ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Belki bilginiz vardır; 2007 yılı, "Kaybolmaya yüz tutmuş kültürler"  diye "Mevlana Yılı" olarak UNESCO ilan etmiş ve şuan piyasada sıkça rastlanan John Baldock un bir kitabı var: Mevlana; Gizli Öğretisi.

Benimde kişisel ilgim üzerine geçtiğimiz yaz Konya a gittim ve Mevlana türbesini ziyaret ettim. Etkilenmemek mümkün değil. Kitabın özellikle yedinci bölümü akıl ve varlıktan söz ediyor ki, benim en sevdiğim ve etkilendiğim bölümdü. Anlatılan hikayeler, kurulan benzetmeler, Kurandan alıntılar ve anlatım gücü iyi olan bir kitap.

" İğneye geçirilecek iplik iki ayrı iplik olursa geçmez. Madem ki birsin, bu iğneden geç! " Bu cümle tek başına çok anlamsız gelebilir ama "zıddı olmayan tek şey" başlıklı konuda geçen dialogta bu cümle son derece anlamlı geliyor.

İşin ilginç tarafı bu kitabın, "yabancı" bir yazar tarafından yazılmış olması ve en çok kitaplar arasında yerini çoktan alması dikkatimi çekti.

Purin bazları: Adenin, Guanin

Çok sor sorular soruyoruz galiba kimse cevap veremiyor :)

Soru: Türkiye nin başkenti?

TÜBİTAK: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu

Log10: 10 tabanında 10 logaritmasını aldığınızda cevap: 1

Alttakine soruyorum :) Primidin nin bazları nelerdir?

Past Tense: İngilizce de di li geçmiş zaman için kullanılır.

Hey alttaki sana soruyorum :)  

   log10= ?

Savunulan düşünce, ideoloji, kavram... her ne ise, onun temellendirilmesinden yanayım. Sürekli basında orda burda yazan, konuşan insanların yaptığı gibi Atatürk olsaydı böyle olmazdı, bu hallere düşmezdik, bak şunu demiş biz napıyoruz... denmesinden hakikaten sıkıldım. Bırakın adam rahat uyusun. Çok güzel bir ülkede yaşıyoruz ve ilerleyeme musaır medeniyetlere ulaşma isteğindeyiz. Yapılan anketlerde çoğunluk AB nin kuruluş amacının, üyelerinden, organın nasıl çalıştığından, ekonomik gelişmelere katkılarından bihaber, taraflı yapılan söylem ve basında çıkan haberlerin etkisinde olanlar çoğunlukta. Bazıları sömürü bazıları dışa bağımlılık diyor :) İngilterenin bile AB üyeliği 3 kez red edildi. Eleştirel bakış açıları, her zaman olmalı, ama Atatürk ü malzeme yapmayalım. Düşünceleri, kavramları temellendirin, araştırın. Bu donanıma sahip olmak için, elinimiz altında çağın icadı internet var.

Merhaba Model71,

Sana maili gönderen arkadaşın muhtemelen Emre Kongar ın kitabını okumuş olmalı, çünkü cümleler aynen alıntı :) Yazarın resmi tarih ve resmi  olamayan tarih arasındaki bir takım objektif araştırmaları beni de açıkçası etkiledi. Ancak Fransa nın yönetim şekline bakılırsa bir kanun ancak bir yıl ertelenebiliyor ve geçen bir yılın sonun da yasa olduğu gibi çıkıyor. Çıkan yasa Türkiye yi bağlanmaz ancak AB nin bu yasayı kabul etmesi halinde, bu kanun AB üyesi ülkeleri ve aday ülkeleri bağlar ki bu son zamanlarda bununla ilgili herhangi bir yazı okumadım.

Bu tür maillerden bana da çok geldi, bence sağduyulu olmak en iyisi. Bazı şeyler o kadar kolay değil. Türkiye yerinde duruyor!!!

model yazmış: "Konu ile ilgili tartışmaları ve konuşmaları sürekli takip ediyorum. Genel kanı, 12 Eylül 1980 tarihinden sonra yaşananların demokrasiye büyük zarar verdiği noktasında birleşiyor. Bunun etkilerinin ve sonuçlarının olumsuz olarak hala yaşandığını belirtiyorlar. İrticanın bu dönemden sonra hız kazanmaya başladığı ve 28 Şubat sürecine neden olduğu da ifade ediliyor. Fakat hiçkimse çıkıp da 12 Eylül 1980 öncesi ne yaşandığını açık yüreklilikle ortaya koymuyor. Bu tarihten önce yapılan hatalar nelerdi? Ülkenin o tarihten önce kargaşaya sürüklenmesinden kimler sorumlu?"

Evet yazılanları okudum. Çoğu da daha önce okuduğum benzer yazılarla aynı. Model71 in sorduğu yada sorgulamak istediği iki noktayla ilgili düşüncemi yazmak istedim.

Bazı kavramlar vardır , kim ne derse desin; "özgürlük" liberalismle , "eşitlik"sosyalismle özdeşleştirilir. Türkiye o dönemde bunun kargaşasını yaşadı. Evet bu demokrasiye zarar verdi. Çünkü demeokrasi klasik tanımıyla sadece çok seslilik değildir. Çoğunluğun içinde azılığın da korunduğu bir sistemdir. Avrupa da bu tür kavramların hayata geçirilmesi de çok kanlı ve çatışmalı olmuştur ve Türkiye nin bu kavramları hayata geçirmek  için hazır bir zemini yoktu. Artık o dönem geçmişte kaldı. Bengline nin yazısındaki başlıkta söz edildiği gibi dünya düzeni değişti. Globalleşme, zıt kutupların birbirine yumuşaması... Artık günümüzde kökeni islam olup hem liberal hem Atatürkcü olarak tanımyabiliyor. Bu endişe vericimidir, bunu zaman gösterecek. 

Evet padişahlardan Yavuz Sultan Selim küpe takmış :) Adam koca Mısırı feth etmiş :)

Küpe takmanın erkeklikle bir alası yok. Küpe takan erkek, erkek değildir düşüncesi de yanlış. Küpe takmayanlar daha mı erkek, saçmalık :) Bayanların daha çok tercih ettiği bir takı olması rağmen, erkeklerde küpe takabilir. Aynaya baktıklarında yakıştığını düşünüyorsa, neden olmasın. İsterse saçını da boyar, gözüne sürme de çeker, hatta iki kulağına da küpe takar. Kimi buna imaj desin, kimi gençliğin aykırı tutumu diye nitelendirsin... Kişinin kendi tercihidir, yakışıyorsa erkekte küpe takabilir.