fiogf49gjkf0d İnsan hayatındaki en acı an hangisidir bilir misiniz? Artık büyüdüğünü -hayır aslında bu en doğru anlatım değil- tam yetişkin olduğunuzu anladığınız an.. Bu öyle bir andır ki; bir derdiniz olduğunda annenize yada babanıza koşup onların sıcacık kucağına sarılıp rahatlayamayacağınızı, sorununuza şıp diye bir çözüm bulamayacaklarını, derdinize derman olamayacaklarını anlar, tüm yoğunluğuyla hissedersiniz. Üstelik bu uyanış anı Newton´un başına elmanın düştüğü ya da Arşimet´in hamama tasın suyun üzerinde yüzdüğünü görüp heyecanla dışarı fırladığı zamanki kadar ani ve çarpıcı olur. Sadece siz insanlık tarihini değiştirecek kadar büyük bir keşif ya da icat yapmamışsınızdır. Sizinki sadece her insanoğlunun hayatının bir evresinde vardığı, varmak zorunda olduğu yalın bir gerçektir.
Aslında uzun yıllardır bunu için için biliyorsunuzdur ama kendinizden bi gizlediniz. O mutlak güven ve sığınma duygusuna ihtiyacınız vardır. Ne kadar büyürseniz büyüyün yeterince güçlü değilsiniz çünkü. Hep birileri sizi korumaya, size kolkanat germeye, sizin için en iyiyi düşünmeye devam etsin istersiniz. Ama ne kadar ertelemeye çalışırsanız çalışın o aydınlanma anı kaçınızmazdır. Yalnızca kimileri daha erken yaşar, kimileri daha geç. O andan sonra gökyüzü hiçbir zaman eskisi kadar mavi, çimen hiçbir zaman eskisi kadar yeşil, insanlar hiçbir zaman eskisi kadar masum değildir. Garip gri bir tül perde gelip gözünüze inmiştir sanki. Kendinizi ana karnından çıktığınız zamanki kadar çıplak ve savunmasız hissedersiniz. Ve yapayalnız... Bazı şeyleri kabul etme zamanınız gelmiştir. Artık sizin çocuklar yetiştirip, dertlere derman olma, kolkanat germe gününüzdür. Kendiniz ve size güvenen kişiler için güçlü olmak zorundasınız.
Ağlayıp yakınmaya hakkınız yok, size gelip ağlayanları avutacak, onlara yol göstereceksiniz.İşte bu insana birdenbire kaldıramayacağı kadar ağır bir yük gibi gelir. Belki anne babanız sağ, hala sizi sıkıntılı anınızda güzel sözlerle teselli etmeye devam ediyorlar ama yardımları bundan öteye gidemiyor. Sizi yetiştirip, hayatın dikenli yollarında karşınıza çıkacak sayısız zorluklarla savaşacak donanımı sağlayıp kendi ayaklarınız üzerine bıraktılar. Ve sizin için yapabilecekleri en iyi şey buydu. Ondan gerisi size kalmış. Koskoca dünyaya karşı siz. Başbaşasınız.
Üstelik ebeveynlerinizin yaşları ilerliyor durmadan. Ufak tefek hastalıkları baş göstermeye başlamış, belki yüksek tansiyonları var, belki şekerleri. Yakın gözlüğü olmadan gazete okuyamaz, telefonun tuşlarını bile göremez olmuşlar. Kim bilir belki bir ameliyat bile geçirdiler. Moralleri bozulmaya, ölümü daha sık düşünmeye başlamışlar. Artık zaman tersine işliyor. Siz büyüyor yaşlanıyorsunuz, onlar çocuklaşıyor. Karşınızda, incecik boynu sert bir rüzgarda kırılıverecekmiş gibi duran bir kır çiçeğine benziyorlar. Şimdi sizin onları dinleme, cesaret verme, sorunlarına çözüm bulma ve borcunuzu ödeme zamanı geldi. Hem kendiniz, hem çocuklarınız, hem de onlar için güçlü olmak zorundasınız.
Haydi acı gerçekle yüzleşin artık, şimdi dimdik ayağa kalkın ve kararlılıkla ilerlemeye devam edin. Unutmayın bu doğanın kanunu. Her varlığun bir yaşam dönemi var. Güneş bile önce doğuyor, ardından yükselip en tepeye ulaşıyor ve sonunda batıyor. Şimdi sizin en tepe noktanız. Batmakda olan güneşleri tüm şefkatinizle kucaklayın. Ağlayıp sızlamayı bırakın ve dertlere derman olun. Ancak bu, hissettiğiniz yalnızlığı yok edecektir.
Alıntıdır..
|