ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
13 Mayıs 2024, Pazartesi 19:48   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  00me00> Forum Mesajları
    00me00'e ait Toplam 1195 Forum Mesajı var
<<1...90919293949596979899100 101102103104105106107108109110...120>>


00me00

00me00 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Kitapkurtları >...:::Sadece Aptallar 8 Saat Uyur :::...>
  12.May.2006 Cum 14:05:51

Yazarı : Erdal DEMİRKIRAN

Aklı Başında olan hiçbir insan, ömrünün üçte birini yastığa bağışlamaz.

Bu kitap,
“Erişkin bir insan günde en az 8 saat uyumalıdır.” palavrasını ve / veya önyargısını kırarak 8 saat uyumanın bir alışkanlıktan ibaret olduğunu öğretmektedir. 4 saat uyuyarak 8 saat uyumuş gibi zinde uyanmayı da anlatan kitap, bunun nasıl yapılabileceğini öğretmektedir.

60 yıl yaşadığı varsayılan sıradan bir insan, ömrünün 15 yılını çocuklukta, 15 yılını gıvır zıvır işlerde, 20 yılını da uykuda geçirmektedir ki bu hesapla geriye 10 yıl kalır. Ancak bu aynı sıradan insan, 8 saat yerine 4 saat uyursa, ömrünün sadece 10 yılını uykuda geçirecek ve böylece 10 sene daha fazla yaşamış olacaktır. Bunu başardığında ise sıradanlığı sona erecek ve sıra dışı başarılar elde edecektir; çünkü sıra dışı başarılar elde edenler tüm başarılarını bu ikinci 10 yıla borçludurlar. Keops, Da Vinci, Edison, Newton, Dostoyevski, Armstrong gibi…

Hipotalamus Hediyeli Kitap (İlk defa)
Kitabın sağ üst köşesini keserek söz konusu köşeye bir kutu yerleştirdik. Kutunun içine ise kitabın ilerleyen bölümlerinde adı sıkça geçecek olan Uyku Kontrol Merkezi ni koyduk. Kitaba göre, okuyucu uykusunu azaltmak için bu merkeze hükmettiğine inanmak zorundadır.

Aslında uyku sıkıcı bir konudur. Çevrenizde biri uykudan bahsedince esnemenize engel olamazsınız çoğu zaman. Ancak yazar bu konuyu roman formatında işleyerek öyle eğlenceli bir hale getirmiş ki; kitabı bitirmeden uyumak neredeyse imkansız gibi. E tabi kitabı bitirdikten sonra da…

Yayınevi : Kashna Kitap Ağacı
Dizisi : Kişisel Değişim Romanı
Barkod : 9789756197066
ISBN : 975-6197-06-4
Sayfa Sayısı : 335
Boyutları : 13,5 x 19,5 cm.
Kapak Cinsi : Karton Kapak
Fiyatı : 14.00. YTL
Kapak / Resimleyen : Kemal ÇOBAN
Basım Yeri / Tarihi : İstanbul / 2006 - Nisan



00me00

00me00 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Kitapkurtları >..:::Bilim Ve Teknik Haziran sayısını kaçırmayın! :::...>
  12.May.2006 Cum 14:03:49

Bilim ve Teknik Dergisi, 39. yılı şerefine, Ekim 1967 ila Aralık 2005 tarihleri arasında yayınladığı 457 sayının tamamını kapsayan dvd yi, haziran 2006 sayısı ile ücretsiz olarak okurlarına hediye edecekmiş.İlgilenenler kaçırmasın

Fiyatı 3,5YTL.
70.000 adet basılacak haziran sayısı.



00me00

00me00 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Kitapkurtları >...::::Tarihten 40 Tanık ::::....>
  12.May.2006 Cum 14:00:37

Yazarı : Mahmut ANAR

Yazının bulunuşundan bugüne yaklaşık beş bin yıl geçti. Bu zaman diliminde yaşayan bir çok insan kendi çağlarıyla birlikte geleceğe de yön verdi. Büyük insanlık ailesinin fertlerinin içinde, korkaklar, akıllılar, aptallar, dahiler, kahramanlar ve önderler vardı.
Bu kitap, tarihin çeşitli dönemlerinde yaşayarak iz bırakmış 40 tanıkla karşı karşıya getiriyor bizi; hem de bu karakterlerin en ilginç ve bilinmeyen özellikleriyle.
Kitabın sayfalarının arasında; boy kompleksli Napolyon’dan, IQ canavarı Einstein’a, entrikalarıyla ünlü Hürrem Sultan’dan, düşmanlarını kazıklara oturtan kazıklı Voyvoda’ya, ilk terör örgütünün kurucusu Hassan Sabbah’tan, Allah’ın elçisi Muhammed Peygamber’e, deli aşık Karacaoğlan’dan çılgın usta Mimar Sinan’a, tarihin ilk düşünce suçlusu Sokrates’ten, köleliğe baş kaldıran ilk insan Spartaküs’e, matematiğin babası Descartes’ten Tanrının kırbacı Attila’ya, dans eden casus Mata Hari’den büyük düşünür Gandhi’ye bir çok ünlü şahsiyet yaşadıkları döneme tanıklık etmek için sizleri bekliyor...

Yayınevi : Babıali Kitaplığı
Fiyatı : 8. 00.YTL
Barkod : 9789756421413
ISBN : 975-6421-41-X
Sayfa Sayısı : 192
Boyutları : 13,5 x 19,5 cm.
Kapak Cinsi : Karton Kapak
Basım Yeri / Tarihi : İstanbul / 2006 - Mayıs



00me00

00me00 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >ATEŞ ÇEMBERİ İsmail Türüt ün yasaklanan şiiri>
  12.May.2006 Cum 12:35:45
İşte Türüt ün niçin yasak konulduğunu anlayamadığı türküsü:

.......

Kuran dır Müslüman dır yaşadıkça rehberi

Yanıyor Ortadoğu oldu ateş çemberi

Terör var, katliam var, bu acı dayanılmaz

Bakın yaptıklarına bunlar insan sayılmaz.

Hilale saldırıyor Haçlı denen densizler

Fadime ye, Ayşe ye, çöküyor şerefsizler

Uyan kardeşim uyan, kumdan çıkan kafanın

Dünyanın dört bir yanında akan Müslüman kanı.

Sömürdüler dünyanın petrolünü, gazını

Bunlardan çektiğimiz alnımıza yazı mı?

Amerika nın gücü, Arap ın petrolü var

Tüm bu olanlarda İsrail in rolü var.

Duymadın feryatları, tıkadın kulağını

Allah belanı versin, zamane firavunu

Terör var, katliam var, ne demek tarafsızım

Müslüman Türk olarak bu işten rahatsızım.

Yok mudur panzehiri bu hain planların

Üstüne bomba yağdı namazda duranların

Yapmışlar planları gidiyorlar derinden

Tepkisi ne olurdu Atam kalksa yerinden.

Sahipsiz Çecenistan, işgalde Afganistan

Çin in esaretinde yıllar boyu Türkistan

Azeri toprağını gasp etmiş Ermenistan

Bosna nın hesabını ödedi mi Sırbistan.

Şimdi arka bahçemde kurulacak Kürdistan

Demediler mi bize siz de çıkın Kıbrıs tan

Bütün dünyaya ibret olsun yazdığım destan.



00me00

00me00 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >...::::Hotmail Kullanıcılarına Tuzak::::....>
  12.May.2006 Cum 12:24:46
Hotmail kullanıcılarına tuzak



İnternet kullanıcılarının kandırılmasıyla çıkar elde edenler saymakla bitmez. Bunların son örneği de, Hotmail kullanıcılarına "Hotmail Türkiye"den geliyormuş gibi gönderilen ve adres toplama amaçlı bir e-posta mesajı.




Sahte e-postalarla, internet kullanıcılarının kandırılması ve çıkar sağlanması, karşımızda duran önemli sorunlardan biri. Geçtiğimiz haftalarda "Nokia Türkiye" adına bir web adresi alıp, bu markaya ait telefonları pazarlayan ve sürekli Nokia Türkiye tarafından düzenlenmiş gibi kampanya mesajları gönderen bir "uyanık" türemişti.



Bu kez ise, Hotmail kullanıcılarını kandırmaya çalışan, bildik bir numarayla karşı karşıyayız. "Türkiye nin reklamı artık sadece bir tıkla karşınızda" konusuyla gelen bu tuzak e-postada reklamturkiye@hotmail.com adresinin Hotmail in Türkiye Reklam bölümüne ait olduğu ileri sürülüyor ve bu adrese ne kadar fazla kişinin "Kampanya kayıt" konulu mesaj göndermesini sağlarsak, şirketin kampanyalarından yararlanabileceğimiz ileri sürülüyor. Hatta şöyle garip bir hesap bile yapılmış:



"Kampanyalardan sizlerinde faydalanmanız için en az 10 krediniz olması gerekmektedir. Gönderdiğiniz maillerden. 10 tane mail kampanya kayıt konusu ile reklamturkiye@hotmail.com a maili yanıtlarsa 1 kredi sahibi olacaksınız."


Sahte olduğu iğreti dilinden ve yarım yamalak imlâsından anlaşılabilen bu tür mesajların amacı gayet açık. Amaç, "spam" (talep edilmemiş e-posta) gönderimi yapmak için, e-posta adresi toplamak ve bunları satmak. E-Posta adresi toplamak için planlanmış bu tezgâhta, önemli bir ayrıntı dikkat çekiyor.



Bu kişi ya da kişiler, sadece adres toplamakla kalmıyor, sattıkları adreslerin çalışır durumda olup olmadığını bu yolla kontrol ediyorlar. Ayrıca, birbirlerine bu sözde kampanya mesajlarını "forward" edeceklere, reklamturkiye@hotmail.com adresini, sonraki mesajların "Junk Mail"e düşmemesi için "Kontak Listesi"ne de eklenmesi gerektiğini hatırlatıyorlar.


Siz siz olun; "30 mailde 3 kredi, 100 mailde 10 kredi hakkı kazanacak ve tüm indirimli kampanyalardan faydalanacaksınız" denilen bu e-postalara asla cevap vermeyin!


00me00

00me00 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >...::: LAN neyin Kısaltmasıdır, Nedir? :::...>
  12.May.2006 Cum 12:22:38
Lan ne demektir?
Türkçemizin en çok kullanılan fakat hakkında en az yazı yazılmış, en az izahata girişilmiş kelimesidir.


Oğulan > oğlan > ulan > lan
Temelde bir hitap şekli olmasına rağmen, daha çok samimi insanlar arasında kullanılması evladır. Medeni ilişkilerde feci ayıp olarak algılanır. Tek başına incelendiğinde belirgin bir anlamı ve kökeni bulunamamaktadır. Oğlan kelimesinden eğilip bükülerek türetildiği sadece ses benzerliğinden yola çıkılmış bir iddiadır. Anadolu`da "ula" şeklinde kullanılmakta fakat oğlan yerine "oğla" denmemektedir.
Bir açıdan bakıldığında kelimenin içinde bir emir kipi de olduğu düşünülebilir. "Davran" "Uyan" emirlerinde olduğu gibi bunda da "ulan" denilerek, bir yere ulaşma emri verilmiş olabilir. Günümüzdeki kullanımla ilgisi olmamakla beraber bu teoriye iyi bir kılıf bulursak belki ayıp olmaktan çıkarabiliriz. Böylece yüksek mevkideki insanların da bu kelimeyi özgürce kullanabilmesine imkan sağlar, bol hayır duası alırız.
Ama Yargıtay ," tartışma sırasında ulan sözünü sarfetmek sövme sayılır " demektedir. Bu durumda ,kullanış biçimine göre hakaret sayılabilir.
Ya Arapçada ya da Farsçada oğlan anlamına gelen, bizde ise sokak dilinin demirbaşı haline gelmiş argo bir sözcüktür.
Fransa`da eşek manasına geldiğine dair söylentiler vardır
Küfür olmayan argo edatı.
Eşekle uzaktan yakından akrabalığı olmayan ünlemcik. Fransızcada fonetik olarak l`âne kelimesinin okunuşu ona benzer, fakat eşek anlamındaki bu "laaannn" kibar ve l harfi dilde ezilerek söylenir. Kısacası bunların hepsi lan`a atılan iftiralardır.
Türkcenin argoda dünya çapında önde olmasının en iyi kanıtı. Duygulara tercüman, dertlere derman olabilen bir sözcük.
Normal ve sorunsuz bir Türk insanının günde en az 20 kere kullandığı samimiyet ifadesi
özellikle kahvede ya da okuldayken bi arkadas nasilsin derse garip gelebilir ama
naber lan deyince aranızdaki samimiyet ve bağlantı belirtilmiş olur anında
Arapça aşağılık demek olduğu da söylenir.
Moğolca ve Buryatca "kızıl" demektir; nitekim gerek moğolistan`ın gerek Rusya Federasyonu`na bağlı Buryat Özerk Cumhuriyeti`nin Başkent isimlerinde geçer bu kelime.

Ulan, elbette ki biraz kurcaladığımızda da anlaşılacağı üzere "oğlan" kelimesinin yamulup bükülmüş halidir.
oğlan=hötöröf yaklaşımının yanı sıra oğlan=adamım yaklaşımına kadar iyi niyet karinesi bağlı olarak dingilder.
Ulan, kızdığınız birine kızıl, komünist demenin Ural Altay dillerinden türetilmiş ve esinlenilmiş şeklidir. (Ulan Bator)
Bu kelime feminel ve maksiler olarak ikiye ayrılır. Kadınlar "ulen" der,erkekler ulan. Aynı şey len-lan için de geçerliydi ama zamanla kadınların kullanmamasıyla birlikte erkekler len`e sahip çıktı, hatta lan`ı terk etti. Uzmanlar ulen`in kullanımının sonlanmasından korkuyor.
İnsanların farklı tonlamasıyla farklı anlamlara girebilen yegane sözcük.
ulan!: kızma belirtisi
ulan?: Bir şey görüp de o nedir şeklinde bakan kişi sözcüğü
hadi lan!: İnanmama belirtisi
ulan ulan ulan: Çaresiz kişi repliği
ulaaaaaan: Şaşırma belirtisi
Sana birşey söyleyeceğim inanmayacaksın lan: Pekiştirme belirteci
Lan kafamı attırma: Giderek kızma belirtisi
Len ne aptalsın bea: Küçümseme belirtisi
Ansiklopedilerde bir ünlem olduğu yazan sözcük.
Türk milletinin dildeki en büyük icraatlarından biri. Yokluğunu dolduracak bir şey kimbilir kaç yy sonra icat edilirdi.
Attila İlhan`ın İstanbul Ağrısı şiirinde bolca kullandığı kelime. Şiiri İstanbul`a seslenerek şöyle bitirir :
"sana taptık ulan unuttun mu sana taptık !.."



00me00

00me00 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >...:::Ask Ustune YanLıs BıLınenLer:::...>
  12.May.2006 Cum 12:17:17
Aşk üzerine binlerle, onbinlerce yazı yazılmıştır. Mutlaka haftada bir sohbetlerimize konu olmuştur aşk, herkesinden bu konuda söyleyecek sözü vardır... Ama ya gerçekler? Aşk hakkındaki hatalarımızı aşağıda okuyabilirsiniz.



Eski sevgilimi unutamadım.

Aşk üzerine yazılan her şeyi unutun, insanoğlu birçok kez aşık olabilir. Eğer eski sevgilinize karşı duygularınız depreşirse veya yeni birine ilgi duyar gibi olursanız, kendinizi hırpalamayın. Kötü bir sevgili olduğunuzu göstermez bu, ihanet ise hiç değildir. Hala bir şeyler hissediyor olmanız, hormonal sisteminizin bir açıdan düzgün çalıştığına işaret eder. Bu duygularla başa çıkmak ise başka bir yazının konusu tabii.

Doğru insanı tanımak.
Hepimiz bununla ilgili bir sürü hikaye duyduk. Yolda yürürken, bir anda kalabalığın içinde bir şey parlar ve “o”nu görürsünüz. İşte ruh eşiniz olduğunu düşündüğünüz kişi! Ama bu düşünce yakın zamanda ilişkinizi kötü etkiler çünkü onunla ilgili yeni şeyleri merak etmezsiniz! Nasıl olsa ruh eşiniz o...

Sevgiliniz size çok benziyor.
Evlilik uzmanları, çiftlerin karakter, sosyal yapı gibi benzerliklerinin, ilişkiyi sağlıklı hale getirdiğini söylüyor. Tabii ki gerçekler başka: Etnik kökeni farklı çiftlerin arasındaki boşanma oranı çok düşük. Bir ilişkiyi yürütmek için önemli olan ise; ortak amaçlar ve birbirlerini tamamlayan karakterler.

Birlikte yaşamak.
Çiftlerin çoğu artık evlenmeden önce birlikte oturuyor ama boşanma oranı düşmedi. Araştırmalar, evlenmeden birlikte yaşayan çiftlerin, hemen evlenen çiftlere göre boşanmaya daha meyilli olduğunu gösteriyor.

</B>Kıskançlık değer verdiğini gösterir. </B>
Kadınlar, bir erkek onu istiyorsa, sahiplenici davranması normaldir diye düşünür. Ama kıskançlık ve sahiplenmek aşktan değil, korkudan ve özgüven düşüklüğünden kaynaklanır. Olgun aşk güvenli aşktır. Delirmiş bir şekilde kıskançlık yapan biri kendine güvenmiyor demektir, bunun başka açıklaması yok.

İlk buluşma.
Birisiyle erken yatmak ilişkinin ciddi bir hal almasını engelleyen bir durum değildir, tabii erkek çifte standart uygulamıyorsa. Böyle bir erkek istiyorsanız siz bilirsiniz ama istemesiniz iyi olur. İlk buluşma gecenizde içinizden geldiği gibi davranmak ve geceyi birlikte geçirmek iyi bir fikir gibi görünse de, ertesi gün telefonunuz çalmadığında kendinizi kötü hissedebilirsiniz. Madalyonun öteki yüzü de var, böyle bir ilk gece aranızda bir bağın oluşmasını sağlayabilir. Risk alanlar çok fazla şey kaybedebilirler ama çok fazla şey de kazanabilir...

Doymuş kişilik.
Geçmiş neyse, gelecek de onun üstüne kurulur. Ama nedense, hep görmüş geçirmiş, artık durulmuş insanların bizi mutlu edeceğini sanırız. Nasıl olsa yaşayacağını yaşamış ve bırakmıştır, artık gözü dışarıda olmayacaktır.. Çok emin olmayın! Unutmayın, huylu huyundan vazgeçmez.


00me00

00me00 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >...::::Aşkınız İçin Dininizi değiştirir misiniz?...::::>
  12.May.2006 Cum 12:15:31
Yakın bi zamanda bi türk bayan (YUNANLI) biriyle evlenip ortodosk olmuştu.. siz böyle bişey yapar mıydınız?


00me00

00me00 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >....::::Aşkta suçlu.... bilinçaltı::::....>
  12.May.2006 Cum 12:12:56
Aşkta suçlu bilinçaltı

Sürekli yanlış kişilere aşık olup hayal kırıklığı yaşayanları kader değil bilinçaltı yönlendiriyor.

Alman psikolog Herman Meyer e göre, aslında yanlış kişi diye bir şey yok, sorun, kişinin korkuları ile beğenmediği partnerinde kendi karanlık tarafını görmesi. Herkesin çevresinde aşkta bir türlü aradığını bulamayan kişiler var. Kiminin aşık olduğu hep evli çıkar, bir diğerinin romantik beyaz atlı prensleri ise çapkın ve zorba. "Herkes hak ettiği kişiye aşık olur" diye Türkçeleştirilebilecek Jeder bekommt den Partner, Den Er Verdient kitabının yazarı psikolog Herman Meyer in bu konuda çarpıcı bir teorisi var:

Yanlış kişi
"Yanlış kişi diye bir şey yok. Aşık olduğumuz kişileri kader belirlemez, belirli kurallar ve bilinçaltı o kişiye aşık olmamızı sağlar." "Kişi karşısındakinin evli olduğuna dair bütün sinyalleri görmezlikten gelir" diyen Meyer e göre, genelde evli kişilere aşık olanlar, aslında ilişkiye girmek istemiyor, bağlanmaktan korkuyor, bir ilişkinin getireceği sorumluluklardan kaçıyor.

Sıkça görülen başka bir durum ise kişilerin kendilerine uymayanlara ilgi duymaları. Hareketli kadın, sakin adama, titiz adam dağınık kadına aşık oluyor.

Zıt kutupların çekimi
Meyer bunu "Kişiler eğitim ve sosyal düzey olarak kendilerine yakın, ancak karakter olarak kendisinin zıttı olan kişileri partner olarak seçiyorlar; kendilerinde bastırdıkları tarafları gördükleri kişilere ilgi duyuyorlar. Zıt kutuplar birbirini çekiyor, ancak çok az ilişkide kişiler birbirini dengeleyebiliyor. Cicim ayları geçtiğinde partnerde eskiden bizi çeken özellikler birdenbire sinir bozucu olarak algılanmaya başlıyor" diye yorumluyor. Alman uzmana bakılırsa en sağlam temelli birliktelikler, birbirlerine benzeyen karakterlerin oluşturdukları.


00me00

00me00 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >....::::Dost kalmak zordur::::....>
  12.May.2006 Cum 12:10:27
Biten bir aşkın ardından onunla dost kalmak hiç kolay değil! Genelde terk eden taraf arkadaş olmayı teklif etse de bunu başarmak yürek ister.

"Her şey bitti ama belki arkadaş kalabiliriz..." Bu, yıllardır ayrılan çiftlerin son konuşmalarında geçen bir cümledir. Fakat, bunu başarabilen kişilerin sayısı çok azdır. Birkaç dakika içinde eski sevgiliniz hayatınızdan çıkıp giderken mutlaka "Arkadaş olabilir miyiz?" sorunu sormuş, siz de "Neden olmasın?" demişsinizdir.

NELER OLUP BİTİYOR?
Fakat bu diyaloğun sonucunda gerçekten arkadaş kalabilen eski sevgililerin sayısının ne kadar az olduğunu hatırlatmakta fayda var! Sevgilisini terk edenlerin en az yüzde 60 ı ona arkadaş kalabilir miyiz? sorusunu yöneltmiş ve evet yanıtını almıştır. Ona evet denmesinin nedeni aslında o insanın hayatında olup biteni öğrenme arzusudur.

İMKANSIZA YAKINDIR

Liseden tanıdığımız ve birlikte aynı derslere girdiğimiz veya birlikte iş hayatının zorluklarıyla mücadele ettiğimiz kişilerle arkadaşlık kurabiliriz, kalbimizi kıranlarla değil! "Arkadaş kalalım" terk edenlere ait bir sözdür. Geride kalan ise bu talebe olumlu cevap vermek zorunda kalır. İki eski sevgilinin arkadaş olabilme ihtimali neredeyse imkansızdır. Çünkü içinde aşk barındırdığınız bir ilişkinin bitme nedenleri bundan sonra dostça kuracağınız ilişkinin temelinde bazı çatlaklar yaratacaktır. Siz de bir arkadaşlığın başında sorunlarla uğraşmak durumunda kalırsınız. Bu konuya farklı bir pencereden bakmak gerekirse, eski bir ilişkinin anılarından kurtulup yepyeni bir ilişkiye sağlıklı bir şekilde başlamanın en iyi yolu, o kişiyi geçmişte bırakmaktır.
<<1...90919293949596979899100 101102103104105106107108109110...120>>