ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

          Atatürk ilkelerinden biri de laikliktir. Herkes laikliği şu veya bu yönde eleştiriyor savunuyor ya da yeriyor ama tanımı üstünde kafa yorana pek rastlamadım. Neyin ne olduğunun çok açık dile getirilmemesi bizde çok fazla yaygın. İnsanımızın her şeyi olabildiğince esnekleştirmeye, lastik gibi oraya buraya uzatmaya meyli var. Bunu en başta siyasetçilerimiz yapıyor.Laiklik devlet yönetimi ile ilgilidir. Bireylerle ilgili değildir. Örneğin ben kendi hayatımda dinimi istediğim gibi yaşayabilirim. Bütün her şeyimi İslam dinine göre uygulayabilirim. Ama devletin laikliğinin korunmasını da isteyebilirim. Hele ki dini siyasete alet etmek Türkiye’de çok kolay iken.. Halk kitleleri din ile kolaylıkla yönlendirilirken..

          Başbakan eğer dese ki:
“İşçilerin haklarını tam verelim çünkü İslam dini bunu gerektiriyor.”İşte bu söz laikliğe aykırıdır.Hüküm ne olursa olsun dayandırıldığı sebep önemlidir. Bütün mesele budur. Devlet yönetimiyle ilgili hiçbir hüküm dine dayandırılamaz.Devlet bütçesinden şu kadar parayı cami imamlarına maaş olarak ayırmak da laikliğe aykırı olmanın daniskasıdır. Laiklik böyle bir şeyi asla ve asla kabul etmez. Laik bir devlet din âlimi yetiştiremez. Bunu yaparsa laik değildir. Devlet kadrolarında din ile ilgili kurumlar ve çalışanları varsa o devlet laik değildir. Bu tür işler ancak devletin izniyle kurulmuş özel kuruluşlar tarafından gerçekleştirilebilir.

        Laik bir devlet, halkı yönlendirmede dini herhangi bir şekilde asla ve asla kullanamaz. Ama Atatürk kullanmıştı. Yıllarca, eğer yanlışım yoksa ölene kadar camilerde okunacak Cuma hutbelerini kendisi planlamıştı..Bu olay ozamanki şartlar göze alındıgında anlaşılabilir bir durumdur.Devletin yönetimde dini esasları uygulaması laikliğe aykırı olduğu gibi, devletin dini sorumluluklarının olması da laikliğe aykırıdır. Ama bizim toplumumuz, özellikle aydın geçinen kesim bunu ayırt edebilecek kafada değiller. Daha doğrusu işlerine gelmiyor. İnsanları aptal yerine koymak aydın olmak değildir. Aydın olmak erdemli  olmayı da gerektirir.

          Böyle bir benzetme yaptığım için herkesten özür dilerim ama yapmak zorundayım: Devletin kendi bütçesiyle her mahalleye kuaförlük okulları açması ve buradaki öğretmenlere ve onların hem barınacakları lojmanlarına hem eğitim vereceği yerlere kesintisiz para harcaması, bir de bu öğretmenlere maaş vermesi; böylece devlet bütçesinden önemli pay ayırması ne kadar yanlış olacaksa laik bir devletin dini vazifeleri üstlenip bu vazifeler için büyük para harcaması da o kadar yanlıştır, “laiklik” açısından o kadar akla ve mantığa aykırıdır.

         Atatürk yaşasaydı veya onun devrimcilik ilkesi yaşasaydı en geç 1945 veya 50 yıllarına kadar diyanet işleri başkanlığı da tamamıyla feshedilmiş olacaktı.

        Cumhuriyetin ilanına kadar Atatürk’ün dine daha fazla önem verdiğini görüyoruz. Buna halkı etki altında tutmak için din unsurunu kullanmak diyebiliriz. Cumhuriyetin ilanından sonra bu olay hızlanarak devam etmiştir.TBMM açılışına davet edilen Said Nursi nin, yaptığı konuşmada sırf namaz üstünde durması sonucunda Atatürk’ün şaşkınlıkla hesap sorarcasına sitemde bulunması, Said Nursi’nin cevabının sert olması, bu olayla birlikte aralarının açılması ve bir daha düzelmemesi..

            Atatürk’ün inancı ne olursa olsun şu çok iyi bilinmeli: Bütün hayatını Türkiye’nin ve Türkiye halkının yükselmesine tamamıyla vakfetmiş bir insandı o.Şu da unutulmamalı ki eğer Atatürk’ün eşsiz deha yönü olmasaydı şimdi Ankara ve çevresi gibi çok küçük bir toprak parçası bizim ülkemiz olacaktı. Belki şimdiye kadar onu da kaybedebilirdik.

          Atatürk bu ülke için Laik modeli öngörmüşse bu önce iyice araştırılmalı, sorgulanmalı, analiz edilmeli. Kulaktan dolma bilgilerle laiklik kötü bir şey olarak algılanmamalı.Bu devletin halkı İslami yönetime layık mıydı? Bu da iyice düşünülmeli.

               Kısacası bu laik devlet çatısı altında her müslüman öncelikle kendisini “müslüman” etmeli. Allahın dini basit bir örf gibi bir şey değildir. Ama bütün bunlar boşverilip laiklik hakkında atılıyor tutuluyor.

        Yakın tarihimize baktıgımızda vatandaşlarımızla ilgili şu yorumu yapabiliriz..Halkımız üçe ayrılıyor: 60 küsür yıldır ciddi anlamda örgütlenerek islami bir devlet davası ile yaşayanlar 60 küsür yıldır laiklik davasında olup hiçbir şey yapmayan yan gelip yatanlar ve üçüncü kesim ise iki arada bir derede kalanlar. Üçüncü kesimin çoğunluğunu islam davasındaki insanlar kolaylıkla kendi saflarına çekebilir çünkü çok köklü örgütlenmeleri var. Örgütlenmelerin nasıl yapılacağına dair tecrübeleri de çok yüksek. Türkiye gerçeği budur. Herşeyi devletten bekleyenler yanılmıştır. Halk içinde uzun vadeli hedeflerle hareket edip örgütlenenler gelecekte ancak onlar söz sahibi olabilirler ve olmaya başladılar. Herkes ektiğini biçiyor.
Türkiye  gittikçe bir din devleti olma yolunda hızla ilerlemektedir..Beni asıl ürkütende bu olayın boyutlarıdır.

           Yukarıdaki yazımda yanlış anlaşılmalara sebeb olabilecegini düşündügüm paragrafları cıkardım..

İstedigin yorumu yapabilirsin ajan hanım :)

  Laiklik devlet yönetimi ile ilgilidir. Bireylerle ilgili değildir. Örneğin ben kendi hayatımda dinimi istediğim gibi yaşayabilirim. Bütün her şeyimi İslam dinine göre uygulayabilirim. Ama devletin laikliğinin korunmasını da isteyebilirim.

   İlk önce ben bu yazıdaki tezatlıgı anlamaya çalışıyorum. Lailklik bireyle mi ilgilidir yoksa devletlemi? Yoksa ikisiyle mi?

  Laiklik der ki; Din ve Devlet işlerini birbirinden ayırın kardeşim. Bunu der dimi?

Bide,1926 da kabul edilen Türk Medeni Kanunu nun Laiklik için temel sayılabilecek maddesi: "Rüşt yaşına ulaşan çocugun dinini seçmekte özgür olması" dır. Şimdi bir analiz yapalım.. Laiklik din ve devlet işini birbirinden ayırdıgı gibi,bireysel konularda da kişilere bazı özgürlükler tanıyor. Bu tezat cümleyi açıklamış oldum sanırım.

  Aynı zamanda,ben artık bu forum başlıklarıyla ne yapılmaya çalışıldıgını anlamış değilim.. Yahu hiçbirşeyi bilmiyosunuz da haberde mi izlemiyorsunuz? Ne dindarlıgından ne laikliğinden bahsediyorusunuz? Hiç birşey elden gitmiyor sakin olun.. İnsanların dindar olması ülkede mevcut olan Cumhuriyet rejimine karşı çıkıyorlar  mı demek oldu? İslamiyeti Türkler kaç yüz yıldır benimsemişler? Benimsenen bu din kurulan yüzlerce Türk Devletleri içinde ne gibi bir sorun çıkarmıştır? İnsanların dini vecibelerini yerine getirme çabaları ne zamandır bölücülük olmuştur? Neden hala İslami rejim mevzu bahistir artık anlamıyorum..

  Şuanda dindar diye tabir ettiğiniz kişileri  yoldan çevirelim. Diyelim ki; amcacım,teyzecim Cumhuriyet rejiminden memnunmusnuz? İstermisiniz Şer-i rejimi? Böyle bir kamu oyu yoklaması yapın bir bakalım sonuçlar ne olacak.

   Türkiye son bir haftadır yogun ve önemli olaylarla gündemini meşgul ediyor. Bunlardan ilk i Ergenekondu. Zaten Akp nin kapanma bahsi hep mevcuttu.. Baktık birden biryerlerde bombalar patladı.. Onu atlattık dedik arkasından Kuran kursu çöktü çocuklarımız vefat etti.. Onu atlatamadan cigerlerimiz yandı kül oldu.. Ama Ergenekon hala oldugu yerde duruyordu. Ve bizim hafife aldıgımız hatta kimimizin hiç de önemsemedigi bu terör örgütü neler yapmış neler..

    "Akp fazla oluyor,iktidar olmakla kalmadı birde Cumhurbaşkanını kendi içlerinden çıkarıyorlar bu ne demek işte Cumhuriyet elden gidiyor dökülün meydanlara" diyen şuursuz zihniyetin ne kadar melayani bir çaba içerisinden bulunmuş oldugunu Ergenekon dosyalarının deşifre olmasıyla meydana çıktı. Amaçları iç karışıklı saglayıp işte bu şekilde(Laik ve Dindar) insanları ikiye bölmekmiş. Ve bizim Atatürkçü,Cumhuriyetçi dedigimiz aydınlarımız,gerek siyasi kişililkler gerek Askeri kişilikler tarafından örgütlenmiş bir yapıya sahip olan bir terör örgütü durumundaymış. Ve benim anlatamayacagım bir sürü şey..

  Diyorum ya ondan bundan alıntı yapıp veyahut birilerinin yazılarına imza atacagımıza ve başkalarının düşüncelerini kendi düşüncemiz gibi motomot ifade etme çabamız sadece kendimizi kandıracaktır.

   Kimse panik olmasın ,Osmanlı torunuyum diyenler Ülkemizi bölecek olanlar degildirler. Aksine kanlarının son damlasına kadar bu topraklar için savaşacak karakterde insanlardır. Siz alın bakın biz Cumhuzriyetciyiz,biz Atatürkcüyüz diyenlerin neler karıştırdıklarına..

   Ve şunu da soruyorum sizlere begenilmeyen Osmanlı yönetimi Osmanlıyı 600 yıl dimdik ayakta tutmuştur. Ve Dünyaya hakim olmuştur. Ama şimdi bakıyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşına girmeden işleyiş olarak çatırdamalar mevcut oldu. Gerek hukuksal yapıda gerek siyasi yapıda ve son zamanlarda da gelişen olaylara istinaden askeri yapıda da aksaklıklar meydana geldi. Bizim konuşmamız gereken veya beynimizi meşgul etmemiz gereken konu laiklik mi sadece ya? Görmüyormusunuz Ülkeyi içten içe solucanlar kemiriyor.. Güvendigimiz fikirlerine imzalar attıgımız şahsiyetler bizleri,emeklerimizi,hayallerimizi düşmanlarımıza peşkeş çekiyorlar.

    Uyanın artık bırakın bu safsataları kimse Türkiyedeki Cumhuriyet,Demokrasi vb.. önemli yapıları değiştiremez. Kurtuluş mücadelesini vermiş ve galip çıkmış bu millet onların bu sinsi ideallerinin gerçeklemesine izin vermez.

 VE ARTIK BU KONUYU YIPRATTIGINIZ YETER.

  İstenileni yapıyorsunuz ve burda dahi insanları birbirine vurduruyor ve kırdırıyorsunuz...

           Bu yazıda en azından benim görebildigim kadarı ile herhangibir tezatlık yoktur..Kişiler istedigi dinin vecibelerini özgürce yerine getirebilmekte buna mukabil devlet de her vatandaşına eşite mesafe durabilmektedir.Laikligin anlaşılıpta belirli zümrelerin-tarikatlatların hocaların anlamadıgı-anlamamazlıktan geldigi kişiler laik olmayabilir ama devlet laik olmak zorundadır anlayışıdır..Ne burada yazılan herhangibi yazı nede yoldan cevirilen 100000000 kişi beni Atatürk devrimlerinin-Türkiye cumhuriyetinin-laik rejimin tehlike altında olmadıgına inandıramaz.Ergenekon davası şu an iddialar dışında kanıtlanmış herhangibir sucu içeren dava degildir bu arada.Bunlar benim şahsi fikirlerimdir..Şu anki iktidarın yaptıklarını ölçü aldıkçada uzun bir süre degişmeyecek gibi görünmektedir

Durty;

Yazdıklarının bir kısmına katılmıyorum.En sondan başlayıp yukarıya doğru çıkıyorum izninle :)

Dindar olmak kötü birşey mi?Yeter ki kişiler "dindar" olabilme bilincine ulaşabilsin.Allah sevgisi,insan sevgisi,iman sevgisi bunlar güzel şeylerdir.Ben bunu isterim.Ancak "dindar" olupta "dinci" olmalarını istemem.Çünkü ikisi de birbirinden farklı kavramlardır.Siyasette dincilik,gericilik,bağnazlık ve ilkellik demektir bana göre.İleriye doğru atılan adımların geri çekilmesidir,"en gerçek yol gösterici" sayılan bilimin yolundan sapmaktır.

Halkı üçe ayırmışsın.Hayır halk tek bir amaçta beraberdir.Atatürk devrim ve ilkelerinin amacı:İslam ortaçağını aşmış;aşiret,cemaat,tarikat ilkelliklerinden arınmış;düşüncesini inancından,bilgisini,bilimini dininden uzaklaştırmış bireylerden oluşan,derneşik bir toplum yaratmaktır.Kısacası Atatürk ün deyişiyle"çağdaş medeniyet seviyesi"ni aşmaktır.

Laik devletten bahsedip sadece müslümanlığın tapınç nesnelerini,gelenek göreneklerini ön plana çıkartmak olmaz.Çünkü devlet bireylere(devlete göre onlar kul değil,bireydir,vatandaştır);din,dil,ırk,mezhep ayrımı yapmaksızın eşit davranmakla yükümlüdür.

Atatürk hiç bir zaman ulusunun manevi değerlerini kendi çıkar ve umarları doğrultusunda kullanmamıştır.Ulusunun beynini bir takım inaklardan arındırmış,ileriye yürümesinin önünde ki bütün engelleri kaldırmıştır.Üstelik;

 “Ben manevi miras olarak hiçbir ayet hiçbir dogma hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında belki gayelere tamamen ermediğimizi fakat asla taviz vermediğimizi aklı ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Zaman süratle ilerliyor. Milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada asla değişmeyecek hükümler getirdiğimi iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur"

diyerek bize yürüyeceğimiz yollarıda göstermiştir.

Diyanet işleri yine Atatürk ün deyişiyle "din kisvesi altında ki küfür ve melanet"ten korunma amacıyla vardır.Halkın dinini kulaktan dolma bilgilerle öğrenmesine izin verilse idi,belki de şu an çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıyaydık.

Laikliği savunman güzel

   sevgili Ozmmq

               Yazımın hangi kısmından dindar olmak kötü bişeydir anlamını cıkardın anlayamadım.Halkımızı ayırmak gibi bir niyetim yok sadece yaşayışlar hakkında bir saptama yaptım.Bugün türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının tamamının cemaat tarikat inancından uzak derneşik bir topluluk oldugu söylenebilirmi sence ?

         Atatürk ile ilgili kısıma gelince..Eger o tarihte olanları incelersen yazdıklarımın dogru oldugunu görürsün ki buda benim savundugum bi olaydır:bugün aynı şartlar oluşsa eminimki aynı şekilde hareket etmek gerekir..

        Sonuc olarak  laikligin degiştirilmeye calışıldıgı , altının oyuldugu,yeniden tanımlanmaya - yorumlanmaya calışıldıgı bugünlerde mevcut rejimin evam etmesi için bulundugumuz noktada sabit kalmamız gerektigini düşünüyorum...

    Sabit kalman dilegi ile :)

dekmannnn  demiş ki;

"Şuanda dindar diye tabir ettiğiniz kişileri  yoldan çevirelim. Diyelim ki; amcacım,teyzecim Cumhuriyet rejiminden memnunmusnuz? İstermisiniz Şer-i rejimi? Böyle bir kamu oyu yoklaması yapın bir bakalım sonuçlar ne olacak."

Böyle bir kamu oyu yoklaması yapıldığı gün laik cumhuriyet için endişelenmeni öneririm.

Yine dekmannnn demiş ki;

"Ve şunu da soruyorum sizlere begenilmeyen Osmanlı yönetimi Osmanlıyı 600 yıl dimdik ayakta tutmuştur. Ve Dünyaya hakim olmuştur. Ama şimdi bakıyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşına girmeden işleyiş olarak çatırdamalar mevcut oldu. Gerek hukuksal yapıda gerek siyasi yapıda ve son zamanlarda da gelişen olaylara istinaden askeri yapıda da aksaklıklar meydana geldi."

Bu cümlelerde bana birini hatırlattı.

Ha bu arada yazdıklarının bazılarına katılıyorum.

Kolay gelsin hepinize...

Durty;

Yazını değiştirmeden önce cümlelerinden o anlam çıkıyordu.Kastettiğin anlam başka olabilir bunu bilemem.Foruma yazarken hepimiz dikkat etmek zorundalığındayız.Tıpkı benim "osmanlı" meseleme döndü sanırım :)

Ben olaylara göre tarafımı belirlerim.Sabit fikirli değilimdir.

Hepinize kolay gelsin.İyi geceler.

( 12 Dk geciktim bir deneyelim bakalım forumu takip ediyor mu? )

                Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti nin siyasal sisteminde gerek yapısal gerek hukuksal gerekse siyasi sorunlar catırdamalar vardır..Eger bu sorunlar olmasaydı ne trilyonlarca parayı hortumlayan bir zat başbakan olabilirdi nede mevcut laik düzene dava açmış bir aile cumhurbaşkanlıgı konutunda oturabilirdi.

            Osmanlı imparatorlugu bir cok ırk-din-kültür-dil i içinde barındıran bir yapıydı ve osmanlı imparatorlugunun ayakta kalmasının en önemli sebeblerinden biride bu etnik mozaige dokunmamasıydı.Günümüz türkiyesi ile Osmanlı yı karşılaştırmaya calışmak-birbirine iliştirmek zorlamadan öteye gecmez-gecemez.