fiogf49gjkf0d
Şehidim (Şehitlere hitap) Şehidim omuzlarda gider tabutta Vatan sana selam duruyor ayakta
Heyhat, ne acı gözler ağlamaklı bakıyor Gözyaşı sel olmuş akıyor, akıyor
Azrail bile aldığı cana ağlıyor Bu ne dert ki yürekleri dağlıyor
Top arabasına binmişsin, bu saltanatın Cennet te inan yüksektir katın
Kefenin kanınla boyanmış al Yari ağlıyor diyor, gitme yanımda kal
Mezar taşında yazıyor diyor şehit Bunu bil ki insan kefil, Allah şahit
Okurken sana Fatiha, İhlas İstiyorum diyor ruhun, Nas
Bu vatan da bir karış toprak sana az Bedenin çürümez, peygambere yapsan naz
Kefen ki sana, sonsuz elbise İnan ki her asker şehitti, makamını görse |
|
Serdar Sayıl
Şehitler Ölmez
Önce Vatan,Millet
Sonra ana ve yar
Bu yolda savrulan birileri var
Ezan dinmez diyen
Bayrak inmez diyen
Şehit ölmez diyen birileri var
Şehitler ölmez,Şehitler ölmez
Bayrakla birleşen
Toprakla bütünleşen
Can verip devleşen birileri var
ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN ASLA BÖLÜNEMEZ!!
|
| |
fiogf49gjkf0d Soğuk bir Mart günü... Çanakkale, Gelibolu yarımadası... Binlerce askerimiz, şehidimiz Gelibolunun çeşitli yerlerinde yatıyor: Anafartalar da, Bomba Sırtında, Ertuğrul, ;Ölüm(morto) Koyu nda, Kanlı Sırtta, kısaca Yarımadada bastığımız her yerde... Hâlâ topraktan şehitlerimize ait kemiklerin çıktığı söyleniyor.
Yurdun hemen hemen her yerinden gelen ziyaretçiler... Kimi şehit dedesini, bir yakınını aramak, kimileri ise şehitleri yâd etmek için, dua etmek için gelmişler...
Şehit dedesi, bir yakınını veya hemşerisini arayanlar hayal kırıklığına uğruyor; zira bizim şehitlerimizin bırakın doğru dürüst bir kabri, yapılan çeşitli anıtlarda, yazıtlarda ismi bile yok, esamesi okunmuyor. Kimin nerede yattığı, ne oduğu belli değil.
Anadolu nun bağrından kopup anasını, babasını, eşini, çocuğunu, gençliğini terk edip "Vatanım namusum elden gitmesin" diye burada şehit düşen 253 bin Mehmetçik maalesef -bazı istisnalar hariç- KAYIP ! Çok hazin bir tablo !
İngilizler, ilk anıt mezarlığını 1927 yılında yapmışlar ve Lozan da buraların koruma altında olması için madde koydurmuşlar. Fransızlar ise 1930 yılında Ölüm Koyu nda ölen askerlerinin mezarlarını yeniden tespit edip buradaki 2236 askerin adlarını yazmışlar. Avusturalyalılar, Yeni Zelandalılar, hepsinin buralarda anıt mezarlıkları var. Nerede askerleri çarpışmış ve ölmüş ise bu askerlerini topraktan çıkarıp kimlik tespiti yaparak defnetmişler, mezarlıklar yapmışlar üstelik bakımlı ve düzenli. Ölen askerlerin isimlerini de tek tek yazmışlar. Binlerce kilometre ötelerden Yeni Zelanda dan, Avusturalya dan,
Fransa dan, İngiltere den, kalkıp gelen biri, buradaki dedesinin, akrabasının nerede yattığını görebiliyor. Ne güzel bir vefa örneği!
Ya biz? Conk Bayırı nda Anzak askerlerinin isimlerinin yazıldığı anıt mezarlarının yanında bulunan şehitlerimizin kemikleri, 1985 te yoplkanıp hepsi bir mezara koyulmuş, tek bir mezara toplu halde... Burada kimin yattığı belli değil, isim yok (!)
1997 de yapılan 57. Alay şehitliği ve 1993 te yapılan Sargı Yeri Şehitliği ile Nuri Yamut Anıtı ndan başka kabrimiz, şehitliğimiz yok ! Bunun dışında 1954 yılında yapımına başladığımız 1960 yılında kısmen, güç bela tamamlanan, 2004 yılında yeniden restore edilen Hisarlık Tepesi ndeki anıt. Ayrıca bazı heykeller, yazıtla... Yarımada nın her yerine birer heykel, yazıt yapmışız.
Fakat hiçbiri kabrin yerini tutmuyor. Kabir bir başkadır bizim kültürümüzde. Kabirde manevi bir hava olur daima. Kabir ziyaretlerinde dualar okunur, kur an okunur... Anadolu daki kabir ziyaretleri de böyledir.
Binlerce kilometre dedesini veya bir yakınını görmeye gelen İngilizler, Fransızlar, Avusturalya ve Yeni Zelandalıların bu imkânı varken, ben kendi yurdumun sınırları içindeki yerde şehid dedemin yattığı yeri göremiyorum! Bırakın kabrini, yazıtlarda ismine bile rastlayamıyorum! Nerede benim şehit dedemin kabri? Doksan yıl geçmiş. Şimdiye kadar buradaki şehitlerin yattığı yerler tespit edilip tıpkı İngilizler, Fransızlar ve Anzakların yaptıkları gibi, mezarlıklar, şehitlikler yapılamaz mıydı? Birkaç heykelle, anıtla, göstermelik şehitlikle bu suç örtbas edilebilir mi?
Şehitlerin değil ama bizim bu kabirlere ihtiyacımız var. Hemde çok! Yeni neslin; çocukların, gençlerin ihtiyacı var. En çok ihtiyacı olanlarda devletin yönetimine talip olanlar, devleti yönetenler. Onların bu görevlere gelmeden önce muhakkak "ÇANAKKALE RUHU" nu anlamaları lâzım. Çanakkale yi yaşamaları, Çanakkale yi görmeleri lazım...
alıntı |