fiogf49gjkf0d Merhabalar öncelikle başlık için tşk ler nehir hanım..Atatürk Diyor ki; “ Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. ”
Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça…Türk çocuğu ecdadını yeterince tanısaydı başına çuval geçirilebilir miydi ? Oldu ya çuval başa geçti bunu yapanlar ve azmettirenler hayatta kalabilir miydi ? Bu ülkede Osmanlı’dan başka ecdad tanımayan bir kısım gençlik var. Aslında temiz Türk çocukları onlar fakat kandırılmış ve belki de kaybedilmiş bir gençlik. Çuvala sinsice sevinen devşirme torunlarından değil akıncı torunlarından bahsediyorum.. Günümüzde yaşanılan onlarca saçma olay aslında hiç olmayabilirdi. Demek ki Türk çocuğu ecdadını yeterince tanımıyor..
Türk çocuğunun ecdadını iyi tanıdığı milli şuurun uyanık olduğu devirlerde bir yiğide bir hainin başını getirmesi söylendiğinde yiğit gözünü kırpmadan o hainin başını da koparıp getirirdi. Demek ki işe başlamak için önce Türk çocuğuna ecdadını tanıtmak milli şuuru şahlandırmak gerekiyor...
Okumalıyız ecdadımızı tanımalıyız nereden geldiğimizi bilmeliyiz..
Aşağıdaki Fatih Sultan Mehmet Han Vasiyetini okuyalım..
"Ben ki İstanbul Fatihi abd-i aciz Fatih Sultan Mehmet, bizatihi alun terimle kazanmış olduğum akçelerimle satun alduğum, İstanbul’un taşlık mevkiinde kain ve malûmu’l-hudut olan 136 bap dükkânımı aşağıdaki şartlar muvacehesinde vakfı sahih eylerim. Şöyle ki;
Bu gayrı menkulâtımdan elde olunacak nemalarla İstanbul’un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim. Bunlar ki, ellerindeki bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezeler. Bu sokaklara tükürenlerin, tükrükleri üzerine bu tozu dökeler ki, yevmiye 20’şer akçe alsunlar; ayrıca 10 cerrah, 10 tabip ve 3 de yara sarıcı tayin ve nasb eyledim.
Bunlar ki, ayın belli günlerinde İstanbul’a çıkarlar bilâistisna her kapuyu vuralar ve o evde hasta olup olmadığını soralar; var ise şifası ya da mümkün ise şifayab olalar. Değilse kendilerinde hiçbir karşılık beklemeksizin Darûlacezeye kaldırılacak orada salâh bulduralar.
Maazallah herhangi bir gıda maddesi buhranı da vâki olabilir. Böyle bir hal karşısında bırakmış olduğum 100 silah, ehli erbaba verile. Bunlar ki hayvanat-ı vahşiyenin yumurtada veya yavruda olmadığı sıralarda balkanlara çıkıp avlanalar ki zinhar hastalarımızı gıdasız bırakmayalar.
Ayrıca külliyemde bina ve inşa eylediğim imarethanede şehid ve şühedânın harimleri ve Medine-i İstanbul fukarası yemek yiyeler. Ancak yemek yemeye veya almaya bizâtihi kendûleri gelmeyûb güneşin loş bir karanlığında ve kimse görmeden kapalı kaplar içerisinde evlerine götürüle...
Kaynak= Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi
|