ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

       yerden yere vurulan 12 eylül anayasasının 177 maddesinden 110 tanesi degiştirilmişken başbakanın yeni anayasa talimatının verdigi günün erteside başlatılan başkanlık sistemi  tartışmalarının zamanlaması gercekten cok ilginç..anayasa mahkemesi ve hakimler savcılar yüksek kurulu (hsyk) gibi yargıyı  yeniden yapılandırmanın yanı sıra kendine özgü başkanlık sistemine dogru geçişin  önünde duran en büyük engel chp dışında mhp nin , kendi kalesi diye nitelendirilen şehirlerinde bile  tabanına sahip olamaması kanımca tasfiye provasından başka bişey degildir. küresel emperyalizmin ve avrupa birliginin cagdışı buldugu anayasamızın degiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek olan ilk 3 maddesi ile yurttaşlık tanımının yapıldıgı maddeler olmak üzere federal bir sistem ve onun kurumlarını oluşturan bir taslak , kürt açılımı dogrultusunda demokratik özerklik içeren federasyon anayasası şeklinde sunuldugunda bunun önündeki en büyük engeller olan anayasa mahkemesi ve ulusçuluk-üniter devletin savunucusu mhp nin bertaraf edilmesi ile olabilir ancak..bunun için değiştirilemez maddeleri engel saymayacak bir anayasa mahkemesi , mhp nin olmadıgı bir parlemento , ve akp - bdp ortaklıgına ihtiyac vardır.ancak bir federal sistem ile başkanlık yapılandırabilir ve federal anayasa ile bize dayatılan özerklik oluşturabilirdi. bu nedenle milli-üniter özellik taşıyan her sey tasfiye edilip zaman içinde köşeye atıldı..

     kürt milliyetciligin zirve yaptıgı , haburda yaşananlar unutulmamışken , şehit cenazelerinde polis bagırmak isteyenleri elleri ile sustururken , daha dün terörist cenazesi için 50.000 kişi yürümüşken ,  ülkemizde cambaza bak oynanmaktadır..sizler cambaza bakarken Türkiye bütün  milli özerkliklerinden , üniter yapısından vazgecip  , ulusçuluk kavramı ve üniter yapılar yavaş yavaş gevşetilmektedir...

    kurbaga deneyini bilenler bilir. kurbaga kaynar su dolu bir kaba atıldıgında zıplar.. ama yavaş yavaş ısınan suda kaçmaz ve su kaynadıkça bacakları kaçma yetisini kaybeder..altımızdaki ateşi yaktılar beyler bayanlar..yakında zıplayacak dermanımız kalmayacak..

Saygılarımla... 

          ŞU ANDA OYNANMAKTA OLAN DİNAMO KİEV - FENEVBAHÇE MACINDA DİNAMO KİEVİMİZE CANI GÖNÜLDEN BAŞARILAR DİLERİZ...

   HEP DESTEK TAM DESTEK...

     bu akşam oynanacak olan Fb-Porto Fc maçında Porto muza başarılar dilerim..Allah iniş takımlarınıza zeval vermesin Porto ...

Saygılarımla...

   14 yaşındaki bir kız çocuguna cinsel istismar sucundan tutuklanan ceza evine konulan VAKİT GAZETESİ yazarı HÜSEYİN ÜZMEZ adlı dini bütün şahıs için hukuk kimse için işlemedigi kadar hızlı işledi ve taciz edilen kız cocugunun psikolojik durum raporu 6 ay gibi bir zamanda hazırlanması gerekirken 40 gün gibi jet hızında bir sürede tamamlanıp tacize ugrayan kız cocugunun psikolojisinin saglam oldugu yolunda rapor verildi..bu rapora müteakip de yurdumun özgür mahkemeleri bu sübyancı herifi serbest bıraktı...

     tacize ugrayan kızın ailesi önce şikayette bulundu fakat ilk duruşmada şikayetinden vazgecti.bu adam 6 aydır cezaevinde olmasına ragmen , 14 yaşında taciz ettigi kızın ifadelerine ragmen , adam 76 kız 14 yaşında olmasına ragmen , ceza evinden cıkar cıkmaz nefsime kırgınım demesine ragmen , hala  pişkin pişkin televizyonlara cıkıp regl olan kızın evlenme vakti gelmiştir diyip resmen şeriat kanunlarını esas aldıgını söyleyen , Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını tanıdıgını söyleyip 14 yaşında bir kızı taciz edip sonrada evlenecegim diyen ,  bütün bunlar bu olanlar  bu adam benim midemi bulandırdıgı iğrendirdigi gibi sizlerinde midesini bulandırmıyormu ? sizlerİde igrenmiyormusunuz ?

   bu adamı televizyonda görünce beynimden vurulmuşa döndüm , cok kızdım , cok sinirlendim , cok hayıflandım..dediklerini dinledikten sonra bu adamdan temsil ettigi kişilerden düşünceden akımdan düşündüklerinden arkasına saklandıklarından midem bulandı , nefret ettim ve  acıdım..evet bu adama degilde taciz ettigi 14 yaşındaki kız cocuguna acıdım..annesi kızını bu adamı kurtarmak için ifadesini degiştirdiginde kızın ne düşündügünü anlamaya calıştıgımda acıdım üzüldüm hatta yıkıldım...

     din kisvesi altında yayın yapan vakit gazetesinin ve hükümet yanlısı medyanın  bütün bu olan pislikleri sübyancılıgı kokmuşlugu cürümüşlügü görmezden gelmeside bu insanların olayanasıl baktıklarınında ayrı bir göstergesidir..

    şimdi birileri kalkıp diyecekki inanan herkesi suclama..

    şimdi birileri kalkıp diyecekki dini bütün degilsin ateistsin cehennemde yanıcan , yılanlar seni kovalayacak..

   şimdi birileri diyecekki bunu bir topluma nasıl mal edersin..

    peki bende sizlere soruyorum ozaman..

   sizler bu pislikle nasıl yaşayacaksınız ??.

   Saygılarımla...

Bir büfecinin zabıtalarca dövülmesinin ardınan, Çankaya’da içki satan bir market saldırıya uğradı

Daha önce Ankara, Keçiören’de, bir büfenin içki sattığı için zabıtalardan odunlarla dayak yemesinin ardından, bu kez başkentin göbeğinde, Çankaya’da benzer bir olay nedeniyle bir marketçi şikayetçi oldu.

Müslüm Göksu, önceki sabaha karşı marketine dalan üç kişinin ’Mübarek günde niye içki satıyorsun’ diyerek ortalığı dağıttığını, yardımcısını darp ettiğini ve boğazına bıçak dayadıklarını iddia etti. Dışarıdaki gençleri de taciz eden saldırganlar, güvenlik kameralarına yakalandılar.

KEÇİÖREN’de içki sattığı gerekçesiyle bir büfecinin zabıtalarca dövülmesinin ardınan, Çankaya’da içki satan bir market saldırıya uğradı. Turan Güneş Bulvarı üzerinde, polis karakoluna 300 metre uzaklaktaki Çiftlik Market’in sahibi Müslüm Göksu’nun burnunu kıran üç saldırgan, müşterileri de içki almamaları yolunda tehdit ettikten sonra, "Şikayetçi olursanız burayı tararız" diyerek kaçtı. Markette bulunan kameraların kaydettiği saldırıyla ilgili olarak Göksu, Yıldız Polis Karakolu’na başvurarak şikayetçi oldu. Göksü, karakoldaki ifadesinde olayı şöyle anlattı:



"Marketin sahibiyim. Saat 02.00 sıralarında, daha önce simalarını tanıdığımız müşterilerimizden olan Haluk, Nedim ve ismini bilmediğim üçüncü şahıs marketimin önünde içki alan müşterilerimizi taciz ettiler. Ekmek aldıktan sonra bana da ’Neden içki satıyorsun’ dediler. ’İsteyen içer istemeyen içmez zorla kimseye birşey satmıyorum’ dedim. Marketten dışarı çıktılar. Bir anda ne olduğunu anlayamadım. ’Mübarek gün sen neden içki satıyorsun?’ deyip içeriye girdiler.



’Sizin kökünüzü kazırım haritadan silerim. Sizi evinizden alırım, senin ananı avradını s... Sülaleni s...’ dediler. Sonra sağı solu dağıtıp ellerine geçirdikleri şişeleri bana ve işçim Halil İbrahim Serben’e atmaya başladılar. Haluk K.’nın amcasının oğlu arkamdan dolandı ve bize ait bıçağı tezgáhtan alarak boynuma dayadı. ’Keserim, öldürürüm. Gerekirse burayı tararım’ dedi. Ben Nedim isimli şahsın belinde tabanca gördüm. Attıkları votka şişesi kafama isabet etti. Ayrıca tekme ve yumrukla beni ve işçimi darp ederek gittiler.

Markette kamera olduğunu anlayınca geri gelip kamera görüntülerin istediler ve ’Vermezseniz keleşle tararım burayı’ dediler. Kamera kayıt cihazını bulamadan polis otosunu görünce gittiler.


Giderken de ’Polise bildirmeyeceksiniz’ dediler. Market sahibi Göksu, saldırganların marketten içki alan gençleri taciz ettiklerini de söyledi. Göksu, "Alkollü içki alan gençlere de ’Ramazanda ne içkisi içiyorsunuz lan’ diyerek azarladılar. Gençler karşılık vermedi. Ama arkalarından gidip kapının önünde de içki alan gençlere ’Si... gidin, ramazanda içki içiyorsunuz it oğlu itler’ diye bağırdılar" iddiasında bulundu. Kamera kayıtlarında ise iki genç kızın saldırı sırasında yaşadığı şok gözleniyor. Görüntülere göre, genç kızlar, önce tezgahın arkasına sonra da merdivenlerden aşağıya inerek bodrum katına gizlenip olaydan kurtuluyorlar.



MARKETİN güvenlik kamerasının 1 dakika 46 saniye süren kayıtlarında, üç kişinin hem market sahibini hem de çalışanını darp ettiği ve marketi dağıttığı açıkça görülüyor. Üç kişi marketi dağıtırken siyah montlu biri ekmek bıçağı ile Göksu’nun üzerine yürüyor. Takım elbiseli kişi de şişeleri Göksu’ya fırlatıyor. Saldırganlar daha sonra marketten çıkıp uzaklaşıyor.



Olayla ilgili ifadesi alınan üç kişi, olayın içki dayağı olmadığını, ’hesap ödeme sırası yüzünden çıkan tartışma’ üzerine market sahibi ve çalışanını darp ettiklerini savundu. 3 kişinin ifadesine göre, hesap ödemek için sıra bekleyen Nedim T. market çalışanı Halil İbrahim Sevben’e ’diğer müşteriden önce ekmeğin parasını almasını söyledi. Bunun üzerine kendisine beklemesi yanıtını veren market çalışanı ile Nedim T. arasında tartışma çıktı. Kavga sırasında üç kişi market sahibi ile çalışanını darp etti. Karakolda ifadesi alınan üç kişinin serbest bırakıldığı öğrenildi.

ULUSAL BASINDAN ALINTIDIR...

    şimdi arkadaşlar..

    biz size demedikmi?

    bu tür yobaz insanlar var demekmi ?

     uyarmadıkmı sizleri ?

    bu ülke yanlış yolda bakın mithatın başına bunlar geldi adam dayak yedi dedik başka mithatlar yanmasın dedik gelin kınayalım önleyelim dedik ama bir cogunuz bizi samimiyetsizlikle hatta daha ileri gidip bölücükle suclayanlarınız oldu...

  bazı aklı eveller cıkıp hala bana yok bütün inananları nası suclarsın tarzı mesnetsiz yorumlarla yazacaktır eminim..bırakın ayrıntıları  savunmaya gecme psikolojisini gercekleri görün kardeşim...

   bu olaylara bakıpda hala bu ülkenin sürüklenilmeye calışıldıgı karanlıgı görmeyenlere bizi yöneten zihniyetin ortacag düşüncesi oldugunu anlamayanlara bu ülke malezyamı iranmı olur diyip haritadan ülke secip kendi ülke gerceklerinden uzak olan kişilere bir tokat edası ile çarptıgını biliyorum..

şimdi tekrar soruyorum

BİZ SİZE DEMEDİK Mİ ?

Saygılarımla....

Evet arkadaşlar okuyunca ne yapacagınızı şaşıracagınız beyninizden vurulacagınız başınızdan aşşagı kaynar suların kova kova akacagı bir başlıkla huzurlarınızdayım yine..öfke sinir hayal kırıklıgı metanet cesaret hıyanet bütün duyguları hissedeceksiniz eminim…bu ülke nereye gidiyor diyenlere bu olayları yazıp tokat gibi bir cevabı verdigimizi düşünüyoruz

Olay 1

Okmeydanı Türkiye hastanesine ikindi vakti yaralı halde gelen hastaya ilk müdaheleyi yapan doktor kerim yorgancıoglu hastayı ameliyat masasında yaralı halde bırakıp mescide koşması neticesinde ismi öğrenilemeyen hasta kısmi körlük gecirdi

Olay 2

Bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde yeni atanan uzman doktor kerem gönültaşı oruc tutmadıgı gerekçesi ile diger yobaz ve sofu doktorlar tarafından deli gömlegi giydirilmek sureti ile 3 gün evet yanlış okumadınız tam 3 gün süre ile deliler arasında tutuldu ac bırakıldı susuz bırakıldı

Olay 3

Gece yarısı mide yanması şikayeti ile Özel fatih hastanesine giden Hamdi Can Bugralı isimli vatandaşın başına gelenler ise pişmiş tavugun başına gelmedi..gittigi özel hastanede kan sayımı örnegi alınmasını isteyen doktorun istegi üzerine hemşireye giden Hamdi Can Bugralı hemşirenin namahrem var sana dokunamam günah tepkisi ile ne yapacagını bilemedi ve hemşire tarafından asprin verilmek sureti ile evine geri gönderildi

Olay 4

Bir Cuma günü ameliyat sırasında hastayı ameliyat eden kalp ve gögüs cerrahisi uzmanı Ogün şahin namaza yetişme acelesi ile hastanın ameliyatlı yerlerini kapatırken hastanın içinde tesbihini yanlış okumadınız tesbihini unutmak sureti ile hastanın tekrar enfeksiyon kapmasına sebep oldu.konu ile ilgili hakkında soruştrurma acılsada tabipler birliginde oy birligi ile alınan karar ile sucsuz oldugu kanatine varıldı..

       Yukarıdaki olaylar her ne kadar trajikomik gibi görünsede aslında ülkemizde neler yaşandığına dair net bilgiler  içermektedir..

       Bana sakın yok kardeşim daha neler – ülkemizde böyle şeyler olmaz – oha-yuh  türü mesnetsiz yorumlar yapmayın kızarım

    Teks sucları hasta olup hastaneye giden ve hasta doktor mahremiyetine canıgönülden inanan bu insanların başına gelenleri tekrar tekrar okuyun …

    Velhasılkelam bu olaydan cıkan sonuc şudur…ne gelir elimizden insan olmaktan başka...

Kamuoyuna saygı ile duyurulur…

Saygılarımla

         yukarıdaki başbakanlık yüksek idare kurulunun dönemin başbakanı ecevit imzası ile mühürlü belgesini ve maliye yazısını sizlere yorumsuz olarak aktarıyorum..okuyun ki bu devletin içine sızanlar ne zamandan beri planlı bir harekatın parsacı ögrenin..okuyunki devletimizin ne halde oldugunu ögrenin..okuyunki bu gün bu forum sayfalarında neden akıl bilim ilim dedigimizde bize saldırıyolar anlayın..idrak edin , araştırın bilgi edinin bilgiden korkmayın ögrenmekten korkmayın ..korkmayınki istismar edilmeyin..korkmayın ki aklınızı bilmi kullandıgınızda size ne sıfat takarlarsa taksınlar gercekleri bilmenin ögrenmenin verdigi gönül rahatlıgı ile gece rahat uyuyun...

                     Kamuoyua saygı ile duyurulur..

Vladimir İlyiç Ulyanov, bilinen adıyla Lenin :  "(d. 22 Nisan 1870, Simbirsk - ö. 21 Ocak 1924, Moskov), Rus sosyalist politikacı, Ekim Devrimi nin lideri ve Sovyetler Birliği Komünist Partisinin ilk başkanıdır.

Lenin aynı zamanda Marksist teorik ve felsefi yazıların yazarı olarak  bilimsel sosyalizminde kurucularındandır. Lenin in en büyük amacı proleter bir Dünya devrimi oluşturup sınıf ayrımlarının olmadığı bir topluluk yaratmaktı (Komünizm)

Kendisi, Marksizm üzerine kurulmuş politik ve ekonomik bir teori olan Leninizm inde kurucusudur. Leninizm , Marksizmin çağın gereklerine göre hem kuramsal hem politik hem de ekonomik alanda, temel ilkelere bağlı kalarak yeniden uyarlanması olarak anlaşılır. Leninizm kavramı, yeni olgular ve yeni bilimsel gelişmeler doğrultusunda Marksizmin yeniden üretilmesi gereği üzerinden değerlendirilir ve Marksizmin devrimci ve bilimsel özüne uygun olarak geliştirilmesi olarak anlaşılır.(alıntıdır)

 şimdi  felç olan ve akabinde deliren lenin sizce neden delirmiştir ?

A - beynindeki fosfor oranı düşmüştür

B - Kominizm tutmayınca deli numarası yapıp kaçmıştır..yakalanınca stressten felc gecirmiştir

C - Takdiri İlahi dir

D - Bunların hepsi yalandır Lenin zaten deliydi

E- hepbiri

farklı yorumlarınız varsa bekliorum :D

             nakşibendi tarikatından Hilmi türkmen İzmir in kestanepazarındaki Kur an ı Kerim kursundaki idarecileri tanıdıgından oraya gidip gelirken bir istihbarat elemanı ile karşılaşır..bu eleman daha önce kendisini makamında ziyaret edip istihbarat teşkilatında tarikatın Atatürk karşıtı düşüncelerinden dolayı rahatsızlık oldugunu söylemiştir.Hilmi bey ise kendisinin tarikatta bu kadar güclü olmadıgını söylemiştir..İstihbarat elemanı ise sen yapmazsan başka birisini buluruz diyerek odadan cıkmıştı..Daha sonra anlaşılacakki buldukları adam fethullah gülen den başkası degildi...FG istihbarat güdümlü tarikatta adım adım yükselip naif bi mevkiye getirilmişti..FG daha sonra sudan da müslümanlıgı ve arapçayı yaymak için okullar acmıştı ama asıl ilginc olan şey ise sudan ın zaten şeriat ile yönetilio olması ve arapça konusuluyo olması idi.

            Bu arada RTE akp nin kurulma aşamasında İngiltere başkonsolosu Roger Short un destegini almıştı...16 temmus 2000 de RTE amerikaya American Jewish Comitte nin davetlisi olarak gider.Burda kısa adı ADL ( anti demafation league ) olan güclü bi yahudi örgütü ile temasa girer.Akp genel başkan yardımcısı Abdullah gül aracılıgı ile örgütün başı olan Abraham Foxman ile 2 saati aşan bi görüşme yapar..evet RTE nin önünde hiçbi engel kalmamıştır...

              Gerek FG gerekse RTE  in arkasında graham füller , cıa ajanı abramowtz , adl , jınsa , cıa vardı..Türkiye yi bölmek ayırmak parcalamak herbi bölgesinden ayrı bi devlet cıkarmak isteyen gücler bu ikiliyi bir araya getirmek için yanıp tutuşuyorlardı..2000 yılının mayıs ayında RTE ile FG amerikada bir araya geldi..bu cok uzun zamandır birbirine hayli mesafeli olan iki farklı ekolün bir araya gelmesi acısından hayli önemliydi..Görüşme daha cok Türkiye deki siyasal gelişmeler hakkındaydı..FG 28 şubat sonrasında yaşanan gelişmeleri degerlendirerek daha kucaklayıcı yeni bir siyaset anlayışının zaruretini anlattı..BU yenilikçi hareketten sonra birbirinden farklı bu iki ekol bir cok kez temas halinde oldu..bundan sonra gülen hareketinin tartışmasız yeni gözdesi RTE oldu..

              yukarıdaki bilgiler tarihler kişiler dogrudur..bunu yazma sebebim forumda RTE nin başbakan olmasının hatta ülkenin bugün bu halde olmasının sebebinin chp oldugu gibi cahilce bi kanı oluştugunu gördügümdendir..olaylara bir bütün olarak baktıgımızda Türkiye üstünde oynana oyunları daha net anlayabiliriz..okadar yakına bakıyoruzki biraz olsun uzagı göremiyoruz..

                  Bünyesinden ihlasları kombasanları cıkaran necip ve faziletli kişiler-tarikatlar şimdide deniz feneri davası ile almanya ve Türkiye gündemine oturdular..rezaleti hep birlikte izliyoruz.Türkiye de savcılar pek ilgi göstermeselerde alman savcılar işin üzerine cok ciddi olarak gitmektedir.burda almanya deniz fenerindeki yöneteciler milyonlarca euro yu şu anda rtük başkanlıgını yapan Zahit Akman aracılıgı ile Türkiye deniz feneri ne iç etmekle suclanıyorlar..almanyadaki sanıkların ifadelerine göre deniz fenerini kuranların ve yönetenlerin akp ile yakından ilişkileri var.bu arada iktidara yakın olan kanal 7 de işin içinde..bu holdinglerin dini kullanarak Allah adına topladıkları paranın tam olarak ne kadar oldugunu kimse bilmiyor  çünkü herhangibi makbuz yada fatura mevcut degil.

               Hukuk bir gün hepimize lazım olabilir..ve rtük başkanı Zahit Akman ada lazım oldu sonunda..beyefendi “Bir iddianamede bazı kişilerin adlarının zikrediliyor olması onların suçlu olduğu anlamına gelmez. Bazı basın organlarının Ergenekon sanıklarına göstermiş olduğu saygının onda birini bendenize göstermesini beklerdim”  buyurmuş...bunu okyunca sormak lazım aslında..rtük denetiminde olan radyo ve televizyonlar aylardır ergenekon iddanamesidne adı gecenleri suclu gibi asıp kesiyor ve hiç müdahelede bulunmuyorsunuz...tabi bunu sorcak gazeteci veya bu sorunun yanıtını  yazacak gazete kaç tanedir oda ayrı bi konu ...

                 benim asıl anlamadıgım bir müslüman dini kullanarak böyle bir sahtekarlıgı nasıl yapabilir ? zavallı insanları kandırp yıllarca biriktirdiklerini nasıl calabilir ?Allah korkusu oldugunu söyleyip Allah adına topladıgı bu paraları nası cebine atabilir ? ya peki yolsuzluklara damardan girecegim diyen başbakan nerede ? yoksa burdada verirken banamı sordunuz diyecek vicdansızca ?