Matematiğin Rengi ...
Mc Neil ve William’sın yaptığı araştırmalar,öğrencilerin okula gitmeden önce matematik kaygısı yaşamadıklarını ve matematik kaygısını öğrenme ile ilişkili olduğunu belirtmişlerdir. Yine OECD ülkeleri arasında yapılan PISA ve 38 ülke arasında yapılan TIMSS ülkemizin matematik başarısının iç açıcı olmadığını göstermektedir.
Biraz geç de olsa artık eski matematik anlayışından kurtuluyoruz. Yeni düzenlenen matematik programında öğrenciyi artık dinleme modundan çıkarıp matematiği yaşayarak eğlenceli bir şekilde sunmamızı sağlıyor. Öğrenciyi aktif tutan,matematiksel etkinlikleri bizzat kendisi yapan hayatında matematiği kullanmasını bilen bireyleri yetiştirmeyi hedeflemektedir. Bu nedenle müfredat baştan aşağıya değişti. Artık matematik dersleri öğrencilerin korkulu rüyası olmayacak. Tabi ki de her şey bize, eğitimcilere düşüyor.
Derslerde rutin işlemlerden daha çok, öğrencilerin matematik yapması için öğretmenin günlük hayattan alınan örnekleri öğrenciye bir rehber gibi davranarak o bilgiyi bizzat öğrencinin kendisi kazanmasını sağlıyor. Bir bakıma öğrenciyi aktif tutabilmek ve matematik yapması için düşünmeye sevk etmek gerekmektedir.Öğrencileri düşünmeye sevk etmek onları geliştirecektir. Descartes ‘in “Düşünüyorum,öyleyse varım.” sözü de bunu doğrulamaktadır.
Matematik tarihten itibaren bir çok kişinin korkulu rüyasıydı. Napolyon uykusundan düşman saldırısının başlaması nedeniyle uyandırıldığında tedirginliğini “Hay Allahım,ben de matematik sınavı var sandım.” diye açığa vurduğu söylenir. İnsanlar matematiği hiç sevmiyorlardı. Ama bunun yanında bir çok yetenekli matematikçi yetişmiştir. Bir çoğu daha küçük yaşlarda kendini göstermiştir. Gaus daha üç yaşındayken babasının muhasebe hatasını bularak babasını şaşırtmıştır. Bir çok araştırmacı küçük çocukları incelemiş ve matematikteki bazı kavramların onlar için basit olduğunu gözlemlemişlerdir. Columbia Üniversitesinden Edward Kasner,anaokulundaki çocukların sonsuz kümeleri kolayca anladıklarını belirtmiştir. Yani çocuklar soyutlamaya eğilimlidir;çünkü hayalleri geniştir;masalları da bu yüzden severler.Ünlü Alice Harikalar Diyarında çocuk kitabının yazarı bir matematikçiydi:C.L.Dodgson ya da takma adıyla Lewiss Carroll.
Matematik kimine göre bir uğraş,kimine göre baş belası,kimine göre de sadece kendilerinin anlayabileceği bir şiir yazmak,kimine göre ise yağmuru aylarca beklemiş evlerin camlarına vurup,ıslak şarkılar dinletmek. Herkesin kendine göre bir tanımı var. Fakat gerçek şu ki matematik kısaca “her şey”...
Matematiğin rengi bir çok kişiye göre siyahtı. Bu rengi insanların içindeki en güzel renge doğru çekmek artık hiç zor değil.Tek yapmamız gereken matematiği ilk önce severek daha sonra da sevdirerek öğrencilerin huzuruna çıkmak. Eğer bunu yapabilirsek gelecek nesiller daha başarılı olacağından hiç şüpheniz olmasın.
Renk Değişir mi?
Sen değişir misin?
Ovunca gözlerini ben değişir miyim