ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
14 Mayıs 2024, Salı 11:47   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Geyik Muhabbet > Öylesine muhabbet
forum sohbet oyun basliklari
   sanal alem...
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

xxhevalxx

xxhevalxx resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  9.May.2006 Sal 00:59:07      sanal alem...sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
Kandırma kendini; okudukların sadece soğuk harfler.

Baktığın şey kağıt değil, yazılarsa eski, güzel kalemlerden çıkmış satırlar
değil. Hayat artık daha kolay; masanın üstünde biriken kağıt yığınları yok,
kaleminin mürekkebi bitmiyor, gömlek cebinde ise lekeler oluşmuyor artık...

Dayanmaya çalışıyoruz, ama kolaylık her zamanki gibi ezip geçiyor. Düşünceleri,
duyguları okumak için para ödemek zorunda değiliz aldığımız bir kitap ardından.
Hatta bu satırları yazarken arka planda çalan "mp3" melodileri dinlerken ben de
o melodilere emek harcayanları hiçe sayabiliyorum...

Orta yaşı çoktan geçmiş biri olarak nostaljinin "kızıl" renginden kopmamaya
çalışıyorsam, benden daha "büyükler" olarak aranızdan birkaç kişinin işi çok
daha zor. Kitap kokusunu alamamanın burukluğu ve elinde "somut" bir şey tutmadan
fikirlere ulaşmanın "garip"liği dolaşıyor etrafımızda...

Kitaplar da gidecek, biliyorsunuz değil mi? Yavaş yavaş ağırlıksız ve bedensiz
düşünceleri okuyacağız. Okurken de yazanın el yazısından kişiliğini anlama
lüksünü kaybettiğimizi fark edeceğiz.

Önümde "17 inch" bir "kağıt" ve ellerimin altında 106 tuşun 30 - 35 tanesinin
dışındakilerini pek kullanmadığım bir kalem var. Arkamda duran "eski" ve "güzel"
kitaplara sırtımı dönmüş yazıyorum. Her şey daha kolay ve çabasız…

Gözlerimi hafif sağa kıpırdattığım zaman kimlerin bu "sanal" dünyanın içinde
gezindiğini görebiliyorum. Onlar bir sandalyede otursalar da artık orada
değiller. Yumuşak hatlı nesnenin üzerindeki tuşlara dokunarak dünyanın başka bir
ucundaki, nerede, nasıl durduğunu bile bilmedikleri ve hatta düşünmedikleri bir
bilgisayarın "HardDisk" ini çalıştırıp oradaki "birler" ve "sıfırlar"dan
nasiplerini alıyorlar...

1024 "çarpı" 768 pikselden oluşan dünyanın içerisinde varolmaya çabalarken,
bunun bir eğlence ve zaman geçirme aracı olduğuna kendimi inandırmaya
çalışıyorum galiba. Düşününce "Matrix" fena fikir değilmiş gibi gelmiyor ara
sıra...

Kaçıyoruz galiba "her şey" den buralarda. Somut olamayan insanlar ve somutlaşmak
istemeyen düşünceler uçuşuyor etrafta. İletişim yanıp sönen "imleç" anlamına
geliyor aslında ama ne çok duygular yüklüyoruz sınırlı harflere ve silikçe duran
satır sahiplerine. Yaratmanın uzağında dolaşırken, diğer yandan da yarattığımızı
sanıp "ASCII" güllerle ilan-ı aşk ediyoruz sanal güzelliklere...

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

alesta83

alesta83 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  6.Tem.2006 Per 23:19:31sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

VARIM !

Saatlerdir bilgisayarın başında oturuyordu, hala beklediği mail
gelmemişti. Silkindi. Kaç saat olmuştu bilgisayar başına oturalı?
Oooo! İki saatten fazla olmuş, koskoca iki saat? Arkadaşları
yemeğe davet etmişti, Sinan sinemaya, oda arkadaşları ise fal
partisine.. Hiçbirini kabul etmemişti. Şimdi bu ücra internet
cafede gelecek o maili bekliyordu. Daha ne kadar sürecekti?
Kimbilir belki, bugün hesabına bile girmemişti, girmeyecekti?
Girse bile yazacağı daha önemli insanlar vardı belki... Belki de
onun ona önem verdiği gibi o, ona önem vermiyordu? Yok canım!
O da en az Sevgi kadar değer veriyordu Sevgi ye, yazdığı her
mesajın karşılığı ertesi güne geliyor, hadi ertesi gün olmadı
birkaç gün içinde gecikmenin özürünü de içeren mail hesabında
bekliyordu Sevgi yi. Aylar olmuştu yazışmaya başlayalı,
bir kez bile aksamamıştı mailler. Ta ki, bu haftaya kadar.
Hafta başından beri tek bir satır gelmemişti ondan. Tuhaf!
Oysa kendisi yazacak bir şey bulamasa - ki, bu da ayda yılda
bir olurdu- forward edilmis mesajlar gönderirdi, güzel sözler,
fıkralar ya da ufacık bir e-kart. Üçüncü gün dayanamamış,
onu merak ettiğini söylediği bir mail göndermişti: Heeeey,
öldün mü kaldın mı? Haber verseneeeee! diye şakalaşmıştı
üstelik. Ses seda yoktu yine karşı tarafta, beşinci gün
iyiden iyiye meraklanır olmuştu, hatta bir sapığın onun
hesabına girip gelen mesajları ondan önce okuyup sildiğini
bile düşünmüştü. İyisi mi oturup bütün gün bekleyecekti
bilgisayar başında, hem içinde de bir şüphe kalmayacaktı
böylece. Bugün sekizinci gün de bitmişti. Yine en ufak bir yazı
bile gelmemişti. Unuttu beni diye geçirdi içinden. "Tabii, ne
bekliyordun ki!" diye kızdı kendi kendine. Alay etti bir süre bu
çocukluğuyla. Hiç görmediği, sadece yazılarıyla, şiirleriyle
tanıdığı biriydi karşıdaki ve hep öyle uzakta öyle bilinmez
kalacaktı. Ne bekliyordu ki? Kendisi de bilmiyordu. Hayalinde
bu yazıları yazan kişiyi bir türlü canlandıramıyordu. Ne zaman
gözlerini kapasa sadece bir çift el görüyordu, klavyenin tuşlarına
dokunan güzel parmaklar... Bu elin kime ait olduğunu görmeye
çalışıyor, didiniyor ama hayali bir anda dağılan sis gibi yok
oluyordu. Ertesi gün soluğu yine bilgisayar başında aldı. Bekledi,
bekledi. Birkaç arkadaşından gelen mailleri yanıtladı hemencecik.
Aslında böyle beklemek fena da olmuyordu hani. Zaten tatildeydi
yapacak başka bir işi yoktu, arkadaşlarından çoğu eve dönmüştü
kalanlar ise onu çağırsa da o pek istemiyordu. Bu düşüncelere
dalmışken yeni bir mesaj geldi. Hayret adres pek yabancıydi ona.
Biraz tereddüt ettikten sonra yüreği korku içinde açtı. Mail,
"merhaba ben Akın ın yakın arkadaşıyım. Kendisini trafik kazasında
kaybettik, telefon defterinin arasında sizin mail adresinizi bulduk ve
haber vermeyi uygun gördük. Başımız sağolsun" diyor ve devam
ediyordu ama mailin devamı onu ilgilendirmiyordu artık.Okuyacağını
okumuştu zaten. Kaçıncı ölüm haberiydi bu, bu kaçıncı değer verdiği
insandı yitip giden? Bazen bütün uğursuzluğun kendinde olduğunu
düşünüyordu. Sonra saçma geliyordu düşündükleri, ama ne
farkederdi ki, işte cok sevdiği, her gün yazdıklarıyla onun gününe
renk katan o kişi artık yoktu. Kötü bir şaka olamaz mıydı?
Ne yapacaktı şimdi? Beklediği mail gelmiş miydi? Ne yani
kalkıp gidecek ve bir daha gelmeyecek miydi? Bir daha o güzel
mesajlari hiç göremeyecek bir daha o elleri hayal edememenin
üzüntüsüyle doğruldu. "Cebinden size henüz yollamadığı,
yollamak için doğum gününüzü beklediği bir şiir bulduk.
Tıpkı sahibine ulaşmamış bir mektup gibi
duruyordu oracıkta. Aşağıda onun sizin
için yazdığı son şiiri bulacaksınız.

VAR MISIN ?
Biliyorum şaşıracaksın
Son sözler gibi gelecek kulağına
Yoo yanılmı
yorsun.
Son sözler bunlar.
Bu uzaklığı kaldırmak için ortadan
Sadece bir ufacık his tik, sen bana ben sana
İki satır lâf, iki mısralık şiirdik
Bir gülücüktük
Bir soru isareti
Oysa daha fazlasını istemek bencillik mi?
Anla artık!
Sözler var ama satırlar yetersiz
Düşünceler var ama sayfalar yetersiz.
Duygular var ama mısralar yetersiz.
Anla artık biliyorum bir sen var, bir de ben
Uzak uzak yerlerde ayrı ayrı şehirlerde.
Ama desem ki, sana:
Biz demeye var mısın?
Desem ki, ne sen olsun, ne de ben.
Bir biz olalım.
Var mısın ?

Akın Yıldız

Şaşırmıştı, istemezdi etraftakilerin gözü önünde ağlasın.
Hiç adeti değildi ne de olsa. Oysa Akın hep nasıl hissediyorsan
öyle ol başkalarını boşver derdi. İşte her zamanki gibi yine
dinlemişti onun sözünü. Demek o da aynı şeyleri hissetmiş,
o da artık bu uzakığı kaldırmak istemişti. Doğumgünü geçmişti,
hem de yine bilgisayar başında. Yeni bir yaşa daha girmişti işte,
yepyeni bir yaş, yepyeni umutlar, acılar, mutluluklar. Her yaş
olgunlaştırırmış biraz daha insanı, belki de en çok bu yaşa
girdiğinde olgunlaştığını anlayacaktı yıllar sonra
arkasına dönüp baktığında kimbilir... Akın! Kahretsin, seni
şimdiden özledim diyerek hıçkırıklara gömüldü. Neden sonra
eli yanıta gitti. Akın a geç kalmış bir yanıttı bu.
Sadece tek bir sözcük yazdı :
VARIM !

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

alesta83

alesta83 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  7.Tem.2006 Cum 12:41:51sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
Bilgisayar ve Kadınlar

 * ikisi de devamli sorun cikartir ve sorunu halletmeniz

 saatlerinizi hatta bazen gunlerinizi alir.

 *.ikisi de elektrik almak ister.

 *.ikisi de hicbir sey yapmiyormus gibi gozukse de arka planda

 kullanicidan

 habersiz bir cok is yuruturler.

 *.ne kadar cok paraniz varsa o kadar iyi "donanim"lisina sahip

 olursunuz.

 *.ikisinin de durup dururken niye bozuldugunu anlamazsiniz

 *.ikisi de aliskanlik yaratir..

 *.verim almak icin ikisine de nazik davranmak gerekir

 *.ne kadar iyisini alirsaniz alin, 2-3 sene sonra daha iyisi

 cikacagindan degistirmeniz gerekir.

 *.ikisi de erkekler icin olmazsa olmazdir.

 *.ikisini de ne kadar iyi kullanirsaniz kullanin sac bas yoldurtan

 cinslerdendir.

 *.ikisi de zaman zaman hata verebilir

 *.ikisi de hassastir, sagi solu pek belli degildir.

 *.ikisi de bozuldugunda dediginiz hicbir seyi yapmazlar.

 *.ikisinin de bellekleri inanilmaz gucludur. dolayisiyla

 dikkat etmek gerekir.

CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir