ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


2 Haziran 2024, Pazar 14:46   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Mühim Mevzular > Felsefe, Din, İçsel meseleler
forum sohbet oyun basliklari
   ****OKUNASI PAYLAŞIMLAR****
 <<123 4>>
Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

prenses344

prenses344 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  2.Ara.2006 Cmt 11:08:51sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Evlerinize sağanak sağanak meleklerin...  


Evlerinize sağanak sağanak meleklerin inmesini ister misiniz? Sizler için sevinç çığlıklarıyla Arş’a uçup, “Ya Rab bu mü’min kullarını affet, çünkü senin Rızan için seni anıyorlar.” diye dua etmesini ister misiniz?

Sohbet, ortak bir dille dertleşmek ve aynı hayatı paylaşmaktır. Bu paylaşımda yürekler benzer duygu ve heyecanlarla, hep aynı meseleler etrafında çarpar. Böyle bir beraberlikte “Birimiz hepimizdir” görüşü hâkimdir ve tam bir vahdet-i ruhiye söz konusudur. Bu vahdet-i ruhiye ile insan, dertlerinin çaresini bulur, hüzünlerini ve sevinçlerini paylaşır, ilim ve irfanını artırır. Zikir, fikir, tefekkür güzel sohbetlerin önemli bir derinliğidir. İşte Ahmet ve arkadaşları bu meselenin şuurunda olarak haftada bir gün bir araya geliyorlar ve sohbet ediyor, Allah’ı tesbih ediyorlardı.

O gün yine sohbet akşamıydı. Ahmet, arkadaşlarıyla beraber sohbet ediyordu. O gün aralarına yeni gelen bir arkadaş daha vardı. Bu kişinin niyeti aslında sohbet dinlemek değildi. Sadece arkadaşının ısrarlı ricasını kıramamıştı. İçinden,

- Bu akşam burada takılayım. Hem karnımı da doyurmuş olurum. Bir daha da buraya uğramam zaten, diyordu.

Sohbet devam ederken, mana âleminden bir grup melek de o eve gelmişti. Bu meleklerin vazifesi, Allah’ın adının anıldığı, O’nun sevgisinin ve rızasının işlendiği meclisleri ziyaret edip oradaki kimseleri Allah’a bildirmekti. Melekler sohbeti dinledikten sonra göğe yükselip Allah’a şöyle dediler:

- Ya Rabbi! Ahmet kulun ve arkadaşlarının yanından geliyoruz. Onlar bu akşam Seni zikrettiler, verdiğin nimetlerden dolayı Sana şükrettiler, imanlarını artırdılar, Senin rızanı talep ettiler.

Bundan sonra Cenab-ı Hak ile melekler arasında şu diyalog yaşandı:

- Onlar beni görmüşler mi ki, beni bu şekilde övüyorlar?

- Hayır, Seni görmediler ya Rabbi!

- Ya beni görselerdi, ne yaparlardı?

- O zaman Sana daha çok ibadet ederler, Seni daha çok yüceltip anarlardı.

- Peki onlar, benden ne istiyorlar?

- Senden cennetini istiyorlar.

- Cenneti görmüşler mi?

- Hayır ya Rabbi, cenneti görmediler.

- Ya görselerdi, ne yaparlardı?

- Cenneti görselerdi, onu daha çok isterler ve cenneti kazanmak için daha fazla çalışırlardı.

- Onlar neden korkuyorlar?

- Cehenneme girmekten korkuyorlar.

- Cehennemi görmüşler mi?

- Hayır, ya Rabbi, görmediler.

- Ya cehennemi görselerdi, ne yaparlardı?

- O zaman ondan daha fazla korkarlar ve oraya girmemek için daha dikkatli yaşarlardı.

- Siz şahit olun, Ben bu kullarımın hepsini affettim. Onları cennetime kabul edeceğim. Onlar cehennem ateşinden uzak olacaklardır.

Bu sıra bir melek şunları söyledi:

- Ya Rabbi! Yalnız içlerinden birisinin niyeti Seni övmek değildi. O kimse, oraya sohbeti dinlemek için gelmedi. Niyeti başkaydı.

Bunun üzerine Cenab-ı Hak, şöyle buyurdu:

- Ben onu da affettim. Onlar öyle güzel bir topluluktur ki, onlarla beraber olanlar cehennemlik olmazlar. Onların yüzü suyu hürmetine o kişiyi de affettim. (Buhari, 6045; Müslim, 2689)

HİKAYEDEN ÇIKARILACAK DERSLER

1. Hepimizin ekmek ve su kadar sohbete ihtiyacımız vardır. Bir araya gelip his teatisinde, duygu alışverişinde bulunmaya şiddetle muhtacız. Ahir zamanın dehşetli fitneleri, şeytanın profesyonelce hazırladığı oyun ve handikapları, nefsin irade tanımaz taşkınlıkları ve desiseleri arasında boğulan bizlerin, bir nefes almaya, manevi rahata, dertleşme ve halleşmeye ihtiyacı var. O yüzden sohbet meclislerine devam etmeliyiz. Şunu unutmayalım ki, Rabb’imiz bu meclisten, oraya gelenlerden razı olmakta ve onların yüzü suyu hürmetine böylesi kimselerin arasında bulunanları da affetmektedir.

2. Mana büyüklerinden Ebu’l-Leys Semerkandi şöyle der:

Bir kimse alim yanında oturup da ilimden bir şey elde edememiş olsa bile o kimseye yedi kazanç vardır. Eğer ilim öğrenirse onun fazileti de daha başkadır:

İlim öğrenmeye talip olan kimsenin nail olacağı fazilete nail olur.

Sohbet meclisinde bulunduğu müddetçe nefsini masiyetten hapsetmiş olur.

Rahmet-i İlahiye sohbet meclisine nazil olduğu için o da hissesini alır.

Sohbetten istifade etmek için evinden çıktığı vakitte üzerine Rahmet-i İlahiye nazil olur.

Orada dinlemesine de ibadet ü taat sevabı yazılır.

Eğer dinler de anlayamaz sonra da kalbinde bir ızdırap hasıl olursa, affa mazhar olur.

İnsanların ikramına nail olur ve kalbi ilme meyil ve muhabbet eder.

 

İmZa....



Kopan bir ipe, sımsıkı bir düğüm atarsanız , ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür.
Ama ipe her dokunuşunuzda , canınızı acıtan tek nokta , yine o düğümdür.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

prenses344

prenses344 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  3.Ara.2006 Pzr 13:28:49sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Resul-i Ekrem’in (a.s.m.) vefat edeceği gün sabah vakti, kendisinde bir hafiflik görüldü. Yanındakiler sevinerek, iyidir diye ayrılıp işlerine gittiler. Yanında yalnız kadınlar kaldı. Böyle ümitle ferahlık arasında iken Resul-i Ekrem (a.s.m.):
– Kadınlar çıksın, bu melek yanıma girmek istiyor, dedi.

Herkes çıktı, yalnız Hz. Aişe kalmıştı. Resul-i Ekrem’in (a.s.m.) başı onun kucağındaydı. Meleği karşılamak üzere Efen*dimiz (a.s.m.) oturdu. O da evin bir köşesine çekilmişti.

Bir müddet melekle konuştuktan sonra tekrar Âişe Valide*mizi çağırdı ve başını onun kucağına koydu. Kadınlara da içeri girmelerini söyledi. Hz. Aişe, Resul-i Ekrem’e (a.s.m.):

– Bu melek, Hz. Cebrail’e (a.s.) benzemiyordu, dedi.

Resul-i Ekrem (a.s.m.) şöyle buyurdu:

– Evet, ya Aişe, bu, ölüm meleği idi. Bana geldi ve “Allahu Teâlâ beni sana gönderdi ve iznin olmadan yanına girmememi emretti. İzin vermezsen geri dönerim, izin verirsen girerim. Ve yine sen müsaade etmeden ruhunu almamamı bana emretti. Emrin nedir?” diye sordu. Ben de kendisine “Ceb*rail gelinceye kadar benden uzaklaş” dedim. İşte şimdi Cebrail’in gelme saatidir.

Hz. Aişe bunun üzerine, “Ne bir fikir yürütecek ne de bir cevaba muktedir olacak durumda idik. Büyük bir felâketle karşılaşmış olarak dehşet içinde kaldık. İşin önemine binaen kimsenin ağzından ses çıkmıyor, ehl-i beyt dehşet içinde bekliyordu. Tam bu sırada Hz. Cebrail’in (a.s.) kapıya geldiğini anladım. Selâm verdi, kadınlar çıktı. Hz. Cebrail (a.s.) girdi ve Resul-i Ekrem’e:

– Allah Teâlâ’nın sana selâmı vardır, kendini nasıl bulduğunu sana soruyor. Şüphesiz O, senin nasıl olduğunu daha iyi bilir, ancak senin kerem ve şerefini artırmayı ve ümmetin arasında örnek olmayı kast etmiştir, dedi.

Resul-i Ekrem (a.s.m.):

– Kendimi sancılar içinde buluyorum, dedi. Hz. Cebrail de (a.s.):

– Sana müjde olsun! Allah Teâlâ seni vaat ettiği mevkilere yükseltmek için bu acı ve sancıları sana vermiştir, dedi. Resul-i Ekrem (a.s.m.):

– Ey Cebrail, ölüm meleği yanıma girmek için izin istedi, dedi ve olayı anlattı. Hz. Cebrail (a.s.):

– Ya Resulallah, Rabbin sana müştaktır, senden başka hiç kimseden böyle bir müsaade istememiş ve istemeyecektir. Allah Teâlâ böylece senin şerefini tamamlamak istiyor, dedi. Resul-i Ekrem:

– O hâlde Azrail gelinceye kadar ayrılma, dedi. Kadınların içeri girmesine izin verildi. Resul-i Ekrem, Hz. Fâtıma’ya:

— Yaklaş, diye buyurdu. Hz. Fatıma Resul-ü Ekrem’e doğru eğildi. Efendimiz (a.s.m.) ona gizlice bir şeyler söyledi ve gözleri yaşlı olarak başını kaldırdı. Resul-i Ekrem tekrar Hz. Fatıma’ya:

– Yaklaş, diye buyurdu. Bu defa da kulağına bir şeyler fısıldadı ve Hz. Fatıma gülümseyerek başını kaldırdı.

Tabii bu durum, Hz. Aişe başta olmak üzere odadaki kadın*ları meraklandırdı. Hz. Aişe sonra bir fırsatında Hz. Fa*tı*ma’*ya bu durumu sordu. O da:

– Birinci seferinde Resul-i Ekrem (a.s.m.) bana, “Ben bugün ölüyorum” diye buyurdu ve ona ağladım. İkinci seferinde, “Ben Allah’a dua ettim; ehl-i beytimden ilk olarak seni bana ulaştırmasını ve seni benimle bir arada bulundurmasını is*tedim” şeklinde buyurdu, buna da güldüm, dedi ve oğulları*nı kendisine çekerek başlarını kokladı.

Tam bu sırada ölüm meleği geldi, selâm verdi ve içeri gir*mek için izin istedi. İzin verildi, içeri girdi ve:

– Ya Muhammed, ne emrediyorsun, diye sordu. Resul-i Ek*rem (a.s.m.):

– Şu anda beni Rabbime ulaştır, buyurdu. Hz. Azrail de (a.s.):

– Olur, seni bugün Rabbine ulaştırırım, çünkü Rabbin sana müştaktır. Senin dışında hiç kimse hakkında böyle bir tereddüde meydan vermedi. Senden başka kimseden izin almamı emretmedi. Fakat senin saatin yakındır, dedi ve ayrıldı. Bu sırada Hz. Cebrail (a.s.) gelerek selâm verdi ve:

– Vahiy dürüldüğü gibi dünya da benim için dürülmüş oldu. Artık ne dünyanın bende bir ihtiyacı ve ne de benim dünyada bir ihtiyacım kaldı. Bu, benim yeryüzüne son inişimdir, dedi.

Kimsenin ses çıkaracak durumu yoktu. Hz. Aişe, Efendimi*zin (a.s.m.) mübarek başını göğsü arasına aldı ve Efendimi*zin (a.s.m.) göğsünü tuttu. Bu sırada Efendimiz kısa bir bay*gınlık geçirdi. Sonra alnından inci tanesi gibi terler akma*ya başladı. Hz. Aişe terini sildi ve şöyle dedi:

– Böyle güzel koku hiç almış değilim. Sonra ayılınca:

– Anam babam sana feda olsun, bu terler ne idi, dedi. Resul-i Ekrem (a.s.m.):

– Mü’minin ruhu ter ile, kâfirin ruhu ise merkebin canı gibi ağız ve burun deliklerinden çıkar, buyurdu. İşte ancak o zaman Hz. Aişe ve yanındaki kadınların aklı başına gelmişti, korku dolu bir halde hemen erkekleri çağırdılar.

İlk gelen erkek, Hz. Aişe’nin babasının ona gönderdiği, kar*deşi Abdurrahman’dı. Ne yazık ki o bile Resul-i Ekrem’in ha*yatına yetişememişti. Allah Teâlâ, Cebrail ve Mikail’i görev*lendirdiği için vazifeyi onlar üzerlerine almışlardı da hiçbir erkek ölümü ânında yanında bulunamamıştı. Resul-i Ekrem (a.s.m.) kendinden geçip baygınlık geçirdiği sırada da, sanki “Hangisini tercih ediyorsun?” diye bir muhayyerlik içinde, “Hayır, Refik-i Â’lâ’yı istiyorum” buyurmuştu. Dili açıldığı ve baygınlığı geçtiği vakit kadınlara döndü:

– Namaz, namaz; zira siz namaza devam ettiğiniz müddetçe dine bağlısınız. Onun için hepiniz namaza devam ediniz, buyurdu ve “namaz, namaz” diye diye ruhunu teslim etti.

 CANIM PEYGAMBERİM.........

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

alesta83

alesta83 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  3.Ara.2006 Pzr 22:07:33sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
AĞRIMA GİDİYOR

Hayat sevmek kadar guzel degilken hayat devam ediyor diyoruz
husranla sonuclanan savastan yaralilarimizi toplarken.
Olulerimizi topraga veriyor,oluyoruz,tek anilarinin ic cebinde sevgiliye
yazilan mektuplar oldugunun bilincinde.
Sevinemiyoruz kurtulan yanlarimiza, kurtuluyoruz, umut diyoruz kendimizle
oynadigimiz oyunun adina unutamiyoruz umutlarimiz ellerimizdeyken..
Ganimet icin savasan parali askerlere benzetiyoruz gozyasiyla
sardigimiz olulerimizin arkasindan aglarken giden sevgiliyi.
 
Seviyoruz, sevilmiyoruz sevildigimiz kadar yakiniyoruz ,
bana bunu neden yapiyor diye,oysa bencilligimizin guzel bir kanitiyken
bunu bana nasil yapar gibi meyhane cumleleri bizi unutturacak ugraslar
sarabiliyor yalanci yaralarimizi.
Bilemiyorum,agrima gidiyor sanirim yalani aska, ayriliga boyamak.

Agrima gidiyor, unutamiyorum bir zamanlar tasidigim agirligimi gomdugum yeri...
Marketlerdeki acemi musteriler gibi en alta koyuyorum duskirikliklarimi..
Ve en guclu olmam gereken zamanda hayata saglam bir askla giremiyorum..
Ne yapalim ask olumden guzel,, hayat sevgiyi besleyecegini saniyor..
Oysa sevdigimde ben hayat akmiyor.Saclarimizdaki beyazlari saymazsak
yasamak dedigin askla sona eriyor,,ask bittiginde yasam devam ediyor..
Huzunlu siirler yaziliyor, hayata kusuluyor...
Aslinda hayat bize merhaba diyor  tum gizemiyle biten bir askin ardindan.
Bu yuzden aci cekmeyenler hayata yakasindan yapisan yurekler oluyor...
 
Agrima gidiyor sevdadan kacmak ,
agrima gidiyor sevmekten korkmak,
uzerine gidememek birseylerin.

Her yagmurun arkasindan bir gokkusagi girecekken
hayatlarimiza agrima gidiyor yagmurlu havalarin islak sevdalari.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

alesta83

alesta83 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  3.Ara.2006 Pzr 22:15:54sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

NE SÖYLEDİĞİN DEĞİL NASIL SÖYEDİĞİNDİR 

Padişah, bir gece rüyasında tüm dişlerinin döküldüğünü, yemek bile yiyemez hale geldiğini görür. Sıkıntı içinde uyanır. Vezirini çağırıp sarayın rüya tabircisinin hemen huzuruna getirilmesini buyurur. Uyku sersemi tabircibaşı yanına gelince, padişah düşünü anlatıp sorar:
"Tabircibaşı, bu rüya hayır mıdır, şer midir? Neye işarettir, hele bir söyle."
Tabircibaşı biraz düşünür; sonra utana sıkıla:
"Şerdir, Padişahım" der.
"Uzun yaşayacaksınız; ama ne yazık ki, tüm yakınlarınızın gözlerinizin önünde birer birer ölüp sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz."
Bir an sessizlik olur; ardından padişah kükrer:
"Tez atın şunu zindana, felaket habercisi olmak neymiş öğrensin!"
Tabircibaşı, yaka paça götürülüp zindana atılır. Padişah bir başka tabircinin bulunmasını emreder. Huzura getirilen ikinci tabirciye de rüyasını anlatıp sorar:
"Hayır mıdır, şer midir?" der.
İkinci tabirci de önce biraz düşünür; ama sonra yüzü aydınlanır:
"Hayırdır, Padişahım!" der. "Bu rüya, tüm yakınlarınızdan daha uzun yaşayacağınızı gösterir. Daha nice seneler boyu ülkenizi yönetebileceksiniz."
Padişah, ağzı kulaklarında buyurur: "Bu tabirciye iki kese altın verin!"
Başından sonuna durumu izleyenler, tabirciye sorar:
"Aslında sen de tabircibaşı da aynı şeyi söylediniz. Neden onu cezalandırdı da seni ödüllendirdi?"
Tabirci güler:
?Elbette aynı şeyi söyledik; ama önemli olan, kimilerine NE söylediğin değil, NASIL söylediğindir.?

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

MyBrood

MyBrood resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey
ozel karakter ile sohbete katil
sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  3.Ara.2006 Pzr 22:20:37sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
ZEKERİYYA ALEYHİSSELÂM NEDEN YEMEĞE DÂVET ETMEDİ?

Zekeriyya (a.s.) son derece cömerti ve kendi el emeği ile maişetini temin ederdi. Bir keresinde bir inşaat işinde çalışıyordu. Çalışma arasında, ancak kendisine yetecek kadar ekmek getirdiler.

Zekeriyya (a.s.) kendisine verilen ekmeği yerken, yanına başkaları da geldi. Zekeriyya (a.s.) onları yemeğe dâvet etmedi. Onun cömertliğini bildikleri için, gelenler, bu tutuma şaştılar. Zekeriyya (a.s.) ekmeğini bitirdikten sonra, şu açıklamayı yaptı:

Ben burada gündelikle çalışıyorum. Bana düşen işi gereği gibi yapabilmem için, bu ekmeği verdiler. Aldığım ekmeği hep beraber yesek, size de bana da yetmeyecek. Ve ben, verimli şekilde çalışamayacağım. İş sahiplerinin hakkı üzerimde kalacak. İşte bunun için sizi yemeğime dâvet etmedim.

Hakperest bir insan, Allah Teâlâ nın bahşettiği nûr ile, böyle ince düşünür. Yemeğe dâvet bir fazilet ise, işinde gereği gibi çalışmak da bir farzdır. İşinde zayıflık, farzda noksanlık iken, dâveti terk etmek fazilette noksanlıktır.

Farzın yanında faziletin hükmü kalmaz. Zira, Def -i mazârrat, celb-i nef a râcihtir.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

MyBrood

MyBrood resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey
ozel karakter ile sohbete katil
sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  3.Ara.2006 Pzr 22:22:54sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Akşama Kadar Yaşamak

Mekke...
Yaşlı bir adam ve genç bir delikanlı bir köşede oturup konuşmaktalar. Önlerinde iyi giyimli bir adam belirir. Genç olanın önüne bir kese altın koyar.
Genç:
- Sağol, paraya ihtiyacım yok.
- Olsun, ben sana veriyorum, ister sen harca, ister fakirere ver.
Genç fazla ısrar etmez. Keseyi alır hemen hepsini ihtiyacı olduğunu bildiklerine dağıtır.
Yaşlı adam aynı akşam genci bir başkasından yardım isterken görür ve sorar:
- Niçin o bir kese altından kendine ayırmadın?
Genç:
-Akşama kadar yaşayacağımı düşünemezdim.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

MyBrood

MyBrood resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey
ozel karakter ile sohbete katil
sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  3.Ara.2006 Pzr 22:30:13sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
MİSÂFİR KÖPEK

Hâce Ali Sirgâhî, Şâh’ın türbesinin yanında yemek verirdi.

Böyle bir gün; “Yâ Rabbî! Bir misâfir gönder!” dedi.

Âniden bir köpek geldi. Hâce Ali köpeği kovaladı. Köpek kaçtı. Sonra Şâh’ın kabrinden bir ses geldi:
“Misâfir istiyordun. Gönderdik, kovdun.” dedi. Derhal kalktı, dışarı koştu. Köpeği aradı bulamadı. Şehrin dışına gitti. Köpeği orada bir ağacın altında yatıyor halde buldu. Yemeği onun önüne koydu. Köpek yemeğe dönüp bakmadı. Hâce Ali utandı ve istigfâra başladı. Tövbe etti.
Köpek;
“Ey Hâce Ali, şimdi iyi ettin. Misâfir çağırıp kovmak ne demektir. Dikkatli ol! Eğer Şâh Şücâ orada olmasaydı, göreceğini görmüştün.” dedi.

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

prenses344

prenses344 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  4.Ara.2006 Pzt 16:33:06sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Ezana Sayqıı
Mekkede hatice adında bir kadın çok zenginmiş.ayrıca çok iyi biriymiş.bu kadın çöllerin yeşermesi için ALLAH ın rızasını kazanmak ve cennete girmek amacıyla mekkeden medineye ağaç diktirmiş.birçok kimsenin hayır dualarını almış.bu kadın öldüğünde mekkenin evliyalarından bir zaat onun cennete mi cehenneme mi gireceğini görmek istemiş. cennette büyük bir derece kazanmış olduğunu görünce bunun sebebinin ALLAH rızası için mekkeden medineye ağaç diktirmesinden mi olduğunu sormuş.hatice ona hayır ben ağaç diktirdiğimde herkesin dilinde idim ve kendimce çok övündüm.ALLAH bana zerre kadar sevap vermedi demiş.bunun üzerine evliya neden bu kadar derecesinin yüksek olduğunu sorunca hatice ben ezan okunduğunda bütün işimi bırakır,sadece ezan dinlerdim bu ezana saygımdan dolayı büyük derece sahibi oldum demiş

alıntı..
 
 

kiz.gif


        

 
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

prenses344

prenses344 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  5.Ara.2006 Sal 16:20:51sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
şeytandan (aleyhilane) itiraflar
Muaz b. Cebel’in (r.a) ibn abbas’tan (r.a) naklen rivayet edilmiştir.

Peygamberimizle ashabı birgün sohbet ederlerken Allah’ın emri üzerine şeytan yanlarına gönderilir. Ve yine Allah’ın emri üzerine,ogün şeytan, kendisine sorulan sorulara TAMAMEN DOĞRU cevap verecektir ve insanlari nasıl kandırdıgını, onları nasıl aldatıp saptırdıgını anlatmasını ister Allah (c.c).

Resulullah (s.a.v),

---mademki dogruları konuşacaksın, o halde söyle bana, insanlar arsında en cok kızıp öfkelendiğin kimdir?

-sensin ey Muhammed! Senden daha fazla beni kim kızdırıp öfkelendirebilirki?

---seni başka kimler öfkelendirir?

- takva sahibi, Allah’tan korkan, malını canın Allah için ortaya koymuş kimseler.

---bundan baska seni öfkelendiren birileri varmıdır?

-evet, sabırlı oldugunu bildigim, takva sahibi, şüpheli seylerden sakınan alimler.

---sonra?

-temizlğne önem gösterenler.

---sonra?

-fakirliğinden kimseye söz acmayan, halinden kimseye şikayetçi olmayan sabırlı fakir.

---peki onuhn sabırlıu oldugunu nasıl bilirsin?

-ya Muhammed! Bir kimse birine 3 günden fazla darlık ve yoksulluk içinde bulundugunu anlatırsa Allah o kimseyi sabredenlerden yazmaz.

---sonra kime kızarsın?

-şükreden zengine.

---zenginin şükredenlerden oldugunu nasıl bilirsin?

-alacagı şeyi helalinden alır, onu kullanması gereken yerde kullanır.
---peki ümmetim namaza kalktıgı zaman durumun nasıl olur?

-işte o zaman beni bir sıtma tutar, titremeyte başlarım.

---ey melun, neden böyle oluyorsun?

- çünkü bir kul Allah için secde ettiği zaman Allah onun her secdesi ile onu bir derece yükseltir de ondan.

---peki ümmetim oruç tuttugunda?

- o zaman zincirle baglanırım,ta ki onlar iftar edinceye kadar..

---ya haccettiklerinde?

-otakdirde deliye dönerim.

---kur’an okuduklarında nasıl olursun?

-tıpkı ateşe atılmış bir kurşun gibi eririm.

--- ya sadaka verdiklerinde?

-o vakit sanki sadaka veren kişi eline bir testere alır da beni lğme liğme eder...

---bunun sebebi nedir?

-çünkü sadakada 4 güzellik vardır:

Allah o sadaka veren kişinin malına bereket ihsan eder.

Onu insanlara karşı sevimli yapar.

Verdiği sadaka cehennemle onun arasında bir perde olur.

Verdiği sadaka sebebiyle Allah Teala ondan bela ve musibetleri savar.
--- Ebu Bekir hakkında ne düşünüyorsun?

-ya Muhamed, o bana cahiliye devrinde bile itaat etmedi, islamdan sonra nasıl etsinki!

---Ömer b. Hattab hakkında ne dersin?

-yeminle söylüyorum ne zamanki onu görsem hemen oradan kacarım.

---Osman b. Affan hakkında ne dersin?

-O öyle haya sahibidir ki, melekr dahi ondan haya ederken ben nası haya etmeyeyim ki?

---peki ya Ali b. Ebu Talip hakkında ne dersin?

-keşke...keşke ondan şöylece bir kurtulsam, vo benbi bıraksa ben de onu bıraksam..ne yazıkki böyle bir günüm hiç olmadı.
---ümmetime saadetler ihsan eden, seni de cehennemliklerden kılan Allah a hamd olsun.



- heyhat ki heyat! Ümmetinin saadete ulaşması pek mümkün degil. Ben kıyamete kadar hayattayım, ölmeyeceğim. Nasıl olur da sen ümmetin hakkında gönlünü ferah tutrsın..

ben onların damarlarına ve içlerine girerim, onlar benim farkıma varmazlar.

Resulullah (s.a.v),

---sana göre ihlaslı olan kullar kimlerdir?

-bilmezmisinki bir adam parayı pulu cok seviyorsa o ihlas sahib değildir..

paraya pula asırı baglı olmayan, övülmeyi methedilmeyi sevmeyen bir adam gördüğümde anlarımki o ihlaslı bir kuldur. Hemen onu bırakır giderim.

Yüzüne karşı övülmeyi seven, kalbi dünyevi arzulara baglı olan kul bana en cok itaat edendir.

Şeytan anlatmaya devam eder:

Ey Muhammed! Benim 70bin tane askerim vardır ve herbirinin de 70 bin tane yardımcısı vardır. Onlardan kimin alimlere, kimini genclere, kimini yaşlı adamlara göndermişimdir.

Gençlere gelince, o0nlarla aramızda hiçbir problem yoktur.

Çocuklar ise bizimkiler onlarla diledikleri gibi oynarlar.

Askerlerimden bazılarını cokca ibadet edenlere bazılarını takva hayatı yasamayanlara göndermişimdir.

İşte bu askerlerim, aralarına girerek onları halden hale sokar. Sonunda onlardaki ihlas alınır. Onlar bu şuursuzluk içinde Allah a ihlas içinde ibadet ettiklerini zanneder dururlar.

Bilirmisin rahip Barsisa tam 70 yıl ihlas içinde Allah a ibadet etmişti. Öyle ki hangi hastaya dua etse o kimse şifa buluyordu ama ben onun peşini hiç bırakmadım, sonunda zina etti, ardından cinayet işledi ve nihayet kafirlerden oldu.

Ey Muhammed! Yalan bendendir ve ben yalan söyleyenlerin ilkiyim. Yalan söyleyen kimse benim dostumdur. Kim Allah adını söyleyerek yalan yere yemin ederse işte o benim sevgilimdir.

Gıybet ve koğuculuk benim en hoşladıgım, keyif aldıgım bir şeydir.

Yalan yere sahitlik gözümün nurudur. Mesela, kim sürekli hanımına vallahi seni bosarım, bosayacagım, bosadım gibi yeminle konusup dursa, bu kimse hanımını boşamış olur;fakat farkında değildir. Bundan sonra onlar birbirlerinden ayrılıncaya kadar ya da ölene kadar zina içinde bulunurlar, cocukları da bu zinanın mahsulu olur......
 
 
 
 

kiz.gif


        

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

prenses344

prenses344 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  6.Ara.2006 Çar 14:12:50sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Mevlana birgün öğrencileriyle beraber bir yere gitmek üzere yola çıkar.Bir çeşmenin önünden geçerken bi koku gelir pis bi kokudur bu ve hayvan leşidir.
Öğrencileri burnunu tıkayarak kokudan uzaklaşmak ister ve söylenerek uzaklaşırlar...
Ancak Mevlana hazretleri şu güzelliğe bak yarabbim der ve şükreder rabbine.Öğrenciler şaşırır ve sormadan edemez. Ya hocam bunun neresi güzel biz anlayamadık derler.
Mevlana hazretleri cevap verir.""Şu hayvanın dişlerine bakarmısınız, O leş dediğiniz karartının arasından nasılda parlıyor.Tüm vücut toprak olmak için harekete geçmişken bu dişler inadına bembeyaz parlıyor. demiş. Öğrenciler şaşırarak bakarlar ve bir daha anlarlar mevlana hazretlerinin hayata bakış açısını.

Benide çok etkiledi ve keşke herzaman hayatın kötü değilde güzel yönlerini görebilsek. Sizcede güel olmazmı arkadaşlar...

 

kiz.gif


        

CC sohbet icin buraya
 <<123 4>>
Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir