Sonra bir gün geldi ve unutuldum...
Ve sorular birer birer bıçak gibi saplandı yüreğime ve yüreğimde yanıtlarını
buldu...
Unutuluş hepsinin acımasız cevabı oldu...
Sonrası dipsiz bir karanlık... Sonrası çaresiz bir çıldırış...
Kırgınlık kimlik değiştirdi ve vazgeçiş oldu benim için...
Unutmanın en ağırı unutamadan unutmaktır...
Seni sonsuza kadar kaybetmek kimlik değiştirdi ve unutmak oldu benim için...
Seni unuttuğum yalanıyla hayatı kandırmaya çalışınca
Hayat hiç olmadığı kadar acımasız tokatlar indirdi yüzüme...
Sonrası dipsiz karanlık... Sonrası hatırlamaya bile dayanamadığım düş
yıkımları...
Sonrası kesif, karanlık ve rutubetli bir kuyu... Koskoca bir boşluk...
Sonrası yalnızlık kelimesine sığmayacak kadar derin bir yalnızlık...!
Ah sevgilim, ayrılık trenini çoktan kaçırmadık mı biz...
Bulup bulup kaybetme oyunlarını çoktan tüketmedik mi...
O dünyevi aşk oyunlarından, kıskandırmalardan, kaçamaklardan çoktan
vazgeçmedik mi...
Birbirimizi en ağır ihanetlerde sınamadık mı...
Anlamadın mı artık, varlığım sana acı vermek için değil...
Sadece seni sevmek için yaşadım ben!
Seninle geçen zaman bir daha tekrarı olmayan, doğaçlama bir melodi gibi
benim için...
Sanki birlikte yazılmış kaderimizin sayılı dakikalarından an
çalıyorum...
Öylece karşında oturup seni seyretmeyi, sana yemek hazırlamayı
Seninle sohbet etmeyi, dostlarını ağırlamayı, seninle birlikte uyumayı...
Yani paylaştığımız ne varsa hepsini, bir daha asla okuyamayacağım bir şiiri
Kelime kelime içime sindirir gibi, soluk soluğa hissederek yaşıyorum...
Öyle birikmişsin ki içimde...
Seni yaşamakla tüketmem, seni sıradanlaştırmam mümkün değil...
İçime çektikçe çoğalıyorsun...
Şimdi bana varlığımın sana acı vermediğini söylüyorsun...
Gitmemi istiyorsun, sonra yeniden gelmemi...
Ve sonra yeniden gitmemi...
Beni sensizliğin o dipsiz çukuruna önce sarkıtıp, sonra yeniden gün ışığına
çıkarıyorsun...!
Madem varlığım acı vermiyor sana...
Madem ki ancak yokluğumda sevgimi hissedebiliyorsun...
Öyleyse yokluğumla kal sevgili...
Madem ki yokluğumla daha mutlusun...
O halde yokluk benim bu aşk için büründüğüm son kimlik olsun...
|