(1883 - 1931)
1883 yılında Bechari de doğdu. Oniki yaşında iken ailesi ile birlikte Amerika ya göç etti. İlk orta ve lise öğrenimini Boston da tamamladı. Daha sonra ısrarı üzerine ailesince Beyrut taki El Hikmet Medresesi ne gönderildi. Yüksek öğrenimini burada bitiren Cibran, 1902 de bir daha dönmemecesine ayrıldı anayurdundan.
1902-1908 yılları arasında resim yaparak geçimini sağladı. 1908 de Paris e gitti; güzel sanatlar akademisi ne yazıldı. Üç yıl süreyle çağının en büyük heykeltraşı Auguste Rodin den ders aldı. 1911 de yeniden Amerika ya döndü. 1918 de ilk kitabı "The Madman-Deli" yayınlandı. 1923 de "The Prophet-Ermiş" basıldı. Bu kitabıyla adı bütün dünyaya yayıldı. "Jesus, The Son of Man-İnsanın Oğlu İsa" ve "The Earth Gods-Yeryüzü Tanrıları" adlı kitaplarıyla bu başarısını pekiştirdi.
1931 yılında New York daki küçük bir çatı katında yoksulluktan ve birbiri ardına gelen hastalıklardan kurtulamayarak öldüğünde 48 yaşındaydı.
Halil Cibran dan deyişler
Şafağa ancak gecenin yolunu izleyerek ulaşılabilir.
Suskunluğu gevezeden hoşgörüyü hoşgörüsüzden ve kibarlığı kaba olandan öğrendim.Ne garip ki tüm bu öğretmenlerime karşı nankörüm..
Gariptir ki, kimi zevklerin tutkusudur,acılarımızın bir kısmını oluşturan..
Yaşam kalbini okuyacak bir şarkıcı bulamazsa, aklını konusacak bir filozof yaratır..
Zihnimiz bir süngerdir,yüreğimizse bir nehir. Çoğumuzun akmak yerine,sünger gibi emmeyi seçmesi ne garip!
Eger kış "Baharı yüreğimde saklıyorum"deseydi, ona kim inanırdı?
Öğretilerin çoğu pencere camı gibidir.Arkasındaki gerçeği görürsün,ama cam seni gerçekten ayırır.
Haydi seninle saklambaç oynayalım.Yüreğime saklanırsan eğer,seni bulmak zor olmaz.Ancak kendi kabuğununardına gizlenirsen,seni bulmaya çalışmak bir işe yaramaz.
Yürüyenlerle birlikte yürümeyi yeğlerim,durup yürüyenlerin geçişini seyretmek değil.
Özel ve ayrımcı olmayalım.Unutmayalım ki, şairin aklı da,akrebin kuyruğu da gururla aynı yeryüzünden yükselir.
Evim der ki, "Beni bırakma,çünkü burada senin geçmişin yaşıyor."Yolum der ki, " Gel ve beni izle, çünkü ben senin geleceğinim."Ve ben hem eve, hem de yola derim ki,"Benim ne geçmişim,ne de geleceğim var. Eger kalırsam,kalışımda bir ayrılış vardır;gidersem, ayrılışımda bir kalış.Yalnızca sevgi ve ölüm her şeyi değiştirebilir."
Daha dün, yaşam küresi içinde uyumsuzca titreşen bir kırıntı olduğumu düşünürdüm.Şimdi biliyorum ki, ben kürenin ta kendisiyim,ve uyumlu kırıntılar halinde tüm yaşam içimde devinmekte.
Adlandıramadığın nimetleri özlediğinde,ve nedenini bilmeden kederlendiğinde,işte o zaman büyüyen her şeyle beraber büyüyecek, ve üst benliğine uzanacaksın.
Sözler zamansızdır.Onları zamansızlıklarını bilerek söylemeli ya da yazmalısın.
Şiir bir düşüncenin ifadesi değildir.O, kanayan bir yaradan veya gülümseyen bir ağızdan yükselen bir şarkıdır.
Kişinin hayal gücüyle,düşlerinin gerçeklesmesi arasındaki mesafe,yalnızca onun yoğun isteğiyle aşılabilir.
Karşindakinin gerçeği sana açıkladıklarında değil, açıklayamadıklarındadır.Bu yüzden onu anlamak istiyorsan,söylediklerine değil,söylemediklerine kulak ver.
Yalnızlığım, insanlar geveze hatalarımı övüp,sessiz erdemlerimi eleştirmeye başladığında doğdu.
Bir gerçek her zaman bilinmek,ama ara sıra söylenmek içindir.
İçimdeki yaşamın sesi,senin içindeki yaşamın kulağına ulaşamaz.Yine de kendimizi yalnız
hissetmemek için konuşalım.
|