Orhan Pamuk Yabancı Bir Yazar Mı?

Şimdi New York ta yaşıyor. Ekim ayında Almanya semalarında görülebilir. Zaten programı var gelmezse çok ayıp eder.

Sözünü ettiğimiz 58 dile çevrilmiş -son rakam buydu Masumiyet Müzesi nin tanıtımlarında bahsi geçiyordu- Türk yazarı Orhan Pamuk, 2007 yılının Nobel Edebiyat ı ödülü alan altın adam.

Fakat biz Türk okurlarını Nobel den önce yazımını tamamladığı, sonra nedense beklettiği, bir şekilde nadasa tuttuğu Masumiyet Müzesi ni Ramazan ayında yayımlayarak cezalandırdı. Porno unsurlar bulunduğu söylenen bu kitaba mübarek günlerde dokunan yanacak mı başkaları bilir, ama sanırız Orhan Pamuk un başından beri Türk kültürüne bir "yabancı" olduğu buradan da belli oluyor.

Destek verdiği ya da bilemiyoruz öteden beri kullanılageldiği islami eylem bütünü adına Orhan Pamuk un bu zamanlamada payı nedir, bu derinliğiyle sorgulanmalı bizce. New York saatiyle Doğu saati, oryantalize edilmesi zor bir eylem mi, oldukça şüpheli bir konu. İkinci yabancılık da budur, gördüğümüz kadarıyla.

Üçüncü yabancılık: Hemen açın bakın. Çok satanlar listelerinde ve özellikle web satış sitelerinde Orhan Pamuk şu anda en önde gidiyor. Sonraki toplamda ise 20 ye 3, 10 a 1 incelikte Türk yazarları azınlıkta bu listelerde. Vahim tablonun sorumlusu OP (Orhan Pamuk) değil ki. Bizzat nesnesi. Kendisi.

Dört.

Bendeniz, üç kitabını okumaya başlamış ve bitirememiş birisi olarak -aynısını Ahmet Altan ın tek kitabı için de yaşamıştım- OP yi etajer, masa ve komidin yazarlarımdan birisi yapamamıştım. Raf yazarım olmuştu. Sonra bir yaz ikindisinde sahafımın yazarı oldu. Velhasıl adımın ve kitaplarını aldığım tarihlerin yazılı olduğu sayfaları koparmış öyle teslim etmiştim yeni sahibine.

Efsane de tam burda başlar. OP, satın alınan bir yazardır, okunan değil. Gene onun MM (Masumiyet Müzesi) adlı romanının ilk 30 sayfasının okunup kenara bırakıldığını, ama satın alındığını yazıyor şimdi gazeteler. OP böyledir. Bu yabancılık, onu raf yazarı yapar. Möble bir yazar. Bu hiçbir şeyi değiştirmez. Möblelerinizdeki diğer yazarlara bir göz atın. Gene de içlerinde en parlağı OP dir.

Ben yabancılaşma kavramını pek sık kullanmam. Hatta çok "entel" de bulurum. "Alienation"dur bu kavramın frenkçesi. Alyen anahtarı akla gelir evet. Almanların altıgen somun-vida sabiti olan Alyen aynı zamanda İngilizcede yaratık demektir. (Hayır elıyın diyenlere tekme...) OP de bulduğum altıgen yabancılaşma da Türk kültürünün zatıalilerince muhteşem bir dekor olarak kullanılmasında yatar. Altı padişah, altı saray, altı motif, altı Yeniçeri, altı İstanbul... Ne dersen de. Dördüncü yabancılaşma tespitimiz de OP de bu noktada görünmeye başlar.

Onun doğusu aynalardaki doğudur.

Ve hiçbir masumiyet kırık aynaları onaramaz. Romanlarında formüle edilmiş olan Doğu, kafası karışık Batı için hazır ve hazırcevap bir dondurulmuş yemektir. Batılı OP romanlarını ısıtarak yer. Lezzetlidirler. Ama sofraya gelmeden günler, aylar önce sadece Batı için pişirilmişler ve şoklanmışlardır.

OP yi okuyamayınca neden şok oluyoruz anlamıyorum. Bizim köftecilerimizi 58 dilde, damakta yemek biraz zordur. Anında ve soğumadan yemelidir köftelerimizi. Yoksa bozulur ve kokarlar, hiçbir mideye yar olmazlar.

HİKMET ZAHİR

ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul