fiogf49gjkf0d Devlet Temizdir!
Ergenekon İddianamesi’nin açıklanması merakla bekleniyordu. İddianame açıklandı ve mahkeme süreci başlayacak. İddianame’de ülkenin yakın tarihine ilişkin epeyce bilgi ve belge var. Bu bilgi ve belgelerin yanı sıra gayriciddi izlenimi verecek konuşma ve “belgeler”de iddianamede yer alıyor. Ama “Ergenekon” söz konusu olduğunda, kurulması gereken temel bağlantı bu iddianame de yer almıyor. İddianame özenle TSK’nın ve MİT’in Ergenekon’la bir ilişkisinin olmadığının altını çiziyor. Bu durumda geriye her nasılsa bir araya gelmiş, getirilmiş bir takım insanlar, ilişkiler ve belgeler kalıyor. Bu durumda şu kanının oluşturulmak istendiği açıkça belli oluyor; ‘söz konusu örgütün içerisinde geçmişte devlette görev yapmış kişiler de bulunsa, bunlar kendi başlarına, bireysel olarak hareket etmişlerdir ve devlet kurumlarının olup bitenlerle bir ilişkisi bulunmamaktadır. Devletimiz bu türlü kirli işlere hiç bulaşmamıştır, sütten çıkmış ak kaşık gibidir!’ İster inanın, ister inanmayın durum vaziyet budur! Peki ama bu durumda ortaya nasıl bir tablo çıkıyor ve bu tablonun inandırıcı bir yanı var mıdır? Bu durumda ortaya çıkan tablo şudur; Susurluk’taki kazada ölen Kocadağ emniyet müdürü değildir. Susurluk’un en önemli aktörlerinden olan emekli general Veli Küçük o dönemde orduda görevli değildir. Abdullah Çatlı’ya silah ruhsatı veren Mehmet Ağar Emniyet genel Müdürlüğü yapmadığı gibi, sonradan İç İşleri Bakanlığı’da yapmamıştır. İddianame’de yer alan emekli general, albay ve diğer rütbelerden subaylar hiç bir zaman orduda görev almamıştır. Kendilerinde bulunan “çok gizli ibareli” belgelerin bizim devletimizle hiç bir ilişkisi yoktur. Ordu envanterinde kayıtlı olan el bombalarının halen depolarda olduğunu zaten ordumuz açıklamıştır. Dahası Ergenekon dışındaki çetelerde de bolca rastladığımız asker polis bağlantılarının hiç birisinin devletimizde görev almışlığı yoktur. Ve dahası kirli ve yasadışı işlere bulaşıp da şöhret yapmış hiç bir devlet görevlisi daha üst makamlara atanmamıştır...vb...vb. Bu tabloyu böylece uzatıp gitmek olanaklıdır. Ama bu kadarı şimdilik yeterlidir. Nasıl ama? Oldukça inandırıcı bir tablo değil mi? İddianameyi hazırlayan savcılar, bütün bu zırvalıklara bu ülkenin halkının inanmasını istiyorlar. Bu durumda Ergenekon İddianame’si açıklandığı biçimiyle neyin iddianamesi oluyor? Bu iddianame bu haliyle devleti aklamının ve temize çıkarmanın iddianamesi oluyor. Geçmişte yapılmış ve halen yapılmakta olan bütün kirli ve yasadışı ilişkilerden, eylemlerden ve katliamlardan devletin Özel Harp Dairesi, MİT’i, kontrgerillası, bunlarla bağlantılı asker ve sivil bütün bürokratları özenle ayıklanıyor ve İddianame de açıklanan bazı işler virajı alamamış bir takım “başıbozukların” üzerine yıkılarak moda deyimiyle, sözde “bağırsak temizliği” yapılıyor. Ama bu bağırsak yeniden dolduruluyor ve pis kokular yayılmaya devam ediyor. Kısaca vurgulamak gerekirse, ortaya çıkan kişi, belge, ilişki ve olayların önemi, ne savcıların sınırlı bir soruşturma ve dava ile yetinmelerinde, ne de bu davanın abartılmasına veya görmezden gelinmesine neden olacak gerekçe ve yorumlardadır. Ergenekon operasyonunun ve açıklanan İddianame’nin bütün bunların ötesinde bir anlamı ve önemi vardır. Bu önem, tam da savcıların üstünü örtmeye çalıştıkları bağlantının niteliğinde ve anlamında gizlidir. Bütün bu olup bitenler bu ülkenin halkı tarafında izlenmekte ve tartışılmaktadır. Bu haliyle bile ortaya dökülen ilişki ve belgeler, ortalama vatandaşın devletle ilişkisini, devlete bakışını değiştirecek, ona yeni bir nitelik katacak özellikler taşımaktadır. Halkın bilinci ilerlemekte ve gelişmektedir. Susurluk’la başlayan, Ergenekon’la devam eden olaylar ve gelişmeler zincirinin, halkın duygularında yol açtığı değişim, demokrasi ve barış güçlerinin asıl kazanımıdır. Eğer Ergenekon Davası’nın Susurluk’un akıbetine uğraması, demokrasi, barış ve emek güçlerince engellenebilirse, bu kazanım sadece bilinçte ve duyguda kalmayacak, somut politik kazanımlara da dönüşecektir. Ergenekon davası halkın bilincinde, terör üzerine kurulmuş, çürümüş ve yozlaşmış, pis kokular saçmakta olan bir devlet düzeninin teşhir edilmesine ve mahkum edilmesine dönüşebilir ve beraberinde demokrasi ve özgürlüklerin kazanılmasını getirebilir. Davaya halkın “müdahil” olmasının anlamı budur ve kimse bunu önemsiz görme lüksüne sahip değildir.
Ahmet Yaşaroğlu, 29 Temmuz 2008 |
fiogf49gjkf0d Abdullah Çatlı : )
Hatırlarsınız. 1 Eylül olaylarına karışmış, kıraathane taramış ve üniversite bahçesine el bombası atan adam. Hatırla Sevgili diye bir dizi var orda gösteriyordu... Gerçekten iyi bir diziydi neyse.
İddanamede ne deniyor?
Mehmet Ağar emniyet müdürü ve Abdullah Çatlı ya ruhsat veren kişi. Neden Mehmet Ağar?
Ben cevaplıyayım. Mehmet Ağar AKP Hükümetine ters açıklamalar yaptığı için : ) Tek suçu bu. Zaten yukarıdaki makalede de belirtildiği o dönemde Mehmet Ağar emniyet müdürü değildir...
Susurlukta Veli Paşa ordudaymış. İddanameye göre buda yalanlandı. Ordu da değildi...
Açıkça görülüyor. Tayyip kendisine karşı çıkan ulusalcı aydın insanlarımızı topladı. Hepsini belkide haksız yere cezalandırtacaktır...
Ne diye bilirim ki? Sadece devlet temiz mi diyebileyim? Yoksa bu olaya dur mu diyeyim? |
fiogf49gjkf0d
Yazıyı okuyunca hiç şaşırmadım çünki herkes bir anda akpak oluverdi hiç bir devlet kurumu bunun içinde değildir mantığı üretilsede içten içe aslında bunun böyle olmadğını biliyoruz birilerinin üzeri örtülüp diğerleri gün ışığına çıkartılıyor madem o kadar temizlik isteniyorsa bu devletin içinde birtakım farklı faailiytler yapılıyorsa o zaman herkes sorgulanmalıdır ifadeleri alınmalıdır darbe günlükleri ile adı anılan kişinin el yazısı karşılaşlatırılmalıdır
Önceki Ordu Komutanı Paşa ifade vermelidir çünki paşaya soruldğunda ne darbe yapma eğilimi vardı diyor nede yoktu diyor bu kadar çekimser kalınıyorsa durum pekde hoş olmayan hakikatlerin oldğunu işaret eder GERÇEK SANSÜRSÜZ DEMOKRASİ İSTEĞİMİZ bu ve benzeri durumların yaşanmaması içindir.
Burda görülen durum şudur arkadaşlar GLADYO savaşlarıdır birinin diğerini bertaraf etme ve eğilimlerini ağırlığını tasviye etmek içindir. Yani bu değilde başka bir gladyo TÜRKİYE de daha aktif olarak yoluna devam edecektir.
BENİM ÜLKEMİN GERÇEK VE TÜM GEREKSİNİMLERİ İLE YERLEŞMİŞ BİR DEMOKARSİYE İHTİYACI VAR. |
fiogf49gjkf0d Çünkü sizler çünkü yazmayı beceremezsiniz. Çünki yazarsınız. Ya da bağlacını bitişik yazarsınız.
Çünkü siz Türkçeyi katletmeye bayılırsınız : )
Ya bir sor kendine. Eski paşa yargılansın diyorsun. Eski paşa koskocaman genelkurmay başkanı.
Eğer Türkiye ye kötülük yapmak istese önce bölüp sonra satamaz mıydı açık açık vatanı?
Oysa siz koskoca eli öpülecek Paşa ya bir terörist gibi davranıyorsunuz. Kendinizi sorgulamanız lazım.
Ama bunun içinde Türkçeyi iyi kullanmanız lazım. Ergenekon safsatasına at gözlükleriyle bakmayalım.
Nitekim Mustafa Kemal Atatürk "dilini kaybeden bir millet benliğinide kaybeder" diye buyurmuştur...
Tabii benim Türkçem iyi demek istemiyorum. Bu eleştirim sana ait değil. Hepimize ait bir eleştiri : ) |
fiogf49gjkf0d
tomakin :
·HaYVaN15309· :
Çünkü sizler çünkü yazmayı beceremezsiniz. Çünki yazarsınız. Ya da bağlacını bitişik yazarsınız.
Ama bunun içinde Türkçeyi iyi kullanmanız lazım.
|
|
|
İçinde kelimesinde bulunan "de" eki bağlaçtır ve ayrı yazılmalı.
Türkçeyi sözcüğünde bulunan "yi" eki ise çekim ekidir. O da ayrı yazılmalıdır. Kesme işareti ( ) ile ayırman gerekirdi.
Başkalarının "ya da " bağlacını bitişik yazdığını söylüyorsun ve hatta bunun bağlaç olduğunu biliyorsun. Uygulasan ne olur peki? Önce kendi hatalarını gör ve daha sonra millete akıl ver.
Çok bilmişlik yaptım sanırım
Herkesin hatası vardır.
|
|
|
Doğru diyorsun dayı. Nitekim bende Türkçeyi kelimesini bitişik yazdım. Ve içinde kelimesini kullanmadım bir yerde. Ayrı yazdığım noktada kesme işareti çıkmıyor. Deneye bilirsin. Shift+2 kesme işaretini çıkarırı >>> <<< burada kullandım kesmeyi ama forumda nedense görünmüyor.
Ama dediğim gibi yazımda belirttim. Altta okursan bende ve hepimiz hata yapıyoruz dedim. Senin bunu okuyamaman çok üzücü : ) Bilmişlik yapmıyorum yazımın son kısmını oku.
Bizim türk insanı da senin gibi okumadan yorum yazmaya çok meraklı zaten.
Asıl konu Ergenekon yalanı. Benim üzüldüğüm olay insanlarımızın Ergenekona bu kadar inanmış olması...
Edit//
Yorum yaptığın mesajım ve son kısmı:
Gramer bilgin var ama okuma ve yazmadan aciz olduğun için sana bir şey demiyorum. |