ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Selam  :)

Herkes en doğrusunu yapacağından eminim.:))Ama kalbimden gecen isim IccI=Fatihimm dürüst bir şekilde görevini yapacağından son derece kuşkusuz bir şekilde emin olduğumu belirtmek istiyorum.;))

..Not:Gümüş veya Altın Fark Etmez Onun Kalbi "PIRLANTA"..

Kolay Gelsin Saygılarımla :))

______________________________________________________________

Iccl  :))

Güneşin girmediği yerlerde mikropların daha çabuk çoğaldığı, güneş yüzü görmeyen insanlarında daha çabuk soluklaştığı bilinen gerçeklerdendir.. Güneş birçok hastalığa iyi gelirken, sağlığın da baş koruyuculuğunu yapar.Ama öyle görülüyor ki , Güneş tarafından etkilenen bir insan yaşam alanı çok zayıftır..Bizim yapmamız gereken bir durum var , "Allah Yardımcısı Olsun" Umarızki Teknolojik sistemler,Doktorlar yanılır ama bu gibi insalarımız kurtulsun

Dip Not:"Öldürmeyen Allah Öldürmüyor İşte"

Kolay Gelsin..:(((

_____________________________________________________________________________

Selam Arkadaşlar ,

2004 Yılın da Faaliyete geçen chatcity nin o zamanlardaki en önemli yaşamın en güzel anlarını tazelemek için sohbetini bilinçli ve saygınlığını hiç bir şekilde yitirmeyen bir ajan dır.Chatcity 2004 yılında ilk ajan kadrosu oluştuğu zaman N_O_A ajan kadrosunu bilgilendirmek için tek başına yoğun bir çaba sarfetmiş ve sitemizin  3 sene önceki durumundan bu konuma gelmesinin tek nedenlerinden biride N_O_A dır.;)))Hala eskiler var aramızda onlara sorarsanız , size N_O_A nın o devirlerde nasıl bir insan olduğunu söyler:)))

         

Mevcut Ajan Kadrosu

CHEF BRIW

CHEF CC03

CHEF N_O_A

Ajan Vivian

Ajan Belisima

Ajan Rosco

Ajan Simash

Ajan Ozziegirl

Ajan Remron

Ajan Koenigen

Ajan Ozhur

Ajan Aneshlianus

Ajan Dedications

Ajan Wernell

Ajan Bmwpower

Ajan Murist

Ajan R.King

Ajan Advarsel

Ajan Antiviruss

Selam Arkadaşlar ,

Mutlu son varmıdır(inanırmısınız).? *Ona mutlu son demeyelimde mutlu an diyelim ve mutlu an vardır. .;)) Elbette , Her şeyde bir son ararsan elbette mutlu son da bulursun , mutluluğun bir son olmadığınıda. Bazen tartışacaksın , kavga edeceksin ki iyi olan şeylerin kıymeti anlaşılsın. :)))

Kolay Gelsin. . . :)))

_______________________________________________________________________

Başlığı Açan Arkadaşımıza Teşekkürlerimi Bir Borç Bilirim. . . Saygılarımla.!

Hak edebildiğinle yetinirsen "Üzülmessin" :))) Üzülme sebebin ? 

 *Hak etmediğin bir şeyi istemek , istediğin halde ona kavuşamamaktır. . . ;)))

Kolay gelsin :)))

Kayboluşları senin elinde , istek , arzu , ve buna benzer herşey hem üzülmek , hem mutlu olmak :))

Çok zor anlatılır.Bunu biliyorum;)) , ama  hayatının bütün varlığı sana bağlıdır. . . Sen nasıl istersen hep öyle olur. . Unutma ve bırakma kendini , sadece düşün yapılan iyilikleri ve güzel olan gelecek(geçmiş) ini , Sen ne kadar sorunsuz bir hayatı seçersen o zaman ne kaybedersin , nede üzülürsün :)) Anlıyacağın;"Mutlu olmakta senin elinde , mutsuz olmakta" :)) Tercihini sen seçersin ve yönelirsin..

                                                   Kolay gelsin..:))

Hep bir hayal dünyasının içine dalarız zaman zaman. Yaşayabilmek için, ileriyi daha iyi görebilmek için hep ama hep hayal ettik. Aslında bir bakıma plan yaptık geleceğimize dair. Hep keşkeleri soktuk hayatımıza, bu da olu versin, e bu da olsun derken çığ gibi büyüdü isteklerimiz, yavaş yavaş hayallere dönüştü birer birer.:))) Bu mutluluğun kayıp bir simgesi olmuştu belkide ,

Hiç ummadığımız bir anda hayal oluverdi bütün gerçekler. Daha yaşayamadan uçup gidiverdi hayatımızdan hayal dünyamızın tozlu raflarından birine. Hep bekleriz bir gün birisi bari gerçekleşse diye uzun uzun dalarız.:)) Daldıkça umudumuz tükenir artık yavaş yavaş, içimizdeki hayal ateşi giderek sönmeye yüz tutar. Yıkılırız gerçekleşemeyenlerle beraber.;)) Ama bazende bir mucize oluverir, hiç ummadığımız bir anda, hiç beklemediğimiz bir hayalimiz karşımıza çıkıverir sessizce ve aniden. Ne yapacağımızı sapıtırız ilk başlarda, aslında planlamışızdır daha önce hayal ederken gün gün, saat saat. . . Birden bir korku başlar o dakika içimizde; ya hayallerimizde umduğumuz gibi, istediğimiz gibi yürümezse, işte o zaman uzun bir offfffff çekmenin yeridir. Tatlı buruk bir his başlar içinde. Hep tedirginsindir nerden patlak verecek diye......

Arkana baktığında seneler geçmiştir farkında olmadan , bir zamanlar kurduğun o hayal gerçekleşmesini bir yana bırak hayatının bir parçası oluvermiştir artık.

Hayal kurarak mutlu olmak , yeri gelir hüzün , yeri gelir heyecan , demektir. . .

Hep bir sır olarak kaldı öğlede kalacak...

Kolay hayat ister olduk. Sevgimizi, aşkımızı bile kolay yaşamak istiyoruz. Bizi yormasın, zorlamasın, başımıza bela olmasın. İstediğimiz zaman yanımızda olsun, onun dışında yok olsun.
Bir kumandanın ucunda olsun her şey, bir bilgisayarın düğmesinde, bir telefonun tuşlarında. Ulaşmak, yaşatmak, canlandırmak, hissetmek için çaba harcamayalım.))
Sanal dünya giriverdi hayatımıza, çok da işimize geldi. Sanal alemin, sanal insanları oluverdik hemen. Duygularımızdan korkar olduk. Hissetmek yok sanki. Her şey bir yalan gibi. Sanal alem ve değeri yok. !!
Düşünemedik ki kablonun diğer ucunda gerçek insanlar oturuyor.
Dokunmaya, hissetmeye, göz göze gelmeye korkar olduk. Bir bilgisayar, bir anlık ileti programı (MSN), bir kamera her şey tamam. İnsan başka ne ister ki(!). :))
Böylesi daha güzel galiba. Sanal bir gerçeklikte sorumluluk duygusu yok, bağlanma yok, hesap vermek yok diye düşündük. Canın isterse varsın (çevrimiçisin)!, istemezse yoksun. Ne güzel, tam bu çağın insanına göre. :)))
Kolay işin, hangi yoldan elde edildiğinin hiç önemli olmayan kolay paranın peşinde koşar olduk. Hayata direk tepeden başlamak istedik. Üzerine "kolay" , kolay ilişkiler de giriverdi usulca yaşantımıza.
Zora gelemiyoruz zaten. Gerçek ilişkiler sıkıyor biraz. Biri azıcık duygularından söz ettiğinde birden itici oluveriyor. Hemen pılımızı, pırtımızı toplayıp, arkamıza bile bakmadan oradan uzaklaşıveriyoruz. Neden peki? Bünyemizde barındırdığınız duygulardan kaçmak niye? Yok saymak, derinlere göndermek...
Kimsenin gözüne gerçek anlamda bakmak istemiyoruz. Korkuyoruz birilerinin gözlerinin içine bakmaktan. Mekanik hayatlar, mekanik ilişkiler, mekanik sevişmeler istiyoruz sadece. O kadar rahatladık ki artık, ohh be.
Sevmeye bile üşenir olduk. ;))

"Ben gelemem ama gelirsen de hayır demem. Burdayım, isteyen gelip alsın. Ben kılımı kıpırdatmam. Uğraşamam. Çaba harcayamam. Ama şöyle yakınlarımda olsan o başka. Aşk aramıyorum, sevgi aramıyorum, ilişki aramıyorum. Sadece sevişmek istiyorum" Deyiverecek kadar bir yerlerde unuttuk duygularımızı. Yitiriverdik insanı insan yapan ruhumuzu.:))
Sevmekten korkuyoruz. Ne oldu bize? Ne zaman, nerde kaybettik sevmeyi? Kimlere bırakıverdik ruhumuzu? Kimler acıttı canımızı da bu kadar acımasız oluverdik? "Ben uğraşamam ama sen buralarda olursan da hayır demem yani" diyecek kadar korkar olduk. Korkar olduk istediğimizin ardından koşmaya. Bencil oluverdik. :((

Bir gün yalnız uyanmanın ne kadar korkutucu olacağı aklımıza hiç gelmiyor nedense. Kendi doğamıza hasret yaşadığımızı bile anlayamadık. Biri bize bunu tekrar anlatsın. Ya da bir şok bizi bu duygusuz uykudan uyandırsın. Lütfen! ;)))

Kolay gelsin , Saygılarımla :))

Selam Arkadaşlar.

"Hayat Müşterek tir." . . .

Ama şöyle bir durumda var . . Bu işin "Feministlik veya Erkek Egemenliği" ile alakası yoktur! , Seven insan kadınının bile ayağını yıkar. .Sorun iki kişi arasındaki ilişkinin düzeyine bağlıdır.:))) Kolay Gele Dostlarım ;)))