SAATLİ BOMBA!
Acıların katline kurulu, saatli bomba...
Ne vakit bir gülümseme düşse dudağıma ,burukluk öte yanına ilişirdi aynı hızla...Ne vakit bir umut şaşırıpta yolunu düşse kapıma ,umutsuzluk ondan önce çoktan bağdaş kurmuş olurdu kapımda...
İnsan tenine acı değdiğinde bir melhemi bulunurda hep ,yüreğine ,ruhuna değen acılara ne melhem sürülebilir ne de şefkati bilen bir göz değer en derinde kalmışlara...
Zamanları aşmış acılar ,en yakıcı olanlardı elbet ...yarası en derinde ,en zor kapananlardı onlar ki ;ya çok sevildiler yada git dedikçe büyüdüler...
Sevilen acı olur mu hiç demeyin...
Sevilen sevildiğince derinlerde yer bulurken kendine ,yitirilişleride derinliğince acıtır insanı...Sevilmemişler sadece incitir ve unutulur zaman aşımlarını haketmeyen önemsizlikleriyle...
Yanında "çok" eki olan sevilerdir ,acıyı çokluklara katlayan...
Oysa ne kadar "çok" ekli sevilenler olmuş olsa da yaşamda ,yitirilişler kaçınılmaz oldukça zamana kurulu saatli pombalar hazır olmalı hep ,acıları havaya uçurmaya...
İsyan değil,öfke değil ,kin değil ,nefret değil bombayı hazırda tutan...Gereklilik sadece...Olması gerektiği gibi yaşanması gerekenlerin ilk uyarı ateşidir ,patlayan bombayla us u harekete geçiren...
Düşün ey acıya bulanmış adam!... Düşün...
Düşüncesizlikten acıyacak canına kıymadan ,acıların katline kur saatlik bombayı ki ;sen değil acılar can versin ,gülümseyişlerinin hırsından... |