fiogf49gjkf0d KULAKTAN KULAĞA
Albay, binbaşıya: "Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri üstü kapalı talimgaha götürürsün".
Binbaşı, yüzbaşıya: "Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır".
Yüzbaşı, teğmene: "Albayın emri ile yarın dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa, ki bu pek görülen bir durum değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir.
Teğmen, başçavuşa: "Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile Albay tutulacak. Kapalı talimgaha yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir şey değildir.
Başçavuş askere: "Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun.
Askerler kendi aralarında: "Yarın sabah bizim başçavuş Albayı tutuklayacakmış".
Renk Değişir mi? Sen değişir misin? Ovunca gözlerini ben değişir miyim?
|
fiogf49gjkf0d bunu okuyunca aklıma bir yazı geldi.çok uzun olduğu için link ekliyorum merak eden okuyabilir.
bayramınızı kutlar esenlikler dilerim ve ardından...
bilir misiniz bilmem bir deyim vardır.aldığını satamamak diye.yani duyduklarını doğru aksettirememek.
bizler ya bire bin katarız ya da cümlenin sağından solundan kırpıp ortaya alakasız ifadeler çıkartırız.
çocukluğumuzun oyunlarından biri kulaktan kulağa.kimi zaman cümleleri anlamadığımız için kızdık kimi zaman da uydurduğumuz cümlelerin komikliği karşısında yerlere yattık.
heyyy gidi günler heyyy
güzel bir nostalji oldu bunları anımsamak
daha çok küçüksün dedi dağa çıkıp üşürsün dedi dağa çık öpüşürsün dedi sondaki mızıkçıydı o da sanırım seni seviyorum dedi |