ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
ozhur
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 3.Oca.2008 Per 21:34:13 |
| fiogf49gjkf0d
Böylesi bir geceydi ve yine yağmur vardı, Hatırlarsın şimşekler gibi çakıp gitmiştin, Oysa içimde aşkın dağlar yollar kadardı, Hatırlarsın depremler gibi yıkıp gitmiştin…
Ne sözüme aldırdın ne seni sarışıma, Bir de sen engel koydun hayatla yarışıma, Bakmadın hiç ardında bunca yalvarışıma, Hatırlarsın nehirler gibi akıp gitmiştin…
Bitmedi o gecenin bana verdiği çile, Bitmedi anlatamam sözler yetmiyor dile, Gidiyorken boynuma bunca acıyı bile, Hatırlarsın günahlar gibi takıp gitmiştin…
Nerde gecelerimin yıldızları simleri, Günlerimde kış ettin baharken mevsimleri, Kendi ellerin ile aşk dolu resimleri, Hatırlarsın yangınlar gibi yakıp gitmiştin…
Sanki hiç yaşanmamış saydın benli günleri, Üstüne basa basa ezdin bizli dünleri, Geri dönmeye dair yok edip mümkünleri, Hatırlarsın yad eller gibi çıkıp gitmiştin…
| |
coooper
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 3.Oca.2008 Per 22:10:27 |
| fiogf49gjkf0d | |
KANDEMIR29
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Oca.2008 Cum 08:28:15 |
| fiogf49gjkf0d
Hatırla ey memur çocuğu!... ilkokulu zar zor bitirmenin sıkıntısını Şişko Bekir in kaportacı çırağı olduğunu minyatür ellerinin karardığını yanağındaki parmak izinin sana neler anlattığını hatırla uçkurlu bol paça pantolonun gres yağından kararmış gömleğinin bir de o eski paltonun sana hatırlattıklarını hatırla çıplak bir bisikleti satın almak için ne uğraşılar verdiğini hatırla kendi paranla ilk aldığın şeydi belki o çıplak bir bisikleti satınalmak adına babanın ne zorluklar çıkardığını ve sonradan anladığın o hakikatleri hatırla
Ey memur çocuğu!... ey kaportacı çırağı!... ey tebessümünde içtenliğini sunan çocuk!... söyle büyüdün mü şimdi! yoksa uçkurlu bol paça şortun ya da o eski gocuğun anlamını yitirdi mi söyle!... ey yanağı gres yağlı bir garip çocuk! seni sana bırakmadan kendini özle
O ilkokulu zar zor bitirdiğini o ilk çocukluk aşkının nasıl yeşerdiğini düşün çalışkan ve zengin giyimli o Rüveyda yı düşün şimdi mendil kapmaca oynarken kendini ona ayarladığın ya da oynarken elvermeç elini ona vermek için ne çabalar verdiğini hatırla
Ey memur çocuğu!... ey kaportacı çırağı!... ey yanağı gres yağlı çocuk!... Yanağının kodaman adamların çocuklarının yanağı gibi olmadığını iyi düşün onlar belki bir sahil şehrinde belki bir plajda güneşlenirken sen yaylalarda aydınlı çelliği ya da sinsin oynadığını düşün
Ey memur çocuğu!... oysa hak ettiğin bir tebessümdü yaylada seni yedi iklim dört bucak uzaklara götüren aynalı bir keklikti belki sen seni bildin bileli
Ey memur çocuğu!... ey kaportacı çırağı!... ey ilk aşkın bekleyeni!... Rüveyda yı düşün şimdi aynı şehri paylaştığını ve seni tanımazlıktan geldiğini düşün ve burslu okuduğunu ve kendine dahi zar zor yettiğini düşün Rüveyda ne yapsın seni dediğin günleri düşün
Ey memur çocuğu!... yollar uzadı da uzadı artık ve uzadıkça yollarda aşk kanına girdi belki menzili meçhul duygulardasındır şimdi kim bilir belki yılların masum aşkı anlamını yitirdi oralarda ve orada bildiğimiz bilmediğimiz duyduğumuz ve hissettiğimiz her şey "Money" denen şeyle okeylendi ey garip hislere sığınan!... ey bi-dayanak mahzun kalpte aranan!... beklediğin ilk aşkın solduğunu düşün sonra da Rüveyda nın eğitimsiz kültürsüz dediğini bir de
Ey memur çocuğu!... kaportacı çırağı olmayı bırakıp bugünlere nasıl geldiğini düşün ya gelmeseydin ya gelemeseydin boş ver be memur çocuğu!... boş ver varsın desin eğitimsiz ve kültürsüz dediğini elbet bir bilen bilir seni senden gayrı elbet bilir öfkenin karşıtı da yani Rüveyda da
Ey memur çocuğu!... ey kaportacı çırağı!... ey zorluklara boyun eğmeyen!... ey gafleti kendine ölçü bilmeyen!... bayramların çocukça sevincini hatırla o cici bayramlıklarını evin en ücra yerlerine neden ve nasıl sakladığını hatırla kendine bile bir türlü anlatamadığın o ilk heyecanı hatırla kırmızı kundurana toz kondurmadığını bir de o bayramlık askılı şortuna kıl kondurmadığını konsa da tıskayla uzaklaştırdığını hatırla hatırla bir de memur babanın tek kanal siyah-beyaz televizyona isyanını "şeker bayramı" diye anons edilen yoz isimlere isyanını Hatırla Rüveyda yı hatırla öfkelendiğin günleri hatırla senden gayrı olduğunu bilmediğin Rüveyda zengin giyimli bayramların şımarık çiçeğiydi aslında oysa senin için Rüveyda her annenin doğuramayacağı kadar özneldi güzeldi ve şirindi
Ey ilk aşkın kelebeği! unutma çiçeğin güzelliğini ve unutma Rüveyda nın gözlerini Ey mahur bestelerin çocuğu! ey sabahların mahmur gözlüsü!... Rüveyda kadar sakindin neden öfkeyle bürüdüler seni neden Rüveyda ya odak bütün anlamları aldılar senden yalnız sana seni verdiler neden? neden kendine yetinmek kader? neden?
Ey memur çocuğu!... ey kaportacı çırağı! ey babasının garip bebeği!... ey anasını kır kelebeği!.. ey Rüveyda nın çiftem çiçeği!... ey Hacettepe nin sade siması artık lütfen kalbine söz dinletecek bir şeyleri hatırla mahzun ve masum kalbine yetse de hatırla yetmese de hatırla
| |
KANDEMIR29
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Oca.2008 Cum 08:30:14 |
| fiogf49gjkf0d
Bir kere sevdaya tutulmaya gör; Ateşlere yandığının resmidir. Aşık dediğin, Mecnun misali kör; Ne bilsin alemde ne mevsimidir.
Dünya bir yana, o hayal bir yana; Bir meşaledir pervaneyim ona. Altında bir ömür dönedolana Ağladığım yer penceresi midir?
Bir köşeye mahzun çekilen için, Yemekten içmekten kesilen için, Sensiz uykuyu haram bilen için, Ayrılık ölümün diğer ismidir
| |
KANDEMIR29
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Oca.2008 Cum 08:32:09 |
| fiogf49gjkf0d
Koskoca bir bahçede Demetler içinde bir papatya. Aşık olmuş, yanmış, tutuşmuş Ak sakallı bahçıvana... Bir ümit bekliyormuş. Yüzlerce çiçeğin arasından Onunla, sadece onunla Saatlerce ilgilenmesini. Buz gibi suyunu Sadece ona döksün istiyormuş... Sadece ona değsin makası, Sadece ona gülsün dudakları. Kıskanıyormuş bahçıvanı Kırmızı güllerden, Sarı lalelerden, Mor menekşelerden. Papatya, sadece bahçıvan için açıyormuş, Bembeyaz yapraklarını...
Bir gün, Aşkı öyle büyümüş ki, Papatya yapraklarını taşıyamaz olmuş. Eğilivermiş boynu. Toprağa bakıyormuş artık. Bahçıvanın sadece sesini duyuyormuş Ayaklarını görüyormuş. Bunada sükür diyormus. Yetiyormuş ona, bahçıvanın varlığını hissetmek. Zaman akıp gidiyormuş. Papatya bahçıvanın yüzünü görmeyeli çok olmuş. Ne var sanki boynumu kaldırsa Bi kerecik daha görsem yüzünü diyormuş. Yanıp tutuşuyormuş...
Ve işte bir gün.. Bahçıvan papatyaya doğru yaklaşmış. İncecik bedenini ellerinin arasına almış. Elindeki sopayı, köklerinin yanına, toprağa sokmuş Bir iple papatyanın gövdesini bağlayıvermiş sopaya. Papatya o an daha çok sevmiş bahçıvanı. Hâlâ göremiyormuş onu, Ama bedeni kurtulmuş. Uzun bir müddet sonra, Bahçıvan uğramaz olmuş bahçeye. Gelen giden yokmuş...
Kahrından ölecekmiş papatya. Ama işte bir sabah, Hortumdan akan suyun sesiyle uyanmış. Derin bir oh çekmiş. Çılgıncasına sevdiği bahçıvan geri gelmiş. Birden, kendisine doğru gelen iki ayak görmüş. Bu onun delicesine sevdiği bahçıvan değilmiş. Başka birisiymiş. Adamın elinde bir de makas varmış. Papatyanın kafasını kaldırmış yukarıya doğru Ne güzel açmışsın sen öyle demiş. Bu gencecik, yakışıklı bir delikanlıymış. Gözleri gök mavisi, saçları güneş sarısıymış... Ama gövden seni taşımıyor demiş. Elindeki makası papatyanın boynuna doğru uzatmış Ve bir hamlede başını gövdesinden ayırmış.
Papatya yere düşerken hatırlamış sevdiğini, O ak saçlı, ak sakallı, yaşlımı yaşlı bahçıvanı hatırlamış. Bir de o gencecik, yakışıklı delikanlıyı düşünmüş, Ve o an anlamış, neden o yaşlı bahçıvanı sevdiğini. O, her şeye rağmen, papatyaya emek vermiş. Belki, ona hiç bir zaman güzel olduğunu söylememiş, Ama onu asluında hep sevmiş. Papatya anlamış artık. Sevgi; emek istermiş... Yere düştüğünde son bir kez düşünmüş sevdiğini, Teşekkür etmiş ona içinden.. Son yaprağı da kuruduğunda, Biliyormuş artık... Gerçek sevginin, söylemeden, Yaşamadan ve asla kavuşmadan Varolabileceğini...
| |
coooper
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 4.Oca.2008 Cum 18:29:14 |
| fiogf49gjkf0d
|
YARIM BİR AŞKTIR. . .
Yarım bir aşktır
yüreğimde kalankırıkları
sürekli batancanımı acıtan
böyleymiş sevda denen şey
birgün bitiverirmiş
bitincede
gidiverirmiş sevdalı olanda
ne yaşananların
ne mutluluklarınne sözlerin
hiç biri kalmazmışasılırmış bir ucuna
geçmiş zamanın
orada unutulur gidermiş
hiç akla gelmezanılmaz
özlenmezmiş. . . | | | |
coooper
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 5.Oca.2008 Cmt 20:07:53 |
| fiogf49gjkf0d
|
“ Bekle beni” demiştin,
Saat kaç oldu? Hala yoksun…
Konak-Karşıyaka arası Kaçıncı seferini yaptı vapur, Kaçıncı kez doldu- boşaldı Bekleme salonu…
Martiıar bile alırken nasibini denizden Öyle, Boynu bükük bekledim ben. İskeleye çarpan dalgalar gibi Bir geldi…
Bir gitti yaşadıklarımız Gözümün önünden Vapurun arkasında bıraktığı köpükler Bir bir sönerken “Geleceğin” ümidi de Söndü bende.
Elimdeki güllere baktım Ne kadar da güzel! Gonca, gonca kırmızı….
Seni görünce arkama saklayıp, Yaklaştığında bana Gülleri eline verip, Boynuna sarılacak
Yanağına yavaşça bir öpücük konduracaktım… “ Bekle beni “ demiştin burada. Saat kaç oldu? Hala yoksun…
Çaresiz yürüdüm iskeleye Bu gelen vapura Ne olursa olsun binecektim Elimde güller solmuştu; yavaş yavaş Vapur iskeleye yanaştı,
Boşaldı, Kimi dalgın… Kimi mutlu… Kimi mutsuz insanlar. Gözlerim yaşla doldu, Göstermek istemedim kimselere Başımı yavaşça eğdim yere Yürüdüm adım, adım Ardımdan bir ses “Hanım! “
“ Bu son seferiydi vapurun….”
Zaman nasıl geçmişti, anlamadım. Elimde güller… Döküldüler birer birer.
| | | |
ozhur
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 5.Oca.2008 Cmt 21:10:51 |
| fiogf49gjkf0d
| |
ozhur
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 5.Oca.2008 Cmt 21:12:26 |
| fiogf49gjkf0d
İçimdeki sevgi her şeyi aşmıştı da Bir sana mı ulaşmadı yâr Bu yüzü herkes güldüremedi Sen mi ağlattın yâr...
Yüreğimde yangın çıktı o gün Sen mi aldattın beni yâr Çok seviyordun, çok üzülüyordun da Özlemin bitti mi yâr
<>
Sana olan özlemim beni boğardı Özlemimi de aşıp, sen mi öldürdün beni Sevdamı bilirdin de, seviyorum derdin Buna rağmen sen mi gittin yâr
Hep yanındayım döneceğim derdin Bekle, pes etme, beni unutma derdin Sen yoktun ama hayalin yeterdi Yollar açıldı da yâr, sen gelemedin..
Sana sarılacaktım doya doya
<>
Ayrılamam senden derdin hep bana Yağmur altında özgürce dolaşacağız derdin Yağmur yağmadı mı oralarda yâr..
| |
ozhur
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 5.Oca.2008 Cmt 21:15:12 |
| fiogf49gjkf0d | |
| |