ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
23 Mayıs 2024, Perşembe 13:02   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  keremcem46> Forum Mesajları
    keremcem46'e ait Toplam 14529 Forum Mesajı var
<<1...100...200...300...400...500...600...700...800...808809810811812813814815816817818 819820821822823824825826827828...900...1000...1100...1200...1300...1400...1453>>


keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  11.Ağu.2007 Cmt 01:26:18
fiogf49gjkf0d
İşte Bu Sevmek
Bağlanmak, tutulmak, tüm zamanlarının onunla beraber geçmesini istemek ve ondan ayrı kalınca onunla beraber geçirdiğin zamanları düşünmek, istemek, arzulamak, geceleri düşünmekten uyuyamamak, uyuyunca rüyada beraber olmak.

Onunla uyanmak,
buluşurken heyecanlanmak
ayrılırken hüzünlenmek,
onu görmek için elinden geleni yapmak,
görünce de konuşamamak,
gözlerine bakınca aşkı ve korkuyu bir arada tatmak,
telefon çalınca kalbinin çıkacakmış gibi çarpmasını hissetmek,
damarlarında ki dolaşan kanı,
giydiği elbiseyi ondan kıskanmak,
bir insana duyula bilecek en güzel duyguları ona karşı hissetmek,
onun için her şeyi yapmak ve
bazı şeyleri yapmamak.

Üzüldüğü zaman üzülmek,
sevindiği zaman sevinmek,
ona bir daha ayrılmayacakmış gibi sıkı,
sıkı sarılmayı istemek,
kimselerin olmadığı bir yerde çimenlere uzanıp
yıldızları sayarken ne kadar mutlu olduğunu
anlatıp "SENİ SEVİYORUM" diye bağırmak ve
yankısını beraber dinlemek.

Bağlanmak,
hoşlanmak,
tutulmak,
istemek,
arzulamak
tek kelimeyle...

"SEVMEK"



keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  11.Ağu.2007 Cmt 01:25:07
fiogf49gjkf0d
Hangi hasret yüklü,yanık türkülerle dile getirsem?
Hangi iç parçalayan,yürek dağlayan,aşık ozanların şiirlerini okusam yıldız gözlerine bakarak?
Hangi silinmez kalemle yazsam yüreğine aşkımı?
Hangi dağa,hangi taşa,hangi kağıt parçasına yazsam sana duyduğum yüce sevdayı?
Hangi yağan deli yağmurda ıslansam söndürür hasretini?
Hangi rüzgar,hangi tufan kalbimden söküp atar özlemini?
Hangi su siler bedenimden senin izlerini?
Hangi yoldur ki,yürüdüğümde sonu sana gelmesin?
Hangi içki,hangi kadehtir ki;seni sevdiğimi unutturabilsin bana?
Hangi taze çiçektir sevdam gibi eşsiz kokabilen?
Hangi ulu ağaçtır ki;susuz güneşsiz büyüyebilsin içimdeki sen gibi?
Hangi hain gece yokluğunu aratmaz bana?
Hangi mehtabın inci kolyesi olan yıldız,senin gözlerin gibi parlayabilir?
Hangi ressamın ellerinden çıkmış resimdir ki;içinde sen olmayasın?
Hangi şairin,hangi şiiridir ki;mısralarının arasında yüzün gizlenmesin?
Hangi sevda koyu olabilir bu kadar?
Hangi gözdür ki;gözlerime değdiğinde unuttursun bana gözlerinin rengini?
Hangi sıcak avuçtur,ellerime dokunduğunda yaralarıma ilaç olabilsin sen gibi?
Hangi deprem,hangi afet senin kadar acıtarak,sızlatarak alabilir canımı?
Hangi ilaçtır tenin gibi şifalı olan?
Ve hangi sevdanın bütün tonları bu kadar maviye çalabilir


keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  11.Ağu.2007 Cmt 01:24:03
fiogf49gjkf0d
SEVMEK



Kişi sevdiğiyle olmak ister!.

Sevdiğinin hâliyle hâllenir& Sevgisi kadarıyla, onunla yaşar!.

Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için,
çoğunlukla, ´beğeni´ ile ´sevgi´yi birbirine karıştırırız..

´Beğeni´ yanında ´sahip olma´ arzusuyla açığa çıkar!.


Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve
üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın...

Bu tüm mahlukatta çok yaygın bir duygudur!.

Kimi, beğendiğini cebine sokar;
kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister;
kimi yakalayıp inine sürükler... Her mahlûk yaradılış fıtratına göre,
beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister.

´Sevmek´ ise bundan çok farklıdır...

Sevince, yanlızca sevdiğin için yaşamak istersin!.

Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak,
yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin!
Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana,
onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin!...
Yakınlık bile uzak gelir sana!...

Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde!..

Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir,
onun diliyle konuşmaya başlarsın!. Gözün ondan başkasını görmez,
kulağın ondan başkasını duymaz,
elin ondan başkasına uzanmaz olur!.

Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an
üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin!...
Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana;
ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin!.

Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni;
ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde
sevdiğini görürler de, ´sen o olmuşun´ derler!

Beğenen sahip olmak ister...

Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna!.

Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; ´aşığım´ sanır!.
Ama sevdiği uğruna, fedakarlık etmeye gelince sıra,
o koku siliniverir üzerinden ´kopamama´ sabunuyla!.

Parasından kopamaz... Mevkiinden kopamaz...
Yakınlarından kopamaz... İçinde yaşadığı ortamın
güzelliklerinden kopamaz... ´Etraf´tan kopamaz!.

Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının üzerinde...
Eksiklikler görmeye başlar başlar, yetersizlikler görmeye başlar...
Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini;
uzaktan acıyarak seyretmeye başlar...
Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi sandığı duyguları!.
Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında sevgi programı yoktur!..
Beğeniyi, sevgi sanmıştır!..

Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse,
bu defa ´nefret´e döner ´beğeni´; ondan intikam alma duygusu
gelişir içinde; ve vicdanla intikam dalgaları arasında
bir o yana bir bu yana sürüklenir durur; terkedilmişliğin, uzaklaşmanın,
layık olmadığını yaşamanın sanısı içinde!..

Oysa yanlızca, fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını yaşamaktadır!.
Cüzdanı için, güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine hoş gelen huyları için,
mevkii-koltuğu için, ilmi için beğenmiştir; sevdiğini sanmış;
sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş;
yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir...

Seven ise göze almıştır kopmayı... Dışlanmayı...
Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı...

Fıtratından gelir sevgi!. Kulluğu sevmek üzeredir!.
Onunla, sevmeyi yaşamak istediği için yaratmıştır onu Yaratan...
O yüzden kopar anadan-babadan; dünyadan paradan!

Seven, karşılıksız sever!...

Beğenen karşılığını ister!.





Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma, der beğenen!..
Onun zaten fıtratında yoktur sevgi, bilmez aşkın ne olduğunu!..
Ne üzere yaratılmışsa, odur tüm meşgalesi... Karınca gibi çalışır;
maymun gibi çiftleşir; aslan gibi yavrularına sahip çıkar...
Ama pervane gibi sevemez!. Atamaz kendini ateşe!.

Sevgi sonunda yanmayı getirir!.. Beğeni ise sonunda kaçmayı!.

Beğenen mahlûkat çoğunluğuna göre, ´sevgi´ delilikten bir türdür!..
Anlamazlar onlar, sevdiği uğruna, etraf ne derse desin deyip,her şarta katlanmayı!
Ve ´delillik bu´ derler...

Beğenme bir tür ´hobi´dir!...
Bazen ömür boyu sürer, bazen bir kaçyıl, bazen bir kaç ay!..

Sevgi bir ömür boyudur!...
Bitmez, tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama hiç gerilemez!.



keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  11.Ağu.2007 Cmt 01:22:31
fiogf49gjkf0d
Sevenin yorgunluğu bu olsa gerek
Fazlasiyla Saf, temiz kalbli, yürekden seven, Bir kisi olmayin böyle insanlar aldatilma cok uygun.
Askda olsa sevgide olsa her yerde olsa öyle.
Biri sana gülümsedi zaman, hemen onun iyi niyetine inanma, arkasindan ne cikicak bilmiyorsun.
Acaba bilmedin icinmi o duygu hos geliyor?Heycan veriyor, kalbin atiyor, bilmedin yerlerde, hala kalbin yerindemi acaba diye düsünürken
sanki kulaginda atiyor sanki damarinda atiyor, sanki karninda atiyor, sanki tüm vücüdünda atiyor!
Kalbim atiyor, ama sadece beni hayatda tutmak icin degil, kalbim sevdiklerim icin en cok atiyor, ama sevilmedikce, red edildikce, kalb atisin azaliyor.
Bir an durdunu saniyorsun, nefes alamiyor gibi oluyorsun, gözünden yaslar akiyor. NEDEN?
Sevdin seni sevmedi icinmi?
Kalbine bin bir bicak saplandini sandin icinmi?
Sevdin seni bilmeyerek yada bilerek yaraladi icinmi?
Bu sevgi dedin sey neden bir türlü nekadar hikaye siir yazilsa neden kimse bunu hala anlamis degil?
ALLAHIM NEYDI GÜNAHIM
Kendimi bile anlamiyorum size anlatma kalkiyorum.
Her yeni sevdada bir daha bir daha YANIYOR yüregim . NEDEN?
Yanlis kisileri secdim icin. Ben Seciyom ama secilmiyorum, sorun burda herhalde. Secmeye yoruldum artik, secilmek de istiyorum cokmu istiyorum?
Bu kalp okadar yaraliki, neden kimse toplamiyor? Neden kimseyi ilgilendirmiyor? Neden aciyor?
Bazen mutlu olmakmi o nedir diye düsünyorsun. Etrafina bakdikca ailen, arkadaslar seni seviyor, AMA bir sevgi eksik gibi oluyor.
Bu sevgi degisik bir duygu, karsi cinse hissettin bir duygu. Sadece SEVILMEK, ANLASILMAK, SARILMAK, ONUN YANINDA OLMAK ISTIYORSUN.
Ama gelki sen istediginle cogu zaman kaliyorsun. NEDEN?
Hayat acimazis oldu icin.



keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  11.Ağu.2007 Cmt 01:19:47
fiogf49gjkf0d
Tut... Ki ...........Leyla Mecnun aşk görsün...
Ne zaman yüreğimde bir deli tay gemi azıya alsa...
Ne zaman yağmur yürekli bulutlarla yarışsa gözlerim..
Ve ne zaman ürkek bir ceylan geçse düşlerimden..

Sen geliyorsun aklıma... Duru, berrak, engin, derin gözlerinle sen... Gelip oturuveriyorsun yüreğimin orta yerine.

"Ne zaman aklıma gelsen
Kırk ikindi yağmurları misali
Uzunca bir sağanak
Boşalıyor gözlerimden
Sana giden yollarda
Başlıyor bir tipi
Başlıyor bir boran"

O ünlü türküye inat, yolun sonu görünmüyor, dağlar geçit vermiyor. Lakin; gönül de ferman dinlemiyor. Bir al kızı oluyorsun düşlerimde. Hani ninelerimizin soğuk ve karlı kış günlerinde anlattığı, ağzımızdan buharlar çıkarak, soğuktan kızarmış burunlarımızla dinlediğimiz o masal kızı.. Hani yakaladığında senin olan ve her isteğini yerine getiren güzel peri kızı. Seni yakalamak için büyük çaba sarf ediyorum. Ama beyaz bir köpük gibi kayıveriyorsun avuçlarımdan. Ellerim boş kalıyor, gözlerim boş bakıyor, yüreğim boş...

Bir bebek oluyorsun sonra. Henüz emekleyen ve eşyalara çarpa çarpa yürümeye çalışan şirin ve afacan bir bebek. Ve yürüyorsun beynimde, bedenimde, yüreğimde.. tüm hücrelerimde yankılanıyor ayak seslerin.

Sonra deniz oluyorsun. Yemyeşil/masmavi bir deniz. Nice fırtınalara gebe engin bir deniz. Ve ben gözlerinin hapsinde müebbet muhabbete mahkum bir forsa. Yüreğim yüreğine prangalı, gönlüm gönlüne kilitli bir forsa. Mahkum sevinir mi hiç? Ama ben seviniyorum. Çünkü senin mahkumunum. Ne güzel bir mahkumiyet bu.

Ve sonra yağmur oluyorsun, rüzgar oluyorsun, bahar oluyorsun, aşk oluyorsun... Ama her şeyden önemlisi ben oluyorsun. Öyle bir ben ki; baştan aşağı sen... Fikrimin ince gülü, a yirmi dört ayarım, suna boylum, kalem kaşlım..

Yalan değil seni sevdiğim. Seni özlediğim yalan değil. Sensiz gecelere, öksüz hecelere, isyankâr ağıtlara, yetim türkülere, odamın duvarlarına sor. Dolunaya, ufuklara, başa karlı dağlara sor. Kalemime, bağlamama sor..

Bugün bunu bir kez daha anladım. Anladıkça ağladım, ağladıkça anladım.

Ömrümde ilk kez böylesine deli seni sevdim..
Ömrümde ilk kez böylesine deli seni özledim..
Ömrümde ilk kez böylesine deli seni arzuladım..

Ve şimdi ömrümde ilk kez bir sigara yakıp; dumanını ciğerlerime değil, ta iliklerime çekiyorum. Gün doğmuş, gün batmış kimin umurunda.

Yokluğunda terk edilmiş bir kent gibiyim.. Tut sana uzanan ellerimden Sevda Ecesi... Sıla tükensin, hasret ölsün.

Tut... Ki ...........Leyla Mecnun aşk görsün...


keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  11.Ağu.2007 Cmt 01:18:08
fiogf49gjkf0d
Cennetim Olurmusun?  
elini tutsam, dünyanın öbür ucuna benimle birlikte gelir misin?
bekle desem, dünyanın bir ucunda beni bekler misin?

denizimde fırtınalar çıktığında limanım olur musun?
karanlık bastırdığında deniz fenerim,
hava açınca yıldızlarım olur musun;
bulutlar göğü kapladığında pusulam?

mihengim,turnusol kâğıdım olur musun?
yüreğimin suyu bulandıkça onu durultacak iksirim?

kapılar kapandığında kapım, yollar aşındığı vakit yolum,
saklanmak istesem duvarım olur musun?
özgürlüğüm ve mapusanem?

üşürsem evim olur musun? yorganım, ana kucağım?
çölümde vaha olur musun?vahamda hurma ağacım?

dağın tavşanı, çölün ceylanı, gecenin hayalleri bağrına bastığı gibi beni bağrına basar mısın?
şak şak yarılsa bile gökten umudunu kesmeyen kıraç tarlalar gibi umut bağlar mısın bana?
gitmek istersem kanatlarım olur musun? kalmak istersem ayağımda prangam?

hurilerim olur musun? kudret helvam ve bıldırcınım?
soğanda sarımsakta gözüm yok, tih çölü sürgününde gözüm yok.
ateş almaya gidersem, kırk vakit sonra dönsem bile aynı yerde beni bekliyor olur musun?

kavmim beni terk ederse ve ben kavmimden kaçarsam,
bir kez arkana bakmadan arkamdan gelir misin?

ot bitmeyen bir vadide yalnızca Allah a emanet edip gidersem,
sen de beni kınamaksızın O na güvenir ve sa y eder misin?

ümidimi kaybettiğim anda ümidim,neşemi kaybettiğim zamanlarda coşkum,
kalbim işgale uğrarsa halaskârım ve rehberim olur musun?
arkadaşım, yoldaşım, sırdaşım, enîsim, huzûrum,sürûrum,nûrum,zînetim,nîmetim,

cennetim olur musun?




keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >*****Ruhum Seni Bekleyecek*****>
  11.Ağu.2007 Cmt 01:16:27
fiogf49gjkf0d
Gidiyorsun ya bilmem kaçıncı kez...
Bittim sanıyorsun...
Yanılıyorsun vefasızım..
Yanılıyorsun...
Sen benim yüreğimde, ben istediğim için güzeldin..
Ben istediğim için görüldü onca rüya..
Onca hayallere ben istediğim için ev sahipliği yaptı bu yürek..
Ben var ettim seni içimde, ben yücelttim, ben...
Ben istediğim için senin gözlerinde geldi baharların en güzeli, ben istediğim için en mavi umutlar senin oldu...
Sana geldi tüm yollar...
Dedim sana...
Değildi vefasızım, kader değildi..
Ben istediğim için koyduğun noktalara hep bir virgül eklendi..
Baş kaldırıyorum şimdi asi sevdana, isyanlarım diz boyu..
Sana yüreğime hükmetme hakkını vermiyorum...
Alıyorum elinden aşkın kural tanımaz taraflarını, sana bırakmıyorum hatıralarımı...
Yokluğum yakacak ya canını eskileri andıkça, ben yanmayacağım yokluğunda..
Akıllı adamın işi değil aşk...
Hep duygularım hükmetti hayatıma...
Artık sıra mantığımda..
Orada bitiriyorum seni önce..
Can evinden vuruyorum seni, yokluğunu umursamıyorum...
Maske takmaktan da vazgeçtim...
Seni en uç noktada, beynimde bitiyorum..
Biliyorum ki ben var ettim bu aşkı...
Seni kurdum önce hep aklımda, sonra yarattım, ezberlettim yüreğime... İnce ince işledim nakış gibi, var olduğun sürece varım dedim...
Şimdi yoksun..
Yokum...
İzin vermiyorum canımı yakmana, bu hakkı tanımıyorum sana..
Nasıl başlattıysam işte öyle bitiriyorum..
Şimdi son kez anıyorum seni, son kez kaçamak dokunuşların geliyor aklıma ve yüzüme düşen saçlarımın arasından sana baktığımda, kaçamak bakışlarını yakaladığım anları son kez anıyorum...
Zorluyorum kendimi diye...
Öpüşlerini hatırlıyorum, ama eskiden hatırladığım gibi olmuyor, sadece hatırlanıyor işte sözüm ona...
Hissedilmiyor...
Yapıyorum işte, bununda üstesinden geliyorum...
Bitiriyorum....
Öyle ki azar azar yok ediyorum benliğimde...
Bir kadeh içki alıyorum masama, boğuyorum seni..
Can çekişlerini görüyorum şimdi....
Diz boyu yardım çağrıların uğulduyor kulaklarımda...
Kurtarmıyorum...
Bilmediğin bir şey var, onu da ben hatırlatıyorum...
Kadehlerde boğulanlar, dönemezler boğanlarla aynı masaya...
Ölüyorsun işte ve ben umursamıyorum...
Dedim ya, kafama göre rast gele seçip, tüm haklarına el koyuyorum....
Kimin yüreğinden kimi kovuyorsun...





keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  11.Ağu.2007 Cmt 01:13:46
fiogf49gjkf0d
Sevdim Hüzün Kaldı!

Bu mektubu, ver(e)meyeceğimi bilerek başlamak aptallık belki de. Ama düşünüyorum da, aptallığın ve aptal olmanın ayracı ne? İnsanoğlunun kendisi mi? Ya da toplum mu? Bilim mi? Kanıtları nerede? Bence, görece aptallık ve yok. Beni sen şekillendir. Neyse fazla uzatmadan mektuba başlayayım artık.

Öncelikle bilmek istediklerim, benim hakkımdaki düşüncelerin. Hiçbir pusa gömülmemiş, hiçbir gerçekliğin arkasına sığınmayan, mantıktan haberi bile olmayan salt düşüncelerin. Cesaretin var mı buna? Yani, hakkımda düşünmeye ve bu kadar açık sözlü olmaya; yoktur. Yoktur, çünkü siz mantıklısınız, gerçekçisiniz. Aşkı fizyolojik bir olgu sayar da, üstüne romantik şiirler yazarsınız. Hadi bunu geçelim.

Sana duyduğum, engelleyemediğim, engellemeye çalıştıkça kabaran, bentlerimi dağıtan sevgimi biliyorsun. Daha fazla anlatmama, kelimeleri acemice birleştirip dil e zarar vermeme gerek yok. Anlatmak istediğim sevgimin sürekliliği konusu. Hatırlarsan Hatırladığını sanmam sana sevgimin sürekli devam edeceğini söylemiştim. Hâlen devam ediyor da. Ancak söylemek istediğim bu söze güvenme, sana karşı yalan söyleyip bir kabahat işlemek istemem, gitmeden. Hadi bunu da geçelim.

Dün gece hep aklımdaydın. O kadar somut, o kadar gerçekçi bir imgeydi ki, tutsam, dokunsam dışarı fırlayacaktın sanki. Ve yağmur çiselemeye başladı. İlk gördüğüm an belirdi beynimde, seni. O günde hafif bir güz yağmuru saçlarımızı okşuyordu. Fazla değişmemişiz. Sen daha masumâne, ben daha çocuk , benim ilk yaram kalbimde, sen temiz, pak, masmavi, benim içimde seller, sende... Neyse boş ver, geçelim!


Göz göze geldiğimiz anlardan bahsedeyim biraz. Yoksa geçsek mi bu konuyu da? Ama anlatacağım. Nasıl olsa elinde ol(a)mayacak hiçbir zaman bu mektuplar. Nerede kalmıştım? Ha, göz göze gelmek! Başlı başına bir olay:

Denizinde yüzerken beynim karışıyor. Düşünüyorum da, sen de taşıyorsun bu sevginin parçacıklarını. Dudaklarını kenetliyor bir şeyler. Konuşamıyorsun, söyleyemiyorsun, kabullenemiyorsun. Sizin deyiminizle söyleyeyim: İçimdeki umut hormonunu harekete geçiriyor. böyle düşünmek. Sakın paniğe kapılma, çığlığını ve hayır deyişini duymak istemiyorum içimde. Kısa sürüyor bu an. Karanlık sarıyor yine dört bir yanımı. Adının yankısı kafatasımda savrulurken, kendi kendime yineliyorum unutmanın önemini.

Bir de, diyorum ki seninle şöyle bir adamakıllı konuşabilmek beynimde sorgulanan binlerce soruyu çözecek bir kerede. Konuşamıyorum. Utanmaktan değil, korkmaktan konuşamıyorum. Kaybetme korkusu, neyi mi? Bir umudu, bir hayali, bir ütopyayı kaybetme korkusu. Yaşadığım heyecanı kaybetme korkusu sarıyor benliğimi.

Hazır heyecan demişken; bir gün kalp krizinden öleceğim önünde. Böylesi daha kolay olurdu ya benim için Gözlerin, gözlerimden sıyrılınca öylesine heyecanlanıyorum ki, anlatamam. Aç bilaç bir savaşın göbeğinde onlarca silah üzerime çevrilse heyecanlanmam bu denli.

Klişeleşmiş aşk sözleri söylemek istemiyorum. Söyleyemem de zaten. Ama senin için özel hazırladığım bir tane geliyor. İyi oku satırları, içinde binlerce anlam, binlerce düşünce gizli: Sen bu dünyanın dışına çıkmamı zorlaştıran en büyük engelsin. Belki bu engeli aştığımda, bu aşkı, bu heyecanı asla hissedemem bir daha. Bu yüzden korkuyorum sana yaklaşmaya. Aradığım aşkı sende yaşıyorum. Dargınlık yok, kavga yok, pişmanlık yok, anlayış beklemek yok. İşte, tam bu yüzden uzaktan sevmek en güzel. Ama seni uzaktan sevmek en güzel!
Oldu mu?

Bakıyorum da, epey yazmışım. Tekrar okumak isterim şimdi mektubu. Oku(ya)mayacağım. Düzeltip içine âdice planlar sokmayacağım; olduğu gibi kalacak. Ruh, kalem ve kağıt...


Yazdıkça açılıyorum. Kalbimdesin..Orda da kalacaksın.....RUHUMU ONARMAM LAZIM....Hep Benimlesin.




keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >uzak mutluluk>
  11.Ağu.2007 Cmt 01:12:54
fiogf49gjkf0d
Bİr Kutu Dolusu YaŞam GÖnderİyorum Sana!      
Bir kutu dolusu yaşam gönderiyorum sana, sade bir kurdeleyle süslenmiş. Çöz kurdeleyi ve kaldır yavaşça kutunun kapağını..

Kocaman bir fırça ve bin renk koydum kutuya bir cennet resmi yapıp içine gir diye...

Düşler serpiştirdim gizlice, düş kurmayı unutma diye.

Bir tanede elma şekeri yerleştirdim, içindeki çocuğu yeniden tadabil diye...

Güneşin batışını, billur suyun sesini, kırmızıyı, gelinciklerin saflığını, taze ekmeğin kokusunu ve bir gülümsemenin sıcaklığını da sığdırdım.

Ruhlarımız aç kalmasın diye...

Kutuya biraz da sevecenlik koydum, güçlü ol diye, çünkü acımasız olan güçsüzdür.

Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu kutuya, barışı ve özgürlüğü sunmak için....

Bir buket sevgi, bir yudum aşk ve yarım bir elma da koymadan edemedim. Paylaşmayı anımsayalım diye...

İçtenliği, umudu neşeyi, bağışlayıcılığı, özgüveni ve açık yürekliliği unutmadım, "Ben" in dışına çıkıp bize ulaşabilelim diye...

Son olarak da bir kart iliştirdim kutuya bak bu kartta neler yazıyor:

Bu kutunun kapağını her kaldırışında yaşamla ilgili yepyeni şeyler keşfedeceksin. Yaşamak için yarını bekleme, al yaşamı kollarının arasına ve sımsıkı sarıl yaşamdan yalnızca almak yerine ona bir şeyler ver.

Kısacası bütünüyle "insan" ol.

Unutma (!)

Yaşam dokuması henüz tamamlanmamış ,

olağanüstü güzellikte bir duvar halısıdır ve

sana ait olan boşluğu yalnız sen doldurabilirsin.



keremcem46

keremcem46 resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Ben Sende Tutuklu Kaldim (·WeSta·senın için)>
  11.Ağu.2007 Cmt 01:10:15
fiogf49gjkf0d
TUTUNMAYI UNUTTUM UNUTMALARA...

yok artık&

o yok&

alışmak gerekir bu boşluğa

alışmak gerekirdi aylardır

dün var olan

ve bu gün olmayan

o alışmalara...

alışmak gerekirdi bunca zamandır

bu kopuşun heyelanına...


unutmam kerekirdi

mor bir sis gibi

saçlarımı örten o sesin buğusunu&

nefes gibi soluduğum

tütün gibi alıştığım

içime çektiğim o şiirleri

sitemleri

küsmeleri&


alıştığımı inkar etmeliydim kendime

seni seviyorum demeleri,

ve sevildiğimi okumayı

satır aralarında...


beklemelere,

ki o ,can aydınlığınca...

o gönül aydınlığınca gelişlere

alıştığımı

unutmam gerekirdi&


unutmam gerekti alıştığımı

onunla başlayan sabahlara...


şimdiye dek

silmem gerekirdi yüzünü

dev bir sünger gibi kullanıp zamanı&

alışmalıydım

özlemekten soluksuz kalmalara&


vedayı öğrenemedim bir türlü ,

sımsıcak sevgi dolu bir pazar sabahında,

sevgiyle bölüşülen çıtır bir ekmek gibi,

mis gibi demlenmiş

sıcacık bir çay gibi,

onu dolu dolu yaşadığım gönül sofralarına..


bir demet takvim yaprağı gibi

onu koparıp almalıydım yüreğimden

savurmalıydım

bir şey kalmamalıydı avuçlarımda...


nasıl beceriksiz bu yürek,

nasıl pes ettim can kavgasına.

nasıl bir kurşun kalem gibi kırılıp,

silip attım unutmayı kendimden...

niye alışamadım

sırça saraylar gibi tuz buz olmalara&


sevsem öldürürler

sevmesem öldüm deyip

beklemeye durdum

bilinmeyen bir zamanı

kendi uçurumlarımda&


gölgesini terkeden bir gövde gibi

tutunmayı unuttum unutmalara...
<<1...100...200...300...400...500...600...700...800...808809810811812813814815816817818 819820821822823824825826827828...900...1000...1100...1200...1300...1400...1453>>