Bu yıl 15 Haziran Pazar günü yapılacak olan Öğrenci Seçme Sınavı’na yüzde 10 oranında daha az öğrenci katılacak
Uzman Pedagog Belgin Temur: “öğrencilerin sınav öncesi dönemi iyi planlamalı, dikkatlerini konsantre etmeyi, zamanı verimli kullanmayı öğrenmeliler” dedi.
Bu yıl ortaöğretimin 4 yıla çıkması, bazı liselerin mezun vermeyecek olması nedeniyle 15 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek olan Öğrenci Seçme Sınavı’na (ÖSS) yüzde 10 oranında daha az öğrenci katılacak.
Uğur Dershanesi Rehberlik Birim Koordinatörü Turgay Polat, bu yıl ÖSS başvurularında oranında 132 bin azalma yaşandığını belirterek, “Bunun yanı sıra yeni bölümlerin de açılması nedeniyle bu yıl daha fazla öğrenci üniversitede okumaya hak kazanacak” dedi. Polat, 2007 yılında meslek liselerinin büyük bir çoğunluğunun mezun veremeyecek olması nedeniyle, önlisans bölümlerine sınavsız geçişle yerleşen aday sayısında da düşş yaşanacağının altını çizdi. Polat, “Mezun olup eğitimini bir ön lisans programında devam etmeyi düşünen adayları için bu durum bir şanstır. Ayrıca yeni açılan bölümlerle 207 bin olan lisans kontenjanının 215 bine, 213 bin olan ön lisans kontenjanının ise 220 bine çıkması ile daha fazla öğrenci üniversitede okumaya hak kazanacak“ diye konuştu.
Uzman Pedagog Belgin Temur ise sınav tarihinin yaklaşması nedeniyle öğrencilerin daha fazla kaygı yaşadığını belirterek, “Sınav öncesindeki psikolojik hazırlığın sınav başarısı için oldukça belirleyicidir. Büyük sınavların stres yaratması doğaldır. Hatta belli bir stres seviyesi başarı için gereklidir. Ancak bunun kaygı boyutuna ulaşması ve başarısız olma düşüncesinin çok ön plana çıkması başarısızlığı beraberinde getirebilir” dedi. Temur, öğrencilerin özellikle sınav öncesi dönemi iyi planlamaları gerektiğine işaret ederek öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu:
“Öğrenciler, mutlaka fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçların da düzenli olarak karşılamaya özen göstermeliler. Hedeflerin doğru belirlemeliler, dikkatlerini konsantre etmeyi ve zamanı verimli kullanmayı öğrenmeliler. Sınav tarihi yaklaştıkça çalışma programının içinde daha çok öğrenilmiş bilginin tekrarlarına yer verilmesi ve yeni konular öğrenilmeye çalışılmaması çok önemlidir. Süreyi iyi kullanmak bu tip sınavlarda çok önemli bir avantajdır. Kaygının en önemli fiziksel etkisi gerginliktir, fiziksel olarak gevşemeyi öğrenmek de sınav öncesinde ve sınav anında önemli olacaktır. Sınav sırasında dikkati ve motivasyonu sürdürebilmek önemlidir. Bazı soruların zor görünmesinin normal olacağını unutmamak gerekir. Buna önceden hazırlık yapmak ve her soruya gereken dikkati vermek, o anda hayal kırıklığı yaşamayı da önleyecektir.“
Turgay Polat, kaygının, öğrenmenin ve öğrendiğini kullanmanın önündeki en önemli engel olduğunu dile getirerek ailelere şu önerilerde bulundu:
* Çocuğunuza “Bu kadar çalışmayla kazanamazsın”, “Amcanın oğlu ... üniversitesini kazandı, bakalım sen ne yapacaksın” gibi kaygıyı arttırıcı yaklaşımlardan kaçının.
* Çocuğunuzun sınırlarını zorlamayın. Kendi özlemlerinizle çocuğunuz sınırları arasında gerçekçi bir denge kurun.
* İçinizden veya yüksek sesle çocuğunuzun beceriksiz veya yeteneksiz olduğunu düşünmeyin, çünkü çocuğunuz bunu hisseder veya duyar. Onun sınıf içindeki başarısına, sosyal hayatta girişkenliğine ve çevresindeki konumuna göre beklentilerinizi yüksek tutabilirsiniz.
* Çocuğunuz sınavda başarılı olamazsa, istediği veya sizin istediğiniz bir üniversiteye giremezse yaşayacağı durumu bir ceza gibi göstermeyin. “Eğer kazanamazsan, falan okula gidersin“ gibi yaklaşımlar, çocuğun hayatı ve kendisini sevmesini engeller ve kendisine olan güveni de temelden sarsar.
* Birbirinize bağlılığın amaç, sınavın araç olduğunu unutmayın. Çocuğunuzun ders çalışması ve sınavda başarılı olması uğruna onunla ilişkilerinizi tehlikeye atmayın. Eğer çocuğunuzla ilişkileriniz iyi ve yumuşak ise ölçülü miktarda “çalış” uyarısı ile sorumluluklarını hatırlatabilirsiniz.
Cumhuriyet
İnsan hayatı birçok sınavdan oluşuyor. ÖSS de bunlardan sadece bir tanesi. Adayların çalışmaları tam sürat devam etmekte. Adaylara başarılar...