ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Hürrem seninki de bomba olmuş he

Nehir bu Rest denen dev var ya, işte onu Allah bildiği gibi yapsın. Ne cani yaratıkmış be

Bu arada Nehir çok ısrar etti; mükemmel bir masal hazırlıyorum.  

Hürrem koktun mu senpuhahaha

   Kız kurusu olmuş yaa

HurremSuItaan :          Fakat aşkına kavuşması için 60 yaşını beklemeyi göze alması gerekliymiş... Hürrem bütün umuduyla aşkına sarılmış ve beklemiş vuslat gününü...

Hürrem 60 yaşını beklemene gerek yok ki,sen 70 inde değil misin?

HurremSuItaan :    Arabam yok benim, yollarda hiç gitmedim ben... Sivilcem bile yok benim...

Chatcity den çıkabilirsen,yollara düşeceksin de..Artık kaç asır sonra çıkarsan:))

Bir varmış, bi daha varmış, sonra bi daha bi daha derken masalın içine etmemek için pek çok varmış diye geçiştirmek lazımmış. Bir gün Restless arabayla (akülü oyuncak araba bu) yolda giderken (arabayla başka nerede gidecekse artık...) evine çabuk ulaşabilmek için (tuvaleti gelmiş) bir kestirme yola sapmış.

Arabayla hızlı bir şekilde giderken arabanın tekerleği patlamış. (oyuncak araba ile 120 yaparsa olacağı bu) Yardım çağırmak için çevreyi araştırmaya başlamış (çevreyi araştırmak nedir yahu, bilgi mi araştırıyorsun? Google a baksaymış oldu olacak!). Yolda giderken bir ev görmüş. (Hımm ne kadar tuhaf değil mi? Yolda bir ev... Yok canım olmaz öyle şey) Çünkü gözü çok keskinmiş. (Buradan da anlıyoruz ki ev görebilen insanların gözü çok keskindir.)

Restless eve girmiş. Evde Hürrem adında yaşlı bir kadın varmış. "Bu bunak ne anlar arabadan la, ama olsun bi şansımızı deneyelim" demiş. İçeri girmiş, muhabbet etmiş. (Selam msn var mı filan demiş. Buraları önemsiz) Sonra bi ses duyulmuş; karnının sesi. (Çok etkileyici gerçekten vay anasını...Sanki kalbinden gelen, hayatını kurtaracak derin bir ses...)

Yaşlı kadın (Hürrem yani) {burada gülmeniz gerekliydi} ona yemek hazırlamak için mutfağa girmiş. Mutfağa geldiğinde yaşlı kadın bir cadıya dönüşmüş (mutfak mutfak değil ki, sihirbaz sahnesi mübarek) ve onu şişmanlaması için her yeri kedi b.ku olan bir eve götürmüş. (Bakmayın öyle tip tip, belki kedi b.ku seviyor...) Restless bir mağaraya girmiş. (yiye yiye ayı gibi olmuş anlayacağınız) Bu arada yandaki rafta bir fasulye bulmuş ve yemeye çalışırken yere düşürmüş. (Başta fasulyeyi içmeye çalışmış da Allahtan çok zeki olduğundan fasulyenin bir yiyecek olduğunun çabuk farkına varmış!)

Fasulye büyümüş ve bulutların üstüne çıkmış. (Masallıktan çıktı bu be, yuh artık) Orada çok büyük bir ev gören Restless, eve girmiş. (Mağaradan sonra eve girince sarayda gibi hissetmiş kendini tabi...) Evde Nefertiti585 adında bir dev varmış. (Devin ismine bakar mısınız, bana kendini tanıtsa gülmekten ölürüm herhalde ahahah) Çarpık dişleri ve Restless ın boyu kadar elleri olan uyuz mu uyuz bir devmiş. Restless deve espri yaparak onu bayıltmış. (Çok iğrenç olduğundan dev fenalık geçirmiş yani, gülmekten ölmek gibi bir durum yok) Sonra hemen evden çıkıp fasulye ağacından aşağıya inmiş. (Evden çıkıyon fasulye ağacına geçiş yapıyon o da güzel...Çok şükür durakta fasulye beklemek filan yok!)

Yolda giderken Nehir adında bir peri görmüş. Nehir ona zorla bir gömlek giydirerek kafasına büyük bir huni takmış. Onun tımarhaneye gitmesini ve bundan sonra adının DeliRest olmasını istemiş. Bunun üzerine DeliRest, arabasına binerek Bakırköy e doğru yol almış. DeliRest Bakırköy de Hürrem ile karşılaşınca, Hürrem ona pembe bir ayva vermiş ve DeliRest "ayvayı yemiş." (Hep kedi b.ku mu yiyecek?)

Ayvayı yediğinde bir iguanaya dönmüş. Sonra yaşlı cadı Hürrem in üstüne büyük bir webcam, sonra son model bir bilgisayar, en son olarak Nuri Alço düşmüş. (Nuri Alço düşene kadar yaşamış) Bu arada kırmızı başlıklı Hokkabaz Hürrem in yanından geçiyormuş. Kırmızı başlıklı Hokkabaz Hürrem in süpürgesini almış ve iguanayı (DeliRest) kovalamış. Hokkabaz iguanayı sıkıştırmış ve büyülü süpürgeyle eski haline döndürmüş. (Burası çok dandik oldu biliyorum, zamanım az)

Daha sonra Restless, Kırmızı başlıklı Hokkabazla beraber ilerlemiş. (Otobüste derler ya "arkaya doğru ilerleyelim" onun gibi bir ilerleme) Bu sırada Nefertiti585 gibi komik bir isme sahip olan dev, beraber yürüyen iki arkadaşın yanına gelmiş. Restless ona "Nefertiti585 sen hala yaşıyon mu? Naber napıyon" demiş. Bunun üzerine dev, tükürüklerini ikisinin üstüne salmış. Restless ve Hokkabaz devin tükürükleri arasında boğulmuş ve masal burada sona ermiş. --İğrenç Son-- (Cümlemiz için). 

Benim  Masalım

Bir varmış, bi daha varmış, yani anlayacağın çok varmış. Bir gün ankaradanabigeldi arabayla yolda giderken evine çabuk ulaşabilmek için (ne acelesi varsa!) bir kestirme yola sapmış. ankaradanabigeldi arabayla hızlı bir şekilde giderken arabanın tekerleği patlamış. Yardım çağırmak için çevreyi araştırmaya başlamış. Yolda giderken bir ev görmüş.Çünkü gözü çok keskinmiş. Eve girmiş. Evde yaşlı bir kadın varmış. Bu arabadan anlamaz ama olsun bi şansımızı deneyelim demiş. İçeri girmiş, muhabbet etmiş. Sonra bi ses duyulmuş; karnının sesi.Yaşlı kadın ona yemek hazırlamak için mutfağa girmiş. ankaradanabigeldi mutfağa geldiğinde yaşlı kadın bir cadıya dönüşmüş ve onu şişmanlaması için her yeri menemen olan bir eve götürmüş. ankaradanabigeldi bir kafese konmuş. Bu arada ankaradanabigeldi yandaki rafta bir fasulye bulmuş ve yemeğe çalışırken yere düşürmüş. Fasulye büyümüş ve ankaradanabigeldi bulutların üstüne çıkmış. Orada çok büyük bir ev gören ankaradanabigeldi , eve girmiş. Evde cano varmış. cano çarpık mavi dişleri olan bir devmiş. ankaradanabigeldi devin ayakkabı bağına düğüm atarak onu düşürmüş. ankaradanabigeldi hemen evden çıkıp fasulye ağacından aşağıya inmiş. Yolda giderken bir peri görmüş. Peri ona bir etek giydirerek büyük bir fare vermiş. Peri onun baloya gitmesini ve bundan sonra ankaradanabigeldi adının Sindiankaradanabigeldi olmasını istemiş. Bunun üzerine Sindiankaradanabigeldi , fare arabasına binerek ilerlemiş. Sindiankaradanabigeldi cadı ile karşılaşınca, cadı ona mavi bir elma vermiş ve Sindiankaradanabigeldi onu yemiş. Sindiankaradanabigeldi elmayı yediğinde bir kuklaya dönmüş. Sonra cadının üstüne büyük bir ayakkabı, sonra tuğladan oluşmuş bir ev, en son olarak büyük bir vapur düşmüş. Bu arada kırmızı başlıklı kız cadının yanından geçiyormuş. Kırmızı başlıklı kız cadıdaki ayakkabıyı çıkarmış ve kuklaya (Sindiankaradanabigeldi) takmış. Sindiankaradanabigeldi eski haline dönmüş. ankaradanabigeldi kırmızı başlıklı kızla beraber ilerlemiş. Bu sırada mine, beraber yürüyen iki arkadaşın yanına gelmiş. ankaradanabigeldi ona kalas demiş. Bunun üzerine mine, evcil hayvanını herkesin üstüne salmış. kedi, herkesi yemiş ve masalda burada sona ermiş. Mutlu Son (kedi için).  

iyiymiş hayatımın masalınıda yazdım yakında  senarist de olurum

Sağol mod hanım

Masala bak yaRest seni falezlerden aşağı yuvarlarımbağırırsın ama kimse duymaz

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken,keneler pireler berber iken çok çok uzak bir ülkede roket başlıklı kız anneannesiyle birlikte yaşarmış.Roket başlıklı kız uzay istasyonunda çalışıyormuş.Hergün evlerinin önündeki patika yoldan karşı dereye kadar yürür ordan servisle istasyona gidermiş.Komşuları onu çok severmiş:))))Restless adında bir papağanı varmış aman Allah ım düşman başına, bütün gün hede hödö asla susmazmış...Roket başlıklı kız bigün papağanını da yanına alarak her zamanki gibi patika yolda ilerlemekteyken birden karşısına korkunç dev Nefer çıkmış,roket başlıklı kız korkudan ağlamaya başlamış dev ona "korkma sana zarar vermem sadece şu papağanına uyus oluyorum sesi kulaklarımı tırmalıyor,ondan kurtul" demiş.Roket başlıklı kız "ha mesele o mu ayıpsın bi geveze papağanın lafımı olur attım gitti" diyerek zaten bıktığı ve kurtulmak için fırsat kolladığı papağanı Restless i dereye fırlatmış.Restless çığlık çığlığa suların içinde tepinmekteyken bir kurbağa onu gagasından tutarak suyun içine içine çekmiş...Sonra ne mi olmuş?E bilemiyoruz çünkü roket başlıklı kızla dev, papağanı dereye atıp yollarına devam etmişler,papağana ne olduğu bizim hikayemizin mevzusu değil.