ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
TheSecrett> Forum Mesajları | | TheSecrett'e ait Toplam 178 Forum Mesajı var
|
|
TheSecrett
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >salihim(Zyrexx) hayırlı teskereler Kardeşimmmm> 7.Şub.2008 Per 19:42:28 | | fiogf49gjkf0d Zyrexx öncelikle hayırlı teskereler diliyorum hayırlıyısla gidip gelirsin....
Unutmaki sen çok farklısın. Bildiğiniz gibi çürük raporu alarak,veya başka yollardan askerlikten kaçan askere gitmeyen onlarca insan var.Onun için seni bir kez daha tebrik ediyorum.Seve seve gittiğin için.. Tekrardan hayırlı teskereler.. | |
TheSecrett
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Haber >!!! Son Dakika !!! >21 Senedir Süren Sacma Konu> 5.Şub.2008 Sal 23:36:18 | | fiogf49gjkf0d
bakTerii :
TheSecrett :
ben görüyorumki dünyanın hiç bir ülkesinde hemen hemen böyle bir tartışma yok. Umarım en kısa zamanda buna bir çözüm bulurlar.. Saygılarımla... |
|
|
Zaten olamazki tek laik müslüman ülke biz iz avrupa komple hiristiyan türban özünde yok onun icinde türban derdi yok .....ülkelerinde türban takan yok:))....Müslüman ülkelerde belli cüppe carsaf olai... anladin sen onu :))
|
|
|
Bakteri arkadaşım Laiklik diyince aklına hemen türban gelmesin okey.. Ben şunu demek istedim orda böyle şeyleri sorun yapmıyorlar sonuçta onlarında bir DİN anlayışı var onlarda kendilerine göre dinlerini yaşıyor fazla sorun çıkmıyor onu demek istedim...Bilmem anlatabildim mi ;);) | |
TheSecrett
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Türk İcadı bir plazma :):)> 5.Şub.2008 Sal 12:59:43 | | fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
Gayet güsel bir plazma birde madolyonun diğer yüzüne bakalım :):)
| |
TheSecrett
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Haber >!!! Son Dakika !!! >21 Senedir Süren Sacma Konu> 5.Şub.2008 Sal 12:38:38 | | fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Bu Konuya yazamadan geçemiyorum...
Laf kalabalığı yapmak istemiyorum.Kısaca benim görüşüm şöyle;
Atatürkünde dediği gibi" Her şey kulla Allah arasındadır" Dolayısıyla aklı başında olan herkes neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilir.. Herkes Neyin ne olduğunun farkında..Özgür bir ülkenin vatandaşlarıyız,herkes görüşlerini,dinini,orf ve adetlerini özgürce sürdürebiliyor.Dolayısıyla herkesin bir birine saygı duyması gerekir türban meselesine gelince üniversitelerde kılık kıyafet zaten serbest onun için fazla sorun olacağını sanmıyorum.Zaten başörtülü insanlarda sokakta rahatca dolaşıp takabiliyorlar bundada sorun yok.Onun için fazla kutuplaşma olmadan Bazılarının oyununa gelmeden kendi içimizde halletmeliyiz bu konuyu birlik beraberlik ve karşılıklı saygı sevgi çercevesinde, ben görüyorumki dünyanın hiç bir ülkesinde hemen hemen böyle bir tartışma yok. Umarım en kısa zamanda buna bir çözüm bulurlar.. Saygılarımla... | |
TheSecrett
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Din ve insan> 4.Şub.2008 Pzt 14:38:56 | | fiogf49gjkf0d
| |
TheSecrett
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Din ve insan> 4.Şub.2008 Pzt 14:32:56 | | fiogf49gjkf0d BENCE HER ŞEY NEFSİMİZDE BİTİYOR...
AMA BAZEN ONA HAKİM OLAMIYORUZ..
| |
TheSecrett
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Din ve insan> 4.Şub.2008 Pzt 14:30:33 | | fiogf49gjkf0d Nefsinizi Tanıyın
Nefsinizi tanıyormusunuz? Nefsin de mertebeleri var biliyormusunuz? Aşağıdaki yazı size nefsinizi tanımak için ışık tutacaktır.
Nefs in yedi mertebesi vardır : Nefs-i emmare, nefs-i levvâme, nefs-i mülhimme, nefs-i mutmainne, nefs-i râziyye, nefs-i marziyye ve nefs-i safiyye.
Nefs-i Emmare : Hayvani ruhun kendi yaratılışı olan sıfatı "Nefis olanca şiddetiyle kötülüğü emreder" (2) ayeti kerimesinin anlamınca emmaredir. Üç sınıftırlar. Bunların hepsi "Biz müslümanız" derler, ama taklit ehlidirler.
- Birinci Sınıf
- Allah ın emrettiklerinden hiç bir şeyi yapmazlar.
- Allah ın yasakladıklarının hepsini yaparlar.
- Biz hakikati bulduk kabilinden türlü türlü sözler söylerler.
- Kendileri nefsin elinden esir olup cehennemlik olmuşlardır.
- Kendi işledikleri kötü fiiilleri, günah olan şeyleri oldukça güzel görürler. Hatta onlarla iftihar ederek mutlu olurlar.
- Bunlara nasihat fayda etmez, neticede imansız olarak ölürler.
- Bunların yolunda gitmek caiz değildir. Tarikattan haberi olmadıkları olmadığı gibi temel dini esaslarda bile sapıklığa düşmüşlerdir.
- İşledikleri günahları ve yaptıkları kötülükleri ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerle yalanlarlar.
- Bunlar dan insanlık sıfatı tamamen kalkmış, hayvanlık sıfatı ile sınıflanmışlardır.
- Bu sıfatla yetmiş iki fırka ve bütün kâfirler sıfatlanmışlardır.
- Bunların hepsi de:
"Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de perde vardır ve büyük azab onlar içindir." (3) ayet-i kerimesindeki manaya uymuşlardır.
- Bunlardan insafa gelip imanı kabul etmiş yoktur. Meğer ki hidayet erişe...
- İkinci Sınıf
- Bunlarda Allah ın emrettiklerini yerine getirmezler ve yasaklarından sakınmazlar.
- Bütün haramları işlerler. Lakin harama helal demezler. Ancak haramdır diye işlerler ve derler ki,
"Kırk gün günahkâr iken bir gün tövbekâr oluruz. Allahü teala merhametlidir, affedicidir. Kulunun kusurunu affeder. Su bulanmayınca durulmaz. Bir gün oluruz ki, bunların hepsine birden tevbe ederiz. Tevbesiz bile ölsek bize azap etmek Allah ın şanından değildir. .."
diyerek birbirine tesellide bulunup, geçersiz delillere ve müjdeci ayet-i kerimelere dayanarak bütün haramları işlerler.
- Allah korkusu asla içlerine sirayet etmeyip yaptıkları pisliklere de zerre kadar pişman olmazlar.
- Küçük güzel bir iş yapsalar o zaman hemen sanki Allah cennetin anahtarlarını onlara vermiş gibi iftihar ederler.
- Bu sınıftan da insafa gelip günahlarından pişmanlık duyarak tevbe edenler yok denecek kadar azdır.
- Bunlar da:
"Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır." (4) ayet-i kerimesinin hükmüne tamamen uymuşlardır.
- Üçüncü Sınıf
- Tarikat ehli olanların nefs-i emmare sahibi olanlardır. Bunlarda Allah ın emrettiklerini yerine getirmezler ve yasaklarından sakınmazlar.
- Hem kusurlarını bilirler, yine yasaklanmış fiilleri işlerler. Pişmanlıkla tevbe edip ahlaklarını ve hallerini değiştiremezler.
- Bu sıfatla ahirete giderlerse emmare halinde olduklarından çoğunluğu imansız ölürler.
- Bunun ilacı, yani emmare sıfatından levvame sıfatına dönmenin ilacı " Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz" hadis-i şerifine uyarak kendini hesaba çekersin. Yani:
- Kötü bir fiil işlediğinde hemen ardından Cenab-ı Hakkın yüce varlığını hatırlayarak onun alim sıfatını düşün. O her şeyi bilir.
- Ceza gününün şiddetini ve işlediğin kötü fiilleri düşün ve ne kadar ağır gelsede pişmanlık duy, bir daha işlememeye kesin karar ver tevbe et.
- Allah ın emrettiklerini yerine getirme konusundada iyice düşün ve yapmaya çalış.
- Tevbe ederken fırsat geçerse yine işlemek fikri olursa tevbesi kabul olunmaz. Zira böyle tevbeler münafık tevbesidir ve makbul değildir.
- Günah işlediği zaman hemen peşinden elinde olmadan pişmanlık duyar ve yaptığı günaha ciğeri yanıp gözlerinden yaş akıtıyorsa o vakit bilsin ki levvame sıfatı kendisine hal olmuştur.
Nefs-i Levvâme : İki sınıftır. Birincisine ehl-i ukbâ, ahiret ehli, ikincis tarikat ehlidir.
- Ahiret Ehli
- Tarikat Ehli
- Bunlar da tevbelerinde durmazlar. Ama günahları eylem değil, haldir, tavırdır, davranıştır.
- Ehl-i tarik birisi, olgun bir mürşidin elini tutunca mürşidi ile bütün haramlardan sakınmak ve bilumum farzları yerine getirmek konusunda ant içip söz keser ve ilaveten şeyh, dervişe zikir verir. Derviş levvame sıfatında ise mürşidin himmeti ile bu anlatılan ehl-i dünya ve ehl-i ukba gibi zahiri sebebi ile o günahları işleyemez.
- Günah işlese bile bunu sebepsiz işler. Yani sözü daha geniş söyleyim derken yalan karıştırır, söz arasında birinin gıybetini yapar veya bunlar gibi duyu organlarıyla yapılan günahları da işler. Kalpe edilen kin, kibir, çekememe ve benzeri kötülüklerin hepsi kendilerinde mevcuttur.
- Levvame sıfatından kurtulup mülhime sıfatına geçmek için:
- Levvame sıfatında olanlara rabıta şarttır. Gezip tozduğu, oturduğu kalktığı yerde şeyhini gönlünden çıkarmadan onun huzurunda, elinden tutuyormuş, hırkasını giymiş gibi veya kendine en uygun gelecek şekilde rabıtaya çalışmalı ve gayret etmelidir. Sonra:
- "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz" hadis-i şerifine uyarak kendini hesaba çekmeli, kendisinde ne kadar kötü huy bulursa hepsini birer birer yazmalı, terketmek için kesin karar vermeli, tevbe etmeli o ahlakın zıddını yapmak için ısrarla çalışmalı. Mesela
* Tevbe ettiği kötü huy kibir ise evazu ile davranmalı * Gıybet ise methetmelidir.
Bir kimsede kusur gördüğünde o kusuru kendisinde görüp şöyle demelidir:
"Ey nefis! İnsan insanın aynasıdır. Eğer bu kusur bende olmasaydı bu kimsede bunu görmezdim. Kendi halimi bu mübarek zatın aynasında gördüm. Bu hal benim halimdir. Ey nefis! Haksız yere ona isnatta bulunursun."
Böyle söyleyip kendi nefsini ayıplayarak Allahü tealadan af dilemelidir.
"Ya Rabbi! Kalbimde bu küstahlığın olduğunu sen bilirsin. Sen bütün sırları ve gizli olan her şeyi bilirsin. Hepimizi affedip güzel ahlaklı kıl"
Allah tan korkup o kötü ahlak kendisinden gidip yerine güzel olanı gelinceye kadar böyle yapmalıdır. Buda şöyle anlaşılırki: O nun olduğu yerde bir kimseyi bir topluluğu kötüleseler bu kimse elinde olmadan onları metheder, methetmeye gücü yetmezse kötüleyenlere buğz ederek sessiz kalır.
- Bir daha tespit ettiği kötü huyları kendinde zuhur etmezse anlaşılır ki, mülhime sıfatı kendisine hal olmuştur.
Nefs-i Mülhimme : İki bölümdür. Birincisi ulemâ-yı amilin, âbidler ve zâhidler. İkincisi ehl-i tarik ehlidir.
- Ulemâ-yı Amilin, âbidler ve Zâhidler
- Herkes bu sınıfta olanlara iyi gözle bakarlar, haklarında olumlu düşünürler. Zira zahirdeki kötü hareketlerini iyi fiillere dönüştürmüşlerdir.
- Emr-i bi l maruf ve nehy-i ani l-münkerden başka Hazret-i Resûlullah ın (s.a.v.) sünnetini de yaymaya gayret ederler.
- Farzların, vaciplerin, sünnetlerin ve müstehapların tamamını yerine getirerek bunları dışa çıkartıp eyleme dökerler.
- İnsanlar, zahirdeki hareketleriyle onlara zamanın kutubu gözüyle bakar. Ama iç dünyalarının bütün bütün kötü ahlakla dolu olduğunu bilmezler ve görmezler. Bunların kötü ahlktan kurtulmaları için zikir kılıcı lazımdır. Bu da kendi kendine olmaz. Kâmil bir mürşid bulup kendini tam bir bağlılıkla ona teslim ederek onun telkin ettiği zikir kılıcı ile her gün hayvani ruhun helaki için çalışır, ta ki, kötü huyları güzel ahlaka dönüşsün.
- Ehl-i Tarik
- Kötü fiil ve kötü huylardan mümkün olduüu kadar kurtulmuşlardır. Fakat varlık berzahından, tunelinden, uçurumundan, renk değiştirmekten, döneklikten, tereddüt ve döneklikten bütün işlerini Allah a havale edip O na tam bir bağlılıkla teslim olamadıklarından kurtulamamışlardır. Yani:
* İster zengin ister fakir olsun sürekli olarak geçmişe üzülür ve geleceği düşünüp kederlenirler. * Bugün rızıklarını yerler, sabah için acaba halimiz ne olur, diye kara kara düşünürler. * Halleriyle Cenab-ı Hakk ın rezzâk ismini inkar ederler. "Şimdiye kadar Cenab-ı Hak ne aç ne açıkta bıraktı. Şimdi de bırakması şanına yakışması şanına yakışmaz" diye hiç bir yerden teselli bulamaz.
- İçleri devamlı surette kuruntu ve daralmadan kurtulamaz. Hep renkten renge girer, tereddütlü olurlar.
- Dünya sevgisi ve tabii şeylere bağlılıktan kendilerini alamamışlardır
- Bazen iç rahatlığı gelir ve ruhani safadan bir nebze olsun tad alırlar, bazan da iç darlığı, döneklik ve tereddüt ile dolarlar.
- Bu sıfat le sıfatlanan kimse sürekli olarak Allah ın huzurunda olmalıdır. Yani, gezip tozduğu, oturup kalktığı yerlerde şöyle düşünmelidir: Cenab-ı Hak bana benden yakındır. "İhsan, senin Allah ı görüyormuş gibi ibadet etmendir. Sen onu görmesen bile o seni görür." hadis-i şerifince hareket etmelidir.
- Cenab-ı Hak rızkını ezelden takdir etmiştir. Yiyecek, içecek ve giyecek gibi üç husus ecel gibidir. Hiç bir şekilde değişmez. Her gün insanın nasibi her ne ise onu bulsa gerektir. Bunun için beyin yormak yorgunluktur. Çok düşünmekle, çok çalışmakla bir şeyin fazlası noksanlaşmaz. Bu yorgunluktan ve kalp sıkıntısından başka bir şey değildir.
Takdir-i Huda kuvvet-i bazu ile dönmez Bir lem a ki Mevlâ yaka üflemekle sönmez
Bundan dolayı ezelde her ne ki takdir olundu ise hepsi zamanları gelince gerçekleşir. Dünya iin tasalanmak ahmaklığın ta kendisidir. Her iş olacağına varır. Senin düşünmen sadece yorgunluktan ibarettir. bu şekilde tefekkür edip zikrine ve fikrine devam etmelidir.
- Mülhime sıfatının durumu acayiptir. Sürekli uyanık bulunmalı, her ne suretle olursa olsun düşüncesinden zuhur edenleri şeriat terazisiyle ölçüp ona göre karşılık vermelidir. Cenab-ı Hakk ın inayetiyle nefsin mutminne mertebesi kendisine ihsan ve hal olunur. Bunun işareti de şudur:
* Bütün kötü ahlakları güzel huylara dönüşür. * Tam tevekkül hali gelir ki, dünyalık bütün işlerini Allah ın kudret eline bırakarak tam bir bağlılıkla teslim olur. Kendisine bir zenginlik elbisesi de ihsan olunur ki, kesinlikle bundan sonra artık geleceğe bel bağlamak ve gelecek endişesiyle yaşamak ile geçmişten keder ve elem çekmek, maziye üzülmek gibi hallerden kurtulur. * Bugünden yarın sabahın işini düşünmez. Gün, bu gündür. Saat bu saattir, der ve Hakk ın verdiği ilahi ihsanlara teşekkürle onlara kanaat eder. Bundan sonra bütün dünya halkı bir taraf olsa ve "Gel yhu, bu senin ettiğin nasıl iştir? Sonra pişman olursun!" gibilerinden türlü türlü nasihatler verseler bile itikadına, inancına zerre kadar tesir etmez. * İşte bu anlatıldığı şekil üzere böyle haller zuhur ederse o kimsenin nefsinin mutmainne sıfatı ile sıfatlandığına ve mutmainne mertebesine yükseldiğine delalet eder.
- Bazen nefsin levvame bazen mülhime mertebelerinde olup bu sıfatlarla sıfatlanmış kimseye ilahi tecelliler zuhur ettiğinde kendini "iyice adam oldum" sanıp aldanmasın. Çünkü bu yer, bu derece bütün Allah dostlarının "el aman" diye çağrıştıkları bir yerdir. Allahü teala sizleri ve bizleri korusun. Bu yerden düşen nefsin emmare mertebesine kadar düşer, hatta tarikattan uzaklaştırılıp imansız olarak ölmesinden ziyadesiyle korkulur.
| |
TheSecrett
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Din ve insan> 4.Şub.2008 Pzt 14:21:59 | | fiogf49gjkf0d
murist :
Bu sabah Forum sayfalarında şöyle bir göz geçirdim.Dine olan bakış,hassasiyet,verilen ehemmiyet ve önemin diğer konulara nazaran,çok geride kaldığı kanısına vardım.Anlam veremediğim durumun Din konularında olan bilgisizliğimizin mi,önem vermeyişimizin mi, yoksa çok önemli bir maneviyat olmayışından mı kaynaklı.Açıkçası buna hiç bir anlam veremedim.Bilmiyor olabiliriz ama öğrenmememiz için bir nedenimiz yoktur.Önemsemediğimizden de değildir(umarım).Ama her gün bir iki cümle kurup onu okuma,öğrenme,bilgi sahibi olma ve Dinimizin gerçeklerini görebilme,insan üzerindeki şart ve farzlarını görüp en azından kendimizin içerisinde bulunduğu konumu görebilme şansımıza çok fazla yardımcı olacağı ve kendimizi tartmamıza vesile olacağı görüşünü savunuyorum.
|
|
|
Murat abi böyle bir konuya el attığın için seni bütün kalbimle tebrik ediyorum dediklerinde çok haklısın sana katılmamak elde değil Çok güsel bir başlık açmışsın. En azından böyle yaparak bir nezlede olsa bazı şeyleri idrak edebiliyoruz bazı şeyler aklımıza geliyor... Bizlere bazı şeyleri hatırlattığın için tekrar tşk edeiyorum Paylaşım için Teşekkürler.... | |
TheSecrett
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Görme Yeteneğiniz Ne kadar İyi ?> 2.Şub.2008 Cmt 18:01:34 | | fiogf49gjkf0d
Doğru Yerleri görmek İçin Tıklayın...
Ben 7 Tane buldum bakalım siz kaç tane bulucaksınız... | |
TheSecrett
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >Alttaki İçin hediye Seçelim...> 2.Şub.2008 Cmt 16:30:24 | | fiogf49gjkf0d Alttaki benden sana bir çift ayakkabı :)
| |
| |