Ada: Sen nasılsın? Nasıl gidiyor herşey?
Alper: İyiyim.. Çok iyiyim. Herşey yolunda..
(Hiç iyi değilim Ada, seni hiç unutmadım.
Bunların olacağını hiç düşünmemiştim.
Yarım yamalağım..
Her şey darmadağın..
Sen atlattın mı yoksa benden intikam mı alıyorsun?
Gülümsüyorsun..
Gerçek mi?
Hiç böyle olacağını düşünmemiştim.
Senden ayrıldığım ilk günler, kuş gibi hissetmiştim kendimi.
Sana da kendime de iyilik yaptığımı düşünmüştüm.
Ta ki ufacık bir şey beni darmadağın edene kadar..
Sana ait ufacık bir toka, alay etti benimle o gün..
İşte o sabah seni ve neleri kaybettiğimi anladım.
Bir daha sen olmayacaktın..
Bir daha bunu yaşayamayacaktım ben bir başkasıyla..
Hayat alay etmeye devam etti benimle.
Sana benzeyen yüzler..
Kokuna benzeyen kokular..
Sesine benzeyen sesler çıkardı karşıma..
Ya da bana mı öyle geldi?
Bilmem..
Biliyor musun?
Bir gün nerde kaybettiğini bilmediğin o küçücük saç tokası hala cebimde durur.)
Alper: İyiyim, çok iyiyim..
Senin dükkanı emlakçı yapmışlar biliyor musun?
Ada: Aa evet, Sinem söylemişti.
Alper: Bende geçiyordum geçen gün önünden.
İşim vardı da o taraflarda..
(Hayır, yalan söylüyorum..
Ben zaman zaman gidip bakıyorum o sokağa.
Ve her şeyin eskisi gibi olduğunu düşünüyorum..
Orda öylece duruyorum..
Senin içerde oturduğunu ve hala küçük kahramanlar yaptığını düşünüyorum.
Kendimi avutuyorum..
Avunuyorum Ada..)
Ada: Annen nasıl... İyi mi?
Alper: İyi o da, ne yapsın..
Torun morun büyütüyor. Geliyor arada bir.
Ben gidiyorum zaman zaman.
Ada: Özledim valla Müzeyyen Ablayı. Sözde misafirliğe gidecektim.
Kısmet olmadı...
(Senden hemen sonraydı onu görmeye gidişim.
Senin doğduğun eve çocukluğunun geçtiği kasabaya sevgilim..
Sana dair küçük bir yolculuk yaptık annenle.
Sana söylememesi için yemin ettirdim ona.
Bravo tutmuş sözünü..
Büyüdüğün evi, uyuduğun yatağı gördüm sevgilim.
Seni, çocukluğunu düşündüm..
Sen ordaydın ve bir gün benimle tanışacağını henüz bilmiyordun.
Sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım sana.
Büyüdün..
Kafamda bir hikaye.
Bilirsin bunu çok severdin..
İkimize de mutlu son yazdım sonra..
O evde seninle birlikte oturduk.
Sustuk..
Yanımda durdun sessizce.
Burası sondu..
Başka bir yaşamdı..
Sadece biz vardık.
Bana baktın..
Mavi ve telaşsız..
Sustuk..
Başka bir yaşamda başka bir mutlu son.
Biz bunu hak etmiştik.
Hikayemiz orda bir yerde..
Hep benimle duracak..
Dayanabilmemin tek yolu bu çünkü.
İnsanın kokusu hep aynı mı kalırmış?
Şaşırdım.
Sonra sana ait bir şey aldım yanıma..
Bir küçük 45’lik plak..
Arda kardeşin masalları...
Eve uğrarsan bir gün o plağın nasıl kaybolduğunu asla bilemeyeceksin.
Biliyor musun?
Sen o küçük plakla benimle, evimdesin hala.
Ve sen bunu bilmiyorsun.
Ve gözlerimi kapattığımda kollarımda..
Başka biri değil sen varsın.
Ve sen bunu bilmiyorsun..)
Ada: Aa saat 7 olmuş..
Alper: Evet, 7 seansı başladı.
Ada: Hadi geç kalıyorsun..
Alper: Yok ben girmeyeceğim şimdi, çocuk filmi sıkılırım.
Başka planlarım vardı zaten..
Daha cazip geldi onlar şimdi.
Ada: Bekleyen biri mi var yoksa?
Alper: Evet var.
Ada: Güzel, buna sevindim..
Alper: (Yok, hiç kimse yok.
Sana yalan söylüyorum..)
Ada: (Biliyorum sevgilim hiç kimse yok.
Olmayacak..
Başkalarının çocuklarını, hayatlarını, bedenlerini ödünç alacaksın.
Geri vermek üzere ve hep ıssız kalacaksın..) |