Ah Çocuk!
Kalk çocuk! Sil gözünden karanlıkları! Perçemine kan bulaşmış oyun zamanı…
Duvar dibine saçılmış türlü türlü misketlerini, Bu soğuk ellerle nasıl tutacaksın şimdi?
Bahçe çitleri ağlamaktan yıkılmak üzere, Çamur deryaları kavuşmuş dudağından yıkanan gülümsemelerle…
Kalk çocuk! Bak baban ağlamakta! Nasırlı ellerine iş yerine acı oturmuş… Yüreği cinnet geçirmekte!
Ah çocuk! Bu günler için mi doğdun? Niyetin karaları mı bağlatmaktı yüreğime?
Kalk çocuk! Bak oyun çağırmakta… Gitme! Ardından “Hayat” ağlamakta… (benim deği)
Niye doğdun ki üşütüüüüük Marifetse hadi üfleeee! hadii hadii zıkkımlan doldur işkembeni bi` an önceee!
Sana da bu yakışırdı üşütük kızma sakın bana Hadi bari yalandan ``İyi ki doğmuş`` ol.... Ölme/geberme/yaşa/yaşayabildiğince (bu kıyağımı da sakın unutma!)
|