BEDENİNİZ KONUŞUYOR
Bedenin en önemli dile gelen kısmı yüzdür. Yüzümüz büyük oranda o anki ruh halimizi yansıtır. Emniyet teşkilatı dahil, birçok kuruluş yüz tahlillerinden karakter sonuçlarını çıkarmaktadır.
Yüzümüzdeki her uzvun apayrı bir anlamı vardır. Yanaklarımız, burnumuz, kaşlarımız, gözlerimiz, dudaklarımız... Hepsi birer karakter alfabesidir.
İlm-i Sima denilen bilim, ta Osmanlı dönemlerinde karakter tahlilinde bulunuyordu. Milli Amele Hizmet (MAH) Osmanlı döneminde istihbarat örgütüydü. MAH, yani o zamanki MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) II. Abdülhamit Han`ın eseriydi. Abdülhamit Han Milli İstihbarata adam seçerken önce fotoğraflarını istetirmiş. Bir defasında yine böyle kontroller sırasında, eline aldığı istihbaratçı adayının fotoğrafını bir müddet süzdükten sonra şöyle dediği söylenir: "Bu adamı sakın istihbarat örgütüne almayın. Adamın yüzünde meymenet yok."
Yüzümüz sadece bakmasın, aynı zamanda onu konuşturalım:
Göz Ne Diyor? : Stres ve üzüntüyü belli ederim. Sevinç ve neşeyi belli ederim. Bu nedenlerdir ki, insanlar benim hakkımda "Gözlerinin içi gülüyor" der. Aşk, şehvet benimle dışarıya yansır.
Kaş Ne Diyor? : Karar mekanizmasıyım.İnsanlar düşünürken veya birşey hakkında karar verirken beni hareket ettirirler.
Alın Ne Diyor? : Keder tablosuyum. İnsanlar bu tabloya bakarak benim sayemde karşısındakinin neler yaşadığını tahmin edebilirler. Bazı bedenlerde kırış kırış olmuşumdur. Bazı bedenlerde de daha derin yarıklar halindeyim. Bazı bedenlerde ise yumurta yüzeyi gibiyimdir, hiç kırışıklık barındırmam. Eğer böyleysem, mutlu ve huzurluyumdur.
Burun Ne Diyor? : İş hayatının ve ekonominin izleri olarak görülüyorum. Birkaç çeşide ayrılıyorum. Sahiplerimin özelliği benim şeklime göre farklılık gösteriyor. Kimi bencil, kimi çok konuşkan, kimisi ise eğlenmeyi seven özelliktedir.
Kulak Ne Diyor? : Şeklime göre farklı özellikte karakterleri yansıtıyorum. Benim çeşitliliğim sahibimin karakterini de çeşitlendiriyor. Örneğin, şeklime göre kurallara bağlıyımdır, planlı programlıyımdır, tedbiri severim.
Dudak Ne Diyor? : O anki hayalleri ve kafadan geçenleri belli eder, dışarıya yansıtırım. Fakat tam tersine şeklime göre birşeyleri sakladığımı da belli ederim.
Diş Ne Diyor? : İnsanlar sıkılganlıklarını benim sayemde belli eder. İnsanlarda eğer tavşanlardaki gibiysem sahibim bencildir.
Çene Ne Diyor? : Şeklime göre kavgacılığı, hareketliliği yansıtırım.
BİRKAÇ ŞEKİL OLAN UZUVLARIMIZ
Burnumuz, kulağımız, gözlerimiz, kaşlarımız apayrı olup kimimizde uzun, büyük, patlak ve kalın; kimimizde ise kısa, küçük ve incedir. Örneğin, bazı insanlarda burun kısayken bazılarında uzundur, kulak bazı insanlarda normalken bazılarında kepçe gibidir. Kaşlar bazılarında kaba ve kalınken, bazılarında kalemle çizilmiş gibidir; "kalem kaşlı" benzetmesi de buradan gelmektedir.
Yüz ifadesi, karşımızdaki kişinin o an veya ilerisi için ne yapabileceğine dair derin ip uçları verir. Bu taktiği öğrenip kullanan kişi, insanların hareketlerinin ne anlama geldiğini keşfedip onlardan gelebilecek zararları önleyebilir.
Her bir uzuv, genetik kodlamalarla yaratılmıştır. Davranışların % 90`a yakını da bu genetik kodlamaya mahkumdur. Yüz hatları, alın çizgileri, göz, burun ve kulak şekilleri kişilerin düşünce süreçlerini belirler. İnsanların kafa şekilleri ve alınları da onların hangi ruh ve karakter yapısında olduklarını yansıtan oldukça gerçekçi genetik kodlardır.Örneğin, alnı ileriye doğru çıkık olan hafif üçgene yakın kafa şekli, sorunlar karşısında pes etmeyip, çözümler üreten "işini bilir tipler" olarak kodlanmıştır.
Liderlere dikkat ettiğimizde kaşlarının genellikle kalın olduğunu görürüz. Genetik kodlamada da kalın kaşlılar liderlik özelliği taşıyanlar olarak karşımıza çıkar.
İnsan yüzünün sol tarafı gercek kişiliği yansıtırken, sağ tarafı saklayıp da kendi istediği yönüyle göstermeye çalıştığı sahte yüzü yansıtır.
"Yüz bilimi" denilen "Fizyonomi" daha eski tabirle "İlm-i Sima" oldukça isabetli insan karakter tahlilleri sunmaktadır. Bu tahliller % 98 doğru çıkar. Yüz şekilleri, ses şekilleri, hal ve haraketler, yürüme şekilleri insan denen meçhul hakkında kıymetli sırlar verir.
Alamet-i Farika olarak nitelendirilen insanoğlu, milyarlarca farklı şekillerden oluşmuştur; ama bedensel özellikleri, bu farklılığı kategorize ederek büyük sırları ifşa eylemiştir. Yani insanoğlu dağınık değil, belli ve belirgin kodlar halinde yaratılmştır.
Tevrat, insanoğlunun şerefli bir varlık olduğunu söyler. Kutsal kitap Tevrat`ın yüce ve kıymetli sözlerinde, insan davranışlarının onun karakterini yansıttığı üzerinde kişiyi derin düşüncelere sevk eden gizemli ifadeler yer alır. Yüce Rabb`in insanları bir şifre, ancak çözülmesi pek zor olmayan bir şifre üzerine yarattığını tüm kutsal kitaplar ifade etmiştir.
GÖZ ÇEŞİTLERİ NE DİYOR?
Yakın Mesafeli Gözler: Ayrıntıları gözden kaçırmazlar. Analitik düşünce yapısına sahiptirler. Genellikle idare etmeyi severler.
Kurbağa Gözlüler: Hatalara odaklanırlar ve herkesin kendi istedikleri gibi olmasını beklerler. Olmadığında da gereksiz kapris ve tavır içine girerler.
Sivri Gözler: Yardım etme duygusu olan tiplerdir. Dert dinlemeyi severler. Bazları feraset sahibidirler. Medyumlar genellikle bu çeşit insanlardan çıkar. Ne yapabilecek karakterde olduklarını tahmin edebilirsiniz.
KULAK ÇEŞİTLERİ NE DİYOR?
Büyük Kulaklılar: Duygusaldırlar. Araştırma ve icatlara önem verirler. İyi birer dinleyicidirler.
Küçük Kulaklılar: Bencildirler. Kendilerine ait olmayanlara karşı özel ilgileri vardır.
Başa Yakın Kulaklılar: Uyumludurlar. Tahmin yönleri güçlüdür.
BURUN ÇEŞİTLERİ NE DİYOR?
Büyük Burunlular: Ticarette başarılı olabilirler. Yöneticilikte aktif görevde bulunabilirler.
Kalkık Burunlular: Konuşmayı severler. Sır saklayamazlar. İnsanları dinlerler ve yorumlarda bulunurlar.
Yuvarlak Burunlular: Palyaçoların burunları neden yuvarlaktır? Palyaçolar aslında güldürürken için için ağlayan insanlardır. Yuvarlak burunlular işte bu yüzden nedense duygusaldırlar, dert paylaşmayı ve dinlemeyi severler. Yuvarlak burunlularla karşılaştığınızda deneyin, hak vereceksiniz.
ALIN ÇİZGİLERİ NE DİYOR?
"Alın yazısı", "Alnım ak", "Alnıma kara leke çaldırmam" türünden ifadeleri sıkça duyarız. Genelde çekilen acıları anlatmak için "alın" kelimesi kullanılır.
Alındaki üç çizgi ve daha fazlası bir konu üzerinde çok fazla kafa yorulduğunu gösterir.
Çekilen acı ve ıstırapların ilk işaretleri alında belirir. Acı ve çileler mührünü insan alnına vurur. Bir insanın alnı ne kadar derin ve çizgiliyse, o kadar sıkıntı çekmiştir... |