ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
13 Mayıs 2024, Pazartesi 00:50   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Haber > Güncel haberler
forum sohbet oyun basliklari
   .*. _HaBeRiNiZ OLsuN_ .*.
 <<123 >>
Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

RozaIinda

RozaIinda resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Ara.2006 Sal 20:48:57sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
TİNİMİNİKİZ GÜZEL PAYLAŞIMLARIN İÇİN TEŞEKKÜRLER
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

DarkShine

DarkShine resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  20.Ara.2006 Çar 23:18:51sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
DR. ANDREW MANGO’NUN, 10 KASIM 2006 TARİHİNDE HARP AKADEMİLERİ KOMUTANLIĞINDA DÜZENLENEN ATATÜRK’Ü ANMA GÜNÜNDE  VERDİĞİ
„ÇAĞIMIZDA ATATÜRK“ KONULU KONFERANS
Sayın Komutanım,
Dünün, bugünün ve yarının değerli komutanları,
İlk önce bu nazik davete, bu nazik takdime teşekkürlerimi arz etmek isterim.
Bu yıl Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 125’inci yıldönümünü kutluyoruz. Bu gün ise Atatürk’ü, ölümünün 68’inci yıldönümünde anıyoruz. Bir devlet adamını değerlendirdiğimizde, içinde bulunduğu koşulları hesaba katarak, yapmak istedikleriyle yapabildiklerini karşılaştırdıktan sonra miras olarak bıraktığı yapıtına bakıyoruz.
            Atatürk doğduğu zaman, tebası olduğu devlet, Osmanlı İmparatorluğu, açık çözülme tehlikesiyle karşı karşıya idi. Etrafındaki büyük devletler ise sağlam bir kale görünümünde idi. Oysa bugün geriye baktığımızda görüyoruz ki Osmanlıların “düvel-i muazzama” dedikleri imparatorluklar da son çağını yaşıyordu. Bir-iki kuşak sonra, onlar da tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, çözülmeye mahkûmdu. Atatürk çok-uluslu imparatorlukların son döneminde asker mesleğine girmişti. Biz ise ona imparatorluklar-sonrası çağın açısından bakıyoruz. Doğal olarak, bugün büyük devletler, süper güç tabir ettiğimiz devlet yok demiyorum, klâsik anlamda çok-uluslu imparatorlukların kalktığına dikkatinizi çekiyorum. Yerlerini ulus-devletler tabir ettiğimiz siyasal yapılar almıştır. Bu yeni devletleşme süreci halâ devam ediyor. Dikkat ederseniz bugün bizi korkutan, en azından uğraştıran sorunların, çatışmaların çoğu eski imparatorlukların çekildiği bölgelerde yer alıyor. Üçüncü dünya, imparatorlukların eskiden doğrudan doğruya veya dolaylı olarak yönettikleri ülkeleri kapsıyor. Güvenliğimize yöneltilen tehditler daha çok bu üçüncü dünyanın içinde oluşuyor.
            Kimisine göre, bu tehditler bağımsızlıklarını yeni kazanmış olan ülkelerin demokratik rejime sahip olmamalarından kaynaklanıyor. Ne var ki demokrasi ancak bütünleşmiş, uluslaşmış işlevsel toplumlarda iyi sonuç verebiliyor. Aksi halde serbest seçimler etnik grup, aşîret, din, mezhep farklarını sadece yansıtmakla kalmıyor, bunları tırmandırıyor da. Üçüncü dünya ülkelerinde parlak zekâlar, iyi yetişmiş bireyler, çağdaş dünyada, çağdaş bir toplum içinde iyi performans verebilecek şahıslar elbette ki var. Ama kendi toplumları onların doğru-dürüst çalışmalarını engelliyor. Gerçek şudur ki bireyi yetiştirmek nisbeten kolaysa, toplumu çağdaşlaştırmak fevkalâde zordur.
            Mustafa Kemal Atatürk de bütünleşmemiş, geri kalmış bir toplumun başına geçmişti Cumhuriyeti kurduğu zaman. Büyüklüğü, bu toplumu bütünleşme, çağdaşlaşma yoluna sokmaktaki başarısında belli oluyor. Çok-uluslu Osmanlı Devleti içinde geleneksel iş bölüşümü sonucunda, Müslüman Türkler arasında temel bilgiler, özellikle modern yaşamın gerektirdiği bilgiler eksikti. Makinistlerden marangozlara, hatta nalbantlara kadar en basit esnaf ve teknisyenler hemen hemen tümüyle azınlık mensubu ya da yabancılardan oluşuyordu. Atatürk’ün, esnafın önemini belirten ilk söylevlerinden biri bağımsızlık savaşı senelerinde kurulan özel nalbantlar kursuna yaptığı ziyaret sırasında o demecini vermişti. Nalbant yoktu, nalbantları iyileştirmek lazımdı. Atatürk bir kurs açıyor ve bu esnafın, bu becerilerin, bu basit becerilerin ne kadar önemli olduğunu vurguluyordu.
Durumu gerçekçi bir gözle gören Mustafa Kemal, seçtiği hedefe ulaşmak için önceliklerini birer birer saptadı. Hedef, “muasır medeniyet seviyesi”ne ulaşıp , üstüne çıkmaktı. Yani evrensel uygarlık kervanına katılıp zamanla onun ön sıralarında yer almaktı. Bunu yapabilmek için ilk adım, milletin rahat bir şekilde yaşayıp çalışabileceği, güvenli sınırlar içinde, tam bağımsız bir memlekete sahip olmaktı. Sonra bu memlekette kamu düzenini kurmak, işlevsel kurumları yaratmak ve çağdaş yasa ve kuralları benimseyip uygulatmaktı. Ülkenin sınırları dışında ise herkesle iyi geçinmek, imkân dahilinde herkesle işbirliğinde bulunmak ve
kimseye düşman gözüyle bakmamak gerekiyordu. İçeride ve dışarıda güvenli bir durum sağlandıktan sonra ise, ilk iş toplumu çağdaş bilgiyle donatmak, eğitimle bilgiyi yaymak, bilgi birikimini arttırmak ve sonunda yeni bilgi üretimini teşvik etmekti. Laiklik hem çağdaş toplum düzeninin, hem de çağdaş bilgi edinmenin vazgeçilmez şartıydı. Dinler muhtelif, uygarlık ise tek ve evrenseldir. Bilgi dine göre parçalanmaz, sınırlandırılamaz. Bilgi ile donatılan toplumun bütünleşmesi için ortak bir dille ifade edilen ortak bir kültürü geliştirmek şarttı. Ortak dil ve ortak kültür bazında kurulan modern devletlerin, bir ara çok-kültürlülük akımına kapıldıktan sonra, şimdi yine ortak dil ve ortak kültür lüzumunun farkına vardıklarını bugün Batı’nın hemen hemen her tarafında görüyoruz. Kamu düzeninin korunması, demokratik kurumların işleyebilmesi için vatandaşların birbirini anlaması ve ortak değerlere sahip olmaları gerekiyor. Atatürk bu gereği yerine getirmeye öncelik verdi. Atatürk’ün tam bağımsızlık, “Yurtta sulh, cihanda sulh”, “Hayatta en hakikî mürşit ilimdir” parolaları boş sözler değildi. Gerçekçi ve aynı zamanda yüksek vizyon sahibi bir devlet adamının önceliklerini dile getiriyor ve uygulamaya hemen yansıyordu.
Şunu da kaydedelim: Atatürk’ün dehası gerçekçilikle vizyon arasında kurabildiği dengede kendini göstermiştir. Çünkü vizyonu olmayan gerçekçilik oportünizme[1] götürür, sinizme[2] götürür. Oysa gerçekçi olmayan bir vizyon hayalperestliğe fanteziye yol açar. Atatürk hem gerçekçi hem vizyon sahibiydi ve dengeyi son derece dikkatli, doğru bir şekilde kurabilmişti.
Bugünlerde, İngilizce “failed state” denen, “çökmüş devlet” ya da “devletleşememiş ülke” olayına sık sık rastlıyoruz. İşte Atatürk, kurduğu Cumhuriyetin bu hale düşmemesi için canla başla çalışmış, mümkün olan her önlemi almıştır. Cumhuriyetin 83 yıllık sicili, Atatürk’ün attığı temellerin sağlamlığına kanıt getiriyor. Bu demek değildir ki memleketiniz sorunsuzdur. Herkesin sorunları vardır, en gelişmiş ve en zengin memleketler dahil. Eski sorunlar çözümlenince, çağın değişen şartları yeni sorunları ortaya çıkarıyor. Önemli olan toplumun ve yöneticilerinin sorunlara çözüm getirme yeteneğine sahip  olmalarıdır.   Atatürk’ün   kurduğu   Cumhuriyet,   bu
yeteneğini buhran anlarında göstermiştir.  Atatürk’ün ilkeleri arasında bulunan devrimcilik ilkesi kelimesinin anlamı budur. Devrimcilik ne demek? Devrimcilik çağa uymaktır. Aldığınız önlemleri,
yasalarınızı, kurumlarınızı daima çağa uydurmak, dünyanın halini, dünyanın değişen şartlarını gözden kaçırmamak anlamına geliyor.  Tabiî, Atatürk çağdaş devletleşme sürecinde başarısını, kendi dehası yanında, Osmanlı İmparatorluğunun yedi yüzyıllık yönetim deneyine de borçluydu. Unutmayalım ki Türk toplumu, İstiklâl Savaşı bittiğinde, okuma-yazması olmayan bir köylü çoğunluğunun yanında, seçkin bir sivil-asker yönetim kadrosuna da sahipti. Kendisi bu seçkinlerden olan Atatürk’ün gençlik yıllarında dediği gibi, görevleri çoğunluğu kendi düzeyine çıkarmaktı. Şunu da kaydedelim ki Osmanlı İmparatorluğu çözüldüğü zaman batıda yönetim sicili çok kötü bir şekilde anlatılmıştı, aşağılanmıştı. Ama sonradan olanlar göstermiştir ki gelen gideni hep aratmıştır Osmanlının terk ettiği topraklarda. Ve bugünlerde, benim dolaşmış olduğum akademik çevrelerde Osmanlı imparatorluğunun bu yönetim yeteneği övgü konusu oluyor. Nasıl oldu da yüzyıllarca bizim yönetmekte güçlük çektiğimiz bu Ortadoğu’yu, bu Balkanları onlar bir avuç insanla yönetebilmişlerdir. Bu soru bugün soruluyor.
Atatürk’ün, toplumu bütünleştirerek çağdaş bir devleti işletebilecek duruma getirmede beceri ve başarısı bugün özellikle üçüncü dünya memleketlerinin yararlanabileceği bir örnek oluşturuyor. Ama birinci dünyaya da yararlı olabilecek bir dersi var. Atatürk, İstiklâl Savaşındaki zaferiyle, “düvel-i muazzama”nın, yani büyük devletlerin muazzam askerî gücünün, yabancılar tarafından yönetilmesini istemeyen bir halkı işte bu büyük devletlerin iradelerine tâbi bir hale getirmeye yetmediğini göstermiştir. Bir toplum yabancılardan korkmamaya başladığı ânda onu dışarıdan kontrol etmek, masrafına değmeyen boşuna bir gayrettir. Ne var ki, yabancıyı savmaya gücü yeten birçok toplumun çağdaş dünyada kendi kendini yönetmeye gücü yetmemesi bugün karşılaştığımız en büyük sorundur. Oysa Atatürk çağdaşlaşmayı amaçlayan yeni Türk ulus-devletinin kendi kendini pekalâ yönetebileceği gibi, gelişmiş ülkelerin gerçek
çıkarlarını tehdit etmediğini, ortak uygarlık bazında gelişmekte olan bir ülkenin gelişmiş ülkelerle işbirliği yapabildiğini ve bundan iki tarafın da kazançlı çıktığını kanıtlamıştır.
Askerî güç tarihe son noktayı koyamaz. Nitekim 30 Ağustos zaferi “tarihin sonu” değildi, yeni bir tarihin başlangıcı, uygar yaşamın önkoşulu idi. Atatürk’ün uygar yaşamın gereklerini sağlama çabası  bugün de sürüyor. Türkiye’nin belirli bazı Güney Avrupa ya da Uzak Doğu ülkelerinin gelişme hızını henüz yakalamamasından yakınan ve Atatürkçülüğü bundan sorumlu tutanlar şunu unutmamalıdır ki, Cumhuriyetin kurulmasından bu yana nüfusu 12 milyondan 75 milyona çıkmıştır. Ve en hızlı nüfus artışı doğal olarak ülkenin en geri kalmış bölgelerinde gözlemlenmiştir. Buna rağmen ortalama yaşam süresi ve yaşam düzeyi büyük ölçüde artmış ve bugün 75 milyon Türk vatandaşı 83 yıl önceki Cumhuriyetin ilk 12 milyon vatandaşının tahayyül edemeyeceği bir yaşam sürebilmektedir.
Ben Türkiye ye sık sık gelirim. Ara sıra senelerce görmediğim bölgeleri, şehirleri gezerim. Ve bu arada bunların ne kadar değiştiğini gözlerimle gördüm. Mesela ben Kayseri şehrini ilk 1946’da gördüğümde küçücük bomboş, harabe bir şehirdi. Anadolu da çok gördüğümüz gibi bir istasyon, istasyondan vali konağına giden bir yol, yolun iki tarafı boş, surlar içinde birkaç bina… İki–üç yıl önce gittiğimde yepyeni modern bir şehir gördüm. Gaziantep’e gittiğimde de durum aynıydı. Hatta Urfa’ya gittiğimde Harran Üniversitesini gezdim, GAP Projesinin bölge karargâhını gezdim ve bu şehrin ne kadar geliştiğini gördüm. Geçen hafta İzmir’deydim. İzmir’in en gelişmiş Avrupa kentlerinden artık bir farkı yok.
Memleketin çağdaşlaşması ve kalkınması – bazen hızlı bazen yavaş da olsa – hep devam etmiştir. Zaman zaman baş gösteren bunalımlara karşın, kamu düzeni korunabilmiş ve birçok gelişmekte olan memleketin acısını çekmiş olduğu iç savaş daima önlenebilmiştir. Çünkü en buhranlı ânlarda akılcı tutumlar galebe çalmaya muvaffak olmuştur.
Akılcılık – rasyonel düşünüp rasyonel hareket etmenin sanatı – ise Atatürkçülüğün özünü oluşturur. Öfke ile çalkalan dünyamızda, Atatürk’ün örneğini verdiği akılcı tutuma büyük gereksinim vardır. Güçlüklerle karşılaşıldığı zaman “Onlar ne istiyorlar?” değil, “Ben ne istiyorum?” sorusunu yanıtladıktan sonra, seçilen amaca giden akılcı yolu saptamak, başarıya götüren en iyi yöntemdir. Atatürk, bağımsızlık savaşını yürütürken “Onlar, yani büyük devletler Türkiye’nin bağımsızlığını kabul ederler mi?” sorusunu hiç sormamış, komplo teorileri kurmamış, kimseye önyargı ile bakmamış, kendisinin tespit ettiği hedefe ulaşmak için ne lâzımsa onu yapmıştır. Türkiye’yi buhranlardan sağ-salim çıkaran işte bu tutumdur ve bunun ileride de korunacağına inandığım için, 17 yıl sonra Cumhuriyetin 100. yıldönümünü esenlikle, uygar ülkeler ailesinin üyesi olarak kutlayacağınızdan eminim.
Saygılarımı sunar, sabrınız, dikkatiniz için teşekkür ederim.


[1] Oportünizm: Güç durumlarda davranışlarını ahlak kuralları veya düzenli bir düşünceden çok, çıkarlarına uyacak biçimde ayarlamayı amaçlayan tutum.
[2] Sinizm: İnsanın erdem ve mutluluğa, hiçbir değere bağlı  olmadan,  bütün  gereksinmelerden  sıyrılarak bağımsız olarak erişebileceğini savunan öğreti.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

tiniminikizz

tiniminikizz resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  26.Ara.2006 Sal 14:52:53sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

     ANTARKTİKA BUZULLARININ AY LA DANSI...

 ANTARKTİKA BUZULLARININ AY LA DANSI...

Bilim insanları, Ay’ın evrelerinin Antarktika’daki buzul platolarının hareketlerini etkilediğini belirledi.
Büyüklüğü Hollanda kadar olar Rutford buz akıntısının hızının her iki haftada bir yüzde 20 oranında değişimler yaşadığını tespit etti. İngiltere Antarktik Araştırmalar Merkezi’nden Hilmar Gudmundsson’un yaptığı araştırmaya göre, Ay’ın iki haftada bir Güneş’le girdiği gel-git döngüsü buzul kütlelerinin hareketlerini etkiliyor. Gelgitin güçlü olduğu zamanla, güçsüz olduğu zaman arasında, buzul akıntısı hızında farklılık gözlemlendi.

Gudmundsson bilim dergisi Nature’da yayımlanan makalesinde daha önce böyle bir olay görülmediğini vurgulayarak, “Ay’ın bu derece uzaktan etki etmesi şaşırtıcı. Ancak, Antarktika’nın Ay’ın hareketlerinden etkilenmesi, her türlü çevre hareketine duyarlı olduğunun göstergesi” diye yazdı.

 

 

 


 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

tiniminikizz

tiniminikizz resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  26.Ara.2006 Sal 15:03:50sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

 2007 DE DÜNYADAKİ CEP TELEFONLARININ YÜZDE 40 I ÇİN MALI OLACAK...

 2007 DE DÜNYADAKİ CEP TELEFONLARININ YÜZDE 40 I ÇİN MALI OLACAK...

2007 yılında dünya çapındaki cep telefonu üretiminin 1 milyarı aşacağı ve bunlardan yüzde 40 ının Çin malı olacağı belirtildi.

Çin Bilişim Bakanlığı ndan yapılan açıklamada, bu yılın ilk 10 ayında Çin in cep telefon üretiminin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 60 artarak, 370 milyonu aştığı kaydedildi.

Çin radyosunun haberinde Nokia ve Motorola gibi dünya markalarıyla kıyaslandığında bazı Çin markalarının teknolojik güç ve piyasa açısından geride kaldığı ifade edildi. Haberde, cep telefonu üretiminde şu anda "kâğıtları tekrar karma" döneminin yaşandığı ve teknolojik gücü zayıf olan bazı işletmelerin eleneceği bildirildi.

Çin deki istatistiklere göre, yabancı sermayeli cep telefon şirketlerinin üretimi geçen yıl 200 milyonu aşmıştı.

-CEP TELEFONU ABONE SAYISI 459 MİLYON-

Çin Bilişim Bakanlığı, bu yılın sonuna kadar Çin de cep telefonu kullanıcılarının sayısının 459 milyona ulaşarak, telefon abonelerinin toplam sayısının yüzde 55 inin üstüne çıkacağını tahmin ediyor. Tahminlere göre, bu yıl Çin de yeni cep telefonu abonelerinin sayısı 48 milyonu bulacak. Cep telefonu çeşitlerinin sürekli çoğalması, işlevlerinin daha da zenginleştirilmesi ve fiyatlarının da devamlı düşmesiyle birlikte, cep telefonunun yenilenme oranı da yükselmeye devam edecek.

 

 

 

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

DarkShine

DarkShine resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Ara.2006 Çar 01:25:15sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Kilisenin şifresi

 Hazreti İsa nın Mecdeleli Meryem den çocuğu olduğunu öne süren Da Vinci Şifresi kitabından sonra şimdi de İsa nın kardeşleri olduğu, ancak kilisenin bu gerçeği bile bile gizlediği öne sürüldü.

HIRİSTİYAN aleminin Noel yortusunu kutladığı şu günlerde İngiliz Channel 4 için hazırlanan bir belgeselde kilisenin Hz.İsa nın erkek kardeşleri ve kız kardeşi bulunduğu gerçeğini bilerek gizlediği iddia edildi.

Pazartesi günü yayınlanacak olan belgesele göre Dan Brown un Da Vinci Şifresi kitabında iddia ettiği gibi İsa Peygamberin gizli bir ailesi olduğu doğruydu. Ancak Hz.İsa nın bir eşi ve çocuğu değil, erkek kardeşleri ve kızkardeşi vardı. Bunların isimleri de James, Joses, Simon, Yuda, Salome ve Meryem di. Hıristiyanları özellikle de Katolikleri kızdıracağı söylenen bu iddiayı ortaya atan kişi ise inançlı bir Hıristiyan olan Oxford Brookes Üniversitesi nin ilahiyat uzmanlarından Dr. Robert Beckford. Yine kutsal topraklarda bulunan bir Yunan Ortodoks Manastırı nda yer alan eski bir tasvirde Hz.Meryem in bindiği atı çeken Hz.Yusuf ve küçük Hz.İsa ile çıkınını sopanın ucuna bağlamış bir genç görülüyor. Belgesele göre bu tasvirde görülen genç Hz.İsa nın erkek kardeşi James ten başkası değil.

HZ. MERYEM BAKİRE ÖLDÜ

Dr.Beckford, Yeni Ahit in ilk kitabı olan Matta nın incilinde Hz.İsa nın ailesi olduğuna dair ifadeler yer aldığını öne sürüyor. Buna göre Hz.İsa memleketi Nazaret te bir sinagogta dua ederken Mesih olduğuna dair iddialarını sorgulayanlar birbirlerine, "Bu marangozun oğlu değil mi? Annesi Meryem, kardeşleri James, Joses, Simon ve Yuda değil mi. Kızkardeşleri bizimle değil mi" diye sorarlar. Markos un kitabında Hz. İsa vaaz verdiği sırasında kendisini aramaya çıkan annesi, erkek ve kız kardeşlerinden söz ediliyor.

Tasvirin bulunduğu St.Gerosimos Manastırı nın keşişlerinin inancına göre, Hz Meryem ile Yusuf buluştuklarında, dul olan adamın çocukları da vardı. İşte bu çocuklar, Hz. İsa nın üveykardeşleri oldular. Beckford a göre ise Hz.İsa nın Tanrı nın oğlu olduğu ve Hz.Meryem in ölene kadar bakire kaldığı inancını yaymak isteyen kilise ise İsa Peygamberin öz kardeşleri olduğu gerçeğini bilerek sakladı.

İngiliz ilahiyatçı Dr.Beckford a göre Matta ve Markus incillerinde kısa da olsa İsa nın ailesine gönderme yapılırken, onlardan sonra gelen Luka kitabında kesinlikle Meryem ile Yusuf un başka çocukları olduğuna atıfta bulunulmuyor. Beckford a göre bu da Hz.İsa nın M.S.33 yılında ölümünün ardından ilk Hıristiyanlar arasında yaşanan iktidar çekişmesinden kaynaklanıyor. Yuhanna nın kitabında Hz.İsa nın Aziz Petrus tan cemaatine sahip çıkmasını istediği öne sürülür.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

DarkShine

DarkShine resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Ara.2006 Çar 01:27:54sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

OKUL YOLU ÇİLE YOLU

Taşımalı eğitim kapsamına alınmayan 40 öğrenci Şanlıurfa’nın iki köyü arasındaki 5 kilometrelik yolda dereleri, sarp yamaçları her gün binbir güçlükle aşıyor. Yağmurlu günlerde coşan Cırcıp Deresi’nden geçmeye korkan öğrenciler "Boğuluruz" diye okula bile gitmiyor.

ŞANLIURFA’nın Ceylanpınar İlçesi’ne bağlı Yukarıtaşlı Köyü’ndeki 40 öğrenci, her gün 5 kilometre uzaklıktaki Aşağıtaşlı Köyü’ndeki okula giderken defalarca ölümle burun buruna geliyor.

Köyde ilköğretimin 6,7 ve 8’inci sınıfında okuyanlar taşımalı eğitimle Ceylanpınar ilçe merkezine götürülürken, alt sınıflarda okuyan yaklaşık 40 öğrenci, taşımalı eğitim kapsamı dışında tutularak, Aşağıtaşlı Köyü’ndeki okulda eğitim görüyor.

ZORLU YOLCULUK

Öğrenciler okula yaklaşık 1 kilometre kala kış aylarında kabaran Cırcıp Deresi’nden geçmek zorunda kalıyor. Öğrenciler, yazın kuruyan ancak kışın yağışların etkisiyle gürül gürül akan dereden ayakkabılarını çıkarıp, buz gibi suda titreyerek geçiyor. Zaman zaman boğulma tehlikesi atlatanlar bile oluyor. Gruptaki küçük öğrencileri ise onlara eşlik eden köylü, kucağına alıp geçiriyor. Zorlu yolculuk sonrası ıslak kıyafetle ve bitkin halde okula ulaşabilen öğrenciler, eşeklerini bahçedeki bayrak direğine bağlayıp, sınıflara geçiyor. Dönüş yolculuğu da aynı şekilde yaşanıyor.

OKUL İSTİYORLAR

Veliler, "Çocuklarımızı okutmak istiyoruz ama böyle değil. Çok yağış olduğu günlerde, çocuklarımız ’boğuluruz’ diye okula gitmek istemiyor, biz de onları göndermiyoruz. Köyümüze okul yapılırsa bu sorunlar çözülür" diyor. Ceylanpınar İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdülbaki Özbek, çocukların durumuna çok üzüldüğünü belirterek, "Yukarıtaşlı Köyü’ne prefabrik bir sınıf yapılması için Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurduk. Kabul edilirse Aşağıtaşlı Köyü’ndeki iki öğretmenden birini bu köye vererek, sorunu çözeceğiz" dedi.

Nöbetleşe götürüyorlar/_newsimages/2638179.jpg

SABAH saat 06.00’da Yukarıtaşlı köyünün meydanında toplanan öğrencilerin bazıları eşekle bazıları yaya olarak yola çıkarken, başıboş köpeklerin saldırısından korumak için her gün sırayla silahlı bir köylü de onlara eşlik ediyor. Kayalıklarla dolu yolda yürüyen öğrenciler zaman zaman yuvarlanma tehlikesi de atlatıyor ancak yardımlarına kendilerine eşlik eden köylüler yetişiyor. Silahlı köylüler, öğrencileri aç köpeklerin saldırısından ise havaya ateş açarak kurtarıyor.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

DarkShine

DarkShine resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Ara.2006 Çar 01:29:06sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

İstanbul da elektrik kesintisi

Şişli de bazı yerlere, bakım-onarım çalışması nedeniyle 28 Aralık tarihinde 9 saat süreyle elektrik verilemeyecek.

AA - Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş den yapılan yazılı açıklamada, 28 Aralık Çarşamba günü 06.00-15.00 saatleri arasında, Nişantaşı Teşvikiye Kalıpçı, Muradiye Bayırı, Ömer Rüştü Paşa, Göknar, Şakayık, Fırın, Deryadil sokaklar ile Şakayık Aralığı, Hüsrev Gerede Caddesi ve Sait Çiftçi İlkokulunda elektrik kesintisi olacağı belirtildi.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Harwest

Harwest resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Ara.2006 Çar 02:06:35sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Kar tüm yurdu esir aldı
26 Aralık 2006 Salı 23:53
Yurtta etkili olan kar yağışı yaşamı etkiliyor. Karyağışı ve soğuk hava nedeniyle yurt genelinde 936 köy yolu ulaşıma kapandı.

Kar yağışı nedeniyle bu sabah yapılması gereken Ankara-Elazığ uçak seferi iptal edildi.

Karabük ün Safranbolu ilçesine bağlı Ovacuma beldesindeki Ovacuma İlköğretim Okulu ile Ovacuma Çok Programlı Lisesinde, eğitim ve öğretime bugün ara verildi.

Karabük ün Eflani ilçesinde kar yağışı nedeniyle okullarda bugün eğitim yapılamadı. İlçede eğitime yarın da ara verilecek.

Şanlıurfa nın Siverek ilçesinde kar yağışı nedeniyle köylerdeki ilköğretim okullarında eğitime 2 gün ara verildi.

Rize de, kar yağışı nedeniyle Kalkandere, İkizdere, Güneysu ve Çamlıhemşin ilçelerindeki okullarda yarın eğitime ara verilecek. Söz konusu okullarda eğitime, 28 Aralık Perşembe günü yeniden başlanacak.

Van ın Erciş ilçesinde kar yağışı nedeniyle taşımalı eğitim kapsamındaki okullarda yarın eğitime ara verilecek.

Düzce nin Akçakoca ilçesinde saatteki hızı 40 kilometre olarak ölçülen rüzgar nedeniyle denizdeki dalga boyu da 5 metreye ulaştı. Şiddetli rüzgar nedeniyle balıkçılar denize açılamadı.

Bitlis merkeze bağlı bazı köylerin yollarının ulaşıma kapandığı öğrenildi.

Bolu da etkili olan kar yağışı ve fırtına nedeniyle merkez ve ilçelere bağlı toplam 200 köy yolu ulaşıma kapandı. Bolu güzergahında seyredecek sürücüler, araçlarında çekme halatı, takoz ve zincir bulundurmaları konusunda uyarıldı.

Batı Karadeniz de etkili olan fırtına, dalga boyunun 4 metreye kadar yükselmesine neden oldu.

Düzce nin Akçakoca ilçesi Karadeniz Sahili nde fırtına nedeniyle balıkçı barınağında bir tekne battı. Fırtınanın etkisini sürdürmesi nedeniyle balıkçı tekneleri limana sığınmak zorunda kaldı.

Kar yağışı tatil merkezlerinde turizmcileri sevindirdi. Kar kalınlığı, Kartalkaya Kayak Merkezi nde 80, Abant Tabiat Parkı nda 50, Yedigöller Tabiat Parkı nda 60, Gölcük Tabiat Parkı nda da 35 santimetreye ulaştı.

Bu arada, Uludağ a çıkarken zincir takmayan otobüs, yolda kayarak yan dönünce, Bursa-Uludağ kara yolunun 2 saat süreyle kapanmasına neden oldu.

Düzce ve Bolu da etkili olan kar yağışı nedeniyle zincirsiz araçların yolda kalması sonucu Kaynaşlı-Bolu Dağı çıkışı trafiğe kapandı. Yoğun kar yağışının devam ettiği Kaynaşlı-Bolu Dağı arasında zincirsiz kamyon ve TIR ların yolda kalması nedeniyle ulaşım durdu.

Trafik ekipleri, yolda kalan araçlara zincir takılması için çalışma başlatırken, yaklaşık 3 kilometreye yakın kuyruk oluştu. Yolda kalan kamyonların sürücüleri ise kar yağışına hazırlıksız yakalandıklarını söylediler.

Kar yağışı nedeniyle Bolu Dağı Ankara şeridinde ağır ve uzun araçların kalması nedeniyle ulaşım sağlanamadı. Ankara şeridi üzerinde meydana gelen uzun kuyruklar nedeniyle sürücüler zor anlar yaşarken Düzce Kızılay ekiplerince yolda kalan sürücülere kahve ve çay ikramında bulunuldu.

D-100 kara yolunun Bolu Dağı kesiminde, Ankara istikametinin ardından İstanbul yönü de kazalar nedeniyle ulaşıma kapandı. Yolların kapanması nedeniyle kilometrelerce uzunluğunda araç kuyrukları oluştu.

Buzlanmanın etkili olduğu yolda, bazı sürücüler güzergahları üzerindeki tesislere girerek araçlarına zincir taktı. Buzlanma nedeniyle D-100 karayolunun Bolu Dağı güzergahında zincir takmayan TIR ların geçişine izin verilmedi.

Diyarbakır da aralıksız devam eden kar yağışı nedeniyle Türk Hava Yolları (THY) ile özel şirketlere ait uçakların bugün Diyarbakır dan karşılıklı olarak İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya ya yapmaları gereken 11 uçak seferi iptal edildi. Diyarbakır-Bingöl ve Silvan-Batman karayolu ulaşıma kapandı.

Kar yağışı sebebiyle Trabzon un Şalpazarı ilçesindeki okullarda eğitime yarın ara verilecek. Iğdır ve Mardin de kar yağışı nedeniyle okullar yarın tatil edildi.

CC sohbet icin buraya
 <<123 >>
Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir