ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
DuBLeGo> Forum Mesajları | | DuBLeGo'e ait Toplam 512 Forum Mesajı var
|
|
DuBLeGo
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >***Şuan MSN Kişisel ileti Bölümünde Ne Yazıyor***> 22.Şub.2007 Per 14:44:49 | | fiogf49gjkf0d {€z€L} YaRe KaVuŞMaK TeK ÇöZüM {€z€L}
| |
DuBLeGo
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Eski Yıldız Ajanlar >ROZET KİME VERİLMELİ?> 20.Şub.2007 Sal 15:11:59 | | fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Becquerel şef olmalı
Fatih abiye gümüş verilmeli
| |
DuBLeGo
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >CHATCİTY SAPLARI YOUTUBE DE> 20.Şub.2007 Sal 02:40:01 | | fiogf49gjkf0d
Peeg :
Sapa Sap Harbiden Araya Bir Kaç Kız Serpiştirir İnsan Güzel Ama
Peeg
|
|
|
Senin resmin olsaydı serpiştircektik ama bulamadık | |
DuBLeGo
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >Cansum askım(xxlolitamxx) Doğum günün kutlu olsun.> 14.Şub.2007 Çar 19:14:49 | | fiogf49gjkf0d Nİce yıllara cansucum her şey dilediğin gibi olsun.İyiki doğdun.
IdAdAsKiZiI&DuBLeGo | |
DuBLeGo
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >Barışımm(SeiNFeLD) iyiki doğdun iyiki varsın (L)> 14.Şub.2007 Çar 19:12:48 | | fiogf49gjkf0d Nice yıllara kardeşim her şey istediğin gibi olsun. | |
DuBLeGo
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Tüm Sevgililerin SEVGİLİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN> 14.Şub.2007 Çar 03:44:32 | | fiogf49gjkf0d | |
DuBLeGo
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >GEÇMİŞ ZAMAN HİKAYELERİ> 14.Şub.2007 Çar 02:54:37 | | fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Küçük istavritin hikayesi
Küçük istavrit, yiyecek bir şey sanıp hızla atıldı çapariye önce müthiş bir acı duydu dudağında gümbür gümbür oldu yüreği, sonra hızla çekildi yukarıya...
Aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü neye benzerdi acep gökyüzü. Bir yanda büyük bir merak, bir yanda ölüm korkusu.
"Dudağı yarıklar" denir, şanslıdır onlar, hani görüpte gökyüzünü, insanı, oltadan son anda kurtulanlar.
Ne çare balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu küçük istavrit anladı; yolun sonu. Koca denizlere sığmazdı yüreği. Oysa, şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende, cansız uzanıvermiş dostlarına değiyordu minik yüzgeci.
İnsanlar gelip geçtiler önünden, bir kedi yalanarak baktı gözünün içine yavaşça karardı dünya, başı da dönüyordu. Son bir kez düşündü derin maviyi, beyaz mercanı, bir de yeşil yosunu.
İşte tam o anda eğilip aldım onu. Yürüdüm deniz kenarına bir öpücük kondurdum başına, iki damla gözyaşından ibaret sade bir törenle, saldım denizin sularına.
Bir an öylece baka-kaldı Sonra sevinçle dibe daldı. Gitti tüm kederimi söküp atarak, teşekkürü de ihmal etmemişti. Bir kaç değerli pulunu Elime, avuçlarıma bırakarak.
Balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme. Sorar gibiydiler, neden yaptın bunu, niye? "Bir gün dedim, bulursam kendimi yeşil leğendeki küçük istavrit kadar çaresiz, son ana kadar hep bir umudum olsun diye...
| |
DuBLeGo
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >GEÇMİŞ ZAMAN HİKAYELERİ> 14.Şub.2007 Çar 02:52:12 | | fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Rüzgarla Yaprağın Hikayesi
Yaprak sallanırdı hep,
Rüzgarın geçtiğini hissettikçe, heyecandan titrerdi.
Rüzgar onun ruhuna işlemişti
Ama rüzgar bilmezdi,
Yaprağın onu deli gibi sevdiğini
Yaprakta zaten utanırdı anlatamazdı sevgisini
Rüzgar sertti,otoriterdi, sözünü dinletirdi...
İstese bir estimi herseyi yerinden sökerdi.
Yaprak öylemiydi;
Sessizdi sakindi bazen sular gibi coşardı ama,
Sonra gene dinerdi
Rüzgar öylemiydi;
Çoşkundu heybetliydi.
Yaprak dalında durudu hep,
O diyar diyar gezerdi...
Mevsimler geçiyor ayrılık vakti yaklaşıyordu.
Yaprak gün geçtikçe sararıp soluyordu.
Yaprağın korkusu dalından düşmek değildi tabi,
Onun yüreğini acıtan rüzgarı bir daha görememekti.
Artık nerdeyse sonbaharın sonu gelmişti.
Yaprak zaten en çok sarı sonbaharı severdi.
Ayrılık vakti geldi çattı artık.
Ama yaprak üzgün değildi.
Zaten son isteği rüzgarın kollarında ölmekti.
Rüzgar o gün herzamankinden daha deli esti,
Yaprağın ise artık gücü iyice tükenmişti.
Kendini usulca rüzgarın kollarına salıverdi.
Yaprağın cansız bedeni usulca toprağa deydi,
Rüzgar ise dönmemek üzere uzak diyarlara yöneldi | |
DuBLeGo
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >GEÇMİŞ ZAMAN HİKAYELERİ> 14.Şub.2007 Çar 02:50:13 | | fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Yağmur Saçlı Kız
Yağmur saçlı Kız unutma! bir tek seni sevdim ben, bir tek seni özledim ... Sen benim ilham kaynağımdın, sevinç tomurcuğum, sevgi çağlayanım, hayat pınarımdın bir zamanlar... Bir zamanlar saçların bahçemin nazlı çiçeğiydi her dokundukça yeşeren, o kşadıkça kokulu güller açan; doyamazdım bakmaya, dokunmaya kıyamazdım... Ellerimi tuttuğunda tanımsız bir sevinç kaplardı içimin denizlerini; gökyüzü benim olurdu, yeryüzü benim...
Yaşamak bir rüyaydı seninle Yağmur saçlı kız, en güzel rüya sendin. İlkbaharda gökkuşağım olurdun, yazmevsiminde yağmurum, sonbaharda rüzgarım, kışmevsiminde fırtınam olurdun, her halini severdim senin...
Seni görmediğim gün bir şeyler eksik gelirdi bana, yabancı kalırdım hayata. Hüzünlü ırmak kuşları gibi bekler dururdum bir kıyıda, sen gelir geçersin diye...
Ne güzeldi özlemin çiçeklerinde yağmur yağmur gülüşün, geçişin her sabah gülümseyerek kapımızın önünde; rüzgarın saçlarına vuruşu, fistanının savruluşu rüzgarda ne güzeldi...
Yazyağmurum olur ıslatırdın beni, güzgüneşim olur ısıtırdın. Düştüğüm her kuyuda gözlerindeki sevdalı imgeye tutunup çıkardım yeniden yeryüzüne, kirpiklerinde dinlenirdi ruhum...
Beyazlar içinde gelirdin her gelişinde, nazlı utangaç bir gülüş olurdu dudağında, yanağında dağ gülleri; nefesinde serin serin sevgi olurdu. Yasemin kokulu bir sevinçle süslenirdi gönlümüz, ay kokardı bakışların, oturup saatlerce yıldızları seyrederdik...
Şimdi geride kalan zaman dilimlerinde kare kare mutluluklar geçiyor gözlerimin önünde, korkular, tehtitler geçiyor... Ne zaman seninle buluşsak çabuk geçerdi zaman, kırmak isterdim dünyadaki bütün saatleri, zincire vurmak isterdim...
Korka korka buluşurduk kuytu yerlerde, sarılıp dururduk biribirimize, sadece gözlerimiz konuşurdu. Sonra ayrılırdık istemeye istemeye. Sorguya çekerlerdi seni, döverdi kardeşlerin, elimden bir şey gelmezdi. Gözyaşların gücüme giderdi, oturup ağlardım senin yerine...
Unutma! Bir tek seni sevdim ben, bir tek seni özledim bahar gülüşlüm... Şimdi buluştuğumuz yerden ne zaman geçsem içim burkulur, gözlerim durup durup dolar. Her esen yelde, yağan yağmurda, çağlayan ırmakta, uğuldayan ormanda senin kokunu duyarım çünkü...
Anladım ki, bütün iççekişler sevgililerine kavuşmayan sevdalıların hüzünlü gözlerinden gelirmiş, yaşamın kıyısında kırılmış tomurcuklardan...
Şimdi acılar simsiyah bir sarmaşık esrarıyla büyüyor bedenimde her gece, inciterek sarıyor yüreğimin yalnızlığını... Yokluğun bir rüzgardır şimdi eser gönlümün soğuk duvarlarına her gece. Gözyaşlarım yağmurlara karışır, yağmurlar gözyaşlarıma, düşer damla damla yitirilmiş sevda közlerine...
Özlem tek yönlü uzun bir yol işte Yağmur saçlı kız, gidipte dönüşü olmayan... Aklıma düştükçe bakışların, bir hüzün şarkısı kırılır kalbimde, ki, canıma batıyor kırıkları her defasında.. Hiç çiçeklenmiyor dallarım artık, meyve de vermiyor. Kalbimin batısında battı güneş, doğusunda ise güneş yok... Ah yıllar ah! Şarkılardaki gibi her şeyi yıpratır, yorar, yaşlandırır ve alıp götürür bilinmeyen bir meçhule doğru... | |
DuBLeGo
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >GEÇMİŞ ZAMAN HİKAYELERİ> 14.Şub.2007 Çar 02:48:59 | | fiogf49gjkf0d Aşklar Üşürken Gelirdi
Vakit ilerledikçe kent ışıkları da sesleri gibi kaybolmaya başlamıştı.Şehir kaplumbağa gibi korkulardan kaçmak için sığınmıştı kabuğuna..Hava çok soğuktu.Çatı katımdan görünen pencerelerin arkası buğulanmıştı.Camların kenarları buz tutmuştu. Ellerim çok üşüyordu elimde eldivenlerim vardı ve yazmaya çalışıyordum. Ayağımdaki kalın babadan kalma postallar bile ayaklarımın morarmasını engelleyemiyordu. Soğuğu düşünmemeye çalışarak daktiloya vuruyordum parmaklarımı. Daktilom yatağımın üzerindeydi ben yerde oturup yazıyordum.Yazmalıydım.
Zaman zaman tek odası ve bir küçük küvetli banyosu olan çatı katımın bir yerine gözüm takılır ve ne kadar zaman bilmem sanki orayı hiç görmemiş gibi bakar bakardım. Giysi dolabım -gerçi ona dolap bile denmezdi ya-kumaştandı. Çoğu zaman kapamazdım fermuarını da. Dağınıklığını saklayacak kıyafetim olmazdı ki hiç.Varım yoğum bu tek odalı kat, daktilom, yatağım ve biraz ıvır zıvırdı. Yazardım, parmaklarım acırdı daktilonun tuşlarına vururken.Tuşlar sertti ve ben vururken sanki acı çekermiş gibi kesik kesik inlerlerdi. Yanlış vuramazdım onlara. Herşeyimdi yazılarım beni kurtaracaktı onlar. Belki ilerde bir yazar olurum diye gündüz bir bulaşıkçıda çalışır, gece yazardım.
Ve bir kadın severdim üşürken. Her sabah aynı duraktan aynı otobüse binerdik.Hiç yüzüme bakmazdı.Her sabah aynı saatte aynı yerden binerdik otobüse ama hiç bakmazdı. Başı önde belki işi -belki baka birşeyi işte- düşünür gibi gözükürdü. Hiç konuşamazdım. Ellerim ceplerimde bakardım sessizce başını kaldıracak mı diye.. O hiç bakmazdı. Bulaşıkçıya varır varmaz yıkamaya başlardım akşamdan kalmış bulaşıkları. Üşürdü ellerim. Yazdıkça umudum tükenirdi. Yazdıkça düşüncelerim benim içimden çıkmak için savaşır olurdu .Git derdi bir yanım. Gece ışıkları yanmayan şehre git.
Yemek servisine de başlamıştım. Sabah bulaşık yıkardım, öğlenleri genelde yemek ısmarlayan çok olurdu, kıramazdı onları ustam gönderirdi beni servise.
Acaba hiç tanınmazmıydım diye düşünürdüm Ozan Yıldız\ a rastlamasaydım diye düşünüyorum bu sıralar. Keşke diyorum o ölmeden ona duyduğum saygıyı sevgiyi biraz daha anlatabilseydim, Beni bulaşıkçıyken tanıyıp bu yazarlık günlerime getiren o, yıllar öncesine kadar bana babalık eden adama..
Ve bir pişmanlığım, bir keşkem daha var. Duraktaki kızı keşke bir daha görebilseydim. O kendini öldürmeden önce keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim. Belki de aşklar ben üşürken gelirdi... | |
| |