

Özboz, halk arasındaki kan bağışıyla ilgili yanlış inanışlar nedeniyle düzenli ve gönüllü kan bağışlarının yetersiz olduğunu belirtti. Sağlığı uygun olan insanların iki ayda bir kan bağışlayabileceğini ifade eden Özboz, şöyle konuştu:
“Halk arasında hala kan bağışının kilo aldırdığı, bağımlılık yaptığı ya da tehlikeli olduğuna dair yanlış inanışlar var. Bu tür inanışlar halk arasında oldukça yaygın olmakla birlikte bilimsel dayanağı yok.

Genellikle kan, hemoglobin düzeyi zaten yüksek olan kişilerin, kan bağışlayınca belirli süre bazı şikayetleri hafifliyor. Daha sonra kan seviyesi yükselince bu kişiler kan verme gereksinimi duyuyor. Bu durum halk arasında kan vermenin bağımlılık yaptığı inancına yol açmış olabilir. Kan seviyesi normal olan kişilerde bu tür şikayetler oluşmaz.”

Özboz, kan bağışının insanı kansız bırakacağı düşüncesinin de yanlış olduğunu, kan bağışı yapmadan önce yapılan muayenede, kan düzeyi düşük olan kişilerden bağış alınmadığını ifade etti.

Bazı ilaçları kullanan kişilerin kan bağışı yapamayacağını, bu nedenle bağış öncesinde kişinin kullandığı ilaçları doktora söylemesi gerektiğini ifade eden Özboz, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Çok nadir olmakla birlikte kan bağışından sonra istenmeyen bazı şikayetler ortaya çıkabiliyor. Bunlar çoğunlukla baş dönmesi, bulantı, terleme, bayılma gibi şikayetler. Kan merkezine başvurduğunuzda gerekli muayene ve kan tahlili yapılmaktadır.

Ancak buna rağmen çok nadir de olsa yan etkiler görülebilmektedir. Bunun en önemli nedeni kan görmeye dayanamama ve aşırı heyecan gibi psikolojik nedenlerdir. Bu tür durumlarda müdahale için hazırlıklı ekipman ve personel, kan merkezlerinde 24 saat hazır bulunur.”

KAN BAĞIŞI SONRASI

Özboz, kan bağışı sonrasında kişilerin doktorların tavsiyesini dikkatle dinlemesi ve uygulaması gerektiğini vurguladı. Kan verme işlemi sonrasında kişinin ayağa kalkmak için acele etmemesi gerektiğini ifade eden Özboz, şunları anlattı:
“Kişiler bağış sonrasında ayağa kalktıktan sonra ikram bölümünde bir süre dinlenerek, ikram edilen sıvıları almalı. Kişi eğer sigara kullanıyorsa kan bağışından sonra 30 dakika sigara içmemeli. Sigara kullanımı, baş dönmesi ve bulantıya neden olabilir.

Kişiler ilk birkaç saat içinde kan verdiği koluyla ağır şeyler taşımamalı. Bu kanamaya neden olabilir. Kan verildikten ilk 4 saat içinde her zaman olduğundan daha çok sıvı tüketmeye çalışılmalı, bir sonraki öğünden önce alkollü içecekler alınmamalı. Alkol, vücuttan sıvı kaybını arttıracağı için şikayetlere yol açabilir.”

Özboz, kan bağışlanan gün ağır spor etkinliklerinde bulunulmaması, ilk 4 saat aşırı sıcak ortamlarda bulunulmaması gerektiğini vurguladı.

“Kan bağışından sonra baygınlık hissi ve baş dönmesi yaşayan kişiler uygun bir yere uzanmalı” diyen Özboz, kişilerin başını iki dizinin arasına alacak şekilde oturmasının da rahatsızlığın azalması açısından uygun olacağını kaydetti.

Van da bir kişi donarak öldü
Gürpınar ilçesinden 20 kilometre uzaklıktaki Van merkeze yürümek isteyen bir kişi donarak öldü. Üç çocuk babası Ferhat Karademir in cesedi, Diyarbakır Adli Tıp Kurumuna götürüldü.

Gürpınar ilçesinde yaşayan Ferhat Karademir, 20 kilometre uzaklıktaki Van merkeze yürümek istedi. Karademir, havanın soğuk olması nedeniyle ilçeye 5 kilometre mesafedeki Kurubaş mevkisinde donmuş bulundu.

Üç çocuk babası Ferhat Karademir in cesedi, Diyarbakır Adli Tıp Kurumuna götürüldü.

 

CC sohbet icin buraya
 <<1234 567891011121314...30>>
Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir