ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
19 Mayıs 2024, Pazar 02:01   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  MrLion> Forum Mesajları
    MrLion'e ait Toplam 305 Forum Mesajı var
<<1...7891011121314151617 18192021222324252627...31>>


MrLion

MrLion resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Şu Anda Hangi Parçayı Dinliyorsunuz ?>
  17.Nis.2010 Cmt 21:02:55

 

Badem - Bir an için



MrLion

MrLion resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Domuz etinin yenilmesi kesinlikle haram mıdır?>
  17.Nis.2010 Cmt 13:31:57

 

Haklısın Hokkabaz  ama hala anlamıyorum sayfalar dolusu yazılar yazıyoruz niye  Kur`anı Kerim de bile domuz etinin haram olduğu yazıyor hatta zaten insan sağlığına zararlı herşey haram , haram olan herşeyde insan sağlığına zararlı . Senin dediğin gibi konulara ciddiyetle yaklaşmıyoruz yada işimize gelmiyor. 

Neyse yiyen yesin kardeşim haram onlara haram , helal onlara helal

 

 



MrLion

MrLion resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >TRT nin Yasakladığı Şarkılar ve Nedenleri>
  17.Nis.2010 Cmt 03:28:35

 

TRT`nin bir dönem yasakladığı şarkıları


Can Dündar, Milliyet`teki  köşesinde TRT`nin bir dönem yasakladığı şarkıları şimdi bir programla yayınlaması üzerine yazdı.
İşte Dündar`ın "Türk kadını hiç tanımadığı erkeğe “Merhaba” der mi?" başlıklı yazısı:
"Bayıldım bu gerekçeye: Leman Sam’ın “Anladım” şarkısı şöyle başlar:
“Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe/ sırf sana benziyor diye/ usulca sokulup/ ‘Merhaba’ dedim”.
Şarkı TRT denetimine girmiş. Denetim “Olmaz” demiş. 
Neden? 
“Türk kadının tanımadığı hiçbir erkeğe selam vermeyeceği, şarkının Türk kadının ahlakını bozduğu gerekçesi ile...”
* * *
Harika değil mi?
TRT denetim raporları arşivi, bu türden mizah örnekleriyle dolu... En güzellerinden biri şu: 
“Ada sahillerinde bekliyorum” şarkısı, “Menderes ve DP’lilerin yargılandığı Yassıada’yı akla getiriyor” diye yasaklanmış bir dönem...

Musa Eroğlu’nun “Yolun Sonu Görünüyor” türküsü “intiharı özendirdiği” gerekçesiyle yasaklanmış.

Adnan Şenses’in ‘’Doldur Meyhaneci” şarkısı “Halkı içmeye teşvik ediyor” diye denetime takılmış.

Ya “Ormancı”ya ne demeli?
“Ormancı da gelir gelmez yıkar masayı/ söz dinlemez ormancı, çekmiş kafayı/ aman ormancı, canım ormancı/ Köyümüze bıraktın yoktan bir acı...”
Bilin bakalım neden reddedilmiş:

“Ormancıların devletin memuru oldukları ve türküde ormancılara, dolayısıyla da devlete yergi ve sitem yapıldığı gerekçesiyle...”

* * *
Barış Manço’nun başına gelenlere bakalım:
Denetim, “Arkadaşım Eşşek” şarkısını “Arkadaşım Kuzu” olarak değiştirmeye kalkmış; kuzu eşekten sevimli diye...
“Lambaya Püf De”de ise “erotik öğeler” bulmuş.
“Ölüm Allah’ın Emri”nin yasaklanma gerekçesi, girişinde zurna çalması... “Bir halk müziği enstrümanı, pop şarkısında ne arıyor”muş?
“Bir Bahar Akşamı”na da “Olmaz” demişler; “Çünkü bir pop müzik şarkıcısı, klasik Türk müziği söyleyemez.”

* * *
Daha örnek vereyim mi?
Sezen Aksu’nun “Gel Gel Sarışınım Gel” şarkısının Aysel Gürel imzalı sözleri “ahlaka aykırı bulunduğu için”,
Cem Karaca’nın “Emrah”ı, şarkı sözlerinde geçen “ak memeler“ yüzünden,
Özdemir Erdoğan’ın “İkinci Bahar”ı, “ahlaka aykırı sözler barındırdığı için”, 
Bulutsuzluk Özlemi’nin, “Güneye Giderken“i; ‘’solda güneş yükseliyordu’’ cümlesinde solculuk iması sezildiği için,
Bergen’in “Acıların Kadını“ şarkısı “insanların ruh halini kötü yönde etkilediği için”,
Şenay’ın “İnsanlar el ele tutuşsa/ Hayat bayram olsa“ dediği şarkı, komünist propagandası yapıyor diye, 
İbrahim Tatlıses’in, “Güneş Doğmayacak Üstüme” şarkısı “intiharı özendirdiği gerekçesiyle”,
Ayla Algan’ın Fikret Şeneş imzalı “Bak Şu Adama Âşık Oldu” şarkısı “evli bir erkeğe âşık genç bir kadının hikâyesini anlattığı” için,
en son da Aylin Aslım’ın “Güldünya” şarkısı “halkı küçük düşürdüğü” gerekçesiyle yasaklanmış.
* * *
Şimdi TRT, eskiden denetime takılan bu şarkılar ve şarkıcıları anlatan, “Yasaklı Şarkılar” adlı bir programa başladı.
TRT’nin özeleştiri atağı ya da yasaklar açılımı sayılabilir.
Verdiğim örnekler, yapım ekibinin araştırmasından...
Bir gün yasaklanmış filmlerin afişleri, kitapların satırları, partilerin tabelaları, plakların kapakları, sitelerin sayfaları bir müzede toplanırsa, yeni nesiller orada bu müzikleri dinleyip bir dönem Türkiye’sinin paranoyalarıyla eğlenebilirler."

 

___________________________________________________________________________________Alıntıdır.

 

MrLion

 

 



MrLion

MrLion resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Dijital Yaşam >Dijital Yaşam >@hotmail.com.tr uzantılı mail adresi almak>
  17.Nis.2010 Cmt 03:21:46

 

Çıktığı günden bu yana ücretli olan TR uzantılı hotmail adresleri artık ücretsiz ve kolay bir şekilde alınabilmekte

 

cc.jpg

Resime tıklayın

_____________________________________________

 

MrLion

 

 



MrLion

MrLion resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Yaşam üzerine bir kaç ders :))>
  17.Nis.2010 Cmt 02:25:25

 


Ders 1: Önüne çıkan/çıkarılan her türlü engele karşın yürüyüşünü sürdür !..




Ders 2: Geç kalmış olsan bile kendini ifadenin yollarını bul !..





Ders 3: Hata yaptığında yılma, yeni bir şey dene !..





Ders 4: Yaşamda babana bile güvenme !..




Ders 5: Salaklığı bırak, uyanık ol !..

 

_______________________________________________________________________Alıntıdır :)

 

 



MrLion

MrLion resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Türkiye de dünüyle bugünüyle mizah dergileri>
  17.Nis.2010 Cmt 02:09:17

 

Teşekkür ederim sağolun .

Beğendiğinize sevindim , okuyan gözlerinize sağlık



MrLion

MrLion resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Kuştan kuşa hoşçakal öpücü>
  17.Nis.2010 Cmt 02:03:57

 

İki farklı türden kuş dalda öpüştü.
Bataklık bir alanda yaşayan bir ağaçkakan ile aynı dala konan kocabaş kuşu kısa sürede dost oldu.
İki kuş bir müddet arkadaşlık yaptıktan sonra birbirlerinin gagasından öptü. Ağaçkakandan öpücük alan kocabaş, daldan ayrıldı.

 








MrLion

MrLion resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Domuz etinin yenilmesi kesinlikle haram mıdır?>
  17.Nis.2010 Cmt 01:51:57

 

Domuz etinin haram kılınması hakkında bilmeniz gereken birkaç bilgi daha söylemek istiyorum ;

 

Eşini kıskanmayan tek hayvan ;

Yapılan araştırmalarda domuz etinin barındırdığı bir tür maddenin insanlardaki kıskanma ve haya duygusunu azalttığı kanıtlanmıştır.Bu durum toplum içinde fuhuşun ve ahlaksızlığın artmasına cinsel sapkınlıkların ortaya çıkmasına neden olduğu bilinmektedir.Özellikle ülkemiz için önemli olan Türk aile yapısı bu nedenle bir tehdit altındadır.Çünkü eşini kıskanmayan tek varlık domuzdur.Yani bir domuz aynı zamanlarda birçok domuzla birliklte olur.

Dipnot: Yapısından dolayı ayrıca domuzlar başlarını yukarı kaldırıp gökyüzüne bakamazlarmış.

 



MrLion

MrLion resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Türkiye de dünüyle bugünüyle mizah dergileri>
  15.Nis.2010 Per 23:57:47

 

 


Diyojen Mizah Dergisi

 

Türkiye`de mizah dergilerinin geçmişi yaklaşık 140 sene öncesine dayanmaktadır. 1870 yılında Diyojen dergisi ile başlayan mizah dergileri serüveni, daha sonra Hayal, Kahkaha, Geveze, Çaylak; ardından Güleryüz, Aydede, Akbaba, Marko Paşa, Tef ve Gır Gır, Fırt, Ustura, Hıbır, Leman, Limon, Penguen, Uykusuz, Lombak, L-Manyak, Çarşaf ve daha sonra tanıtılacak birçok dergiyle devam etmiştir.

 

________________________________________________________________________________________

 




Diyojen Gülmece Dergisi

Gerçek anlamda ilk Türk gülmece(mizah) dergisi olan Diyojen, 23 Aralık 1869`da Teodor Kasap adlı Ermeni kökenli bir vatandaş tarafından çıkarıldı.
Kadroda Namık Kemal de vardı.

"Gölge etme başka ihsan istemem" sloganıyla haftada üç gün yayınlanmak üzere çıkarılan dergi adını ikibin yıl önce Sinop`ta doğmuş ünlü filozof Diyojen`den almıştı. 

Türkçe yayımından önce bir süre Fransızca, Rumca çıkan, Ermenice olarak da yayınlanan ve Türkiye`de modern mizahın ilk örneklerinin yayınlandığı dergi; Ali Bey, Ebüzziya Tevfik ve Namık Kemal`in imzasız yazılarına yer verdi.

1873 yılına kadar çıkan, bu arada üç kez geçici olarak kapatılan Diyojen, siyasal içerikli mizah yazıları nedeniyle 9 Ocak 1873 günlü 183. sayısıyla birlikte yayımına son verdi.






**********
Teodor KASAP Kimdir?




(1835-1905)

Gazeteci, yazar.

Kayseri`de doğdu.

Kuruçeşme Rum Okulu`nda(İstanbul) öğrenimini sürdürdü. Bir Fransız subayının yardımıyla Fransa`ya gitti (1856). Paris`te öğrenim gördü. İstanbul`a dönünce gazeteciliğe başladı, ilk Türk mizah gazetesi Diyojen`i çıkardı (1870-1873). Âli Bey, Recaizade Ekrem ve Namık kemal`in yazılarıyla gazete, dönemin ilgiyle izlenen muhalefet organlarından biri oldu. Diyojen kapatılınca Çıngıraklı tatar, o da kapatılınca Hayal ve İstikbal adlı gazeteleri çıkardı. Yazılarından ötürü hapse mahkûm edildi (1877), Avrupa`ya kaçtı. Birkaç yıl sonra bağışlandı, ölümüne değin mabeyn kütüphanecisi olarak sarayda görevlendirildi. Tanzimat dönemindeki tiyatro çalışmalarını destekledi, Türk tiyatrosunun yerli kaynaklardan yararlanması gerektiğini savundu. Pinti hamit (1875), İşkilli Memo (1874), Para Mesleği (1875) adlı Moliére uyarlamaları yanında Lükresya Borçiya adlı bir oyunu vardır. Alexandre Dumas Pére`den Monte-Kristo (1871) çevirisi de ilk roman çevirilerindendir.

(karikaturculerdernegi.org, boyutpedia.com)

 

____________________________________________________________________________

 



Akbaba Haftalık Siyasi Gülmece Dergisi

Yusuf Ziya Ortaç tarafından kuruldu.
Orhan Seyfi Orhon`un da kuruluşta katkısı oldu. 
İlk sayısı 7 Aralık 1922 tarihinde yayımlanan Akbaba 208 sayı çıktıktan sonra kapandı.

1933’te yeni harflerle tekrar yayımlanmaya başladı.

1923-1955 yılları arasında iktidardaki Cumhuriyet Halk Partisi’nden yana bir çizgi izleyen dergi, Serbest Fırka, Demokrat Parti gibi muhalefet partilerine karşı çıktığı dönemlerde okur desteğini yitirdiğinden, yayımına ara vermek zorunda kaldı (1931-1933, 1950-1951 arası).

Kurucusu Yusuf Ziya Ortaç’ın 11 Mart 1967’de ölümünden sonra, Ergin Ortaç tarafından devam ettirilen Akbaba, 28 Aralık 1977’de kapandı. Akbaba, kendi alanında Türkiye’nin en uzun soluklu yayın organı oldu.

Akbaba Dergisi’nin içeriği; eleştiri yazıları, tiyatro oyunları, fıkralar, rüya tabirleri, genç fırçalar köşesi ve karikatürlerden oluşuyordu. Derginin arka kapağında yabancı karikatüristlerin eserleri yer alıyor, bu köşenin adı derginin ilk yıllarında "Ecnebi karikatürleri" iken, sonraki yıllarda "Dünya karikatürleri"`ne dönüşüyordu.



Derginin yazarları arasında Osman Celal Kaygılı, İbrahim Alaattin Gövsa, Ercüment Ekrem Talu, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz ve Muzaffer İzgü bulunuyordu. Çizerleri arasında ise Münif Fehim, Zeki Beyner, Fethi Develioğlu, Ali Ulvi, Ramiz, Nemci Rıza, Cafer Zorlu ve Semih Balcıoğlu vardı. Akbaba Dergisi’nde yayınlanan karikatürler resim sanatına daha yakındı.

Akbaba’da, günümüzün mizah dergilerindeki çok kareli, bant karikatürlerden çok, bir veya iki kareden oluşan ve tam sayfa yayınlanan karikatürlere rastlanıyordu. Ayrıca karikatürlerde konuşma balonunun yerine genellikle alt yazı kullanılıyordu.

Günümüz karikatüristlerinin ustalarının ustalarını yetiştiren Akbaba, yayın hayatı boyunca genç yazar ve çizerlere okul vazifesi gördü.





**********
Yusuf Ziya ORTAÇ kimdir?




(1895 - 1967)

Türkçü şair, yazar, edebiyat öğretmeni.

İstanbul`da doğdu.

İstanbul Vefa İdadisi`ni bitirdi.
1915`te Darülfünun-ı Osmani`nin (İstanbul Üniversitesi) açtığı yeterlilik sınavını kazanarak edebiyat öğretmeni oldu. Çeşitli okullarda dersler verdi.

Orhan Seyfi Orhon`la birlikte çıkardığı Akbaba mizah dergisini ölümüne değin yayınladı.

1946-1954 arasında Ordu milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi`nde bulundu.

Şiire aruzla başladı. Ziya Gökalp`in etkisiyle hece ölçüsünü benimsedi, bu türün başarılı örneklerini verdi. "Hecenin Beş Şairi" grubunun üyesi ve öncülerinden biri olarak ünlendi. Şiirleri Türk Yurdu, Servet-i Fünun ve Büyük Mecmua`da yayınlandı.

Akbaba dergisinde akıcı bir dille, rahat okunur bir tarzda yazdığı fıkralarında siyasal mizahın özgün örneklerini verdi. Şiir ve gülmece yazılarının yanısıra roman, öykü ve oyunlar da yazdı.

Yusuf Ziya Ortaç 11 Mart 1967 günü İstanbul`da yaşama veda etti.

(tr.wikipedia.org, sanatsalmizah.org)

__________________________________________________________________________________

 



Salata Gülmece Dergisi

Sahipliğini Turgut Sagıroğlu`nun yaptığı ; "Sinirleri dinlendiren, sovanlı, neşeli,deterjanlı,pansumanlı tek dergidir" sloganıyla, 1972`de Süavi Sualp`in yönetiminde Cuma günleri çıkan dergi, genç nesili hedef okur kitlesi olarak değerlendiren bir sunuşa sahipti. Göreceli de olsa başarı grafiği iyi düzeydeki Salata, mizahın gülmece-güldürmece yanını ele alıp kullandı. Çizgi romanlar ise bu derginin vazgeçilmezleriydi. 

Suavi Sualp`in anlık, içgüdüsel ancak çok keskin gözlem yetenekleriyle desteklenmiş gülmece anlayışı; gülmeceyi belli kesimlerin uygulama ve hareketlerinden değil de, toplumu oluşturan halkın bizatihi kendisinden yola çıkarak, kenar mahalle insanının küçümsenerek tanımlanan insan tipine mercek tutuyordu.

Gırgır`ın 1972`deki çıkışından 2 ay kadar önce Salata `yı çıkaran Suavi Süalp`in gülmece mantığının başlangıç dönemindeki Gırgır`ı yani bir yerde Oğuz Aral`ı etkilediği çok açıktı. Zaten Gırgır`ın çıktığı dönemdeki en büyük rakibi Salata oldu. Ve Oğuz Aral, Suavi Süalp`i de 1973`te Gırgır`a transfer ederek bu rekabeti bitirdi.





**********
Suavi SÜALP kimdir ?




(1926 - 1981)


Karikatürist, gülmece yazarı

İstanbul, Üsküdar`da doğdu.
Babası Kurtuluş Savaşı gazilerinden Arif Hikmet Bey`dir. 

Haydarpaşa lisesinden sonra İDGSA afiş bölümüne devam etti.
1948`da Akademiyi terk edip askere gittikten sonra sünnetlerde saz takımlarında kanun çalmak, Babıali`de grafikerlik, Karagözcülük gibi pek çok işte çalıştı.

İlk yazıları 1954`de Tef dergisinde çıktı.
1959`da kendisinin yazıp çizdiği `Çapkın Hırsız` çizgi roman dergisini çıkardı. Dolmuş, Gölge, Karakedi, Taş, Pardon, Akbaba dergilerinde çalıştı.

1972 yılında Türk mizahında bir dönüm noktası olan Salata dergisini çıkardı. 

Daha sonra Gırgır , Çarşaf ve Atmaca dergilerinde çalıştı.
1968`de Üç Maymun Kabare tiyatrosuna `Aç Koynunu Ben Geldim` oyununu yazdı. Daha sonra Nejat Uygur, Gazanfer Özcan ve Muammer Karaca kabare tiyatrolarına 20`den fazla oyun yazdı.

Süalp pek çok Türk filminin senaryosunu yazdı.

Süalp`in Zavallı Behçet, Meşhur Rezaletler ve Gene İyi Dayandık isimli üç kitabı vardır.

Getirdiği yeni gülmece anlayışıyla Türkiye`de absürd gülmecenin öncüsü oldu.
Ancak yaşamı boyunca geçim sıkıntısı çekti, değeri fazla anlaşılamadı.

Suavi Süalp 14 Nisan 1981 günüyaşama veda etti.

__________________________________________________________________________________

 




Gırgır Gülmece Dergisi

I.Dönem 
Gırgır, Oğuz Aral yönetiminde 1972`den 1989`a kadar Türkiye`nin en çok satan haftalık kült gülmece dergisidir.

26 Ağustos 1972 tarihinde yayınlanmaya başlayan ve gündeme/politikaya dair güldürürken düşündüren ince bir gülmece anlayışını sergileyen Gırgır dergisinin temel sloganı; "Can sıkıntısını, aşk yarasını, karı koca kavgasını, şip şak keser. Her derde devadır, Gırgır da gırgır." idi.

Dergi, Batı taklitçiliğini devam ettirmek yerine, gülmeceyi yerelleştirdi ve gündelik hayatı, olabildiğince yalın bir hâlde mizahın konusu hâline getirdi.

Tirajını 300.000`e(kimi kaynaklara göre 500.000`e...) yükselterek Mad ve Crocodile`den sonra Avrupa`nın(yine kimi kaynaklara göre dünyanın...) 3. büyük gülmece dergisi haline gelen Gırgır, günümüzün ünlü gülmece ustalarının da çoğunu ortaya çıkardı.

Bunların arasında İsmet Çelik, Nuri Kurtcebe, Engin Ergönültaş, İlban Ertem, İrfan Sayar, Necdet Şen, Suat Gönülay, Gürcan Özkan, Cevat Özer, Atilla Atalay, Latif Demirci, Sarkis Paçacı, Hasan Kaçan, Bülent Morgök,Galip Tekin,Mehmet Çağçağ, Metin Üstündağ, Can Barslan, Uğur Durak, Behiç Pek, Cihan Demirci, Mehmet Polat, Mim Uykusuz, Özden Öğrük, Ramize Erer, Gani Müjde, Tuncay Akgün, Birol Bayram, İlhan Özsoy, Bülent Arabacıoğlu sayılabilir.

1960`lar boyunca düşüş gösteren gülmece dergiciliğine büyük bir ivme kazandıran Gırgır`ın bir dönemin gülmece anlayışı üzerinde büyük etkisi oldu. Daha sonra çıkan Fırt, Deli, Hıbır, Mikrop,Limon, Leman, Öküz, Hayvan, Penguen dergileri Gırgır örneğini temel alarak geliştiler.

17 yıllık uzun soluklu ve oldukça ilginç bir serüven yaşayan dergi, 1972`de tipik bir salon dergisi olarak çıktığı bu yolculuğu 1975`lerden 1980`lere kadar oldukça sıkı sayılabilecek bir muhalif çizgiyle götürmüş, 1980-1983 arasında ülkede varolan sıkıyönetim ortamında bu muhalif politik tavrı rahatça sürdürememiş ancak 1983 sonlarından başlayarak aynı çizgiye geri dönmüştür, ta ki 1989 sonunda Oğuz Aral`ın elinden alınacağı sürece dek...

1989 sonunda `Gölge Adam` lakaplı Ertuğurul Akbay`ın adeta bir darbeyle satın alması ve yazar çizerlerinin protestosuyla sonun başlangıcı sürecine giren derginin kadrosundan toplu kopuşlar başladı. Bu kopuşların ardından Gırgır, bir süre daha yayın hayatına devam etti, ancak daha sonra tirajı mum gibi eriyip yok oldu.




II.Dönem
Gırgır, efsaneyi devam ettirmeye çalışan Rıdvan Bağış`ın genel yayın yönetmenliğinde ve kadrosunda; Abdülkadir Tamer, Seyfi Şahin, Mehmet İnan, Erdoğan Oğultekin, Rıdvan Bağış, Anıl Gürak, Güven Bilge gibi adlarla ve yenilenmiş mizanpajı ile Mart 2008`de geri döndü ve her cuma okurlarına ulaşmaya başladı.

Gırgır geleneğini devam ettirmek arzu ve isteği ile yola çıkan bu adlar, eskiden olduğu gibi yine güldürürken düşündüren ve toplumun önünde yürüyen bir yayın anlayışı ile Gırgır`ı layık olduğu yere taşıyabilme anlayışı içinde olacaklarını duyurdular.





**********
Oğuz ARAL kimdir?



(1936 - 2004) 

İstanbul Silivri`de doğdu. 

Davutpaşa Lisesi`ni bitirdi.
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi`nin üçüncü sınıfından ayrıldı.

1950`den sonra çeşitli dergi ve gazetelerde karikatür çizmeye başladı.
Güncel, halkın anlayabileceği basite indirgenmiş bir karikatür anlayışına önem veren Aral, kendi gülmece görüşü ve doğrultusunda birçok karikatürcü yetiştirdi.

Gırgır Gülmece Dergisi`nin kurucusu ve yöneticisi olan Aral, daha sonra Avni dergisini çıkardı. Aral, Gırgır dergisinin tirajını 500 bin adedin üzerine çıkararak, dünyanın üçüncü büyük gülmece dergisi durumuna getirdi.

Avanak Avni tiplemesinin yaratıcısı olan Oğuz Aral, Hayk Mammer, Köstebek Hüsnü, Utanmaz Adam ve Vites Mahmut gibi tiplemeleriyle de tanınıyordu.



Karikatürleri ve `Huysuz İhtiyar` başlığı altında yazıları ölümüne kadar Hürriyet gazetesinde yayınlanan Aral`ın, tiyatro, müzik ve sinema konularında da çalışmaları bulunmaktadır.

Anadolu`nun çeşitli yerlerinde pandomim gösterileri sergileyen Aral, Koca Yusuf (1966), Direkler Arası (1967), Bu Şehri İstanbul (1968), Ağustos Böceği ile Karınca (1971) adında çizgi filmleriyle de Türk çizgi film sektöründe önemli bir yere sahiptir.

Karikatürist Tekin Aral ile yazar İnci Aral`ın ağabeyi olan Oğuz Aral 26 Temmuz 2004 günü Bodrum`da yaşama veda etti.



(minidev.com, cizgidiyari.com, tr.wikipedia.org)

__________________________________________________________________________________

 




Fırt Gülmece Dergisi

Yayın hayatına Mart 1976`da atılan, Tekin Aral editörlüğündeki haftalık gülmece dergisi...

İsim babası, karikatürist Ferit Öngören`dir. Boyutu Gırgır`dan daha ufak olduğu ve bir çırpıda okunup bittiği için "Fırt" adını aldı.

Mizah dünyamıza "yavrunuzun sayfası" kavramını da kazandırmış olan Fırt dergisi, o dönemde Gırgır dergisiyle aynı kadroyu ve mekânı kullanarak çıkartılıyordu. Derginin Tekin Aral dışındaki ilk çizeri, o sıralar Gırgır`da da çizmeye başlamış olan Necdet Şen`dir. Daha sonra kadroya katılan Altan Erbulak (çizer), Halit Kıvanç (yazar), Müjdat Gezen ve Uğur Dündar (fıkra-fotoroman) ve Sezen Aksu (yazar) Fırt`ı kardeş dergi Gırgır`dan kısmen farklı, magazinel bir kulvara soktu.

Dergi, Tarzan, Kalamiti Jane, Superman gibi batı kaynaklı popüler kültür ikonlarından yararlanarak tiraj yakalama çabasına girdiyse de, hiçbir zaman Gırgır`ın satış başarısını yakalayamadı. Ama Behiç Pek ve Latif Demirci`nin yazıp çizdiği Tarzan`a sonradan eklemlenen Arap Kadri tiplemesi, bu çizgi banta yerel bir boyut kazandırdı.

1980`li yılların sonunda, kardeş dergi Gırgır`la birlikte Web Ofset grubunun patronu Haldun Simavi tarafından gazeteci Ertuğrul Akbay`a devredilen dergi, Aral kardeşlerin kontrolünden çıktı.

Bir süre yayın hayatına eski telif işlerin basımı ve bilinen kalitesinden uzak yeni ekip ile giden dergi daha sonra kapandı.





**********
Tekin ARAL kimdir?




(1941-1999) 

İstanbul`da doğdu.

Çizgilerdeki yeteneğini, ortaöğrenim yıllarında karikatürle keşfeden Tekin Aral, ilk deneyimini 1956 yılında Dolmuş dergisinde yayımlanan karikatürüyle edindi. 

Ardından Tef, Karikatür, Taş gibi dergilerde çizgileri çıktı. Vatan, Yeni Sabah, Akşam ve Yeni Tanin gazetelerinde çizer olarak çalışan Tekin Aral, kardeşi Oğuz Aral ile birlikte Türkiye`de ilk çizgi film çalışmalarını yapanlar arasında yer aldı.

1968 yılında Günaydın gazetesinde çalışmaya başladı. Bu süreçte yine Oğuz Aral`la birlikte Gırgır dergisinin oluşumunda yer aldıktan sonra, 1976 yılında Fırt adlı bir dergi çıkardı, yarattığı Arap Kadri tiplemesi ilgi gördü.

Karikatürcü bir kuşağın yetişmesinde büyük rol oynadı.

Tekin Aral 20 Nisan 1999 günü İstanbul`da yaşama veda etti.


Tekin Aral`ın bir karikatürü:

 

______________________________________________________________________________

 




Avni Gülmece Dergisi

Oğuz Aral, efsane dergi "Gırgır"ın tepeden inme el değiştirmesinden sonra 1990 yılında, gülmece dergisine sahip olmayan Sabah grubu ile anlaşarak, içlerinde kardeşi Tekin Aral ve M.K. Perker, Halil Yıldırım, Galip Tekin gibi adların da olduğu dar bir kadroyla "Avni Gülmece Dergisi"ni çıkarmaya başladı. 

Ancak, günlerce basına konu olan "Gırgır" operasyonundan mağlup çıkan Oğuz Aral`ın artık çevresinde zirvedeki dönemden pek fazla isim kalmamış, "Limon" ve "Hıbır" güçlü isimleri transfer etmişti.

Ayrıca, artık piyasada "Gırgır"dan başka bir çok dergi vardı; ve dergilerin satışı düşmekte, gülmece dergileri de çok fazla okunmamaktaydı.

"Gırgır"ı yaratan Oğuz Aral`ın yeni dergisi "Avni" de tutunamadı ve 1996 yılında kapandı.



- Avanak Avni, karikatürist Oğuz Aral’ın "Gırgır" sayfalarında yarattığı ünlü bir çizgi-kahramandır.

Oğuz Aral, ofis-boy olarak çalışan Rıza Külegeç adlı çocuktan esinlenerek bu kahramanı yaratmıştır.


Avanak Avni (büyüklüğü)

Avni tipik bir gecekondu mahallesi çocuğudur.
Hep ezilir ama hiç boyun eğmez. Bazen hileyle, bazen kurnazlıkla, bazen boyun eğer görünerek hakkını korumaya çalışır.Başlangıçta büyüktür Avni. Ezik, aptal ama kurnaz, sarışın ve kısa boyludur. Halk tarafından tutulur.

Ne var ki, Oğuz Aral ondan sıkılır ve doğal gelişimi tersine çevirerek onu üç buçuk-dört yaşlarında bir çocuğa dönüştürür. Halk; “mugu”, “dıgıl”, “gııı” gibi sözcüklerle konuşan küçük Avni’yi daha çok sever. Yaratıcısının dile getirdiği gibi “Küçük Avni, büyük Avni’yi yener”.


Avanak Avni (küçüklüğü)

Avni, 70’li yıllarda "Gırgır" dergisinin büyük satış rakamlarına ulaşması ile popüler olmuş ve ünü Türkiye sınırlarını aşmış; Güney Afrika’daki ırkçı olaylara, Meksika’da ise ABD emperyalizme karşı bir sembol olmuştur. Fransa’da AB anayasasına karşı çıkan guruplar da Avanak Avni tipini kullanmışlardır. Avni ODTÜ’de bazı guruplar tarafından da siyasal bir eylemde kullanılmıştı.

_____________________________________________________________________

 

Zübük Gülmece Gazetesi

Zübük




1962 yılında Aziz Nesin tarafından çıkarılan haftalık gülmece gazetesidir.

Seviyeli, belden aşağı vurmayan, esprileri ve çizgileriyle güldürürken düşündüren, sorgulayan, eğiten bir gülmece anlayışı ile çıkan gazetenin muhalif politikası nedeniyle Nesin hakkında birçok kez tutuklama kararı çıkarıldı.

Bu tür baskıların yanısıra Kemal Tahir ile birlikte kurdukları Düşün Yaynevi`nin yanmasıyla, Dergi 42. sayısından sonra yayınına son verdi.
Kadroda Yurdaer Kalaycı, Burhan Solukçu gibi adlar vardı.

Aşağıda yer alan Yurdaer Kalaycı imzalı karikatür dinin her devirde politikaya alet edildiğinin güzel bir örneğidir.

 



(bolununsesi.com, yurdaer.com/tr)

_____________________________________________________________________________

 


El Üfürük 1. Sayı, 22 Ağustos 1908


El Üfürük
Yüzyılda Bir Yayınlanan Gülmece Dergisi 

1878-1908 arasında otuz yıl devam eden istibdât döneminde basına ağır sansür uygulanmış, gülmece basınına ise izin verilmemişti. 24 Temmuz 1908`de Meşrutiyet ikinci kez ilan edilip basında sansür kaldırılınca bir anda birçok dergi ve gazete yayın hayatına başlamıştı. 

Bunlardan en ünlülerinden biri de "asırda bir defa eşref saatte yayımlanır" notu ile çıkan ve II. Abdülhamid`in üfürükçüsü olarak bilinen Ebülhüdâ Efendi`nin hicvedildiği El Üfürük dergisi olmuştu.

22 Ağustos 1908`de, Sermet Muhtar, Sait Hikmet ve Osman Kemal adında üç gencin yayımlamış olduğu ve üzerinde "Asırda bir defa eşref saatte yayımlanır" ibaresi bulunan gülmece dergisi El Üfürük`ün ikinci sayısı tam yüz yıl sonra 22 Ağustos 2008`de İstanbul`da çıktı ve "El Üfürük, bol tükürük" sloganıyla satışa sunuldu.

Yeni sayının yanında birinci sayının tıpkıbasımı ve açıklamalı nüshasının da ek olarak verildiği El Üfürük`ün ikinci sayısının künyesinde Hakan Sümer, Bülent Sümer, Veysel Usta, Gamze İlaslan ve Kenan Sarıalioğlu bulunuyor.


El Üfürük 2. Sayı, 22 Ağustos 2008

``Ebülhüda`nın kim olduğu konusunda araştırma yaptık. Gördük ki Ebülhüda`nın Abdülhamid üzerinde önemli etkisi var. Onunla ilgili Başbakanlık Osmanlı arşivlerinde birçok belgeye ulaştık. Bu belgeleri ve diğer kaynakları incelediğimizde Ebülhüda`nın profili de ortaya çıktı. Bu kişiyi tıpkı birinci sayıda olduğu gibi El Üfürük mizahının merkezine yerleştirdik. Elbette bunu yaparken, aradan geçen 100 yılı dikkate alarak Ebülhüda`yı günümüze uyarladık. Derginin bütününde de meşrutiyet dönemine göndermeler yaparak, 1908-2008 yılları arasında mekik dokuyarak, 100 yıl boyunca nelerin değişip nelerin aynı kaldığını, El Üfürük`ün kendine özgü mizah diliyle dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık...Dünyada başka bir örneği var mı bilmiyorum ama bu derginin Türkiye`de yayın hayatını sürdüren en eski mizah dergisi olduğu kesin`` diyen editör Hakan Sümer, ilk çıkan dergide ``100 yılda bir çıkar`` ibaresinin yer aldığı açıklamasını yaparak, kendilerinin de bundan sonrakilere bu mirası bırakacaklarını vurguladı ve 5000 adet basılan derginin üçüncü sayısının 22 Ağustos 2108 tarihinde yayımlanmasını umduklarını belirtti
.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 




Hıbır Gülmece Dergisi

"Hıbır" , Oğuz Aral`ın efsanevi "Gırgır" dergisinden ayrılan bir grup çizerin haftalık yayımladıkları dergidir.

Yayın kurulu Latif Demirci, Ergun Gündüz, Hasan Kaçan ve İrfan Sayar`dan oluşuyordu.

Kadroda Bülent Üstün, Ramize Erer, Cengiz Üstün, İrfan Sayar, Ergun Gündüz, Latif Demirci, Hasan Kaçan, Murat Levent Demircan, Bülent Arabacıoğlu, İlban Ertem, Galip Tekin, Atilla Atalay, Sarkis Paçacı, Abdülkadir Elçioğlu gibi yazar ve çizerleri bulunmaktaydı.

"Hıbır", Mayıs 1989 yılında yayın hayatına başladı ve 1995 yılına kadar 266 sayısı yayımlandı.

___________________________________________________________________________

 




`HBR Maymun` Gülmece Dergisi 

1994 - 1998 yılları arasında çıkan ve "Gırgır" ekolünün devamı niteliğindeki dergilerdendir.

"Hıbır"ın da içinde bulunduğu medya grubunun sahibi Asil Nadir iflas ettiği zaman, başını Ergün Gündüz`ün çektiği "Hıbır" çizerlerinin bir bölümü dergiyi satın aldı, adını da `HBR Maymun` olarak değiştirdiler. Ad değişikliği yapmak zorundaydılar çünkü "Hıbır" adının hakkı İnterpress`te idi.

Kadroda Ergün Gündüz, Atilla Atalay, Latif Demirci, Bülent Üstün, Emrah Ablak, Hasan Kaçan gibi ses getiren adlar vardı.

Kalitesi ile dönemin gülmece dergileri arasından sıyrılan `HBR Maymun` , tekelleşen medya karşısında fazla dayanamadı ve kapandı.

________________________________________________________________________________

 



Dıgıl Gülmece Dergisi

"Avni" dergisinden ayrılan grubun "Hıbır"ı kurması üzerine, Oğuz Aral`ın alternatif olarak çıkarttığı; "Gırgır ve Fırt`tan Seçmeler ve Tazeler" ibaresiyle 1980`lerin sonlarında yayınlanmaya başlamış olan dergidir.

Yavuz Taran`ın da çizdiği dergi, tek karelik karikatürler yerine çok sayfalık hikayelere ağırlık veriyor ve "Avni" ile eküri olarak birlikte yayınlanıyordu.

Dağıtımda oluşan tekelleşme sonucu yine "Avni" ile birlikte yayın hayatına son verdi.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 




Limon Gülmece Dergisi

1985 yılında "Gırgır"dan ayrılan Şükrü Yavuz, Suat Gönülay, Mehmet Çağçağ, Can Barslan ve Gani Müjde gibi mizahçılar tarafından kurulan ve "Haftalık Hastalığınız" sloganıyla çıkan gülmece dergisidir.

"Gırgır"dan türeyen birçok gülmece dergisi arasında zamanla ayakta kalan ve en çok satan dergi oldu.

Daha sonra ayrılan kadrosunun ardından 1991 yılında "Leman" adını aldı.
"Leman"dan ayrılan bir ekip daha sonra "Penguen"i; "Penguen"den ayrılanlar ise "Uykusuz"u çıkardılar. Bu açıdan bakıldığında kendisinden sonraki ve bugünkü dergilerin de "atası"dır.

12 Eylül sonrası baskı döneminde cesur ve radikal muhalefet anlayışıyla iz bıraktı. Derginin alt başlığı "ana muhalefet dergisi" idi. Başbakan Turgut Özal`ın derginin kapağına açtığı davada mahkum olan Şükrü Yavuz hapis yattı.

Türk mizahının birçok önemli adı "Limon"dan yetişmiştir.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 




Leman Gülmece Dergisi

1992 yılında "Limon" dergisinin kapanmasıyla, aynı ekibin hayata geçirdiği "Leman" , Türkiye`nin en eski ve köklü gülmece dergilerinden biridir.

"Kronik Hastalığınız" sloganıyla haftada bir çıkan ve ilk dönemlerinden başlayarak karşıt duruşuyla tanınan dergiden daha sonra ayrılan ekipler "Penguen" ve "Lombak" gibi alternatif gülmece dergilerini kurdular. 

Kadrosunda bugüne kadar Güneri İçoğlu, Kaan Ertem, Can Barslan, Behiç Pek, Yasin 25oğlu, Metin Fidan, Tuncay Akgün, Kemal Aratan, Atilla Atalay, Ahmet Yılmaz, Nuri Çetin, Suat Özkan, Mehmet Çağçağ, Bahadır Boysal, İpek Özsüzlü, Gökhan Dabak, Nihat Genç ve daha birçok tanınmış adı barındıran "Leman", gündemle oynayan gülmece dergisi olma özelliğini korumaktadır.

Karikatürist Selçuk Erdem, şöyle tanımlar "Leman"ı:
".....Çok fazla konuşma biçimlerine, yaptıkları esprilere yansıyor Leman. Bu belki bir çok ülkede örneği olmayan bir şeydir. Yani bu kadar konuşma biçimini etkileyen... Doğru ya da yanlış o ayrı bir tartışma ama sanırım Leman insanların günlük yaşamının içinde olmayı başarıyor..."

___________________________________________________________________________________

 




L-Manyak Aylık Gülmece Dergisi

Mehmet Çağçağ`ın sahipliğinde, Bahadır Baruter ve Selçuk Erdem`in editörlüğünde ilk sayısı Ocak/1996`da yayınlanan ve karşıt çizgisiyle öne çıkan L-Manyak`ın kadrosunda Bahadır Boysal, Kaan Ertem, Behiç Pek, Mehmet Çoşkun (Mem-Coş), Metin Fidan, Can Barslan ve Cengiz Akın gibi adlar vardı.

Derginin kurucularından Bahadır Baruter şöyle anlatıyordu L-Manyak`ı :
"Punk ne kadar apolitikse, o kadar apolitik L-Manyak...Ayrıca L-Manyak punk ve anarşist kültürden beslenen bir dergidir. Bu ülkede cinsel tabuları masaya yatıran bir tavrı vardır. Ve bu kaygan zeminde bu işi yapmak kolay değil. Aylık dergi ruhu L-Manyak`la başladı. Bu bir çete işi..." 

Daha sonra Bahadır Baruter`in Mayıs 2001 tarihinde kimi genç çizerlerle birlikte dergiden ayrılıp Lombak`ı çıkarmasının ardından L-Manyak`ta editörlüğü Soner Günday devraldı.

Kadroya ise Galip Tekin, Levent Çanga, Yiğit Özgür, Özge Samancı, Aslan Özdemir, Kemal Aratan, Mahmut Tibet ve Kaan Güvercin gibi çizgiroman ressamları ve Atilla Atalay ile Ahmet Yılmaz dahil oldular.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 




Lombak Aylık Gülmece Dergisi

L-Manyak`tan ayrılan 11 çizer, 2001 yılı Mayıs ayında Lombak dergisini aylık çıkarmaya başladılar.

L-Manyak`ın fikir babalarından biri olan Bahadır Baruter, Bülent Üstün de ayrılan ekipte yer aldı.

Lombak`ın yaratıcıları Bahadir Baruter ve Kemal Kenan oldu.
Kendilerini "Muhabbet arasında çiziyoruz" veya "Bizimki çetenin günlüğü bir nevi" gibi gülümseten sözlerle tanıtan derginin ad seçme aşamasında "tifil, tombul, hımbıl, labunya, la.vuk gibi adlar elendi ve Lombak yaratıldı.

Diğer adlar ise Memo Tembel Çizer, Cengiz Üstün, Göxel, Andaç Gürsoy, Alpay Erdem, Faruken Bayraktare, Behiç Pek, Oky ve Kenan Yarar`dı.

Geçen yıl (2009) ise Alpay Erdem ve on arkadaşı dergiden ayrılarak Ağustos ayında Cici Gülmece Dergisi`ni çıkarmaya başladılar. Ne var ki bu yeni dergi uzun ömürlü olamadı ve kurucusu Alpay Erdem`in ayrılmasıyla birlikte dört sayının ardından kapandı.

Dergiden bir karikatür :

 



(privatesozluk.com, forumilk.com, cizgiroman.gen.tr)

____________________________________________________________________________________

 




Cici Gülmece Dergisi

Penguen ve Lombak gülmece dergilerinden ayrılan ve 12 kişiden oluşan bir çizer grubu 2009 Ağustos ayında "Tayyipsiz Mizah Dergisi" sloganıyla haftalık Cici Gülmece Dergisi`ni çıkardılar.

Lombak `dan ayrılan Alpay Erdemin de kurucu olarak yer aldığı kadrodaki diğer adlar şöyleydi : Yetkin Gülmen, Felat Delibalta, Can Atakul, Göxel, İbrahim Sever, Serdar Gilkal, Kerem Demir, Çetin Küçük, Yuşa Yalçıntaş, Abdül…

Kadrodaki adlar, Cici’de siyaset ve özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan`ın olmayacağını dile getiriyorlar ve “Başbakan ancak çizer olarak dergiye girebilir” diyorlardı.

Öncelikle, okurların çabuk tüketilen ve hızlı algılanan şeylere ilgi duyduklarını düşünerek dergilerini haftalık formatta hazırlamaya karar verdiler. Sert bir gülmece geleneğinden geldiklerini söyleyen ekip üyeleri, piyasadaki “Atom, Kemik, Mikrop” gibi sert adlara karşı, yaptıkları gülmeceye çelişki oluşturması için bu adı seçtiler Bir de sevimli ama aynı zamanda hafiften şeytani havası olan bir karakter yarattılar.

Lombak dergisinden gelen alışkanlıklarıyla diğer haftalık dergilere göre derginin boyutlarını da küçük yaptılar.

Ancak, ülke ve dünya gündemine yeni bir bakış açısı getirmeyi hedeflediklerini söyleyen dergi ekibinin bu umutlu girişimi, kurucu Alpay Erdem`in henüz üçüncü haftada tirajın düşüklüğünü gerekçe göstererek dergiden ayrılmasıyla hüsranla sonuçlandı. Kadroyu sarsan bu gelişmeden sonra Cici Dergisi 4.sayısıyla okurlara veda etti.

Güldürü/gülmece dünyasında, bu sonucun birkaç nedenle beklendiği açıklandı...Cici`nin suya sabuna dokunmayan bir gülmece dergisi olması, ülke gerçeklerinden kopuk ve siyaset dışı bir yayın politikası olması, dergide "karşıt gülmece" yokluğu bu nedenlerden birkaçıydı. Birçok görüşe göre, siyasete uzak duran bir gülmece dergisi tutunamazdı.

Şu sıralarda ise Cici`nin kapanmasından çok, "gemisini terkeden kaptan" konumuna düşen ve bu nedenle okur kesiminden doğrudan veya dolaylı tepkiler alan Alpay Erdem`in itibarı konuşulmakta...

Aşağıda Alpay Erdem`in yarattığı bir karakter olan "Şevki Teyze" görülüyor:

___________________________________________________________________________________

 



Güldiken Mizah Kültürü Dergisi

Turgut Çeviker`in 1993`ten bu yana çıkarttığı dört ayda bir yayımlanan gülmece dergisidir. 

Güldiken`in açılış metnini 2004 yılına kadar Mehmet Ali Kılıçbay yazdı.
2004`den sonra başyazar olan İzel Rozental, karikatürleriyle de katkıda bulundu.

Gülmece kültürü olgularını öne getiren, grafik gülmeceyi benimsemiş düzeyli bir dergi olan Güldiken, usta yazarların, çizerlerin yapıtlarını yayımladı.

Gülmece tarihimize eğildi.
Ülkemizin yakın tarihinde unutulan sanatçıları yeniden gün yüzüne çıkardı.
Her sayısını bir sanatçıya ayırdı.

__________________________________________________________________________________

 




Uykusuz Gülmece Dergisi

"Penguen" dergisinden ayrılan yazar-çizerlerin kurduğu haftalık gülmece dergisi "Uykusuz" , yayın hayatına 5 Eylül 2007 günü başladı.

Derginin İmtiyaz sahibi ve Yazı İşleri Müdürü, aynı zamanda derginin çizerlerinden olan Uğur Gürsoy`dur.

Derginin tamamı 16 sayfa, amblemi ise "atletli, çizgili pijamalı adam"dır.

Kapak, gündemi belirleyen siyasi, ekonomik ya da sosyal olayları karikatürize etme amacı taşır.

Dergi hemen hemen tüm haftalık gülmece dergilerinde olduğu gibi ülke gündemine yön veren olayları konu alan ilk iki sayfalık bir girişi içerdikten sonra çeşitli karikatürler, kısa çizgi hikayeler ve gülmece-deneme niteliğinde yazıları barındırır. Sondan bir önceki sayfada da ise "gelen kutusu" adı altında amatör çizerlerin gönderdiği çalışmalara ayrılan bir bölüm yer alır.

Dergide görev alanlar; Oky, Yiğit Özgür, Uğur Gürsoy, Ersin Karabulut, Umut Sarıkaya, Memo Tembelçizer, , Fermuar dergisinden gelen Vedat Özdemiroğlu , Emrah Ablak , Bülent Üstün , Cengiz Üstün,Deniz Ensari, Yılmaz Aslantürk , Cihan Ceylan , Cihan Kılıç , Ender Yıldızhan ilk defa bir mizah dergisinde görev alan Engin Günaydın, yeni çizer Yavuz Öztürk ayrıca makaleleri ile Fırat Budacı, ve Barış Uygur ` dur.

(tr.wikipedia.org)

___________________________________________________________________________________

 




Kazandibi Gülmece Dergisi

2001 yılı Temmuz ayında ilk sayısı çıktı.

Uğur Durak, Suat Gönülay ve Şahin Erkoçak yönetimindeki "Kazandibi"nde; Meral Onat, Necdet Şen, Çetin Küçük, Mehmet Ersoy, Turgut Yüksel gibi adlar vardı.

Dozu az biçimde gülmece ve karikatür köşeleri olan dergide söyleşiler de yer alıyordu.

Dergi, 4 sayı çıktıktan sonra kapandı.

___________________________________________________________________________________

Edit : MrLion       



MrLion

MrLion resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Kısa bir dörtlük>
  15.Nis.2010 Per 22:19:37

 

Güzelmiş beğendim

_____________________________________________

 

Suçumu cezama ikiz sayarken hakim, bari beklenmeyen şahit ol sevdama...
idamıma elin boş gelme...

kendinle gel...!!

 

MrLion

 

<<1...7891011121314151617 18192021222324252627...31>>