ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


16 Mayıs 2024, Perşembe 22:18   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler > Aşk ve Sevgi üstüne
forum sohbet oyun basliklari
   Melike Birgölge-Bir Zaman Gördüğüme Sevindiklerim
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Jisell

Jisell resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey
ozel karakter ile sohbete katil
sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Haz.2006 Pzt 01:23:12      Melike Birgölge-Bir Zaman Gördüğüme Sevindiklerimsohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

    Bir zaman gördüğüme sevindiklerim

Mevsim sonbahar… Kaldırım kenarlarında dalından kopmuş, rengi kahverengiye dönmek üzere olan sarı yapraklar… Ama bu görüntüye rağmen yazdan kalma sıcak bir güne uyandık ben ve İstanbul. Oysa dün ofisteyken cama vuruşunu izlediğim, durmadan yağan, üstümüze gri bir hüzün bırakan, yüreğime de garip bir keder çörekleyen yağmur bugün de devam eder sanıyordum. Güzel bir gün yaşayalım diye güneş yüzünü gösterdi bugün. Onunla buluşacağım, onu göreceğim için havanın güneşli ve güzel olmasına sevindim.

Kaç kez karşılaştık, hatırlamıyorum. Onunla ilk karşılaşmamız; benim umutsuz olduğum, en küçük mutluluk kırıntılarının bile tasını, tarağını toplayıp gittiği zor dönemimde olmuştu yıllar önce. “Tanrım, bir ‘Melek’ çıksa da karşıma, bütün olumsuzlukların yakında biteceğini söylese, bana güzellikler ve istediklerimi getirse” dediğim bir anda… Beni yüreklendirmişti. Düşlerimi çiçek açtırmış ve içimdeki umutları yeşertmişti söyledikleriyle.

Onunla ilk kez röportaj yapmaya gittiğimde, yaptığımız röportajdan (röportaj değil de keyifli sohbet demeliyim daha doğrusu) çok keyif almıştım. Röportaj bitti ve ben kendimden hiç bahsetmediğim halde, bana “Yazılarının, röportajlarının takibindeyim, daha iyi yerlere geleceksin, yolunun çok açık olacağını biliyorum” dedi. Çok şaşırmış ve çok sevinmiştim akabinde de, sevdiğim ve de aynı sektörde olan bir insandan bu sözleri duyduğumda.

Sonrasında hiç unutmuyorum, doğum günümde aramıştı beni birkaç yıl önce. (O zaman kızı doğmamıştı daha. Kızının doğum günü benim doğum günümden bir gün önce.) Daha sonra röportaj ve çeşitli sebeplerle kaç kez karşılaştığımızı, görüştüğümüzü, konuştuğumuzu inanın hatırlamıyorum. Ama hatırladığım tek şey onunla her görüştüğümüzde aklımda ve yüreğimde kalan; dünya güzeli gülüşü, yaptığımız keyifli röportaj ve sohbetler... Ve de her konuşmamızdan sonra hayata karşı biraz daha olumlu baktığımı fark ediyorum. Zor ve sıkıntılı zamanlarımda yazılarına sığındığım, kalbindekileri hissedebildiğim, anlayabildiğim arkadaşım o benim.

Bugünkü karşılaşmamızda da yüzü gülüyordu. Ama bir ara, gülen yüzüne rağmen bir an baktığım gözlerinde, zaman zaman bana da uğrayan, pek bir aşina olduğum hüznü gördüm. Gözlerinde hüzün, ara ara acıyan kalbi… Kırılmıştı bu aralar hayata. İncinmişti. Çoğu zaman hepimizin yaşadığı… Canı acıyordu ama toparlanmaya başlamıştı. Hayat incinip, zaman zaman düşüp, yeniden ayağa kalkmak değil mi? Bunu biliyordu O da.

Bu aralar; kırılıp, incinmesine rağmen yeniden başladı hayata, her şeye… Diyordu ki “Beklemediğim anda karşıma çıkan ayrılıkları, yaralarıma “geçecek” diyenleri, okuduğunu anlayanları, anlayıp da susanları, cesur olanları, yeniden başlayanları, geride kalanları her şeye rağmen gördüğüme sevindim.” Evet, böyle diyordu İclal Aydın.

Üst üste gelen birkaç olumsuzluk yaşadığı halde, her şeye rağmen yukarıdaki saydıklarını gördüğüne sevinebilecek sayısı azınlıkta olan insanların en başında görmek hiç şaşırtmadı beni. O, öyledir çünkü. Hüzünlense de, bir şeyler acıtsa da zaman zaman kalbini, onu hiçbir şey yıldıramaz. Yaşam kaynağı olan, dünya tatlısı bir kızı var çünkü. Ayrıca bir hayat vaat etmişti insanlara, bunu geri alamazdı.

Evet böyle diyordu İclal Aydın, “...her şeye rağmen gördüğüme sevindim.”

Bir şeyi, birini her şeye rağmen gördüğüne sevinmek…

Düşündüm de…

Kendimi düşündüm bir an… Her şeye rağmen beni üzen bir şeyi, beni kıran, inciten birini gördüğüme sevinebilir miydim acaba?

Bir süre öncesine kadar evet, her şeye rağmen seviniyordum gördüklerime. Ama artık hayır… Nedenini gerçekten bilmiyorum ama artık beni kıranları, yıpratanları gördüğüme sevinmeyeceğim.

Kısa bir süre öncesine kadar öyleydim evet, beni yıpratsa da, üzse de, kırsa da, incitse de gerçekten seviniyordum yine de beni yıpratanları gördüğüme. Yüzümden de anlaşılıyordu bu.

Öyle olmayacağım artık…

Geçenlerde cafede buluştuğum bir arkadaşım da fark etmiş bunu. Sandalyeye oturur oturmaz şunu söyledi. “Neyin var? Senin ne derdin olursa olsun, birine ya da bana kırgın, kızgın olsan da, o anlarda bile beni görsen sevinirdin beni gördüğüne. Yüzünde güller açardı. Bugün öyle değilsin. Yoksa beni gördüğüne sevinmedin mi?”

“Bugün böyleyim, idare et artık” dedim ve başka konulara geçtik. “Bugün böyleyim” dedim ama ilk kez dedim bunu, öyle olmadığım halde. İlk kez onu gördüğüme sevinmedim.

Yüzümde güller açtırıyordu evet, arkadaşımın dediği gibi birine ya da o an o arkadaşıma kırgın olsam da, onun bir hareketine ya da düşünemediği konulara kızgın olsam da onu görünce geçiyordu kızgınlığım. Her defasında “bu kez kırgın olduğumu belirteceğim” desem de olmuyordu, uygulayamıyordum bu dediğimi. Neden uygulayamadığımın cevabını arıyor ama bulamıyordum. Yok, bir süre öncesine kadar uygulamıyordum dediğimi işte.

Kalbime aldıklarım… Söz verenler… Çok şaşırttı beni. Taa ki bugüne kadar… İclal’in bu “… her şeye rağmen gördüğüme sevindim” cümlesini duyana kadar anlayamıyordum. Bugün fark ediyorum gerçekten ama gerçekten sevilmediğimi. Kalbim acısa da buna, yapacak bir şey yok. Maalesef…

Gördüğüme gerçekten çok ama çok sevindiklerim oldu, onları her gördüğümde. Ama onların çoğu hiç fark edemediler, anlayamadılar bunu. Ah bir anlayabilselerdi… Ne kadar farklı olurdu her şey.

Ama artık hayır… Gördüğüme sevinmeyeceğim bundan sonra. Bana teğet geçip gidecekler.

Niye şimdi ve nasıl bu karara vardım bilmiyorum ama… Geç olsa da bir şeyler dank etti galiba.

Hep veren, hep dinleyen, hep fedakarlık yapan, zor zamanlarda hep arkadaşlarımın, dostlarımın yanında olan, elimden geldiği kadarıyla hep yardımlarına koşan ben. İnsanlara gereğinden fazla değer veren ve sonrasında üzülen, kalbi incinen yine ben. Ama zor günlerimde ya da mutlu günlerimde yanımda bir kişi bile yok. Ne acı değil mi? Sıkıntılı ve mutlu anlarında yanlarında olduklarım yanımda yok, onlara ihtiyacım olduğunda.

Oysa istedim ki ve istiyorum ki değer verdiklerim; şu aralar acısını zaman zaman hissettiğim, zaman zaman da yüreğimi acıtan yarama üflesinler, sözleriyle, varlıklarıyla, yanımda bulunuşlarıyla merhem olsunlar, “bitecek” desinler, o yaranın kalbimde iz bırakacağını bilsem de, bilsek de... O yarayı bilmek, anlamaya çalışmak, yaralı olan o kişiye omuz vermek; o yüreğe su vermek, o yüreğe biraz olsun nefes aldırmak anlamına geliyor. Hiçbir söz söylemeseler de, bu halime diyecek bir söz bulamasalar da, yanımda olsunlar, ellerini omzuma atsınlar, onların varlıklarını hissedip, yanımda olduklarını bileyim. Ama nerdeeee…

Zaten hata burada galiba. İnsanlara gereğinden fazla değer vermek. Karşılığını da işte böyle üzülerek almak... Üzücü ama gerçek. Hayatın gerçeklerinden sadece biri bu.

Tabii ki bu, insanlara değer vermeyeceksin anlamına gelmiyor. Değer vereceksin ama bir tek şartla, gerektiğinden fazla değer vermeyeceksin, hepsi bu. Yoksa böyle…

İnsanın kalbi yumru yumru olur ya hani, ya da düştüğünde avuçların, dizlerin kanar ya hani. Beklersin ki seni gerçekten anlayan biri gelsin, elinden, yüreğinden tutup kaldırsın. Ama yanılırsın, gelmez kimse. Hele hele beklediklerin…

Kendine, yalnızlığına sarılırsın her geçen gün, hayatın farkına vararak. Biraz daha fazla sarılırsın her geçen gün, beklediklerin gelmedikçe. Kendi yalnızlığını yalnızlığınla giderirsin. Çünkü bir tek o seni anlar çünkü bir tek o senin her zaman senin yanındadır. Mutlu olduğunda da, üzüldüğünde de, hüzünlendiğinde de, sevindiğinde de, acı çektiğinde de…

Bunu ne zaman anlıyorsun, anlayabiliyorsun? İşte gördüğüne gerçekten ama gerçekten çok sevindiklerin; gerçek yüzlerini gösterdiklerinde, ortadan kaybolduklarında.

Bir zaman gördüğüme sevindiklerim, bana hayatı ve bazı gerçekleri fark ettirdiğiniz için teşekkür ederim. Umarım, sizi başka gören, sizi gördüğüne sevinenler olur. Ama sizi gördüğüne gerçekten sevinenler…

Melike Birgölge

CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir