ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
7 Haziran 2024, Cuma 17:06   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  SteLLaR> Forum Mesajları
    SteLLaR'e ait Toplam 7 Forum Mesajı var


SteLLaR

SteLLaR resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >VATANIMI SEVİYORUM BEN>
  19.Şub.2008 Sal 13:00:53
fiogf49gjkf0d

BU VATANIN BAYRAĞINA

BU ATANIN UĞRUNA

BU ÜLKENİN TOPRAĞINA

BU ÜLKENİN SUYUNA

BU ÜLKENİN NAMUSUNA,ŞEREFİNE

BU ÜLKENİN DEVLETİNE,MİLLETİNE

BU ÜLKENİN POLİSİNE,ŞEHİTLERİNE

BU ÜLKENİN ASKERİNE

KURBAN OLAYIM...

HİÇ BİR TERORİST BU ÜLKENİN ADINI BİLE AĞZINA ALAMAZ..ALANLAR İSE CEZALANDIRILIR..



SteLLaR

SteLLaR resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Turban ve Turkiye>
  16.Şub.2008 Cmt 01:09:54
fiogf49gjkf0d
Selam ; Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, Prangaxxx Beyin koymuş olduğu resim beni çok üzdü.Her kim olursa olsun sonuçta hepimiz birer bireyiz(insanız).Ama bu gibi konularda taviz vermektende kaçınmıyoruz.Bu gibi toplumu küçük düşürecek insanları rencide edecek görüntülerin aleme ibret olmasını temenni ederim.Veyahut başörtülü olması işi biraz daha yokuşa sürmekte,Ülkemizde bağımsızlığı kabullenmeyen bir kesim bulunmakta bu kesim 1960 yıllardan belli aktif.Bu kesim halkın düzenini bozmakla suçlansalarda yine olan laik kesime oluyor..Çünkü en çok anayasaya sahip çıkan laik bir düzen kurmak isteyenlerdir (Ondan).En çok anayasıyı kabullenen Atatürk devrimlerine sahip çıkan kesimlerdir (Ondan).Bugün anayasıyı 60 lı yıllara rağmen birileri bozmak istiyorsa onlarda hala ortalarda çirit atarak , siyasi bir simge haline getirdikleri başörtüyü laik bir cumhuriyetin ana beyanı yapmak istemeleridir.Halkın bağımsızlığını devletin laikliğini kimsenin bozmaya hakkı yoktur..Siz hala başörtüyü takın ABD sizi ülkesine seve seve kabul eder


SteLLaR

SteLLaR resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >DENİZ GEZMİŞ>
  15.Şub.2008 Cum 13:52:13
fiogf49gjkf0d

Deniz Gezmiş

1965 ten sonra Türkiye de gelişen gençlik hareketinin en önemli önderlerinden ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) nun kurucu ve yöneticilerinden Deniz Gezmiş, 24 Şubat 1947 de Ankara nın Ayaş ilçesinde doğdu. Öğretmen bir ailenin çocuğu olması sebebiyle ilk ve ortaöğrenimini çeşitli kentlerde, liseyi İstanbul da okudu. 1966 da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine giren Gezmiş, henüz lise öğrencisiyken sol düşünceyle tanıştı ve kendini dönemin eylemleri içinde buldu. 1965 te Türkiye İşçi Partisi(TİP) nin Üsküdar ilçesine üye oldu. İlk kez 31 Ağustos 1966 da Ankara dan İstanbul a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik isçilerinin Taksim Anıtı na çelenk koymaları sırasında isçileri destekleyen ve Türk-İş yöneticilerini protesto eden gösteri sırasında gözaltına alındı.

Ardından 19 Ocak 1967 de Türkiye Milli Talebe Federasyonu(TMTF) binasının yedd-i emine verilmesi sırasında çıkan olaylarda yakalandı ve bir gün sonra iki arkadaşıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. 22 Kasım 1967 de öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında Aşık İhsani ile birlikte ABD bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan Deniz Gezmiş, Hukuk Fakültesi nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 Ocak 1968 de Devrimci Hukuklular Örgütünü kurdu. 7 Mart 1968 de İÜ Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen AIESEC genel kurul toplantısında konuşma yapan Devlet Bakanı Seyfi Öztürk ü protesto ettiği için tutuklandı. 68

2 Mayıs a kadar tutuklu kalan Gezmiş, 30 Mayıs ta 6. Filo yu protesto ettiği için yargılandı ve beraat etti. Öğrenci eylemleri içinde etkinliği giderek artan Deniz Gezmiş, 12 Haziran 1968 de İstanbul Üniversitesi nin işgal edilmesinde önderlik etti. İşgal Konseyi adına İÜ Senatosu ile Baltalimanı nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı; öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu. İşgalden kısa bir süre sonra İstanbul a gelen 6.Filo yu protesto eylemlerinde yer alan Gezmiş, 30 Temmuz da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 Eylül de serbest bırakıldı.TİP içinde yoğunlaşarak, ayrılıklara ve tartışmalara yol açan ideolojik sorunlarda Milli Demokratik Devrim(MDD) görüsünü benimseyen Deniz Gezmiş, bu görüşün özellikle devrimci öğrenciler arasında yayılmasında etkili oldu. Ekim 1968 de eylemlerde birlikte olduğu Cihan Alptekin, Mustafa İlker Gürkan, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Cevat Ercişli, M.Mehdi Beşpınar, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Ömer Erim Süerkan la birlikte Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB) ni kurdu. 1 Kasım 1968 de TMGT, AÜTB, ODTÜÖB ve DÖB ün başlattığı Samsun dan Ankara ya Mustafa Kemal Yürüyüşü nü düzenledi. Ardından 28 Kasım 1968 de ABD büyükelçisi Kommer in gelişi sırasında Yeşilköy Havaalanı nda düzenlenen protesto gösterileri nedeniyle tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı.

İstanbul Üniversitesi nde sağcı güçlerin 16 Mart ta girişmis olduğu hareketlere öğrenci kitlesiyle birlikte karşı koyan Gezmiş , bu eylemi gerekçe gösterilerek 19 Mart ta yeniden tutuklanarak 3 Nisan a kadar hapis yattı Ardından 31 Mayıs 1969 da İÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto için giriştikleri işgale önderlik etti. Üniversitenin kapatılıp, polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. Hakkında gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan Gezmiş, Haziran ın sonunda Filistin e gitti. Filistin e gitmeden önce 23 Haziran 1969 da TMGT nin topladığı 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı na kendisi gibi haklarında tutuklama kararı olan FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir mücadele programı gönderdi. Eylül e kadar Filistin de gerilla kamplarında kalan Deniz Gezmiş,1 Eylül 1969 da, 10 Haziran da "üniversiteyi işgal" ettiği gerekçesiyle Hukuk Fakültesi nden ihraç edildi. Hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde gazetecilere gizlendiği yerden demeçler verdi. 23 Eylül 1969 da Hukuk Fakültesi nde olduğu sırada haber verilen polislerin de fakülteye gelmesi üzerine teslim olan Gezmiş, 25 Kasım da serbest bırakıldı. Ancak Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi nde Battal Mehetoğlu nun sağcılar tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin Gezmiş e ait olduğu öne sürülerek hakkında yeniden tutuklama kararı alındı. 20 Aralık 1969 da yakalanan Gezmiş, kendisiyle birlikte tutuklanan Cihan Alptekin le birlikte 18 Eylül 1970 e kadar tutuklu kaldı. Bundan sonra öğrenci eylemlerinden uzaklaşarak, mücadelesini değişik alanlarda sürdürmeyi planladı. Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan la birlikte THKO yu kurdu. 11 Ocak 1971 de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesi nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı. 4 Mart 1971 de dört ABD li erin Balgat taki Tuslog Tesisleri nden kaçırılması eyleminde de bulunan Gezmiş, erlerin serbest bırakılmasından sonra Sivas ın Sarkışla ilçesinin Gemerek nahiyesinde Yusuf Aslan la birlikte yakalandı. 68

16 Temmuz 1971 de başlayan THKO-1 Davası nda TCK nin 146. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 Ekim 1971 de idam cezasına çarptırıldı.

6 Mayıs 1972 de idam edildi.

 

Son Sözü ; İnanıyorumki benim kellemi isteyenler muradına ermeyecek benim ve yoldaşlarımın hesabı eryada geç gelecek nesillerimiz soracak.BAĞIMSIZ HALKIM a canım feda , MUSTAFA KEMAL ATATÜRK e canım feda..

İdama Giderken Son Resmi

 

 

Deniz Gezmişin Mahkemediki Sesi İle Duruşmadaki İsyanını Dinlemek Ve İzlemek İçin Aşağıdaki Videoyu İzlemenizi Temenni Ederim.. (Bu Ülkeye Gerçek Sahip Çıkan Atatürkçüler Bizleriz!!!)

 

DENİZ GEZMİŞ ÖLÜMDEN KORKMUYORUZ..



SteLLaR

SteLLaR resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >EĞİTİM: ÖSS ye giricek adaylar %25 daha şanslı..>
  11.Şub.2008 Pzt 18:01:34
fiogf49gjkf0d

ÖSS ye girecek adayların 2008 şansı
2008-ÖSS ye yaklaşık 1 milyon 200 bin aday katılacak. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan 2008-ÖSS sınavına dair bilgiler verdi.

ÖSYM Başkanı Prof.Dr.Ünal Yarımağan, 4 yıla çıkarılan ortaöğretimde bazı lise türleri dışında bu yıl mezun verilemeyecek olması nedeniyle ÖSS ye girecek aday sayısında 400-500 bin azalma beklediklerini belirterek, Bu nedenle bu yıl taban puanlarında bir miktar farklılıklar olabilir dedi.

Yarımağan, Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, 2008-ÖSS ye yaklaşık 1 milyon 200 bin adayın katılacağını tahmin ettiklerini söyledi.
Ortaöğretimin 4 yıla çıkması nedeniyle bazı lise türleri dışında bu yıl mezun verilemeyeceğini anımsatan Yarımağan, bu nedenle bu yıl ÖSS ye girecek aday sayısında 400-500 bin civarında azalma beklediklerini kaydetti. Başvuru sayısının azalmasının sınava bu yıl girecek adayların üniversiteyi kazanma şansını artırıp artırmayacağı sorusuna Yarımağan, şu yanıtı verdi:
Tabii artırır. Geçen yılki kontenjanlar Açıköğretim hariç 430 bin civarındaydı. Bu yıl bu sayının azalmayacağını, hatta bir miktar artacağını söyleyebiliriz. Sınava giren aday sayısı da daha az olacağı için, bu yıl başvuran adayların üniversiteye gitme şanslarının geçen yıla göre ve bundan sonraki yıllara göre daha yüksek olacaktır. Geçen seneye göre yüzde 25 daha şanslılar. Ancak bu sadece bu yıla mahsus bir durumdur.

Başvuru sayısının azalması nedeniyle taban puanlarında bir yükselme veya düşme olup olmayacağı sorusuna Yarımağan şu karşılığı verdi:
Biz sıralama yaptığımıza göre puanlar da ortalamalara göre belirleniyor. Bu yıl sınava girecek kitle farklı olacağı için aslında bu yılın taban puanları geçen yıllardan bir miktar farklı olabilir. Bu yönde ayrıntılı bir çalışma yapmadığım için şimdiden artar ya da eksilir diye birşey söyleyemiyorum ama önemli olan sıralamadır. Puanın mutlak değerinden çok adayın başarı sırasıdır. Aday kitle içinde 10 bininci mi, 20 bininci mi o önemlidir, puan o kadar önemli değildir. Bu yıl puanlarda bir miktar farklılıklar olabilir.

SINAV ÜCRETİLERİ ARTMAYACAK

Yarımağan, ÖSS ve YDS ücretlerinde artış yapılmamasına ilişkin YÖK e öneride bulunacaklarını bildirdi. Son birkaç yıldır çok fazla artış yapmadıklarını, geçen yıl tercihlerden ücret alma uygulamasına da son verdiklerini kaydeden Yarımağan, önerilerinin kabul edilmesi halinde bu yıl da geçen yılki fiyatların geçerli olacağını söyledi. Yarımağan, Bu fiyatlar YÖK Genel Kurulu nda onaylanacak. Bizim önerimiz fiyatların yükselmemesi yönünde. Yani sadece ÖSS ye girecek adaylar 40 YTL, ÖSS ile birlikte YDS ye girecekler 50 YTL, sadece sınavsız geçişe başvuran adaylar da 10 YTL ödeyecek. Tercihler sırasında da ücret alınmayacak dedi.

İşlemleri internet üzerinden gerçekleştirdiklerini anımsatan Yarımağan, bundan dolayı masraflarının azalması nedeniyle ücretleri artırmadıklarını söyledi.

ÖSS YE BAŞVURULAR GELECEK AY YAPILACAK

2008 de yapılacak ÖSS takviminin de YÖK Genel Kurulu nun onayından sonra kesinleşeceğini ifade eden Yarımağan, sınavın 15 Haziran 2008 Pazar günü yapılmasının planlandığını, başvuruların da şubat-mart aylarında alınacağını bildirdi. Yarımağan, başvuruların geçen yıl olduğu gibi internet üzerinden alınacağını belirtti.

ÖSS ye bu yıl girecek adaylar standart uygulamalarla karşılaşacak. Bu yıldan itibaren adaylara dağıtılacak soru kitapçığının türleri, oturacakları sıralar ve bu sıraların aralarındaki mesafeler, salon başkanlarına bırakılmak yerine ÖSYM nin merkezinden belirlenecek. Adaylar binaya da cep telefonu getiremeyecekler.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, Anadolu Ajansı na bu yıl uygulamaya başlayacakları Sınav Merkezi Otomasyonu Projesi ni anlattı.

Hazırlıklarına geçen yıl başlanan projenin uygulama aşamasına geldiğini ifade eden Yarımağan, projenin, sınav esnasındaki oturma düzenini ve hangi adaya hangi kitapçık türünün dağıtılacağını merkezden belirlemeyi, dolayısıyla hem kopya çekilmesini tamamen önlemeyi hem de adaylara kolaylık sağlamayı amaçladığını belirtti.

KOLÇAKLI SANDALYE, ALÇAK SIRA KULLANMAYACAĞIZ

Bu çerçevede, ÖSYM nin sınav yaptığı yaklaşık 200 bin sınav salonunun ve tüm okulların bilgilerinin elektronik ortama aktarıldığını kaydeden Yarımağan, şöyle konuştu:
Biz bundan önce sınav yapılan salonların bilgilerine çok hakim değildik. Sadece kapasitelerini biliyorduk. Bu proje kapsamında sınav yapılan tüm salonların bilgilerini aldık. Şimdi o salondaki, o sınıftaki sıranın türünden tutun, yüksekliğine, birbirlerine olan mesafelerine, salonun boyutlarına kadar tüm bilgilere sahibiz. Yani sınıfta masa var, sıra mı var, sandalye mi var, sıranın üstünün yüzeyi iyi mi kötü mü, sıraların arasındaki mesafeler ne kadar, sınıfın büyüklüğü ne kadar, sınıfın perdesi var mı, okulda kaloriferi, jeneratörü var mı, ulaşım kolay mı zor mu bütün bu bilgilere elektronik ortamda sahibiz. Bu bilgilere sahip olduğumuz için de bir sınav için uygun olmayan kullanmayacağız bu seneden itibaren. Eğer mecbur değilsek kolçaklı sandalyeleri bulunan veya adaylar için çok alçak olan ilkokul 1. sınıfların sıralarını kullanmayacağız. Yine mecbur değilsek, zor, gürültülü yerlerdeki sınav salonlarını kullanmayacağız.

Bu bilgilerin adayların oturma düzeni ve onlara dağıtılacak kitapçık türlerini belirlemede kullanılacağını belirten Yarımağan, böylece kopya çekmenin tamamen engellenmesini hedeflediklerini vurguladı.

STANDART GETİRECEĞİZ

Yarımağan, şunları söyledi:
Adayların oturma yerlerinin planlamasını ve soru kitapçıklarının dağıtımını da Ankara dan yani merkezden yapacağız. Salon başkanlarına inisiyatif bırakmayacağız. Örneğin, 20 kişilik bir sınıfta 7 numaralı adayın nereye oturacağını ve o adaya hangi kitapçık türünün dağıtılacağını biz belirleyeceğiz. 1 numaralı aday şuraya, 2 numaralı aday buraya otursun, şu adaya A kitapçığı, bu adaya B kitapçığı verilsin diyeceğiz. Eskiden salon başkanı adayı kendi isteğine göre oturtuyor, kitapçığı kendi isteğine göre dağıtıyordu. Bazıları bunu iyi planlayamadığı için yan yana ya da birbirlerine yakın oturan adaylara aynı kitapçık türü düşüyordu.

Yeni sistemle biz standart getirmeye çalışıyoruz. Adaylar da rahat edecek. Mesela bazı yerlerde adaylar birbirlerine yakın veya çok uzak oturtuluyordu buna bir standart getireceğiz, belli bir mesafe olacak. Kopya açısından daha güvenli bir sistem bu. Kopyayı tamamen önlenecek.

Bu projenin fiziki açıdan adaylara rahatlık sağlayacağını yineleyen Yarımağan, Örneğin, bir sınıfın sınav saatinde çok güneş aldığını biliyorsak o sınıfı kullanmayacağız. Kötü salonları kullanmayacağız. Örneğin, kolçaklı sandalyeleri, çok alçak sıra olduğu için ilköğretim 1. sınıf sıralarını mecbur kalmadıkça kullanmayacağız veya çok gürültülü bir yerdeki sınıfı kullanmayacağız diye konuştu.

UZUN BOYLU VE KİLOLULARA KOLAYLIK

Yarımağan, uzun boylu ve kilolu adayların küçük sıralarda sınava girmelerinin sıkıntı yarattığını belirterek, bu adaylara da kolaylık sağlamayı düşündüklerini söyledi. Yarımağan, şunları kaydetti:
Sınava başvurular sırasında uzun boylu veya çok kilolu adayların bilgilerini alırsak eğer, bu adayları da uygun salonlarda sınava almaya çalışacağız. Çünkü bizim sınıflarımızın bir kısmı ilköğretim okullarında, bir kısmı ortaöğretim, bir kısmı da sınıflar. Özellikle ilköğretimde sıralar küçük çocuklara göre olduğu için zaten bu salonları kullanmamaya çalışacağız. Uzun boylu ve kilolu adayları ise en uygun sınıflarda sınava alarak onların da rahat etmesini sağlayacağız.

Örneğin adayın boyu 1.90 dan uzun mu, kilosu 100 ün üstünde mi, bunları bilirsek bu adayları büyük sıraların bulunduğu yerlere atayarak, rahat etmelerini sağlayabiliriz.

Sınav salonları ile ilgili bilgilerde değişiklik olması halinde okulların bunu ÖSYM ye bildireceğini ifade eden Yarımağan, dolayısıyla değişikliklerin aksamaya yol açmayacağını söyledi.

TELEFON TAMAMEN YASAK

Başta ÖSS olmak üzere ÖSYM nin uyguladığı sınavlarda cep telefonlarıyla ilgili sorunların büyük sıkıntı yarattığını vurgulayan Yarımağan, bu konuda yeni bir karar aldıklarını açıkladı. Yarımağan, şunları söyledi:
Cep telefonlarıyla baş etmekte güçlük çekiyoruz. Bu gerçekten bizim başımızı ağrıtan bir konu. Çünkü cep telefonların artık insanların ayrılmaz bir parçası oldu. Birçok aday cep telefonuyla sınava geliyor. Maalesef bunların içinde az sayıda da olsa cep telefonuyla kopya çekmeye çalışanlar var. Bu da tabii sınavın güvenilirliğini azaltıyor. Biz cep telefonuyla sınava girmeyi yasaklamıştık eskiden beri fakat sınava gelirken yanında cep telefonu getirmeyi yasaklamamıştık. Cep telefonuyla binaya gelenlerin cep telefonlarını emanete alıyorduk fakat bu da çok ciddi sıkıntılar yaratıyor. Çünkü bu, oradaki görevlilere bir sorumluluk getiriyor. Yüzlerce kişinin telefonunu alacak, bunları sağlıklı bir biçimde iade edecek... Bu mümkün olmuyor. Bazı adaylar da cep telefonuyla sınava giriyor tabii bu durumda sınavları iptal ediliyor.

Bütün bunlara çözüm olarak, 2008 ÖSS de binaya cep telefonu olmadan gelmeleri yönünde karar aldık. Cep telefonu ile binaya gelen adayı sınava almayacağız. Bu nedenle adayların mağdur olmasını istemiyoruz. Bu önlemler adayların lehine olan önlemlerdir ve sınavın güvenilirliğiyle ilgilidir. Çünkü biz gerçekten başedemiyoruz bu durumla. Bir taraftan kopya nedeniyle, diğer taraftan da telefonların emanete alınması sırasında ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. O yüzden böyle bir önlem almak zorunda kaldık

GÖREVLİLERİN PERFORMANSINI TAKİP EDECEĞİZ

Yarımağan, bu yıldan itibaren sınavlarda görev alanların performanslarını da takip edeceklerini bildirdi. Sınavlarda görev alan yaklaşık 300 bin kişiyle ilgili bilgilerin de toplandığını belirten Yarımağan, Sınavda görevini iyi yapmayan bir görevliye sonraki yıllarda mecbur kalmadıkça görev vermemeye çalışacağız. Örneğin görev yaptığı salonda kopya çekilmişse, o görevli görevini iyi yapmamış demektir. Veya adayların soru kitapçığı türünü işaretlemesi, salon başkanının da bunu kontrol etmesi gerekiyor. Eğer işaretlenmemişse görevli görevini iyi yapmadı demektir. Bunları takip edeceğiz ve görev vermeyeceğiz dedi.

MART AYINDA BAŞLAYACAK

Yarımağan, ÖSS de tüm Türkiye ye uygulayacakları bu projeyi, 2008 Mart ayında yapılacak sınavlarda denemeye başlayacaklarını bildirdi. Yarımağan, Mart ayında yapılacak Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı nda denemeye başlarız ÖSS de de tam anlamıyla uygularız dedi.

"Öğrenmenin ve Okumanın yaşı olmaz." Herkesin bu sınava girip şanslarını birkez daha olsun denemelerini isterim.Şimdiden başarılar arkadaşlar.



SteLLaR

SteLLaR resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Turban ve Turkiye>
  8.Şub.2008 Cum 16:30:03
fiogf49gjkf0d

Selam ; Arkadaşlar daha önceden yazımı okumamış arkadaşlar için daha özgü bir cümle araştırıp buldum..İşte buyrun umarım bu cümleyi bazı arkadaşlarımızda ne kendi aralarında değerlendirmek nede araştırmak isterlerse buyrun araştırsınlar..Sadece yazıyı okumanızı tenzip buyurmaktayım.. ;

"...Kimi yerlede kadınlar görüyorum ki, başına bir bez, ya da bir peştemal ya da benzer bir şeyler atarak yüzünü, gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir, ya da yere oturarak yumulur. Bu durumun anlamı, gösterdiği nedir?
Efendiler uygar bir ulus anası, ulus kızı bu şaşırtıcı biçime, bu vahşi duruma girer mi? Bu durum ulusu çok gülünç gösteren bir görünüştür. Hemen düzeltilmesi gerekir." 

Atatürk ün Söylev ve Demeçleri,



SteLLaR

SteLLaR resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Turban ve Turkiye>
  7.Şub.2008 Per 21:09:30
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

Selam ; Bazı konuları, kelimeler ve kavramlar üzerinde durmadan ve kullandığımız kelime ile ifade etmek istediğimiz mananın -tartışan taraflarca- aynı olup olmadığını tespit etmeden tartışıyoruz ve bu yüzden de kör döğüşü yapıyoruz. Türban konusu da işte böyle bir konu. "Türban ne demektir ve bunun islami başörtüsü ile alakası nedir?", "Türban veya başörtüsü siyasi bir simge midir, yoksa dindar müslüman kadınların Allah emri diye giydikleri bir kıyafet midir?" "Başını örtme hakkını elde eden müslüman kadınlar ve onların erkekleri bunun arkasından şeriat devletinin gelmesini veya ülkede yaşayan bütün kadınların örtünme mecburiyetini talep ederler mi?" Bu üç soruya açık ve ikna edici cevap vermeden başörtüsü meselesinin netlik kazanması ve çözüme hazır hale gelmiş olması mümkün değildir.
Söyleyeceklerimiz tasavvura değil, vakıaya dayansın diye bu konularda farklı düşünenlere bir örnek olarak sayın Uluç Gürkan ın internet ortamında yayınladığı yazısını ele alabiliriz.
"Türban işin bahanesi.Eski Cumhurbaşkanı Sezer in sözleriyle "yapay" bir gündem. Böylece, Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluş felsefesi, laik ve demokratik özü tartışmaya açılıyor. "Laiklikte fazla ileri gitti" denilen Türkiye de daha islami bir yapı kurmak isteyenler bu amaçla türbanı özellikle kullanıyor. Bir siyasal simge, bir üniforma olarak yaşamın her alanında türbanı sürekli gündeme taşıyor."
Bu tespitlerin doğru olmadığı açık; "laiklikte ileri giden Türkiye ye dur diyerek daha islami bir yapı kurmayı" kimler istiyor ve bu istekler, onların hangi söz ve davranışlarından çıkarılıyor? Ortada apaçık duran talep, laikliğin bazı Batı ülkelerinde uygulandığı gibi uygulanmasından ibaret iken buna "daha islami bir yapı kurma" teşhisini (veya adını) koymak keyfidir, delilden yosundur, peşin hükme dayanmaktadır. Laikliğin, din özgürlüğüne zarar vermeyen bir anlayış içinde uygulanmasını isteyenler yalnızca türban üzerinde durmuyorlar (Uluç Gürkan ın haksız bulduğum ifadesi ile türbanı kullanmıyorlar), namaz (özellikle Cuma namazı), oruç (için bazı vakit ayarları), faizsiz işlem, sakal, din eğitimi gibi daha bir çok konuyu dile getiriyor, bu konulardaki haksız ve gereksiz kısıtlamaların kaldırılmasını istiyorlar.
"Türbanın altında var olan "diktacı bir din devleti özlemi" inkar edilemez. Türbanlıların tek tek ortaya çıkıp, "bu benim inancım" demeleri, bu konudaki kaygıları gidermez. Türbanlıların bir kısmı bunu iyi niyetle takıyor olabilirler. Ancak olay bütünü itibariyle siyasi güdümlü bir dava uğrunadır."
Böyle bir iddiada (ağır ithamda) bulunabilmek için şahsın elinde kesin bilgi ve belgelerin olması gerekir. Yapılan araştırmalar, "inancı yüzünden başını örtmek isteyenlerin aynı zamanda dayatmacı bir dini dikta rejimi istediklerini" değil, aksini ortaya koyuyor (Bu yazının sonuna koyduğum TESEV in araştırmasından alınmış yazıya bakınız). İnsanların "Bu benim inancım" demeleri kaygıları gideremiyorsa başka ne yapabilirler?! "Sana inanmıyorum, ortada kesin bir delil yok ama ben, senin artniyetli olduğuna inanıyorum" diyenleri ikna etmenin yolu nedir? Türkiye de başını örten kadınların ve kızların kahir ekseriyeti siyasi eğilim ve oy bakımından sağ (bir partiyi değil) partileri tercih ederler; bu partilerin de programları bellidir; öküzün altında buzağı aramanın anlamı var mıdır?
"Sadece üniversite kapıları, devlet kadroları zorlanmıyor. Türbanlıların televizyonlarda yarışma programlarında, hatta mayo defileleri ve rock konserlerinde dahi boy göstermesine dikkat ediliyor. Başında türban olduğu sürece, buralarda ve sokaklarda giyilen ne kolsuz bluzlara, ne de alabildiğine dar pantolonlara karışılmıyor. Kullanılan simgeye, sadece ve sadece türban olarak bakılıyor."
Bu satırları okuyanlar inanırlarsa şuna da inanmış olurlar: Devlet gibi bir gizli örgüt var, türbanı simge olarak kullanmak suretiyle şeriat devletine gitmeyi planlamış, bunun için binlerce kadını ve kızı angaje etmiş, altı kaval olsa bile üstünün şişhane (başının türbanlı) olmasını şart koşmuş, bu yarı açık gülünç yaratıkları toplumun bütün katmanlarına sızdırmış -nasıl müslüman ve nasıl islamcılarsa bunlar- aynı zamanda tesettür emrini de parçalayarak uygulamışlar, buna rağmen müslümanlardan taraftar toplayacaklarına inanıyorlar... Eğer bunlara inanalar varsa kendileriyle türban meselesini tartışmanın faydası yoktur; onlar için gerekli olan tedavidir.
"...BU varsayımın doğru olmadığını göstermiştir. Kişilerin ne ölçüde dindar olduklarını, kişisel yaşamlarında dinin gereklerini yerine getirip getirmediklerini irdelediğimiz sorulara verilen cevaplar Türk halkının genelinde dinine bağlı ve inançlı müslümanlardan oluştuğu  doğrulamaktadır. Ancak dini inanç ve ibadet halkın büyük bir çoğunluğu tarafından kişisel yaşamla sınırlı görülmekte, dinin kamu yaşamını etkilemesi ve kamu yaşamında daha görünür bir yer edinmesi tasvip edilmemektedir. Örneğin Türk halkının % 67,2 si dinin devlet ve siyaset düzenini yönlendirmesini zararlı bulmakta, buna karşın bu görüşe katılmadığını belirtenler % 16,4 ile sınırlı kalmaktadır. Türk parti sistemi içinde din temelinde politika yapan partilerin olması gerektiğini savunanlar % 24,6 iken bu görüşe karşı çıkanlar % 60,6 dır. Belki daha da önemlisi, laik cumhuriyet projesi büyük çoğunluk tarafından desteklenmektedir. Cumhuriyet devrimlerinin bu ülkeyi ileri götürdüğünü düşünenlerin oranı % 77,3 dır. Bu görüşe katılmayanlar % 8,3 ile sayıca oldukça sınırlı bir karşıt grub oluşturmaktadırlar. Cumhuriyet devrimlerinin temel taşlarından olan Medeni Kanun ilkeleri büyük çoğunluk tarafından desteklenmektedir. Örneğin, Medeni Kanu nun değiştirilip İslam hukukuna göre erkeğin dört kadına kadar evlenmesini uygun bulunların oranı sadece % 10,7 dir. İslam Hukukuna göre boşanmayı kabul edenler % 14, kız çocukların mirastan daha az pay almalarını kabul edenler % 13,9 luk kitleler oluşturmaktadır. Zina yapan erkek veya kadınlara Kur an a göre ceza verilmesini savunanların oranı % 1,4 gibi çok düşük bir orandır. Bu saptamalarla bağlantılı olarak arştırmanın bir ikinci önemli bulgusu şudur: Yukarıda belirtildiği gibi, Türk halkının çoğunluğunu dinin kamu ve siyaset yaşamı üzerinde etkili olmaması gerektiğini düşünmektedir. Kısaca ifade edilirse, Türk halkı dinin kamu alanında etkin olmasına karşı çıkarken, devletin de kendi inanç ve ibadetine karışmamasını istemektedir. Örneğin, halkın % 42,6 sı bügün Türkiye de dindar insanlara baskı yapıldığını düşünmekte, bu baskıya örnek vermeleri istedindiğinde baskı yapıldığını düşünenlerin % 64,8 i türban sorununu gündeme getirmektedir. Devlet memuru kadınların ve üniversite öğrencisi kızların isterlerse başlarını örtmelerine izin verilmesi gerektiğini düşünenler % 66,6 dir.Ve her zaman ATATÜRK diyorum!.. ve çok sevdiğim bir cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum.. "Dünya benim ülkem, insanlar benim kardeşlerim. İyilik yapmak da benim dinimdir.."



SteLLaR

SteLLaR resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >GÜNÜN SÖZÜ>
  30.Oca.2008 Çar 01:12:23
fiogf49gjkf0d

 

Dünya benim ülkem, insanlar benim kardeşlerim. İyilik yapmak da benim dinimdir...