Anın keyfine varmak... Her koşulda :-)
Bireysel gelişim koridorlarında sıklıkla duyulan bir cümle / afirmasyon vardır:
“Eğer istediğim bir şey gerçekleşmiyorsa, ufukta daha
iyi bir şey olduğu içindir.”
Ne demek şimdi bu..? İstediğim bir şey var ve gerçekleşmiyor…
Bunu şimdi iyi bir işaret olarak alıp mutlu olmam mı
gerekiyor? Ben belli bir şeyin gerçekleşmesini istiyorum
yahu bundan daha fazla ne söyleyebilirim? İstiyorum
Ne ilginçtir ki, yaşamımda daha bir sefer bile, bu durumun
aksini ispatlayacak bir olay gerçekleşmedi. Yani, istediğim
ve o anda gerçekleşmeyen istisnasız her durumun sonrasında
benim aslında daha çok işime yarayacak ve beni mutlu
edecek durumlarla karşılaştım. Ve yine istisnasız her
seferinde, sıklıkla duyduğum “Her işte bir hayır vardır”
lafına inancım daha da pekişti.
Peki eğer yaşamımızda elli kere bu durumu yaşıyorsak ve
her seferinde de olayların kendi akışının aslında bizim için
en mükemmel sonuçları doğurabildiğini görüyorsak, bizi
istediğimiz şeyin yine gerçekleşmemesi halinde üzüntüye
ve hayal kırıklığına iten ne? Bir insan böyle bir olayın kaçıncı
tezahüründe artık sıkıntı yaratmak yerine mükemmel bir
tevazu içinde yaşamı ve getirdiklerini kendi hallerinde
Veya burada önemli olan nicelikten ziyade nitelik midir?
Yine aynı bireysel gelişim koridorlarında yankılanan
“Bizi sıkıntıya sokan herhangi bir durumda, yaşam bize bir
ders öğretmeye çalışıyordur. Biz öğrenmemiz gerekenleri
kavrayıp dersten geçer not almadığımız sürece de kendini
tekrar edecek, hatta artan şiddette tekrar edecektir."
Bunu düşününce, demin sorduğum sorunun cevabının
nicelik olmaması daha iyi. Çünkü o zaman aynı dersi tekrar
tekrar ve artan şiddette almak pek hoşumuza gitmeyebilir.
O yüzden de mesajı / dersi ilk bir kaç gelişinde almamız,
sadece olayın sıkıntısını engellemenin yanı sıra, bizi bir
ikmal sınavları silsilesinden de muaf tutabilir.
Bu konuyla ilgili olarak, evrenle ve/veya yaratıcı güçle
aramızda şöyle bir konuşma geçtiğini düşünelim:
Biz: “İş hayatımda / aşk hayatımda / genel hayatımda artık
daha fazla zevk almak istiyorum.”
Evren: “Hay hay, derhal çalışmaya başlayalım. Bunun için
üstesinden gelmen gereken şu bazı küçük şeyler var…”
Biz: “Tamam, şimdi harekete geçiyorum…”
…diyoruz ve ucundan biraz bir şeyler yaparak, sağlıklı bir
iyileşme sürecine girmek yerine, sadece olayın üzerine
‘kozmik bir yarabandı’ yapıştırarak konuşmaya devam ediyoruz:
Biz: “Evet yaptım, şimdi sırada ne var..?”
Evren: “Hmm, evet aslında ancak… bu durumla ilgili hala
üstesinden gelmen gereken bazı şeyler daha var…”
…diyecek ve bize aynı sıkıntıları belki de artan şiddette
vermeye devam edecek. İşin gerçeği, aslında burada
biz tam da hakettiğimiz şeyi alıyoruz evrenden.
İşte bu noktada, almak istediğimiz şeyin aslında daha fazla
zevk olduğuna ve bunun bir türlü gelmediğine takılmak yerine,
evrenin bize vermeye çalıştığı mesaja dikkat ederek büyük
resmi görebilir ve ona uygun şekilde adım atabiliriz.
Bunun, bizim için uzun vadede çok daha faydalı
Bu düşünce şekliyle hareket ettiğimiz zaman, her ne kadar
ilk başta sıkıntılı görünseler de, bize keyif vermediğini
düşündüğümüz olayların altındaki nedenleri görmek için
çaba sarfedebilir ve aslında bu süreçten bile oldukça
Tabii ki bunu yaparken akıl ve mantığımızı tamamen
ihmal etmenin de anlamı yok. Az önce yolumuzu kestiği
için korna çaldığımız aracın sürücüsü elinde levye ile bize
doğru geliyorsa, orada bir şeyler yapmadan yerimizde
oturup “Hmm, acaba bu olayın altında yatan mesaj nedir?
Burada neyi öğrenmem gerekiyor?” demek bize ileride
yüklü bir hastane faturası olarak geri dönebilir!
Malzemelerimiz: İnanç, içgüdü, biraz da mantık ve
|