ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
| | |
|
cPaRiSc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 22.Şub.2008 Cum 15:35:51 Türkiye den dünyaya yürek yakan fotoğraflar! |
| fiogf49gjkf0d
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.. | |
HoKKaBaZ
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 22.Şub.2008 Cum 15:50:55 |
| fiogf49gjkf0d Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
| |
manolya41
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 22.Şub.2008 Cum 17:30:26 |
| fiogf49gjkf0d | |
yahelastrix
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 22.Şub.2008 Cum 17:58:25 |
| fiogf49gjkf0d ALLAHIM ONLARA CENNETİ KABUL EYLESİN BİZİM İÇİN KAN DÖKENLERE ALLAHTAN SONSUZ RAHMET DİLİYORUM UMARIM BİZDE BUNLARA LAİK Bİ TÜRK GENCİ OLURUS ;) | |
cPaRiSc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.Şub.2008 Pzr 23:31:31 |
| fiogf49gjkf0d Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor.. Bir hilal uğruna Yarab ne güneşler batıyor.. Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker.. Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi.. Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın.. Gömelim seni tarihe desem sığmazsın Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber.. Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.
M. Akif Ersoy
| |
cPaRiSc
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.Şub.2008 Pzr 23:37:45 |
| fiogf49gjkf0d Siz Anadolu’daki şu yoksulluğa bakın ki bir şehidin kurşun deliği açılmış bir kalpağı, altı delinmiş bir potini, eprimiş bir gömleği bile satılacak kadar değerli, öte yandan ailesi de onun parasına muhtaç olacak denli fakir. Peki ya satılmak üzere açılan bavuldan bir şehidin mektupları çıkarsa!.. Bir şehid ki her şeyi mezada çıkarılsa, mektuplarına asla değer biçilemez. Çünkü o mektuplarda yalnızca kan, et ve kemik kokusu değil, kocaman hasretlerin derin aşklarını yüklenmiş bir gönül vardır. O mektuplar ki kurşunların birbirini vurduğu, güllelerin havada göğüs göğüse geldiği cehennemî seslere sükunet verir, vatan aşkını hasretle anılan bir isme bağlayarak cesarete dönüştürür. Kalbinin üstünde böyle bir mektubu saklayan askerin, ‘vatanı için yapabileceği hangi fedakarlık’ vardır diye sorulamaz elbette; o hepsini sırayla yapar ve canını en son verir. Çanakkale Mahşeri’nden okuyalım:
“Bu anda dışarda koşuşma başladı; eski askerler, “Saya geldi! Saya geldi!” diye birbirlerine bağırıyorlardı. (...) Binbaşı Abdülkadir, meraklı bakışlarını Binbaşı Lütfi’ye çevirince, o da bilgi vermek mecburiyetini hissetti.
-Sai gelmiş. İzmir’in köylerinde dolaşır; askerlere gönderilecek mektupları, küçük emanetleri toplar, getirir; sahiplerine verir. Sırdaş olduğu için de sevgililer selamlarını ona emanet ederler. Bu da onun gelişini çok değerli yapar.
Askerler etrafına toplanınca, Sai sağ elini heybenin bir gözüne soktu; bir mektup çıkardı ve bağırdı:
Mehmet oğlu Kara Ali!?..
Değişik yerlerden sesler yükseldi:
-Cennet-i A’lâ’da!..
-Mertebesine erdi!..
Mektubu heybenin diğer gözüne attı. Tekrar bir mektup çıkardı:
-Alsancak’tan Hayati oğlu Salim!
Kalabalığın arasından birisi elini uzatarak bağırdı:
-Ver! Buradayım!..
Yanındaki asker, Salim’in sırtına hafif bir yumruk vurdu:
-Kimden geliyor?!..
-Dur, hele zarfın arkasını okuyayım.
Eline yeni bir mektup alan Sai, yüksek sesle bağırdı:
-Kadir oğlu Hüseyin!..
Değişik yerlerden cevap geldi:
-Şehit!..
-Şehit!..
Onu da diğer göze attı; bu kere işlenmiş bir mendil çıkardı:
-Hasan oğlu Rafet!..
-?!..
Hiç ses çıkmayınca Sai tekrarladı:
-Hasan oğlu Rafet!?..
Tanıyanı kalmamıştı. Sai’nin yüz hatları değişti. Gözleri dalan Binbaşı Abdülkadir karargaha girdi; onu takip eden Binbaşı Lütfi kapıyı örttü; ama az da olsa Sai’nin sesini hâlâ duyuyorlardı:
-Musa oğlu Muharrem!..”(1)
Tarihini bilmeyen milletler kendilerine efsaneler uydurur ve gitgide efsanelere sığınmaya başlarlar. Yukarıdaki satırlar henüz hatıra ve tarih iken derlendiği için bahtiyarız. Ya kaybolup gitselerdi!.. | |
| | |
| |