ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
leylaaam
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 19.Ara.2010 Pzr 03:48:50 |
| Sabah ezanıydı... Aklımın bütün kuşları buz kesmiş kanatları sancılı bir sessizliğe kapanmıştı.
Uçsuz bucaksız uçurumlar sarmıştı derinliğimi hangisinden atlasam yüzün tutuyordu beni. Keder de yüzünü çok sevmiş olmalıydı...
Dokunmak ne zamandır günahtı ki sevişmelerimizin parmak izi tenimize düşmüyordu! Avuç içlerimde uyuttuğum bir yalan olabilir miydin? Fısıltıyla söylediğim ninniler bilmediğim gözlerden damlarken Fondaki hüzün seni görmüyor olabilir miydi?
Hazin bir rengi vardı bütün sabahların... Ve iliklerimden geçiyordu sert rüzgarlar... Ya da gözlerim hep yorgun olmalıydı.. Belki de ağzımdaki tadın ağırlığından yanıyordu canım... Ama yanıyordu işte....
Sana gelen yollara çığ düşmüştü Ve ayaklarımdan geçiyordu cesaretsizliğim Ya da ben yol yordam bilmez olmuştum Belki de gözlerindeki iklimlerin kara kışlarında kalıyordum Ama gelemiyordum işte...
/... Tarifsizdim .../
Senin huzurlu yalnızlıkların vardı ve bana düşmandı! Ne zaman gelse beni incitmeden tutar aklının en uzak odasına götürürdün Kapanan kapı incinen huzurun olurdu bilmezdin...
Bütün duvarları kana boyardı öfkem ve ben de kırmızıya düşmandım! Yüzümde en koyu ağıtı yakıp ses çıkarmadan çıplak ayakla dolaşırdım düşüncelerinde... Her köşe başında seninle karşılaşır gözlerinin tam içine bakmaktan alıkoyamazdım kendimi. Bakışlarımın ayazı bütün yaprakları dökerdi ama üşümene asla izin vermezdim Yağmurlarım senin toprağına yağmazdı çünkü bilirdim..
/... Kırmızıydım .../
Altı üstü üç gündü ömrüm Seni beklerken tükettiğim kaç ömürde (s)akladım günahımı? Sığdırabildim mi? Aşk çok mu mühimdi ki ölümlerden ölüm beğenemediğimizden bütün suçu biz üstlendik? Acısını ciğerlerimizde hissedip Sigaradan sandık idam ettik dumanını son arzusunu sormadan...
/... Ya şimdi? .../
Akşam ezanı... Aklımın bütün kuşları göç etmiş olmalı Uçsuz bucaksız uçurumlar sarmış derinliğimi hangisinden atlasam aşka düşüyorum yüzüstü
Sersemim başı dönüyor duygularımın Hatta tutmasam kendimi aşkın tam üstüne kusabilirim.....
Kelimelerimde isyan var dudaklarım açısını şaşırıyor Adını mırıldansam harf harf dişlerime çarpıyorsun Tarifsizliğimi alıp öfkeme gizliyorum kırmızı nabzımı tutuyor Belki de bu ağıt yakışmadı yüzüme ondan yanıyor canım.... Ama yanıyor işte yanıyor...
/... KAYBOLUYORUM.../ b e n i / KOLLARINA AL............ | |
leylaaam
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Ara.2010 Sal 00:32:21 |
| ıssız bir sahilde bomboş bir bankta aklıma gelse gözlerin fırtına kopsa ,bir yağmur yağsa da ıslansa iliklerim kurarken hayalini ve düşlerken seni ve vururken yüreğime en hırçın dalgalar ipe hasret idamlık gibi, hep bekliyorum seni
seni görebilmek için geliyorum aynı sokağa ağlarken gözyaşlarım düşmüyor senin bastığın toprağa avucumda umutlarım , beklerken kapını sabahlara kadar ve gömerken kalemimi mısralara sana hasret idamlık gibi, hep bekliyorum seni
sensin beni pencereler önünde, seni beklemeye mahkum eden ne zaman döneceksin? ben cezamı çoktan çektim. sigaramdaki zehir gibisin dün içimi , bugün beynimi yarınsa bedenimi kemireceksin
sessizliğim ,sukutun göstergesi ve sedamın, sesimin kısıldığı an dikenine sarılmış bir gül ve toprak kokusuKaynakwh webhatti.com: beyazına hasret siyah, siyahın cümbüşünde buz mavisi dumana bulanmış sarı İstanbul’a küsmüş gri ve kırmızıya çalan yeşil, senin rengindi belkiKaynakwh webhatti.com: ama sen gideli yeşile ne kırmıza çaldı ne buz mavisi cümbüşünde siyahın nede siyah hasret beyaza hasret kalan yalnızca bendim sen gittiğin günden beri…
…sen gittiğin günden beri her sabah geceyi ve her gece gibi sabahı bekledim sensiz geçen her gün için bir çentik her çentiğin başına bir hafta çizdim her iki kelimenin başına adını ve sonuna bir ünlem koydum belki dönersin diye……
her hecenin bir kelimeye benzediği ama kelimelerin hiçbir anlam ifade etmediği, bir romandaki hayal kahramanı gibiyim gözyaşlarım sanki sen okudukça akacakmış gibi sanki sen okudukça yitip gidecek bu beden bitecek elbet, bu romanında bir son olduğu zaman gelecek o da benim gibi anlayacak sensizliği ve sonun yanında hiçbir zaman bir mutlu olmayacak
yine sensiz sonu olan bir şiir ben kaybeden kahraman, siyah galip beyaza, İstanbul’u silmiş gri, haftalar ay , aylar yıl olmuş duvarlarda. yağmurda ıslanmamış iliklerim, yine pencereler önündeyim, ip çekmişler sana hasret bedenime. ağlamışım… gözyaşlarım yalnız kendini yakmış aslında ben seni hiç sevmemişim. Çünkü seni sevmek için Seni yaşamak lazım…
| |
leylaaam
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Ara.2010 Sal 00:33:53 |
| Varlığına alışmıştım tam sen gittiğinde. Yokluğun varlığından daha durgun daha huzurluydu. Sen yokken seni özlemek sen varken özlemekten daha az incitti beni. Ömür boyu yanımda olma sözlerini hiçbirzaman ciddiye almamış olmam sadece şansımdandı,Kaynakwh webhatti.com: yoksa seni sevecek kadar salaktım. Gidersin diye korkuyla geçen onca gece geçti, seni düşünerek. Sen asla gitmedin. Ama gelmedin de. Paylaşmayı daha küçük bir çocukken öğrenmiştim. Bilmezdim büyüyünce acıtacağını konu sen olduğunda. En son senin için çarptı bu kalp deli gibi. En son senin için gözlerim dalıp gitti uzaklara her gece olduğu gibi. Benim değildin belki ama. Hep sen, benimle tamamlanmış olan eksiklerine bakıp daha fazlasını isterken, ben sende yeni boşluklar yaşyırodum. Daha çoğunu isterken sen, bense yarımlarında kayboluyordum. Kaç kez vazgeç dedi bu yürek, kaç kez yolun kenarındaki ormana girip yok olmak istedi. Senin varlığını bilmek bile yeterken bana, sende kendimi yok hissetmek "yok olduğumdan başka" ne düşündürebilirdiki bana? Oysa düşünsene, ne coşku doluydu yüreklerimiz başlarken yeni bir hayata. Gecelerimizide, gündüzlerimizi de adamaya hazırdık birbirimize, koşulsuz, içten ve sımsıcak duygularımızla. Yaşadığımız her an unutulmaz, doyumsuz ve vazgeçilmez olacaktı. Sen bir sonbahar rüzgarında savrulmuş bir gül yaprağı bense taç olacaktım sana. Şimdilerde, kim savruluyor ve kim onu sarmaya çalışıyor karıştırıyorum artık. Ben bu uykuları, böyle uykuları unutalı çok olmuştu. Acı uykusu, hüzün uykusu, korku uykusu. Ama çok sürmez esaretim biliyorum, Içimdeki bu yenilginin acısı sürsede yıllarca, bir yolunu bulup kavuşurum özgürlüğüme.Şimdi gitmek zamanı belki, geride yaşanmış yada yarım kalmış anları bırakarak. Sende tüm ürkekliğinle, tüm hatalarınla, tüm eksiklerinle, tüm haklı gördüğün yalanlarınla vede vicdanınla başbaşasın şimdi. Hepbir şeyler tamamlancak değil ya, bu da böyle yarım kalsın. Yine yanıldım. İlk acım değil ama en büyük acımsın. Sevmemeye yemin etmiştim kimseleriKaynakwh webhatti.com: kendimden daha fazla sevmeycektm uğruna hiç bir şey feda etmeyecektim.
SENİ SEVMEK İÇİN SANA İHTİYACIM YOK Kİ BENİM | |
leylaaam
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 21.Ara.2010 Sal 00:48:08 |
| Baba, azıcık ağlasam? O gitmiştir. Sana düşen taş gibi durmaktır. Kimse böyle olman gerektiğini sana söylemez ama sen bilirsin “taş” gibi olmak gerektiğini. Vücudun yer çekimine karşı savunmasızdır, boylu boyunca uzanmak ister. Uzanmak da değil aslında “yığılmak”. Yapamazsın. Düşünmen gereken başkaları vardır. Boğazına acı gelir oturur, yutkunursun. Öyle alışırsın ki yutkunmaya acını, o acı boğazına yapışır kalır. Senin bir parçan olur artık, alışırsın. Yıllar geçer büyürsün. Hayat devam eder. Başka acılar olur, başka sevinçler. Her seferinde elin ilk önce telefona gider. Onun güven dolu sesini duymak istersin, sonra yokluğunu hatırlarsın, acı biraz daha artar, sen yine yutkunursun. Kaynakwh webhatti.com: Kaynakwh webhatti.com: “Baba biz Erdek’e tatile gidiyoruz annemle. En sevdiğin yere. Ne bulurdun orada hala anlamıyoruz, ama biz seni bulmaya gidiyoruz baba!” “Baba bir görsen öyle başarılı bir iş kadını oldum ki, gurur duyardın benimle. Belki de zaten duyuyorsundur bir yerlerde.” “Baba seni öyle özledim ki, hiç tanımadığım insanlara yokluğunu anlatıyorum burada.” “Baba hani ben hiç ağlamadım ya arkandan, çünkü sen ağlamama dayanamazdın ya.” “Baba, azıcık ağlasam…”
| |
Hsavun
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 2.Şub.2011 Çar 22:44:18 |
| Seni sevmek için ne kadar sebep varsa içimde, işte seni sevmemek içinde öyle Seni sevmek için ne kadar söz varsa dilimde, seni yermek için sana, ermek için yok işte yok işte Bir yalan uyduruyorum ben kendimce, kendime umutsuzluk, sana umut, yollarıma çaresizlik düşmüş eşkiya Ben sana zehir zembelek bir suskunluğum ben sana gözlerinden vurulmuşum Sana açılan kapıların üzerime kapanan sesinde ben seni değil kendimi kendimi unutmuşum Yaraların kanayan damarlarına uykusuz gecelerimden kör sokaklar sürmüşüm Ne mutlu bana ne mutlu en çok bir yıldız kayıyor biliyor musun? Bir dilek tutuyorum işte ellerin oluyor tutunuyorum sana Soluksuz bir sokak lambası altında şubata müebbet gözlerimi sunuyorum sana şubata müebbet gözlerimi anlasana anlasana
Seni sevmek için ne kadar sebep varsa içimde işte o kadar yalan uyduruyorum kendime o kadar yalan kime ne Kendime yalanlarla tutunuyorsam kime ne Kendimi sende unutuyorsam kime ne Sende susuyor sende konuşuyorsam Sende uyuyor sende uyanıyorsam Vuruyorsam talan olan umudun mahzenine kendimi kime ne Kime ne kendimi kanatıyorsam senin düşünde Yalan ya da gerçek sen sen sakın gecesiz uykularında üşüme Sakın üşüme ben üşüyorsam kime ne ben üşüyorsam kime ne kime ne.... | |
lllimon
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 2.Şub.2011 Çar 23:12:41 |
|
| |
BJKFC
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 3.Şub.2011 Per 10:29:28 |
| -I-
Gönlüm ele meyil artık Şuh güzellerle avuttum. Yangın yeri değil artık Ben seni çoktan unuttum.
Söylemeden bakışımdan Her halimi bilişini, Tatlı tatlı gülüşünü, Ben seni çoktan unuttum.
Gözlerinde cevabını Aradığım bilmeceyi; O tılsımlı tek heceyi… Ben seni çoktan unuttum.
-II-
Yine iyi giyiniyor, Sirkeciye iniyorum Bir vapura biniyorum Martıların kanadında İçimdeki “sen” diniyor.
Son görüşmemizden beri Hiçbir gece ağlamadım Alkole bel bağlamadım Kahvedeyim akşamları. Ben seni çoktan unuttum.
Hazanda yaprak misali Koptun, gittin yüreğimden Ve Kurtuldum kör düğümden Masada çakmak misali Ben seni çoktan unuttum
O dik sokaktan bir daha Çıkmamaya yemin olsun. Semtin, şehrin senin olsun. Havale ettim Allah’a, Ben seni çoktan unuttum.
Demişsin ki; “henüz erken, Hasretim sonra sonra kor.” İnanmazsan anneme sor; Sen kölenim sanıyorken Ben seni çoktan unuttum
-III-
Görüyorsun işte sana Methiyeler düzmüyorum. Artık şiir yazmıyorum. Ben tükendim senden yana Ve seni çoktan unuttum
Hüzne ninniler okuttum. Göğsünde nazar boncuğu; Gönlümdeki o çocuğu Öptüm, salladım, uyuttum. Ben seni çoktan unuttum
Ya güzelim böyle dünya Düşen kalkar, eden bulur Ve hesaplar tersyüz olur Sen bana yar olmadın ya Ben seni çoktan unuttum
Büyük sevda lügatinden O zalim kadını sildim Zihnimden yâdını sildim, Kokunu, tadını sildim, Ben seni çoktan unuttum
Rehberden adını sildim Ben seni çoktan unuttum | |
MissLitros
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 3.Şub.2011 Per 21:59:05 |
| Karda, kışta, zorda; baharında yazında mevsimin, sana açtım çiçeklerini içimin, hep sana soldum sonra… Hep sana üşüdüm ayazında bu aşkın, ben bu şehrin yağmurundan hep sana aktım… Sana doldu gözlerim şarkıların en acıklı yerlerinde; sana bağırdım avaz avaz, sana sustum… Seni düşündüm yarımında, eksiğinde zamanın; sana küstüm kimse bilmeden, kimse bilmeden seninle barıştım. Ben bütün papatyaları sana yoldum! Bildiğim bütün küfürleri sana ettim. Sana yandım, sana soğudum, sana söndüm. Ben bütün yollardan sana gittim, sana döndüm… Ben hep sana yazdım ya, bütün soru işaretlerini, bütün virgülleri, bütün ünlemleri, bütün noktaları sana koydum. Sana açtım bütün parantezleri, bütün parantez içlerini seninle doldurdum. Ben sana, ben hep sana, ben bunu da sana yazdım… Ben sana yazarken her şeyi, sen başka baharında mevsimin, başka zamanında hayatın, başka düşlerin, başka kolların, başka acıların koynunda, yatağında en arsız sevişmelerin; ben sana durdum ayakta, sana düştüm… Sana saydım yok oluşlarımı ve yeniden doğuşlarımı. Ben bütün yaralarını içimin, sana sardım… Sana topladım dağılan parçalarımı dağıldıkları yerlerden; sana hastalandım sana iyileştim. Sana fırlattım oklarını hayallerimin; seni hedef aldım, seni ıskaladım, seni vurdum, sana kızdım, seni affettim. Sana içlendim, sana sabrettim; ben sana, ben hep sana, yine sana yazdım. Ben sana yazdım ya her şeyi; aşkı, ayrılığı, en karasını cümlelerin, en kanlısını, en ihtiraslısını, en yaralısını, en acısını hatta en ağırını. Ben uyutmak için bazen içimin canavarlarını, bozmak için aşkın kara büyülerini, yakmak için bazen sana ait kelimelerini dilimin, tuz basmak için tenimin senden kalan yerlerine; uyuyabilmek için, uyanabilmek için, unutabilmek için, unutamamak için, acıtmak için bazen senin de canını, sana yazdım… Var olmakla yok olmak gibi, kaçmakla yakalanmak gibi, iyiyle kötü gibi, melekle şeytan gibi, atmak gibi kendi uçurumlarından kendini ama ölmemek gibi, ölememek gibi. Aşk; ne karmaşık bir şeydi…
| |
Hsavun
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 26.Şub.2011 Cmt 01:53:27 |
| Dünya sana, Sen bana Yalan söylediniz aslında...
Hiç ölmeyecek, Terk etmeyecek, Hep sevecektiniz...
Kalbim sanki bir papatya... Yapraklarını kopardın tutkuyla Seni sevip sevmediğimi anlamak istedin...
Dalga dalga gelir aşkın üstüme Halka halka büyür etkin içimde Bağıra bağıra yazdım göğsüme Ağlaya ağlaya bıraktım ellere...
Kalbim sanki bir papatya... | |
Hsavun
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 1.Mar.2011 Sal 20:28:13 |
| Kimleri sevdik kimleri sildik Kimleri peşine düştük genç ömrümüzde Kime sevdirirse sevdirsin Kimi öldürürse öldürsün Kimi güldürürsü güldürsün Umurumda değil Kaşı gözü gül yüzü yıllarım gitti Bir düşün niye geldik bugüne diye Kimlerin sözüne gittik genç ömrümüzde Yüz göz olduk yar seninle Sözümüzü esirgemez olduk Gençliğimi geri verseler Bu kez en çok kendimi severim Bu kez en çok kendimi severim | |
| |