fiogf49gjkf0d Çoğu zaman yarı sempatik haberlerle karşımıza çıkan hacker kavramını Türkçeye nasıl kazandırabileceğimizi tam bilemiyorum. Bülent Sankur un bilişim sözlüğü hacker terimini korsan; bilgisayar tutkunu olarak açıklıyor. İçime sinmiyor. Bir olgu bir insanı hem korsan hem de bilgisayar tutkunu yapıyor olabilir mi cidden? Ya da her bilgisayar tutkunu korsan mı olmalıdır? Üstelik korsan terimi de daha çok yasadışı yazılım, film, şarkı çeken, yükleyen, kullananlara demiyor muyuz? Oysa hacker başka bir şey.
Bütün bunları yorumlayabilmek için bilişim dünyasının parametrelerini biraz didiklemek gerekiyor.
İnternetin siber olduğu dönem hızla geride kalıyor. Gerçek dünyayla çizgileri keskin hatlarla ayrılan sanal âlem artık bizzat hayatın kendisi haline gelmiş durumda. Ekranımda maaşımı görüp, kredi kartı borcumu öderken sanallıktan söz etmek mümkün mü? Ya da süpermarketimin web sitesine verdiğim sipariş birkaç saat sonra poşetler içinde kapıma geliyorsa burada siber kavramı biraz havada kalmıyor mu? Bakkala telefon açıp aynı işlemi yaptığımızda buna bir terim arayışına giriyor muyuz?
Savunma denetçisi hırsız
Hacker dediğimiz kişinin gerçek hayatta bin bir emekle kurduğunuz evinize giren hırsızdan bir farkı yok aslında. Haneye tecavüz tamlaması böyle zamanlarda daha iyi anlaşılıyor, zira olayın bedene tecavüzden çok da bir farkı yok. Evinizde çalacak bir şey bulamayıp çıksa bile bu işi yapana hırsız denir. Hacker da sonuçta hiçbir işi yokken sizin sitenize, sisteminize giren kişidir. Girmekle kalmayıp bilgi çalan ya da zarar verenlere de cracker denir ki artık bu terimi hatırlayan bile kalmadı. Çünkü bir sisteme girilmiş olmasıyla silinmiş ya da kopyalanmış olması arasındaki fark artık birçok yapıda yok denecek kadar azaldı.
Ama hacker ların savunmalarını dinlerken bir an bu haklayıcıların hakkını yediğiniz hissine de kapılabilirsiniz. Yine gerçek hayata uyarlarsak bu savunmalar evinize giren hırsızın karakolda Ben aslında o evin güvenlik açıklarını, zaaflarını yoklayarak sahiplerinin daha güvenli bir ev yaratmasını sağlamaya çalışıyordum demesine benziyor. Bir zaman kızlı erkekli bir grup arkadaş otostopla tatile gidiyorduk, yolda bizi alan at hırsızı kılıklı birisi "Evladım böyle kızlarla otostop yapmayın, başınıza bir iş gelir" demişti de "Amca sen bir şey yapma da kimse yapmaz" demiştim; o hesap işte (elbette araçtan atılmıştık).
İnsanlar tarafından imrenilerek bakılan, özenilen bir hırsıza şahit olmadım. Aklınıza zenginden alıp fakire veren hırsız Robin Hood geliyorsa bilgilerinizi yeniden gözden geçirin. O folklorik kahramanın aslında
çok farklı bir hayatı vardı.
Hacker lar konusundaysa durum farklı. Herkes ilginç bir şekilde onları seviyor. Bizim gazetede bile geçenlerde Pijamalı Hacker ın bir röportajını üzülerek ve gülerek okudum. 2000 yılında Arda Uskan ın yine Radikal de kendisiyle ilgili yazdıkları aklıma geldi: "İnternet iki yanlı keskin bir bıçak. Bir pijamalı şarlatan övünerek, her kuruma, herkese şantaj yapabileceğini açık açık anlatıyor. Ve palavralarını kendi çıkarlarına kullanmaya devam ediyor. Adını veriyor, reklamını yapıyor ama fotoğrafını çektirirken yüzünü gösteremiyor". Ama devir değişti, tabii Gaffur da değişti. Bizde yayımlanan son röportajındaki fotoğrafı hacker ile f**ker arası gidip geliyor. Bir de meslektaşların çok sevdiği Tavlacı Hacker var... Böyle insanlar neden gazetelerin teknoloji sayfalarında yer almaz diye merak eder misiniz hiç?
Ellerin keyfinin bedelini ödemek
Son iki yazımda değindiğim ADSL sülükleri konusu neredeyse bütün haber sitelerinde ve e-gruplarda yer alınca kartopu etkisiyle bayağı yayıldı. Olayda ne kadar rolü vardır bilemiyorum ama bizim apartmandaki iki tane açık ağ da bu iki hafta içinde şifreli hale geldi. Üzülenler de vardır elbette...
Ama abonelerin tamamına yakınının kotalı tarifeleri kullandığı bir ülkede ADSL hatlarına sızmak hangi ahlaki değerlerle açıklanabilir bilemiyorum. Üstelik birkaç dakikalık bir web gezintisi ya da e-posta eritme seansı için olsa anlarım. Gelen okuyucu mektuplarına bakarsak gigabaytlarca bilgi akmış kendi hatlarından. Onlar da kendilerine hacker diyor mesela.
Bilgisayar tutkunu gibi sevimli klişelerin içine boğsak da hacker dediğimiz kişilerin bize verdiği zararın aslında gerçek hayattaki gaspçı, kapkaççı ya da hırsızlarınkinden farkı olmadığını gördüğümüz günler çok
uzak değil. Ama onların bizlerin sokakta kendimizi savunma yeteneklerimizi sınadığını düşünürsek olay farklı tabii, değil mi?
Atatürk resimlerine, Türk bayraklarına sığınarak hacker cılık oynayanların kaç tanesi hayatında hacker manifestosunu okumuş ya da tarihine göz atmıştır çok merak ediyorum.
Serdar Kuzuloğlu, 12 Mart 2007 |
