Ne zaman yazılmış sana onca şiir ! Nasıl sevmiş seni gönüldaha dününü bugününden ayırt edemezken Nasıl bir sevdaya müptelâ olmuş ¿! Yok oluşa mı bunca sevda ! yok olmaya mı içimdeki nar ¿ Nasıl bir vurgun nasıl bir ihtilâl nasıl bir Terk-i diyardır bu ¿
Söylesene kaç dem yaşatır bana dünden kalma aşklar[ın] ¿ Kaç gece sûkut ederim sessizliğinle ¿ kaç gecedir ki bu ömr-ü cihân ¿… Nedendir o zaman bunca isyan bunca gözyaşı ¿! Söylesene nâr-ı ateş; Cehennemimde de devam edecek mi ¿ Yakacak mı sevdâların koru beni cayır cayır ! Söylesene sevdân cehennem ateşin[m]e ; kaç damla aşk olup söndürür ¿ Bitmez ki cehennemin nâr-ı ateşi bitiremezsin ki dün’deki sevdalarınla! Ben ki alev alev yanmaların müptelâsı Alevim sevdândır Yârsevdândır !
Yanan nâr-ı ateşi’mi söndürsün ‘en büyük sevdân’ … Kurtar[ma] beni Cehennem’imden ! Günahkârsın ! bir damla gözyaşın bile dindirmez alevi Burada da yaşatmaz ki bana ‘cennet’i aşkın! Neydi ki zaten sevdân Yanmadı mı Mecnun LeyLa’nın ardın sıra … Dağlar delinmedi mi ?
Senin sevdân neydi ki Sevdân’dı korumSevdân’dı Cehennem’im ! Haydi söndür nâr-ı ateşi haydi Mecnunum ol !.
Şirin’in Ferhat’ı Züleyha’nın Yusuf’u gibi Haydi söndürsün artık inci tanesi olan gözlerinden damlayan gözyaşı[n] ! Bitmez ki dinmez ki alevim yitiremezsin Nâr-ı ateşimi …! Yandığım sevdân’dır Yâr sevdân’dır …
Mahşer-i Cümbüş’ü yaşıyorum … kalabalıklar arasında çırılçıplağım !
Ruh[um] nasıl da ‘soysuz sevdaya’ tutkun !
Şimdi ruhuma‘soysuz sevdan’dan; bin bir günahlar giydiriliyor … Çırılçıplak ! Yalınayak ‘ kimsesizim onca kalabalığın arasında … Üşüyorum ! ‘soysuz sevda’m ısıtsana beni Tutsana ellerimden- duymuyor görmüyorsun- Nasıl bir sevdaydın nasıl bir aşktın ki medet umuyorum senden !
Cehennemimde yanıyorum‘soysuz sevdan’la
Çekiyorum cezamı çekiyorum nefsime yenilmenin cezasını …
Haydi Ferhat olup Bir düğme uğruna bir gecelik heves uğruna yan ! Haydi yansana !
Nasıl bir sevdasın ki nasıl bir nâr-ı ateşti ki bendeki sevdan ¿!
Alıntıdır... |