|
WaaLLaaCe
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 19.Ağu.2006 Cmt 13:53:07 |
|
Felsefe hocası oturduğu sandalyeyi gösterip "100 puanlık soru" demiş.. "Bana şu sandalyenin var olmadığını kanıtlayın.." 100 puanlık yanıt bir öğrenciden anında gelmiş.. "Hangi sandalyenin?.." |
|
aBOOO
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 7.Eyl.2006 Per 10:45:48 |
|
ELTİMGİLE GİDİYOM
Yeni ilçe olan bir köye trafik ışıkları yeni konmuş, ışıkların altında bir polis bekliyor ve halkın ışıklara uymasını sağlamaya yani bir çeşit trafik eğitimi vermeye çalışıyormuş. O sırada, bakmış ki; bir kadın, elinde tuttuğu çocuğuyla, kırmızı yanarken karşıya geçiyor.Hemen seslenmiş : -Hanım, hanım! Nereye? Kadın dönüp : -Vıy! demiş. Sana ne? Eltimgile gidiyoom.
Unutkan yaşlılar...
Huriye, Nuriye ve Düriye, çok eski 75-80 yaşlarında 3 arkadaştır.
Bir gün Huriye Nuriye ye telefon eder ve ikili Düriye ye gitmeye karar verir. Giderler Düriye nin evine, Düriye kahve yapar, içerler.
Biraz muhabbetten sonra, Düriye "Ay kusura bakmayın unuttum birer kahve yapayım da içelim" der.
Huriye ve Nuriye bir şey demezler ve içerler. Aradan biraz zaman geçtikten sonra, Düriye "Size bir kahve bile yapmadım hemen yapayım da içelim" der ve yapar getirir. Bizimkilerde yine itiraz yok.
Akşama doğru Huriye ve Nuriye kalkarlar ve yolda bastonları ile tin tin yürürken, aralarında şu konuşma geçer. Huriye: "Kız Nuriye gördün mü Düriye yi ne kadar pinti olmuş, bize bir kahve bile ikram etmedi." Nuriye: "Düriye yi ne zaman gördün?"
|
|
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Eyl.2006 Pzr 23:14:08 |
|
fiogf49gjkf0d Deli den Tanrıya TelgrafDelinin biri Tanrıya telgraf çekmiş...
Eskiden Türkiye’de paranın değerli olduğu dönemde ilçenin birinde bir “deli"! yaşarmış. Çoğu zaman parasız, pulsuz dolaşıp diğer insanlardan para istermiş. Sık sık para istenmesinden bıkan biri “Git kardeşim işine, Tanrı versin, ben vermiyorum.” diye gırgır geçmiş.
Ama deli ya bu, inanmış ve sormuş: “Tanrı’dan nasıl isteyeceğim?” Diğeri: “Postaneye git, tel çek!” demiş başından savmak için.
Bizimki doğru postaneye gitmiş ve şöyle bir telgraf yazmış:
“Yüce Tanrı makamına: Yüce Tanrı’m, benim param yok, bana acele 100 lira gönder!”
Telgrafı gören memur “Olmaz kardeşim” demiş “Bu dediğini yapamam!” Ama bizimki diretince postanede kavga çıkmış.
Olay ilçe kaymakamına iletilmiş. Kaymakam durumu anlamış. Deliyi makamına çağırtarak, ilçe memurlarının maaş bordrosundan kestirerek topladığı 50 lirayı deliye vermiş.
“Bak demiş, sen tel çektin ve Tanrı da sana 50 lira gönderdi.”
Bizim deli sevinmiş, parayı almış. Bu para ona bir ay yetmiş. Para bitince tekrar soluğu postanede almış ve şöyle bir telgraf yazmış:
“Yüce Tanrı makamına: Yüce Tanrı m, benim param yok, bana acele 100 lira gönder ama kaymakamı aracı koyma çünkü yarısını kesiyor!” |
|
prangaxxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 17.Eyl.2006 Pzr 23:23:01 |
|
Harwest :)))
muhteşem... gülüyorum halen
|
|
WaaLLaaCe
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 22.Eyl.2006 Cum 15:15:13 |
|
fiogf49gjkf0d Selcuk cok gercekten komıkmıs
Paylasım ıcın Tesekkurler... |
|
platoniclover
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 22.Eyl.2006 Cum 15:48:36 |
|
fiogf49gjkf0d fıkraların hepsi çok güzel arkadaşlar ellerinize sağlık |
|
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.Eyl.2006 Pzr 12:24:55 |
|
fiogf49gjkf0d DönmelerBu kadar yol geldikten sonra...
Bir gün bir adam yolda iki otostopçu dönmeyi arabasına almış.
Bir süre gittikten sonra dönmelerden biri, -Biz dönmeyiz demiş, Adam da, -Bu kadar yol geldikten sonra dönülmez zaten. |
|
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 24.Eyl.2006 Pzr 12:28:31 |
|
fiogf49gjkf0d Kuş SandımBuyur komutanım...
Yüzbaşı evin papağanına belli başlı kelimeleri ezberletmişti. Mehmet gel, Mehmet git, şunu yap, bunu yapma v.s.
Evde kimsenin bulunmadığı bir sırada evin yeni emir eri ortalığı silip süpürmekle meşgul görünüyordu. İçeriden Mehmet diyen sesi duyunca fırladı koştu : -Buyur, dedi ama arkası gelmedi.
Tekrar işine daldı. Bir zaman sonra tekrar çağrıldı. Şaşırmıştı. Odada bu emri beklemeye karar verdi. Papağana gözü takıldığı anda da papağan
"Mehmet" diye çağırmasın mı. Derhal hazır ol vaziyetine geçerek: -Buyur komutanım, dedi. Kusura bakma seni kuş sandımdı. |
|