ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

buralarda zaman durdu şimdi,
vakit sensizliğin tam ortasında.
şiirler ıslanmış bir kenarda,
şarkılar sana küsmüş,
yeşerttiğin çiçekler kurumuş,
penceremdeki güvercinler artık uçmuş...
hayaller başkalarına armağan olmuş,
karanlıkta umutlar yokolmuş,
hani doğum gününde verdiğim gül var ya,
işte o da maalesef solmuş....
sensizliği yaşarken yüreğimde,
unutamadığım ve hep özlediğim
o sıcacık bakan gözlerin
diyorlar ki beni silmiş....
dedim ya sana;
buralarda zaman durdu
vakit sensizliğin tam ortasında...

Nereye çikacagi belli olmayan bir yoldur ask;
Kader yolunda ilerledigimiz,süprizlerle dolu
Bazen bir yagmurdur ask; gözlerimizi islatan
Bazen bir günestir ask,yüregimizi isitan bazen kavuran
Kimi zaman kar gibidir ask önceleri seyretmesi güzel
Ancak sonralari hayati felç eden
O’nun adini her andiginda yüreginin hoplamasidir ask dedigin
Ask dedigin; mantigin hükmetmemesidir akla
Mangal gibi bir yürek olmali sevende,gözü kapali dikenli yollarda ilerlemeli
Aska dair bütün kelimeleri tek hecede söyleyebilmeli sevdigine
Ifade edebilmeli tüm sevgisini anlatabilmeli sadece bir bakis ile
Sözlerin anlamini yitirmesidir ask,bakislarin büyüleyici etkisidir
Teslim olmaktir ask,yüreginde hapis yatmaktir sevgilinin
Aglarken gülmek degildir ask; gülerken aglamaya hazirlik yapmaktir.
Nedendir bilinmez bir gülücükle baslayip gözyasiyla biter hep
Bir savas alanidir ask; kaybedeni ve kazanani hiç olmayan
Bir yangin yeridir ask; söndüremeden küle çeviren
Ask dedigin içmeden sarhos etmeli insani
Bilmedigi sarkilar söyletmeli adama
Öyle çok sevmeli ki,seveni sair yapabilmeli ask dedigin..................

Sen benim içli dışlı gerçeğim
Açılan ellerimde dualarımda dileğim
Kararan gözlerimde aydınlık geleceğim
Mutlu yarınlarımın adı;
Bulutla yer arası,
Yere düşmeyen yağmur damlası

Uykusuz gecelerimde hayalinin bekçisi
Cevapsız kalan feryatlarımın iniltisi
Acımasız hayatta kaderimin çilesi
Defterime yazılanın adı;
Bulutla yer arası,
Yere düşmeyen yağmur damlası

Bir görmeye cihanın benim sandığım
Ateş çemberi masum bakışlarına kandığım
Yokluğuyla ezilip, hasretliğiyle yandığım
İçimdeki volkanın adı;
Bulutla yer arası,
Yere düşmeyen yağmur damlası

Bu şehrin sokaklarında Kızıl serseri
Her adımda kulaklarımda gel sesleri
Köşebaşlarını dönerken sen hisleri
Peşinde koştuğum yarin adı;
Bulutla yer arası,
Yere düşmeyen yağmur damlası

Kömür karası gözlerine bakamazsam,
Ellerini tutamazsam,
Kollarında uyuyamazsam
Büyülü sesinle içimi ısıtamadıktan sonra
Ben nasıl ben olayım...

yine gece ve ben yine sensizim..
bu satırları gecenin örselenmiş
karanlığından yazıyorum..
dört duvar arasında sıkışıp kaldım,
bir de tepede lamba..
duvarda asılı saatin "tik tak" sesi ile
dikkatim dağılıyor..
kafam allak bullak
yine sensizim ...
bu gecede sensizim...
kimse bilmiyor rüyalarıma bile
gelmediğini..
uyumuyorum nasılsa gelmiyorsun .....
ve gece bitiyor!!
tepedeki lamba sönüyor,
saatin sesi kesiliyor .. ...
ama SEN hâlâ yoksun...... yoksun

Yüreğimi dövdüm sabır örsünde,
Az mı ödediğim bu ağır bedel?
Gel... Ki ben bir ömür bıraktım dünde,
Mevsimler hazana ermeden evvel.

Gelmeni bekledim asırlar boyu,
Yaşadım sensizlik denen korkuyu,
Üstüme kapandı dipsiz kör kuyu,
Aşkınla açıldı sonsuza ezel...

Ruhumun özünde duydum adını,
O lahza başladı gönül yangını,
Yüreğim dedi ki “Sev bu kadını!
Çünkü o cennetten daha da güzel.”

Anlatmakla bitmez çektiğim çile,
Beklesem de seni binlerce sene
Acımı gömerim geldiğin güne,
O zaman gözümde hiç olur ecel...

Ruhuma adanmış kutsal melektin,
Hani gün bitmeden sen gelecektin?
İşte, geldin ama neden geciktin?
Şimdi git sevgilim, yıllar önce gel!

Gariptir bende bir resmin bile yok
Gülsuyuna batırılmış mektupların da yok
Ama beni sana, seni bana bağlayan bir şey var
Aylar geçtikçe büyüyen, ölümsüzleşen
Sıcaklığı ilk gençlik günlerimize kadar uzanan
Aşk desem az gelir, karasevda belki

Bu şarkılar ne böyle sensiz dinlediğim
Hepsi de hasret ateşiyle boyanmış sanki
Yüreğimi kabartıyor, gözlerimi yaşartıyor
Oysa bak dolunay ve güneş ne kadar parlak
Öyleyse beni sana, seni bana bağlayan ne ki
Aşk desem az gelir, karasevda belki

Günüm günüme benzese de arada sen farkı var
Sensiz günlerimi takvimlerden çıkardım bu yüzden
Bu aramızdaki apaçık ortada sayısız yıldız gibi
İçimizden biri ötekisiz olamaz şimdi
Aylar geçtikçe büyüyen, ölümsüzleşen
Beni sana, seni bana bağlayan bir şey var aramızda
Aşk desem az gelir, karasevda belki

Sen orada, ben burada yalnızlığımızı içimizde yaşadık
Kalbimizde saf sevdamızın resmi
Ağaçta tek tek yaprağa, kayada mermere işlenmiş
Gökyüzünde renk renk açmış, öyle dillenmiş
Öyleyse beni sana, seni bana bağlayan ne ki
Demek aşk şarabı içsek de karasevdaya susadık
Gözlerimizdeki ışıktan, yüreklerimizdeki ateşten belli
Yolumuzun üstünde duran bir şey var şimdi
Seni bana, beni sana bağlayan gönüllü kelepçemiz
Aşk desem az gelir, karasevda belki.

Omuzlarım da sonbaharın hüznü
Yeni bir sabaha daha ayak basıyordu gözlerim,
Hayır uyanmıyordu şehir ellerim ellerinin nöbetindeydi yine,
Dizlerimin dermansızlığı yansıyordu yüzüme
Sana gelememenin biçareliği işte..
Yok ağlamıyorum ;
Bir fotoğraf karesinde gülümsemen kaçtı gözüme
Bir aşkın tozlarını savuruyor olmalı bu hoyrat rüzgar
Sevgileri rafa kaldıralı çok olmuştu yüreğim,
Yine bir acının en dibi düşüyordu payıma,
Ne yana kaçmak istese de cümlelerime esirdi benliğim,
Susmak tek kaçıştı fikirlerime belkide-
Ya da ne bileyim-
Sustum işte...