ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
16 Haziran 2024, Pazar 15:27   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  16benan> Forum Mesajları
    16benan'e ait Toplam 955 Forum Mesajı var
<<1...7172737475767778798081 82838485868788899091...96>>


16benan

16benan resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Güzel Sözler >**Çok güzel sözler**>
  28.Tem.2006 Cum 12:52:22
fiogf49gjkf0d
Doğruluk  sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar----wendell  phillips
*
Hata yapmaktan korkmak, ilerlemenin ölümüdür---Alfred North Whitehead
*
Değişimi başlatanların ilk işi, alışkanlıkları ortaya çıkarmaktır; onları değiştirmeye çalışmak değil---Gary Hamel
*
Niçin   yaşıyoruz---Goethe
*
Her doğrunun  iki  yüzü  vardır---aestos
*
Aradığını  bulamıyorsan , bari  bulduğunu  ara -----Fransız Anonim  Atasözü
*
İnsanların çoğu aralarında duvar, çok azı da köprü kurarlar----D. Pire
*
Bilgi para gibidir, elde ettikçe daha çok istersin----Josh Billings
*
İlerlemeyi, bizi şikayet edenlere borçluyuz. Memnun insanlar hiçbir değişiklik istemezler--H.G. Wells
*
En meşgul kişi ,  en bol zamana sahiptir----Anonim


16benan

16benan resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Güzel Sözler >**Çok güzel sözler**>
  28.Tem.2006 Cum 02:36:06

Tanrim,
Bana degistirebilecegim seyleri degistirmek için
CESARET,
Degistiremeyecegim seyleri kabul etmek için SABIR,
ikisi arasindaki farki bilmek için AKIL ve
Beni askin körlügünden ve yalanlarindan koruyacak
DOSTLAR ver...



16benan

16benan resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Merak Edilenler >Niçin kadınlar erkeklerden daha çok yaşıyor?>
  28.Tem.2006 Cum 01:56:11


FIKRALARDA bile yoktur, yarim hamile olmak. Ama hayatta var.
Bu devirde kadin olmak, yari hamile olmak gibi bir sey. Ayni anda hem hamile olmak, hem olmamak, hem de olmak-olmamak gibi yani... Hem seksi ve erkeksi savasci Zeyna, hem de giyinip suslenip Ken i bekleyen Barbie Bebek olmak. Hem erkeklerle, ayni okullarda esit sartlarda okumak. Hatta daha iyi olmak. Hem de ise girebilmek icin patronlara 30 una kadar evlenmeme, cocuk yapmama sozu vermek. Her sabah cocuklarinin anasi,sevdiginin kadini olarak uyanmak. Tum disi icgudulerinle aynada hos birini gorene kadar cabalamak. Ve ardindan ekmegin pesine dusmek. Erkek gibi calismak. Isinde mantikli.Disarda duygusal olmak.Isinde atik, yirtici, tuttugunu koparan. Evinde narin, hassas, sefkatli olmak.Guzellik bir yere kadar deyip.O bir yere bir turlu varamamak. Hic bitmeyen guzel, bakimli, ince, genc kalabilme cabalari vermek.

 

Kozmetiklere,estetik mudahalelere servet yatirmak.

 

Nice okullar, universiteler okumak.

 

 Masterlar, doktoralar yapmak.

 

Ama hayatin anlamini ille de bir erkekte bulmak.

 

saygideger es, muhtesem ev sahibi,basarili is kadini.

 

 Cok ciddi toplantilar, buyuk pazarliklar yapmak.

 

Bunlari yaparken giydigin ciddi pantolon takimlarin altina seksi jartiyer giymeyi unutmamak.

 

Ah seni becermek icin ne taklalar atan bu adamlarin, senin namusunu korumak icin seferber olup kurallar koymasina gulmek.

 

 Bu devirde kadin olmak.

 

Ardi ardina degisimler gecirmek.

 

Bitmek tukenmek bilmeyen sizofreniler yasamak.

 

Bu devirde kadin olmak. Dedim ya.. Yari hamile olmak gibi birsey. Ayni anda hem hamile olmak, hem olmamak, hem de olmak-olmamak gibi....


Can Dündar



16benan

16benan resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >ŞEHİTLİK>
  28.Tem.2006 Cum 01:05:56

 Çanakkaleden anaya son mektup

18 >Mart 1915

>Üsteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerleri

>denetlerken, bir yandan da onlarla sohbet ediyor, Nerelisin? gibi

>sorular soruyordu.

>

>Gözleri bir ara, saçının ortası sararmış bir

>delikanlıya takıldı Yanına çağırdı ve merakla sordu:

>

>"Adın ne senin evladım?" dedi.

>" Ali, komutanım" dedi.

>" Nerelisin?"

>" Tokatlıyım, komutanım, Tokat ın Zile

>kazasındanım..."

>" Peki evladım,bu kafanın hali ne?

>

>Saçlarının ortası neden kırmızı boyalı böyle?"

>

>" Cepheye gelmeden önce anam saçıma kına yaktı

>komutanım.

>Neden yaktığını da bilmiyorum."

>" Peki dedi üsteğmen. "Gidebilirisin Kınalı

>Ali."

>

>O günden sonra Ali nin adı Kınalı Ali oldu.

>

>

>Cephede tüm arkadaşları Kınalı Ali demekle

>yetinmiyor, saçındaki kınayı da alay konusu yapıyorlardı.

>

>Kınalı Ali, arkadaşlarına karşı sevecen ve

>dürüst tutumu sayesinde, kısa sürede hepsinin sevgisini kazandı.

>

>

>Bir gün memleketine mektup göndermek için

>arkadaşlarından yardım istedi.

>

>" Anama, babama burada iyi olduğumu bildirmek

>istiyorum.

>Ama okumam yazmam yok. Biriniz yardım edebilir

>misiniz?"

>

>Biri değil, birçok arkadaşı yardıma geldi.

>

>" Sen söyle biz yazalım" dediler.

>Kınalı Ali söylüyor, bir arkadaşı yazıyor,

>diğeri de Söylenenlerin doğru yazılıp yazılmadığını denetliyordu.

>

>

>" Sevgili anacığım, babacığım hasretle

>ellerinizden öperim.

>Ben burada çok iyiyim, beni sakın merak

>etmeyin."

>

>Kız kardeşini, kendinden küçük erkek

>kardeşinin sağlığını ve hatırını sorduktan sonra, köydeki herkesin

>burnunda tüttüğünü ve kimsenin kendisini merak etmemesini söyledikten

>sonra, Biz burada var oldukça bilesiniz ki düşman bir adım bile

>ilerleyemeyecektir" tümcesi ile bitiriyordu.

>

>Tam zarf kapatılırken Ali " iki üç satır daha

>ekleteceğini" söyleyerek Mektubun sonuna şunları yazdırdı.

>

>" Anacığım, beni buraya gönderirken kafama

>kına yaktın ama, Burada komutanlarım da, arkadaşlarımda benle hep dalga

>geçiyorlar.

>Cepheye gitmek sırası yakında inşallah

>kardeşim Ahmet e gelecek, Onu gönderirken sakın kına yakma saçına. Burda

>onunla da dalga geçmesinler. Tekrar ellerinden öperim anacığım."

>

>

>Gelibolu da savaş giderek şiddetleniyordu.

>ingilizler kesin sonuç almak için tüm güçleriyle yükleniyorlardı.

>

>

>Cephede savaşan askerlerimiz önceleri birer,

>birer, sonraları beşer,

>beşer, Onar, onar şehit oluyorlardı. Gelen

>destek güçleri de yeterli olmuyor, onlarında sayıları giderek azalıyordu.

>

>

>Gelibolu düşmek üzereydi. Kınalı Ali nin

>komutanı bu durum karşısında çaresizdi.

>

>Kendi bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildi.

>

>

>Genç erlerine insan bedeninin süngü ve

>mermilerle orak gibi biçildiği bu cepheye göndermek zorunda kalmaması için

>Allah a dua ediyordu.

>

>Komutanlarını düşünceli ve sıkıntılı gören

>Kınalı Ali ve arkadaşları,

>komutanlarına gidip, ondan kendilerini cepheye

>göndermesini istediler.

>

>Askerlerinin ısrarları üzerine komutanları

>daha fazla direnemedi ve ölüme gönderdiğini bile, bile bu isteklerini

>kabul etmek zorunda kaldı.

>

>Kınalı Ali ve arkadaşları, sevinç çığlıkları

>atarak cepheye hayır, bile, bile ölüme gidiyorlardı.

>

>O gün güle oynaya Gelibolu cephesinde ölümle

>buluşacakları yere koşan Kınalı Ali nin bölüğünden tek kişi geri dönmedi.

>Gidenlerin tümü şehit olmuştu.

>

>Bu olaydan kısa bir süre sonra Kınalı Ali ye

>anne, babasından mektup geldi.

>

>Onun yerine komutanı aldı mektubu ve buruk bir

>ifade ile okumaya başladı.

>

>Cepheye gitmeden önce arkadaşlarına yazdırdığı

>mektubuna aile adına babası yanıt veriyordu.

>

>" Oğlum Ali, nasılsın, iyi misin? Gözlerinden

>öperim, selam ederim.

>

>Öküzü sattık, parasının yarısını sana

>gönderiyoruz, yarısını da yakında cepheye gidecek küçük kardeşine

>veriyoruz. Şimdi öküzün yerine tarlayı ben sürüyorum. Fazla yorulmuyorum

>da.

>Sen sakın bizi düşünme."

>Babası mektupta köydeki herkesten

>akrabalarından haberler verdikten sonra " şimdi ananın sana diyeceği var"

>diyerek sözü ona bırakıyordu.

>

>Mektubun bundan sonraki bölümü Kınalı Ali nin

>anasının ağzından yazılmıştı

>

>şöyle diyordu anası:

>

>" Oğlum Ali, yazmışsın ki kafamdaki kınayla

>dalga geçtiler. Kardeşime de yakma demişsin. Kardeşine de yaktım.

>Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga geçmesinler.

>

>Bizde üç işe kına yakarlar;

>1 - GELİNLİK KIZA, GİTSİN AİLESİNE,

>ÇOCUKLARINA KURBAN OLSUN DİYE

>2 - KURBANLIK KOÇA, ALLAH A KURBAN OLSUN DİYE

>

>3 - ASKERE GİDEN YİĞİTLERİMİZE, VATANA KURBAN

>OLSUN DİYE...

>

>Gözlerinden öper, selam ederim. Allah a emanet

>olun "

>

>Ali nin mektubu okunurken ve çevresindeki

>herkes onu dinlerken, hıçkıra, hıçkıra ağlıyordu... "

>

>(Bu mektubun aslı Çanakkale

>Müzesindedir.)

>

>



16benan

16benan resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >...:::: Aldatılmak İstemeyen İyi Okusun! ::::...>
  17.Tem.2006 Pzt 21:48:42
fiogf49gjkf0d
Uluslararasi ölçekte bir kadin arastirmasi yapan sosyolog,dünyanin
çesitli ülkelerinde kadinlara bir soru sormus.
Kocanizi baska bir kadinla yakalarsaniz ne yaparsiniz ?
Soruya ülkelere göre verilen yanitlar ise söyle olmus:

Isveçli : Neyimi begenmedigini sorarim.

Rus : Evi terk ederim.

Fransiz : Sesimi çikarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.

Italyan : Kadini vururum.

Ispanyol: Kocami vururum.

Yunanli : Her ikisini de vururum.

Türk : Benim kocam yapmaz !!!




16benan

16benan resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >Yorumsuz>
  17.Tem.2006 Pzt 21:37:10

 YETMİŞLİ YILLAR  VIETNAM LUBNAN YİNE SAVAŞ   UFAK Bİ ÇOCUĞUN  HAYKIRIŞIYDI  VE YİNE HAYKIRMALARI DEVAM EDİYOR

Ilk bildigim savas ilkokul 4 e giderken ogretmenimizin sinifa getirdigi radyodan
dinledigim korfez savasiydi.cocuktum. ama biliyordum olen birinin ne
oldugunu.saddami sevmedigim kadar.halkina ambargo uygulayan amerikayida sevmiyordum.
  Insanlarin ilac sIkintisi cekmesini kabul edemiyordum.ama aksam ustuleri sokakta
seksek oynuyordum.saglam iki bacagimla.
  Sonra avrupanin ortasindaki Bosna savasini gordum.aklima kazindi tarihi koprunun
bombalanisi.
  Savas denince hep aklima Pazar yerine atilan bomba yuzunden bacagi kopan adami
guvenli bir yere surukleyen yarali bir baska adamin goruntusu geliyor.
  Daha dun gibi aklimda amerikan ordusunun iraga girisi ve benim savurdugum kufurler.
  Ve korku icinde izliyorum amerikanin iran a olan baskisini.
  Simdi ise Beyrut ates altinda.
  Amerikan halki ise hic bir seyi umursamiyor ve yasantinsa devam ediyor.
  Gerci bizim halkimizinda pek bir farki yok onlardan.
  



16benan

16benan resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Fıkralar >Fıkra...)>
  17.Tem.2006 Pzt 21:24:42
fiogf49gjkf0d
Kilise nin papazı zangoçun karısına kötü gözle bakmaya başlar. Zangoç fark Eder AMA bir şey elinden gelmez.Papaz işi biraz ileri götürünce, zangoç Dayanamaz ve papazın değerli şaraplarını içmeye başlar.
Papaz bakmış şaraplar eksiliyor, takip eder ,zangoçun yaptığını öğrenir.Seslenir..
 
-Zangoç efendi, uzun zamandır günah çıkartmıyorsun, (Zangoç kalsın ben almayım diyemez.)
 
-Doğrudur sayın peder işler işte der.Papaz
 
-olmaz öyle, geç bakalım kafese.Papaz sorar.
 
-zangoç.Papazın şaraplarını Kim içoor?
 
-Duyulmoor.
 
-Yahu nasıl duyulmaz?
 
-Duyulmoor işte.Papaz daha yüksek sesle
 
-Zangooç papazın şarapları Kim içooor.
 
-Duyulmooor.
 
-Nasıl duyulmaz aramızda bir karış yok.
 
-Buradan duyulmoor işte
 
-peki yerdeğiştirelim sen seslen birde bakalım.
Zangoç ve papaz yerdeğiştirirler.zangoç ses denemesi için sorar
 
-Papaz efendi Zangoçun karısına Kim asıloor?
 
Papaz cevap verir
-Hakket duyulmoor.


16benan

16benan resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Aşkta püf noktalar :Pp>
  17.Tem.2006 Pzt 18:44:05

      Aşkın  Fiziği

Soygaz gibi saf, kristal örgüsü kadar güzelsin sevgilim.
Coulomb kuvveti kadar çekici magnetik alan kadar etkileyicisin.
Seni gördüğüm zaman kalbim harmonik osilator gibi titreşiyor.
Kendimi sana sızma uzaklığı kadar yakın hissediyorum.
Sana karşı bir kondansatör gibi sevgi yüklüyüm.

Merkezcil kuvvetin etkisiyle etrafında dairesel bir yörünge çiziyorum.
Gözlerin siyah cisim gibi ışımakta, saçların rüzgarda dağınımlı bir ortam gibi davranmakta.
İnce yapı sabiti kadar zarifsin sevgilim.
Aynı fazda beyin dalgaları yayınlıyoruz ve bu dalgalar üst üste gelerek süper position yapmakta.

Seninle birlikte vektör uzayını seyrederken beni kara delik gibi kendine çekiyorsun ve seni bir vakum pompası gibi öpmek istiyorum.
Sen de benim Kiss Me! türevimi al.
Sana aşkımı fotonla yolladım fotonumu soğurdun, karşılığını emisyon olarak bekliyorum.
Sensiz geçen her an yarı ömrümü kısaltıyor.
Beraber optik yolda yürürken elinden tutmak ve dipol etkileşmesi yapmak istiyorum.
Bana ne zaman ihtiyacın olursa ışık hızıyla sana geleceğim.

Ek te sunduğum halkasal cisimle sana kovalent bağ kurmayı teklif ediyorum.
Cevabını mezonlara yükleyip işık hızıyla yolla.
Olumsuz cevabın beni Wien köprüsünden atmaya sevk edecektir.

__._,_.___
                                                                      



16benan

16benan resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >ŞANLI TÜRK BAYRAĞI>
  17.Tem.2006 Pzt 18:28:25
fiogf49gjkf0d

Atatürk bir çıkıştır, varış değil!

Atatürk bir çıkıştır, varış değil.
Varmak tükenmek demek, Atatürk tükenmez,
varmak ölüm demek, Atatürk ölmez.
Ben ölürüm, benimle bir eksilir Atatürk,
sen doğarsın, o doğar, başkaları doğar;
sizinle bin doğar, bin çoğalır, bin yücelir,
dünya sürer, yaşam sürer, sürer Atatürk.

Atatürk bir yönün adı, özgürlüğe, uygarlığa, ileriye
bir parlamış bir sönmüş, işte yolun demiş,
Atatürk bir ufkun adı, dağın değil,
Himalaya kadar bile olsa dağın değil.
Dağ durur, oysa ufuk yürür.
Her ufukta Atatürk büyür.
Her ufukta yenilenir bir kez.

Atatürk bir ilk hızdır doğadaki,
tohumu çatlatan bir güç
kozayı delen ilk vuruş
kuşun kanadındaki ilk günü
koş demiş, atıl demiş sana, durulur mu?
Atatürk durmuş mu ki sen durasın?
Atatürk susmuş mu ki sen susasın?
Atatürk ölmüş mü ki sen ölesin?

Atatürk bir kavganın adı her gün yenilenen
her gün değişen düşmana karşı.
Bilgisizliktir bu düşmanın adı çok kez,
geriliktir, aptallıktır, dönekliktir.
Çıkarcılık, neme gerekçilik, vurdumduymazlık,
korkaklık, eyyamcılık, yalancılık,
bir bakarsın topla tüfekle yürür üstüne
bir bakarsın gülücüklerle, okşamalarla gelmiş,
bir bakarsın, seni ta içinden kemirir bir kurtçuk.

Atatürk bir ak törenin, bir buluncun adı,
her gün bizi bir kez daha uyaran,
her gün bizi bir kez daha yürüten doruğa.
Yiğitliğe, namusluluğa, doğruluğa,
her gün bir kez daha yarışalım diye kendisiyle
o en güzele, en yüceye, en doğruya.



16benan

16benan resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >UYGAR AMERİKA ( Lütfen resimlere bakınız ) +18>
  17.Tem.2006 Pzt 00:14:00
fiogf49gjkf0d
 
 

Yaz Yağmuru...

 

Neler oluyor bize.

“İçimizi ısıtan, topraklarımızı yeşerten yağmur, kurşun mu oldu, bomba mı oldu?”

Sokaklar su yerine kanla mı doldu DA bizim haberimiz yok...

Oysa yaz yağmurları bereket değil miydi...

Bu yaz yağmurları artık Kara kışı aratmaz.

Filistin, İsrail ve Lübnan’da “Yaz yağmuru”

Doğduğumuz bu topraklar bize haram mı oldu DA biz fark etmedik.

Oysa, yokluk yoksulluk yaşamın eti kemiği olmuştu DA biz katık etmiştik hayatımıza.

Şans bizim doğduğumuz yer, şanssızlık yaşadığımız yerdi.

Aynı toprağın insanlarıydık DA ayrı dinlerin çocuklarıydık.

Aynı gökyüzünde baktık DA ayrı peygamberlere inandık.

Ayrı peygamberlere inandık DA aynı Yaradan’a sığındık.

Aynı yağmurlar yağdı DA ayrı mahsulleri yedik.

Aynı mahallede oturduk DA ayrı evlerde yaşadık.

Aynı okullara gittik de ayrı kitapları sevdik.

Ayrı dünyaların insanıydık DA aynı kalplerde attık.

Ayrı sokaklarda koştuk DA aynı kalplerde attı yüreğimiz.

Aynı yola açıldı kapılarımız DA ayrı yollara gittik.

Aynı düğünlere gittik de ayrı oyunlar oynadık.

Ayrı nikahlar kıydık DA aynı evi paylaştık.

Ayrı ayrı anlattık çocuklarımıza DA onlar sevgiyi seçti.

Ayrı acıları paylaştık DA aynı topraklara verdik sevdiklerimizi.

Aynı hoşgörüden, sevgiden bahsettik de ayrı kötülükler işledik.

Yaz yağmurları...

Yaz yağmurları şimdi anaların gözyaşı olmuş...

Yaz yağmurları şimdi intikam olmuş, bomba olmuş, kurşun olmuş yağıyor...

Yağıyor DA toprakları kötülük suluyor. Sevgi yerine kin ve nefret büyüyor. Anaların feryadı yürekleri dağlıyor. Çocuklar yetim, çocuklar kolsuz, çocuklar bacaksız...

Dinlerin doğduğu bu topraklar terör biçiyor, vahşet biçiyor...

İntikam ateşi alev topu olmuş, olmuş DA tüm dünya seyrediyor.

Oysa, yaz yağmuru serinlik, yaz yağmuru bereket değil miydi.

 

<<1...7172737475767778798081 82838485868788899091...96>>