ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Halk Anayasadan Anlar mı ki Onay Makamı olsun? Güzel başlık :)

Pazar günü geldi çattı :) İnsanlar pazar günü ne için oy kullanacaklarını ne yazık ki bilmiyor, dogru! Bence Media bu konuda pek halkın  yeni anayasa hakkında bilinçlenmesinde yardımcı olamadı. Seçim döneminde kitle iletişim araçları, media, yazılı basın... gibi pekçok şeyle partilere populism yaratmada öncülük ederken, bu yeni anayasa hakkında, halkı bilinçlendirmeye gitmedi. Bir grup akademisyen toplandı bir taslak hazırladı, yeni anayasa nın daha çok insan haklarının korumaya yönelik, etnik, din ... kökenli sorunlarının bireysel özgürlüklerin genişletilmesiyle ortadan kalkacağı söyledi, yazıldı. Bu kadar :) Kimileride 61 ve 82 anayasalarının darbe anayasası olduğundan, bu yeni anayasanın gerekliliğini vurguladı. Anayasanın özelliğinden  ötürü olsa gerek maddeleri çok geniş kapsamlı ve soyut bir dil içerdiğinden bence çok fazla eleştirilecek. Laiklik hala tartışılıyor.

Hayırlısı olsun diyelim...

Garanti Obsesyonu hem de :)

Yazılanların çoğunun takıntı olduğunu düşünmüyorum :))) tamam takıntılıyım :) Bir kaç örnekte kendimle ilgili vereyim istedim. Evden çıkmadan önce gazı kontrol etme, balkon kapısı, penceresi iyice kapalı, kiritli mi diye kontrol etme, kafede hesabı ödedikten ve kapıdan tam çıkmak üzereyken birşey unuttum mu diye geri dönüp tekrar bakmam, yetişmem gereken bir radevua geç kalmış olsam bile önce işimi bitirip öyle gitmem. Ütü yaparken illa kalıp gibi olacak, çizgi olmayacak. Birşey okuyorsam, hele önemli bir evraksa en az 5 kez okurum. E bi de popoma takmış durumdayım. Aynaya bakınca bu böcük kim diye kendimle alay etmem :) Eğleniyorum bu takıntılarımla. Normal değilim ben ya :))) Bu başlığı bakmam bile geçmişe dair yazılanlara merakımdan :))) Keşke normal olsam :)

Aslında bu tip takıntıların olmasının sebebini yaşadığımız acı tecrübelere bağlıyorum. Unutulan bir pahalı bir cep telefon, iyi anlaşılmamış bir evrakın altına imza atmak, iyi kiritlenmemiş kapıdan hırsızın girmesi... bunlar acı deneyimlerim ve sonucunda da normal bir insan olunamıyor haliyle :) takıntılarımla mutlu mesut yaşıyorum ....

Bol bol takın takıştırın... İyi günler :)

Merhaba!

Bilişim teknolojilerinin kullanımı ve toplumdaki değerlerin ne kadar yozlaştığla ilgili çok güzel bir araştırma olmuş. Tabi bu bakış açısına göre değişebilir :) vay be! ne kadar bilişimde ilerlemişiz, internet hayatımızın vazgeçilmezi olmuş diyende çıkar acaba bu veriler Türkiyenin hangi gerçeğini, ne kadarını yansıtıyor düşünende çıkar. Bu tür araştırmaları önemseyen pek çok kişi ve bütçeden özellikle para ayıran çok ülke var. 

Teknolojinin kişiyi daha çok bireyci ve bazı kültürel değerlerin yozlaştırdığıyla ilgi birçok yazı okudum haber izledim. İnsanların time is money mantığı baskın olduğunda teknolojinin imdada yetiştiği çok aşikar.

Belirtilen istatistiksel sonuçlarda eğlenceli olduğu kadar vahim olan bir sonuç gözüme carptı; 18-25 aralığındaki gençlerin teknolojiye yoğun ilgi duymaları: hergün mesajlaşması... vs oranın çok yüksek olması. Bu önemli çünkü bu aralık Türkiye nin genç nufusunu oluşturuyor. İndirimli tarifler, kıyasıya süren gsm operatörlerin rekabeti, bir kişinin en az iki hatta sahip olması... bu oranı artıracağa benzer :)

Değerlerimiz, teknoloji kullanmamızı etkiliyor mu sorusu, eğer çağın buluşuna karşı, ecnebi buluşu  gibi bir bakış açısıyla değerlendirilmiyorsa, bence değerlerimiz bu çok hızlı gelişen teknolojiden nasibi almış mı diye bakılabilir. Forumlarda birbirinden farklı coğrafyalarada kültürlerde yaşayan insanların fikir, bilgi paylaşımını sağlıyor, hayatımızı kolaylaştırıyorsa ve yaygın olarak kullanılmasından yararlanılıyorsa NE ALA! :) Kişilerin yaşam tazlarını, alışkanlıklarını... kısaca bireyin background unu yeniden biçimlendiren, değiştiren bir iletişim zincirinden çok kendini  teknolojininde ifade etmeye çalışan bireyler olarak çıkıyorsa bu kişinin değerlerini değil, aynı zamanda toplum içindeki değerleri de etkiler. Ah şu yeni nesil!, bu ayrıkırı gençlik ne olacak! Concon işte!:), akşama msn de buluşuruz:) pekçoklarını işitmişizdir. Belki onun için 65 yaş üzeri insanlarımız bir fincan kahvenin 40 yıl hatrı vardır ın tadını bildiğinden oranı çok az görünüyor yoksa cep telefonunun menusünü bilen superbabannelerin, hackerannelerin, kaynanaların sayısının az olduğunu düşünmüyorum :)

Melissa nın ikinci iletisindeki özellikle vurgulamak istediği verinin saçma olduğunu düşünüyorum. Çünkü üstü kapalı veya benim değerlendirmemdir; internet kullanıcısı olmayaların ırkçı ve dindar olduğu, kullananların ise daha global ve internetin uçsuz bucaksız bir hazine, nimet olarak düşünenler olarak ayırım yapıldığı yönündedir. Bu sonderece saçma hatta gülünç :)

Değerlerimiz, inançlarımız kişiye göre insan ilişkilerinde  farklı önem sıraları olabilir ancak makinenin dahil olduğu kansız cansız tamamen soyut ilişki ve iletişim, gerçekten uzak koşullarda, elektriğin kesilmesiyle yüzdeki değişen ifade daha gerçek :)

Benden şimdilik bu kadar, çok derli toplu olmadı yazdıklarım farkındayım, biranda yazmış bulundum.

Teşekkürler...

Bir gün küçük Thomas, öğretmenine giderek:
-Bayan Elizabeth, dersten sonra görüşebilir miyiz ? diye sordu.

Öğretmen kabul etti ve sordu:
-Sorun nedir Thomas ?

-Ben bu sınıfın düzeyine göre fazla zekiyim. Bir üst sınıfa geçmek istiyorum.

Istek konusunda bilgi verilen Müdür Thomas a bunun için bir testten geçmeyi isteyip istemediğini sordu. Thomas tereddütsüz kabul etti ve test başladı.

-Söyle bakalım Thomas: 3X4 ?
-Oniki

-Peki 6X6 ?
Otuzaltı Müdür bey

-Japonya nın başkenti?
-Tokyo

Ve test birbuçuk saat sürdü, Thomas hiç hata yapmadı. Test sonuda öğretmen de soru sormak istedi. Thomas ve Müdür bu isteği kabul ettiler. Öğretmen sorulara başladı:

-Ineklerde dört tane, ben de iki tane olan nedir ?
-Bacaklar öğretmenim.

-Doğru; senin pantalonunun içinde olup, benim pantalonumun içinde olmayan nedir ?
Müdür bu soruya çok şaşırır....
- Cepler öğretmenim.

-Kadınların tüylerinin en kıvırcık olduğu yer neresidir ?
Velet tereddütsüz yanıt verdi:

-Afrikadır öğretmenim.

-Yumuşak olup, kadınların ellerinde sertleşen nedir ?
Müdür gözleri faltaşı gibi açılmış tam konuşacakken Thomas yanıtladı:
-Tırnak cilası.

-Peki... bekâr bir kadına göre evli kadında daha geniş olan nedir ?
Müdür kulaklarına inanamıyordu. ..
-Yatak öğretmenim.

-Vücudumun en nemli yeri neresidir ?
-Dil öğretmenim.

Nefes nefese kalan Müdür test i bitirmeye karar verdi ve:
- Değil bir üst sınıfa, ben bunu doğrudan Üniversiteye göndereceğim. Çünkü ben bu testi başaramazdım.

KISSADAN HISSE:
İnsanların ahlakları yaşlandıkça bozulur...!
 

(ALINTIDIR)

1) Sen bayan değilsin? webcam aç?

_Hayır!  BAN.

2)Herkese merhaba

_BAN... (yanlışıkla oldu pardon :)

3)Sistemi eleştirdin, sürüden ayrıldın. BAN

4)Yazıda ifade yeteğin çok güçlü, ben yetersiz kaldım. BAN

5)Kendimi cc de bişey sanıyorum, hatta cc nin sahibiyim. BAN

6)Bana özelden asılma.

_Yine yeniden reddedildim tühh BAN

7)Espiri yaptın. Kimse anlamadı BAN

8)Çok konuştun. Doğru lafın üstüne BAN

9)Hey üsteki, klavyeye dokundun BAN

10)Hey allatki, sana da bahane bulama diye BAN :)

Sevgilisi olanın olmayanın,
Olup da yok gibi olanın,
Yok da var gibi olanın,
Olmayıp çok isteyenin,
"Oluyo da noluyo diyenin",
Olduğu için çok mutlu olanın,
Olmadığı için çok mutlu olanın,
Onsuz olamayanın,
Onunla hiç olamayanın,...

...Sevgililer Gününüz Kutlu Olsun...

Kimse Sevgisiz Kalmasın!

İşi kaptım :)

Bu linki mutlaka ziyaret edin, gerçekten emek verilerek hazırlanılmış.

https://www.ataturktoday.com/