fiogf49gjkf0d Peki ya Soracakları
Bayatladı diye ekmeği atana, tabağında yemek artığı bırakana, İki gün üst üste aynı yemeği yedim diye eşine bağıran erkeğe, annesinin hazırladığı kahvaltılığı beğenmeyip çöpe atıp okul kantinine dadanan öğrenciye, evine çalışıp getirdiği erzağa bakıp burun kıvıran ev hanımına, önüne getirilen yemeği bağıra çağıra zorla yiyen evlada, lüks lokantalarda tabağındaki 150 gr. ete dünyanın parasını ödeyenlere, şu anki haline şükretmeyip isyan edenlere, her zaman daha fazlasını isteyenlere, insan olmayı unutan fertlere bir ders, bir nasihat, bir ibret olsun konumuz...
Ebu Hüreyre (r.a.) den rivayetle; Bir adam Resulullah (sav)`a gelerek: "Ben açlıktan bitkinim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam derhal hanımlarından birine (adam) gönderip yiyecek istedi. Ama kadın: "Seni hak ile gönderen Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun yanımızda sudan başka bir şey yok" diye cevap verdi. Aleyhissalatu vesselam bunun üzerine diğer bir kadına gönderdi. O da aynı şeyi söyledi. Aleyhissalatu vesselam sonunda: "Bu (bitkin) açı kim misafir edip (doyurursa) Allah ona rahmet edecektir!" buyurdu. Ensardan Ebu Talha (ra) denen birisi kalkıp: "Ey Allah`n Resulü! Ben misafir edeceğim!" buyurdu ve onu evine götürdü. Evde hanımına: Yanında yiyecek bir şey var mı?" diye sordu. Hanım: "Hayır, sadece çocukların yiyeceği var!" dedi. Bunun üzerine hanımına: "Sen onları bir şeylerle avut, sonra da uyut. Misafirimiz girince, ona sanki yiyormuşuz gibi görünelim. Yemek için elini tabağa uzatınca lambayı düzeltmek üzere kalk ve onu söndur!" diye tenbihatta bulundu. Kadın söylenenleri yaptı. Beraberce oturdular. Misafir yedi. Karı-koca geceyi aç geçirdiler. Sabah olunca Aleyhissalatu vesselam`a geldiler. Resulullah (sav), Ebu Talha`ya: "Dün gece misafirinize olan davranışınız sebebiyle Allah Teala Hazretleri taaccüp etti (ve güldü)!" buyurdu ve şu ayet-i kerime nazil oldu. (Mealen): "...Ve kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile, onları kendi nefîslerine tercih ederler" (Haşr 9). (Kütübü Sitte-4459)
Nu man İbnu Beşir (r.a.) den rivayetle; Hz. Ömer (ra) insanların nail oldukları dünyalıktan söz etti ve dedi ki: "Gerçekten ben Resulullah (sav)`ın bütün gün açlıktan kıvrandığı halde, karnını doyurmaya adi hurma bile bulamadığını gördüm." (Kütübü Sitte-2085)
Ebu Hüreyre (r.a.) den rivayetle; Resulullah (sav) bir gün (veya gece mutad olmayan bir saatte) mescide geldi. Orada Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (ra)`e rastladı. Onlara (bu saatte) niye geldiklerini sordu. "Bizi evden çıkaran açlıktır!" dediler. Resulullah da: "Beni de evde çıkaran açlıktan başka bir şey değil!" buyurdu. Hep beraber Ebü`l`Heysem İbnu`l Teyyihan`a, gittiler. O, bunlar için arpadan ekmek yapılmasını emretti. Ekmek yapıldı. Sonra kalkıp bir koyun kesti. Yanlarında bir hurma ağacında asılı olan tatlı suyu indirdi. Derken yemek geldi, yediler ve o sudan içtiler. Resulullah (sav): "Şu günün nimetinden (Kıyamet günü) hesap sorulacak! (Açlık sizi evinizden çıkardı. Bu nimetlere nail olduktan sonra dönüyorsunuz!" buyurdu. (Kütübü Sitte-2089)
Ebu Talha (r.a.) den rivayetle; Resulullah (sav)`a açlıktan şikayet ettik ve karınlarımızı açıp gösterdik. Herkeste bir taş vardı. Resulullah (sav) da karnını açtı, O`nda iki taş vardı. (Kütübü Sitte-2091)
Enes (r.a.) den rivayetle; Resulullah (sav) Hendek`e gitti. Gördü ki Muhacir ve Ensar soğuk bir sabah vakti hendek kazıyorlar. Onların, bu işi kendilerine bedel yapacak köleleri yok. Onları vuran yorgunluk ve açlıklarını görünce (şiirimsi bir ifade) terennüm ettiler: "Ey Allah`ım! Gerçek hayat ahiret hayatıdır. Ensar ve muhaciri mağfiret buyur!" Çalışanlar da O`na şöyle mukabele ettiler: "Biz Muhammed`e bey`at edenleriz. Hayatta kaldıkça cihad gayemiz." (Kütübü Sitte-4259)
Ebu Hüreyre (r.a.) den rivayetle; Açlıktan karnımı yere yapıştırdığım, yönlerini dönüp de halimi onlarla da yiyecek ikram ederler umuduyla bildiğim ayetleri bana okumalarını taleb ettiğim zamanlar olurdu. Faklriere en çok hayrı dokunan kimse Ca`fer İbnu Ebi Talib idi. Gerçekten (söylediğim durumlarda) o bizimle ilgilenir, evinde ne varsa ondan bize ikram ederdi. Öyle ki, bazan içi tamamen boşalmış olan yağ kilesini bize çıkarıp açıverir, biz de onun içinde kalanı yalanırdık. (Kütübü Sitte-4423)
Daha söyleyecek, haykıracak, bağıracak, ağlayacak çok şey var içimde. Yutkunuyorum. İnsanın boğazının düğüm düğüm olması bu işte... Gözlerimdeki yaşları tutamıyorum. Dayanamıyorum artık. Benim kardeşlerim ölürken, öldürülürken, açlık, sefalet çekerken, zulüm altında inlerken, işkence çekerken, imtihanlara düçar olurken bizler hangi oyun ve oynaştayız acaba...
|