fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d yaklaşık bi 10 gün önce... > > babamla küsüz.. > konuşmuyoruz... > iş yerinde de sıkıntı var biraz... > ev de dandik gidiyo.. > ulan acaip daralıyorum... > ertesi gün de önemli bi gün taam mı.. > iyi ya da kötü bi haber gelcek amerikadan... > onu bekliyoruz... > > ama ben dayanamadım... bin tane sıkıntı... > çıktım dışarı... içtim... > sevdiğim 3 dostumla buluştum.. > hoştu, güzeldi... > 12de evde olcaktım... > öyle biliyodu sevgili... > ama ı ıh.. > gitmedim... > > 2 falandı eve döndüm... > > baktım sevgili yok.. > uyumuş mu? hayır.. gitmiş... > bildiğin gitmiş ulan işte... > ne bileyim nereye gitmiş.. > kızmış gitmiş... > > oturdum bekledim sabaha kadar... > yok.. gelmedi... > sabah ezanı okundu... > saba makamında... diğer ezanlardan farklı.. > "namaz uykudan hayırlıdır" diyordu... > beklemek de uykudan hayırlı mı lan diye düşünürken > ben, > babam uyandı... > baktı ışık yanıyo... > tıkladı kapıyı geldi.. > > eline baktım sütlaç var mı diye.. > bilenler bilir.. çok eskide kaldı sütlaç mevzu... > yoktu sütlaç... > > geldi odaya... > önce bana baktı.. > sonra ağzına kadar dolu kül tablasına... > iç çekti.. > geldi yanıma oturdu...küsüz kendisiyle.. > ama içine doğdu bişeler ki, geldi yanıma.. > elini dizime koydu.. > hayırdır evlat dedi.. > kapandım göğsüne, sarıldım... > başladım konuşmaya.. > > baba dedim.. kadınlar... neden böyle.. > > kim demedi... ne oldu demedi... > gülümsedi sadece... > > murad dedi.. > > hı dedim, murat kim.. > murat değil dedi.. murad... > ikinci murad... > > babam delirdi sandım... > ne diyon baba dedim içimden.. > baktım yüzüne... > devam etti... > > oğlu 10 yaşına geldiğinde sarayda bi harem > kurdurmuş.. . > e padişah oğlu... harem kurulunca bi sürü panayır, > şölen... > tüm imparatorluk ayaklanmış... > diğer ülkeler de hediyeler göndermiş küçük mehmetin > 10. yaşında kurulan haremi için... > ben bişey anlamıyorum.. > babam bunu niye anlatıyo & > dinliyorum sadece... > > frenk kralı, germen kralı, avusturya kralı, herkes > hediye göndermiş.. > malum, konu harem olunca, hediye de genç güzel köle > kadınlar.. > yani cariyeler... > sonra açılış saati gelmiş.. > 2. murad tutmuş küçük mehmetin elini, halk ve > bilimum dalkavuklar arkalarında gitmişler haremin > kapısına kadar... > ama padişahtan başka er kişi giremezmiş hareme.. > kapıdan içeri yollamışlar küçük mehmeti... > tek başına girmiş içeri... > mehmet girmiş içeri.. > ama ürkek.. binlerce kadın var içerde... > mehmet daha çocuk... > > ama kadınlar birbirinden güzel... > çoğu osmanlı kadını... > > diğerleri de hediye... > > mehmet bakmış kadınlara... > sonra bi anda, > > bizans kralının gönderdiği hediyeyi görmüş... > aman allah o ne... > böyle güzel bir şeyi rüyasında bile göremez > kimse... > yaklaşıp dokunmak istemiş, > ama kıyamamış dokunmaya... > > çıkmış gitmiş odasına... > > sabaha kadar o hediyeyi düşünmüş... > aşık olmuş işte mehmet.. > çocuk belki... ama aşık olmuş... > lala sına anlatmış... > lala demiş... > alacağım onu... > alacağım... > kimseye vermeyeceğim... > benim olacak... benim olmalı... > lala çekinmiş tabi.. > soramamış kimi alacaksın diye... > istediğiniz herşeyi almaya allahın takdiri ile > gücünüz yeter hünkarım demiş... > > aradan yıllar geçmiş... > mehmet her gece bizansın gönderdiği hediyeyi > düşünmüş... > yarım uykulu her gece... > yıllar geçmiş.. mehmet büyümüş.. > > sene 1453... > > istanbul u almak için, kuşatmaya gidecek ordu... > mehmet padişah ordunun başında... > sefere çıkmadan önce haremine gitmiş... > harem ağasına emir vermiş.. tüm cariyelerim sırt > çevirsin yoluma... > hareme geleceğim, görmesin hiçbiri beni demiş... > girmiş hareme.. > üzerinde zırhı, elinde kılıcı... > yürümüş... bizansın hediyesinin yanına gelmiş.. > hiç bişe demeden elini uzatıp bi kere dokunmuş... > sonra arkasını dönüp atlamış atına... > ya allah sefere... > > ulaklardan, akıncılardan haber gelmiş.. > haliç demirlenmiş... kuşatamıyoruz istanbulu... > lala sı geri dönelim demiş.. > mehmet başlamış ağlamaya.. > > dönmek yok demiş... > kesin kavak ağaçlarını... yağlayın, kıyıya dizin... > > iterek geçireceğiz gemileri karadan.. > dönmek yook! > > öyle de olmuş... > malum hikaye işte.. > karadan yürütülen gemiler, muhare! be.. > ve istanbul artık osmanlının... > > sonra babam benim sigara paketimden bi sigara > aldı.. > yaktı.. > durdu bi süre.. > > ee dedim.. sonra? > > gülümseyip devam etti... > > sonra istanbula yerleşmiş mehmet... > geceleri tedbil-i kıyafet sokaklara çıkmaya > başlamış lalası ile... > rumlarla osmanlılar birada o yıllar... > alışma süreci zor tabi... > rumlara ne kadar iyi davranırsan davran, hemen > vazgeçememişler kendi yaşamlarından... > muhabbet tellallığı, içki kumar yasak... > ama rumlar gizli gizli devam etmişler bi süre... > > bi gece, mehmet yine lalasıyla gezinirken, > yollarına yaşlı bi rum çıkmış.. > efendiler demiş... efendiler, çok güzel cariylerim > var... > baldan tatlı şaraplarım var... > buyrun... > lala korkmuş... padişah kellesini uçuracak yaşlı > adamın demiş.. > mehmet gülmüş yaşlı adama yavaşca... > güzel mi demiş cariyelerin... > güzellik de kelime beyzadem... kusursuzlar... > muhteşemler... > mehmet yine gülmüş... > > rabbimin yarattığı en güzel kadına ben sahibim > demiş.. > ama onun bile kusuru var... > kusursuz kadın olmaz tellal efendi demiş... > > rum tellal bu laf üstüne şaşırıp kalmış... > mehmet almış lala yı dönüp gitmişler... > rum merakına yenik düşmüş.. > seslenmiş arkadan... > > beyzadem.. bu şiir sözler kime ait, bana adını > bağışla... > > dönmüşler yaşlı ruma doğru... > > mehmet... fatih sultan mehmet... > osmanlı imparatoru mehmet... > bu da canımdan kıymetli dostum, yoldaşım lala m... > > rum şaşkınlıktan oracıkta kalmış.. > padişah kellesini vurduracak... korkmuş çok.. > ama demiş ki, madem ölecem, sorayım da merakımı > yeneyim... > sormuş! > > hünkarım, rabbinizin yarattığı en güzel kadın > kimdir, ne kusuru vardır.. söyleyin bana... > > mehmet tekrar dönmüş ruma... > gülümsemiş... > şahadet parmağını göğe kaldırıp, > > o hepimizin rabbi demiş.. > yalnız benim değil... > > rum tekrar sormuş.. > > rabbimizin yarattığı en güzel kadın... kimdir? > > mehmet oracıkta durmuş bi süre.. > sonra sağa bakmış, sola bakmış.. gözleri dolmuş... > çökmüş dizlerinin üstüne... > ağlamaya başlamış... > ne lala, ne de rum müdahale edememiş duruma... > bi kaç dakika ağlamış fatih... > sonra ellerini ve kafasını gökyüzüne uzatıp > haykırmış çığlık çığlığa... > > aaaahhh istanbul... > > kadınım... > > dilini mi yuttun.. > > konuşsanaaaaa.... > > --------------------------------- > > derler ki, zamanında bizans imparatoru, mehmetin > haremine, soyları karışmasın diye kadın > göndermemiş... > evet... bizans imparatorunun mehmetin haremine > hediyesi, > saray ressamının çizdiği istanbul tablosuymuş.. > > işte fatih ona aşık olmuş.. istanbula aşık olmuş... > > sonra gitmiş, almış... > > kadınının koynunda uyumuş ölene kdar... > ama kadını ona hiç konuşmamış... > > ulaan dedim.. > babama bak... tarih kitabı gibi.. > hikaye doğru mudur, yalan mıdır umursamadım.. > ama ben inandım tüm kalbimle... > ve başladım diken tüylerimle birlikte ağlamaya... > bababm sigarasını söndürdü... > sonra elini yanağıma koydu.. > > yani benim güzel oğlum... bi kadını seversin... > bi kadına taparsın... > binlerce ağaç kesersin, gemiler yütürüsün > karadan... > dünyalara kafa tutarsın, savaşırsın... > o kadın için ölüme gidersin.. > o kadını alırsın... > ama o kadın canı istemezse konuşmaz sana... > kırıldıysa konuşmaz... > kadınların kusuru bu.. > kadınlar üzülünce konuşmaz... > alış... ama sakın ayrılma koynundan... > > > ben fatih değilim baba dedim... > ben mehmet değilim... > ben kusursuz kadını da aramadım... > ben savaşmam... ben ölmem... > ben beceremem... > > ve o gece anladım ki, > mutlu olmak için fatih olmak, deli olmak, gözü kara > olmak yetmiyor... > beceriksiz olduğumu o gece kabullendim ben... > > ve o gece anladım ki, > hepimiz bir istanbul tablosuna aşık oluyoruz... > hiçbirimiz istanbula aşık olmuyoruz... > sadece tablo... > > ve o gece anladım ki, > rum tellalın durumunu çok merak ediyorum... > nooldu lan acaba... kellesi mi uçtu, müslüman mı > oldu... > soramadım babama.. > dur bi gidip sorayım....
|