Hastanede karışan anne
Kalp ameliyatından sonra huyu suyu yüzde yüz değişen, her söyleneni tersinden anlayan, olur olmadık her şeye muhalefet eden anneme babamdan gelen süper yorum: "Hanım, Baykal seni tanısaydı kendinden utanırdı."
Yok canım,devam et sen
Çocukken "Portakal" adını verdiğimiz turuncu bir peluş oyuncağım var benim, kendisi yılların ördeği olur. Siyah bir de gömleği var üstünde, böyle göbeği açık, parlak düğmeli... Altına da hizmetçilerin giydiği fırfırlı, beyaz, kısa önlükten giydirmişler hatta. Yıllardır durur öyle orada burada. Benim manyak sevgilim, espri yapmak için gömleğini de önlüğünü de çıkarmış bir keresinde hayvanın, yastığımın üstüne oturtmaya çalışıyor. "Ne yapıyorsun aşkım?" diyorum; büyük bir iş başarmış edasıyla sırıtıp cevap veriyor: "Portakalı soyup, başucuna koyuyorum. Bir problem mi var?!"
İçimdeki hayvan
Günlerdir doktorumun verdiği ilaçlarla ağrısını iyileştiremediğim ayak bileğimi, veteriner arkadaşımın söylediği ufak tüyolarla iyileştirdikten sonra, her zaman şüphelendiğim içimdeki hayvanın varlığından emin oldum...
Bıdı bıdı bıdı
Aile efradı toplanmış bir yandan çaylarımızı yudumluyor bir yandan televizyondaki belgeseli izliyoruz. Annem; ``Ay ben şu hayvanlardan en çok kuşları seviyorum.`` diyor. Babam yorumunda gecikmiyor tabi ki; ``Hiç şaşırmadım; onlar da çok ötüyor zaten.``
Yağmur yağıyor
Markete girerken şemsiyemi açık unutmadım. Öyle de dolaşmadım. Kimse de yoktu zaten.
Alem deliye biz akıllıya muhtaç
Yeni aldığımız sekretere, muhasebe elemanımız şirketi gezdiriyor. Antika daktiloları gören sekreter çok beğenip, bir sürü soru sorunca, bizimki, "Ooo bunlar da bir şey mi, üst katta Atatürk’ün İzmir’e geldiğinde kullandığı bilgisayarlar var!" diyor. Hala eleman seçmeyi öğrenemediğimi gösteren cevap gecikmiyor: "Aaaa bizim şirket o zaman da açık mıydııııı?"
Yanımdaki yabancı
Aramızın o an bozuk olduğu kocama nasıl değiştiğini anlatmak için "Benim yanımdaki adamla, evlendiğim adam artık aynı kişi değil." diyorum. Kendisine yakışan cevap gecikmiyor: "Aldatıyor musun lan beni?"
Evimin direği
Eski kadınlar kocalarından bahsederken "evimin direği " derlerdi. Evlenince çözdüm bu direk meselesini. Odundan mamul yontulmamış kalaslara direk deniyor, ya da en azından bizim evdeki direkt bu tanıma uyuyor.
Sarımsaklasak da mı saklasak
Kastamonu seyahati dönüşünde, anneme evlilik yıldönümü hediyesi olarak bir çuval Kastamonu sarımsağı getiren, bu nedenle annem tarafından süresiz olarak evden uzaklaştırılan(!), savunmasını da “Buranın neyi meşhur diye sordum. Sarımsağı dediler. Ben de alıp getirdim Bunda kızacak ne var?” diyerek yapan, dünya tatlısı bir babam var.
|