ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
5 Mayıs 2024, Pazar 20:28   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Haber > !!! Son Dakika !!!
forum sohbet oyun basliklari
   Meclis, Terörü Kınayacak Metinde Uzlaşamadı
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

LaserSail

LaserSail resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  15.Eki.2008 Çar 23:36:01      Meclis, Terörü Kınayacak Metinde Uzlaşamadısohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d
Meclis, Terörü Kınayacak Metinde Uzlaşamadı
Siyasi Parti Grupları, Aktütün Karakolu na Yapılan Saldırıdan Sonra Hazırlanan Kınama Metninin İçeriği Konusunda Anlaşamayınca Meclis in Terörü Kınama Girişimi Yarım Kaldı. 

 

Haber:  Meclis, Terörü Kınayacak Metinde Uzlaşamadı
Resmi büyütmek için tıklayın

< =text/> < src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/show_ads.js" =text/> <> window.google_render_ad();
Aktütün Karakolu na yapılan saldırıdan sonra Meclis in terörü kınaması için CHP, MHP ve AK Parti grupları ortak bildiri yayınlama kararı aldı. Ancak siyasi parti grupları, hazırlanan kınama metninin içeriği konusunda anlaşamayınca Meclis in terörü kınama girişimi yarım kaldı.

Aktütün Karakolu na yapılan ve 17 askerin şehit olmasıyla sonuçlanan saldırıdan sonra Meclis in terörü kınayan ortak bir bildiri yayınlaması düşüncesi gündeme geldi. Sınır ötesi operasyonla ilgili tezkerenin görüşülmesinden bir gün önce 7 Ekim tarihinde Meclis Genel Kurulu nda okunması için hazırlanan bildiri taslağı üzerinde üç parti bir türlü uzlaşamadı. Edinilen bilgiye göre CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, bir bildiri taslağı hazırlayarak MHP ve AK Parti Grubu na iletti. MHP Grubu, Öymen in hazırladığı taslakta yapılmasını istediği değişlikleri açıklayarak, metnin bu doğrultuda yenilenmesi durumunda bildiriye imza atabileceklerini duyurdu. AK Parti Grubu ise muhalefetten gelen metinleri değerlendirdikten sonra kendi taslağını hazırladı ve CHP ile MHP ye iletti.

Bu sefer de CHP ve MHP, AK Parti tarafından hazırlanan metnin içeriğini beğenmedi ve terörü kınayacak ortak bir metin üzerinde Meclis te uzlaşma sağlanamadı. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AK Parti nin hazırladığı metinde geçen, "TBMM, bu doğrultuda, bölücü terör örgütünün içte ve dışta tecrit edilerek tamamen yalnızlaştırılması, örgüte katılımın önünün kesilmesi ve silahlı unsurlarının etkisizleştirilmesine yönelik uygulamaya koyduğu siyasi, askeri, diplomatik, psikolojik, kültürel ve sosyo-ekonomik tedbirleri desteklediklerini beyan eder" şeklindeki ifadeye dikkat çekti. Vural, hükümetin bildiride saydığı bu konulardaki tedbirlerini bilmedikleri için sözkonusu metne destek vermediklerini kaydetti. Ortak bildirinin 7 Ekim tarihine yetişmemesi üzerine terörü kınama düşüncesinden vazgeçildiği öğrenildi.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

CcTiMcC

CcTiMcC resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  16.Eki.2008 Per 17:34:12sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d
kınasanız ne olacak giden askerlirimiz gerimi gelecek  zaten onuda becerememişler
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

iSyaN13

iSyaN13 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  16.Eki.2008 Per 23:02:33sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Yaşadığımız Ülkede Kahramanlar Ya mağdurdur yada Mahkumdur..Diğerleri Kocaman bir HİÇ tir. Bu Sebepledir ki kınayıp kınamamaları benim gözümde pek bir sey ifade etmez.

                                                        ( 4 Kitaba Dil OlSam, Anlatamam Kendimi )

               iSyaN

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

vogen

vogen resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  17.Eki.2008 Cum 02:06:26sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Tuvalete bile birlikte gidemezler!
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

RestlessOblivion

RestlessOblivion resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  17.Eki.2008 Cum 02:08:39sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

vogen :
Tuvalete bile birlikte gidemezler!

Maaş almaya kol kola gidebilirler...

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

vogen

vogen resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  17.Eki.2008 Cum 02:39:27sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Buna gerek yok Rest, hesaplarına yatıyor TL ler. Maaş almak için kolkola girenler ayakta durmaya zorlanan yaşlılarımız, yani şerefli insanlarımız!
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

wwarkheww

wwarkheww resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Eki.2008 Pzr 01:11:23sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

                       .......ili kırsalında teröristlerin dur ihtarına ateşle karşılık vermesi
sonucu çıkan çatışmada güvenlik görevlisi şehit oldu.

Ya da .....ilinde devriye görevini yerine getiren aracına açılan ateş
sonucu..güvenlik görevlisi şehit oldu.

Ya da .....ili kırsalında teröristlerce döşenen mayının patlaması sonucu
asker yaralandı..

*Bu nasıl başlar biliyor musunuz?
*
Hava o kadar sıcaktır ki beyninizdeki sıvının buharlaşıp uçtuğunu
düşünürsünüz. Oluştuğu anda kuruyup giden ter damlacıklarından geriye
kalan tuzlar yüzünüzün ve hatta elbisenizin her yanını kaplamıştır.

Avucunuzun içindeki ter, yüzünüzdeki gibi kolay kurumadığı
için elinizdeki tüfeğinizin metal kısmı avucunuzun içinde vıcık, vıcık oynar.
Ter ile ıslanan çeliğin kokusu avucunuzun içine ve elinizi sürdüğünüz her yere siner.

Önünüzde yürüyen adamın, ayağının kuru toprakla her temas edişinde çıkan
toz, ağzınızın kupkuru olmasına ve zor nefes almanıza sebep olur.

Sırt çantanızın askı kayışları yüzünden omuzlarınızı hissetmezsiniz. Kült
ağrıları ancak çantayı sırtınızdan çıkardığınızda fark edersiniz.

Bastığınız her taş parçası, her çalı ve bir ayağınızın kaplayabildiği her
yeryüzü parçasından çıkan sesi duyarsınız.

Yürüdüğünüz yerdeki her Ağustos böceğinin sesini, dallardaki kuşları,
yüzünüzün etrafında ürkütücü devriye uçuşları yapan arıların kanat
seslerini, ağzınıza ve yüzünüze ya da herhangi bir yerinizdeki küçük
yaraların üzerine konmaya çalışan sineklerin vızıltılarını,
ayağınızı bastığınız yerden havalanan yeşil çekirgenin küçücük cüssesine rağmen
çıkardığı tok kanat sesini en ince ayrıntısına kadar duyarsınız.

Sonra, kendi teçhizatınızın ve önünüzdeki arkadaşınızın ve arkanızdaki
arkadaşınızın teçhizatlarının çıkardığı düzensiz seslerin her birini ayrı
ayrı duyarsınız.

Ve aynı anda önünüzdeki arkadaşınızın nefes alışlarını duyarsınız,
öksürmesini ve hapşırmasını da duyarsınız.

Telsizinizden çıkan seslerin ve cızırtıların her biri ayrı ayrı katılır bu
senfoniye.

Ter ve tozun birleşmesinden oluşan kaygan çamur, postalın içindeki tüm
ayağınızı kaplamıştır, çoraplar önce su toplayıp sonra patlayan yerlere
adeta bir deri gibi yapışmıştır.

En çok yapmak istediğiniz şey ayaklarınızı yıkayıp, çoraplarınızı
değiştirmektir. Ama bu çok büyük bir lükstür o anda.

Çünkü...

Çünkü hangi çalının dibinde, hangi kayanın arkasında sizi beklediğini
bilmediğiniz ihaneti arayıp bulmanız ve yok etmeniz gerekmektedir.

Bütün masumların hayatı ve huzuru size emanet diye, öğretmenler bayrak
direğine asılmasın diye, kundaktaki bebekler kurşunlanmasın diye, binlerce
yıllık emanete halel gelmesin diye kahpeliği ve ihaneti yok etmeniz
gerekmektedir. Çünkü bunun için bayrağın, silahın, namusun ve şerefin üzerine yemin
etmişsinizdir.

Çünkü önemli olan ayağınız değil, ülkeniz, bayrağınız ve onurunuzdur.

İşte bu yüzden lükstür ayak yıkamak, çorap değiştirmek. İşte bu yüzden
senfoniye dönüşmüştür bütün o düzensiz sesler güruhu.

Sonra!..

Sonra birden tüm sesler kesilir, bıçağın dalı kestiği gibi, makasın
kâğıdı, pensenin bir hoparlör kablosunu kestiği gibi... Bir anda...
Kuşların sesleri, arıların ve sineklerin vızıltıları,
çekirgenin kanat sesleri hepsi bir anda biter.

Gözlerinizi açtığınızda önünüzdeki arkadaşınızı değil, gökyüzünü
görürsünüz, yere düşmüş olduğunuzu anlamanız birkaç saniye sürer.

Tek hissettiğiniz kesif bir barut ve yanık et kokusudur, yüzünüzün toprak
parçalarıyla kaplandığını fark edersiniz, temizlemek için çalışmazsınız.

Arkadaşlarınızın bağırarak koşuşturduğunu görür ama kulağınızdaki çınlama
ve uğultudan seslerini duyamazsınız. Sesleri yavaş yavaş duymaya
başladığınızda ayağa kalkmaya çalışırsınız ama başaramazsınız.

Yine birkaç saniye sonra arkadaşlarınızın sesleri arasında "mayın"
kelimesini ayırt eder ve kalkmaya çalıştığınızda ayağınızdaki yoğun ağrıyı
fark edersiniz.

Ayağınız yoktur ama yine de ağrıdığını hissedersiniz.

Ne olduğunu anlamak için baktığınızda ise parçalanmış pantolonunuzun ve
kopmuş ayağınızın farkına varırsınız. İşte her şey o anda başlar.

Avazınız çıktığı kadar bağırırsınız. Sonra, nefesiniz biter. Sonra,
yeniden nefes alırsınız ve yeniden bağırmaya başlarsınız. Sonra yine
nefesiniz biter ve yeniden, yeniden ve yine...

Yanınıza ilk gelen arkadaşınız size, "fazla bir şey yok, sadece küçük bir
yara" gibi telkinlerde bulunur. Ama siz arkadaşınız konuşurken de,
helikopterle hastaneye götürülürken de artık bir ayağınızın olmadığını
biliyorsunuzdur. Hep bir soru çınlar kafanızın içinde "neden ben, neden
ben, neden ben ?"

Hastanede geçen aylar, tedavi ve terapilerde geçen yıllar sonunda, diz
kapağınızın on iki santim altından takılı olan ve her akşam yatarken veya
banyoya girerken çıkarıp kenara koyduğunuz takma bacak artık bir uzvunuz
olmuştur.

Ama bunun önemi yoktur çünkü bu fedakârlığınız sayesinde vatan var
olacaktır. Sizin bir bacağınızın ne önemi vardır ki!

Artık koşamayacak olmanızın, yazın herkes gibi havuza, denize giremeyecek
olmanızın da hiç önemi yoktur. Vatan sağ olsun yeter.

Sonra birilerinin, sizin ödediğiniz vergilerle Fransız televizyonlarında,
uğruna yarım kaldığınız vatan hudutlarını hiçe sayan programlara finans
sağladığını okursunuz. Aynı dillerin bundan pişmanlık duymadıklarını
söylediklerini de okursunuz.

Pamuk ları, Dink leri, okursunuz, Bizans çocuğuyum diyenleri duyar, Ali
Kemallere tanık olursunuz, "koçlar gibi satanları "görürsünüz. .

Türk Bayraklarının yakıldığını, görürsünüz. Başlarına çuvallar geçirilip
aşağılanarak elleri arkalarından bağlanan Türk askerlerini görürsünüz.

Bu aşağılanmaya cevap verecek tankların motor seslerini, helikopterlerin
kanat seslerini, piyadelerin intikam yeminlerini duymayı beklersiniz
ama duyamazsınız.

Onun yerine hainlerin cesetlerinin üstüne örtülen çaputlara "bayrak"
diyenleri görürsünüz, "uçaklarını çek", "valiyi çek" diyen başkanları ve
karşılarında kekeleyen riyaseti görürsünüz.

Yok, yok bu da yetmez. Askere, polise, öğretmene ateş eden, yol kesip
soygun yapan, köy yakan, okul yıkan, mayın döşeyen teröristlerin sadece
"ben bir şey yapmadım" demelerinin esas kabul edilip, "suçsuz" sıfatıyla
serbest bırakıldığını görürsünüz.

Susanları, konuşması gerektiği halde susanları görürsünüz, konuşanlar her
konuştuğunda, kekeleyenler her kekelediğinde ve susanlar her sustuğunda
siz yeniden vurulursunuz, yeniden ölürsünüz her defasında.

Gövdenizden o toprağa akan kan, bu defa içinize akar,
inandıklarınıza,uğrunda savaşarak kendi kanınızı akıtmak pahasına tertemiz
tuttuğunuz değerlerinize akar.

Sizin kaya
arkalarında, çalı diplerinde aradığınız ihanet gelir aklınıza,
o mayınları yerleştiren eller gelir. Sorgulamaya başlarsınız: "Biz bu
ihaneti doğru yerde mi aradık, kuyruğunda dolaştığımız yılanın başı, hep
gözümüzün önünde miydi yoksa?"diye sorarsınız kendinize.

Onlara verilen maaş ın sizin vergilerinizden ödendiğini, içinize
sindiremezsiniz, uykularınız kaçar, neden bu vatanı sizin kadar
sevmediklerini düşünürsünüz.

Bu vatan onların da vatanı değil mi?

Onlar da, tıpkı benim gibi namusun ve şerefin üstüne yemin etmedi mi? diye
sorarsınız kendi kendinize.

Sinirlenirsiniz, üzülürsünüz, on beş yaşında bir askeri okul öğrencisi
iken her adımda söylediğiniz, beyninize ve yüreğinize nakşettiğiniz sözler
gelir aklınıza": VATAN, SANA CANIM FEDA"

Geri kalan tüm hayatınızın ilk beş dakikası, böyle başlayacak işte ve
hayatınız böyle devam edecektir. Son nefesinize kadar savaşacaksınız
ihanetle, her şeye ve herkese rağmen, bu yolda ölene ya da bu ihaneti
bitirene kadar.

Siz diyorum, çünkü bu vatan için bedel ödeyen insanların neler
yaşadığını, neler hissettiğini, size rağmen ve sizin için neler
yaptıklarını, neler yapabileceklerini bilin istiyorum. Okuduğunuz ya da
televizyonda duyduğunuzdan daha fazladır yaşananlar.

Yani aslında gazetelerin iç sayfalarındaki, minicik karelerde okuduğunuz;
"...ili kırsalında teröristlerce döşenen mayının patlaması sonucu, bir
güvenlik görevlisi yaralandı!" haberi aslında o kadar da kısa değildir.

Sizin, daha okuduğunuz gazetenin arka sayfasına geçerken unuttuğunuz,
falanca mankenin otel odası maceralarına, ya da uyuşturucu komasından ölen
oğluna "şehit" deyip Türk bayrağı "örten kadının haberine ayırdığınızdan
daha uzun zaman ayırmadığınız bu küçük haber, birileri için bir ömür boyu
sürecek ve asla unutulmayacaktır.

Ve siz unuttuktan sonra da başka birileri, "ne için?" dendiğinde "vatan
için" diyecekleri fedakârlıklarını size rağmen yapmaya devam edeceklerdir.

Sizin uyuşmuşluğunuza, duyarsızlığınıza rağmen, sizin rahatlığınıza, sizin
vicdanlarınıza rağmen bu kahramanca fedakârlıklar ve bu ilk beş dakikalar
yaşanmaya devam edecektir.

Asla unutmayınız başınızın üstündeki egemenlik örtüsünün payandası kopan
bacaklar, bedeli ise size rağmen bu vatan için akan kanlar, feda edilen
canlar, sıcak yuvalarını, babalarının yüzlerini unutan küçücük çocuklarını
düşünmeden vakfedilen hayatlardır.

Ne kadarını anlayabilirsiniz veya anlamak sizin umurunuzda mı bilmiyorum,
ama birileri bunları yaşadı, birileri hala yaşıyor ve emin olun yaşlı
dünya döndükçe, Türk vatanı ve Türk Bayrağı için birileri daha tüm bunları
yaşayacak.

Gördüğünüz gibi size bir hayli uzak bir yaşam biçimi bu. Masalarda oturup
"aydınca" sohbetler etmeye hiç benzemiyor değil mi?

Bir an için bile olsa kendinizi onların yerine koyasınız diye "siz"
diyerek yazdım, sizin onlardan biri olamayacağınızı biliyorum.

"Siz" kim misiniz?
Siz kendinizi çok iyi biliyorsunuz!
Biz de, biz de sizi çok iyi biliyoruz.
"Siz" de bilin ki biz asla unutmayacağız.

"VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN"

*Oktay Yıldırım / Emekli Astsubay
                                                                                                                              
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

iSyaN13

iSyaN13 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  21.Eki.2008 Sal 23:20:01sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
·wwarkheww· :

                       .......ili kırsalında teröristlerin dur ihtarına ateşle karşılık vermesi
sonucu çıkan çatışmada güvenlik görevlisi şehit oldu.

Ya da .....ilinde devriye görevini yerine getiren aracına açılan ateş
sonucu..güvenlik görevlisi şehit oldu.

Ya da .....ili kırsalında teröristlerce döşenen mayının patlaması sonucu
asker yaralandı..

*Bu nasıl başlar biliyor musunuz?
*
Hava o kadar sıcaktır ki beyninizdeki sıvının buharlaşıp uçtuğunu
düşünürsünüz. Oluştuğu anda kuruyup giden ter damlacıklarından geriye
kalan tuzlar yüzünüzün ve hatta elbisenizin her yanını kaplamıştır.

Avucunuzun içindeki ter, yüzünüzdeki gibi kolay kurumadığı
için elinizdeki tüfeğinizin metal kısmı avucunuzun içinde vıcık, vıcık oynar.
Ter ile ıslanan çeliğin kokusu avucunuzun içine ve elinizi sürdüğünüz her yere siner.

Önünüzde yürüyen adamın, ayağının kuru toprakla her temas edişinde çıkan
toz, ağzınızın kupkuru olmasına ve zor nefes almanıza sebep olur.

Sırt çantanızın askı kayışları yüzünden omuzlarınızı hissetmezsiniz. Kült
ağrıları ancak çantayı sırtınızdan çıkardığınızda fark edersiniz.

Bastığınız her taş parçası, her çalı ve bir ayağınızın kaplayabildiği her
yeryüzü parçasından çıkan sesi duyarsınız.

Yürüdüğünüz yerdeki her Ağustos böceğinin sesini, dallardaki kuşları,
yüzünüzün etrafında ürkütücü devriye uçuşları yapan arıların kanat
seslerini, ağzınıza ve yüzünüze ya da herhangi bir yerinizdeki küçük
yaraların üzerine konmaya çalışan sineklerin vızıltılarını,
ayağınızı bastığınız yerden havalanan yeşil çekirgenin küçücük cüssesine rağmen
çıkardığı tok kanat sesini en ince ayrıntısına kadar duyarsınız.

Sonra, kendi teçhizatınızın ve önünüzdeki arkadaşınızın ve arkanızdaki
arkadaşınızın teçhizatlarının çıkardığı düzensiz seslerin her birini ayrı
ayrı duyarsınız.

Ve aynı anda önünüzdeki arkadaşınızın nefes alışlarını duyarsınız,
öksürmesini ve hapşırmasını da duyarsınız.

Telsizinizden çıkan seslerin ve cızırtıların her biri ayrı ayrı katılır bu
senfoniye.

Ter ve tozun birleşmesinden oluşan kaygan çamur, postalın içindeki tüm
ayağınızı kaplamıştır, çoraplar önce su toplayıp sonra patlayan yerlere
adeta bir deri gibi yapışmıştır.

En çok yapmak istediğiniz şey ayaklarınızı yıkayıp, çoraplarınızı
değiştirmektir. Ama bu çok büyük bir lükstür o anda.

Çünkü...

Çünkü hangi çalının dibinde, hangi kayanın arkasında sizi beklediğini
bilmediğiniz ihaneti arayıp bulmanız ve yok etmeniz gerekmektedir.

Bütün masumların hayatı ve huzuru size emanet diye, öğretmenler bayrak
direğine asılmasın diye, kundaktaki bebekler kurşunlanmasın diye, binlerce
yıllık emanete halel gelmesin diye kahpeliği ve ihaneti yok etmeniz
gerekmektedir. Çünkü bunun için bayrağın, silahın, namusun ve şerefin üzerine yemin
etmişsinizdir.

Çünkü önemli olan ayağınız değil, ülkeniz, bayrağınız ve onurunuzdur.

İşte bu yüzden lükstür ayak yıkamak, çorap değiştirmek. İşte bu yüzden
senfoniye dönüşmüştür bütün o düzensiz sesler güruhu.

Sonra!..

Sonra birden tüm sesler kesilir, bıçağın dalı kestiği gibi, makasın
kâğıdı, pensenin bir hoparlör kablosunu kestiği gibi... Bir anda...
Kuşların sesleri, arıların ve sineklerin vızıltıları,
çekirgenin kanat sesleri hepsi bir anda biter.

Gözlerinizi açtığınızda önünüzdeki arkadaşınızı değil, gökyüzünü
görürsünüz, yere düşmüş olduğunuzu anlamanız birkaç saniye sürer.

Tek hissettiğiniz kesif bir barut ve yanık et kokusudur, yüzünüzün toprak
parçalarıyla kaplandığını fark edersiniz, temizlemek için çalışmazsınız.

Arkadaşlarınızın bağırarak koşuşturduğunu görür ama kulağınızdaki çınlama
ve uğultudan seslerini duyamazsınız. Sesleri yavaş yavaş duymaya
başladığınızda ayağa kalkmaya çalışırsınız ama başaramazsınız.

Yine birkaç saniye sonra arkadaşlarınızın sesleri arasında "mayın"
kelimesini ayırt eder ve kalkmaya çalıştığınızda ayağınızdaki yoğun ağrıyı
fark edersiniz.

Ayağınız yoktur ama yine de ağrıdığını hissedersiniz.

Ne olduğunu anlamak için baktığınızda ise parçalanmış pantolonunuzun ve
kopmuş ayağınızın farkına varırsınız. İşte her şey o anda başlar.

Avazınız çıktığı kadar bağırırsınız. Sonra, nefesiniz biter. Sonra,
yeniden nefes alırsınız ve yeniden bağırmaya başlarsınız. Sonra yine
nefesiniz biter ve yeniden, yeniden ve yine...

Yanınıza ilk gelen arkadaşınız size, "fazla bir şey yok, sadece küçük bir
yara" gibi telkinlerde bulunur. Ama siz arkadaşınız konuşurken de,
helikopterle hastaneye götürülürken de artık bir ayağınızın olmadığını
biliyorsunuzdur. Hep bir soru çınlar kafanızın içinde "neden ben, neden
ben, neden ben ?"

Hastanede geçen aylar, tedavi ve terapilerde geçen yıllar sonunda, diz
kapağınızın on iki santim altından takılı olan ve her akşam yatarken veya
banyoya girerken çıkarıp kenara koyduğunuz takma bacak artık bir uzvunuz
olmuştur.

Ama bunun önemi yoktur çünkü bu fedakârlığınız sayesinde vatan var
olacaktır. Sizin bir bacağınızın ne önemi vardır ki!

Artık koşamayacak olmanızın, yazın herkes gibi havuza, denize giremeyecek
olmanızın da hiç önemi yoktur. Vatan sağ olsun yeter.

Sonra birilerinin, sizin ödediğiniz vergilerle Fransız televizyonlarında,
uğruna yarım kaldığınız vatan hudutlarını hiçe sayan programlara finans
sağladığını okursunuz. Aynı dillerin bundan pişmanlık duymadıklarını
söylediklerini de okursunuz.

Pamuk ları, Dink leri, okursunuz, Bizans çocuğuyum diyenleri duyar, Ali
Kemallere tanık olursunuz, "koçlar gibi satanları "görürsünüz. .

Türk Bayraklarının yakıldığını, görürsünüz. Başlarına çuvallar geçirilip
aşağılanarak elleri arkalarından bağlanan Türk askerlerini görürsünüz.

Bu aşağılanmaya cevap verecek tankların motor seslerini, helikopterlerin
kanat seslerini, piyadelerin intikam yeminlerini duymayı beklersiniz
ama duyamazsınız.

Onun yerine hainlerin cesetlerinin üstüne örtülen çaputlara "bayrak"
diyenleri görürsünüz, "uçaklarını çek", "valiyi çek" diyen başkanları ve
karşılarında kekeleyen riyaseti görürsünüz.

Yok, yok bu da yetmez. Askere, polise, öğretmene ateş eden, yol kesip
soygun yapan, köy yakan, okul yıkan, mayın döşeyen teröristlerin sadece
"ben bir şey yapmadım" demelerinin esas kabul edilip, "suçsuz" sıfatıyla
serbest bırakıldığını görürsünüz.

Susanları, konuşması gerektiği halde susanları görürsünüz, konuşanlar her
konuştuğunda, kekeleyenler her kekelediğinde ve susanlar her sustuğunda
siz yeniden vurulursunuz, yeniden ölürsünüz her defasında.

Gövdenizden o toprağa akan kan, bu defa içinize akar,
inandıklarınıza,uğrunda savaşarak kendi kanınızı akıtmak pahasına tertemiz
tuttuğunuz değerlerinize akar.

Sizin kaya
arkalarında, çalı diplerinde aradığınız ihanet gelir aklınıza,
o mayınları yerleştiren eller gelir. Sorgulamaya başlarsınız: "Biz bu
ihaneti doğru yerde mi aradık, kuyruğunda dolaştığımız yılanın başı, hep
gözümüzün önünde miydi yoksa?"diye sorarsınız kendinize.

Onlara verilen maaş ın sizin vergilerinizden ödendiğini, içinize
sindiremezsiniz, uykularınız kaçar, neden bu vatanı sizin kadar
sevmediklerini düşünürsünüz.

Bu vatan onların da vatanı değil mi?

Onlar da, tıpkı benim gibi namusun ve şerefin üstüne yemin etmedi mi? diye
sorarsınız kendi kendinize.

Sinirlenirsiniz, üzülürsünüz, on beş yaşında bir askeri okul öğrencisi
iken her adımda söylediğiniz, beyninize ve yüreğinize nakşettiğiniz sözler
gelir aklınıza": VATAN, SANA CANIM FEDA"

Geri kalan tüm hayatınızın ilk beş dakikası, böyle başlayacak işte ve
hayatınız böyle devam edecektir. Son nefesinize kadar savaşacaksınız
ihanetle, her şeye ve herkese rağmen, bu yolda ölene ya da bu ihaneti
bitirene kadar.

Siz diyorum, çünkü bu vatan için bedel ödeyen insanların neler
yaşadığını, neler hissettiğini, size rağmen ve sizin için neler
yaptıklarını, neler yapabileceklerini bilin istiyorum. Okuduğunuz ya da
televizyonda duyduğunuzdan daha fazladır yaşananlar.

Yani aslında gazetelerin iç sayfalarındaki, minicik karelerde okuduğunuz;
"...ili kırsalında teröristlerce döşenen mayının patlaması sonucu, bir
güvenlik görevlisi yaralandı!" haberi aslında o kadar da kısa değildir.

Sizin, daha okuduğunuz gazetenin arka sayfasına geçerken unuttuğunuz,
falanca mankenin otel odası maceralarına, ya da uyuşturucu komasından ölen
oğluna "şehit" deyip Türk bayrağı "örten kadının haberine ayırdığınızdan
daha uzun zaman ayırmadığınız bu küçük haber, birileri için bir ömür boyu
sürecek ve asla unutulmayacaktır.

Ve siz unuttuktan sonra da başka birileri, "ne için?" dendiğinde "vatan
için" diyecekleri fedakârlıklarını size rağmen yapmaya devam edeceklerdir.

Sizin uyuşmuşluğunuza, duyarsızlığınıza rağmen, sizin rahatlığınıza, sizin
vicdanlarınıza rağmen bu kahramanca fedakârlıklar ve bu ilk beş dakikalar
yaşanmaya devam edecektir.

Asla unutmayınız başınızın üstündeki egemenlik örtüsünün payandası kopan
bacaklar, bedeli ise size rağmen bu vatan için akan kanlar, feda edilen
canlar, sıcak yuvalarını, babalarının yüzlerini unutan küçücük çocuklarını
düşünmeden vakfedilen hayatlardır.

Ne kadarını anlayabilirsiniz veya anlamak sizin umurunuzda mı bilmiyorum,
ama birileri bunları yaşadı, birileri hala yaşıyor ve emin olun yaşlı
dünya döndükçe, Türk vatanı ve Türk Bayrağı için birileri daha tüm bunları
yaşayacak.

Gördüğünüz gibi size bir hayli uzak bir yaşam biçimi bu. Masalarda oturup
"aydınca" sohbetler etmeye hiç benzemiyor değil mi?

Bir an için bile olsa kendinizi onların yerine koyasınız diye "siz"
diyerek yazdım, sizin onlardan biri olamayacağınızı biliyorum.

"Siz" kim misiniz?
Siz kendinizi çok iyi biliyorsunuz!
Biz de, biz de sizi çok iyi biliyoruz.
"Siz" de bilin ki biz asla unutmayacağız.

"VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN"

*Oktay Yıldırım / Emekli Astsubay
                                                                                                                              

CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir