ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
1 Haziran 2024, Cumartesi 14:10   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  paint34> Forum Mesajları
    paint34'e ait Toplam 1439 Forum Mesajı var
<<1...100...125126127128129130131132133134135 136137138139140141142143144>>


paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >Televizyon, çocuk ve sanallık>
  16.Eyl.2006 Cmt 14:20:46

Televizyon günümüz koşullarında çok önemli bir iletişim aracıdır. Dünyayı takip etmek, kendi ülkemizde olan biteni öğrenmek, kısacası güncel olayların bir takip odağı haline gelmiş bir araçtır. Başlıkta olduğu gibi benim irdelemek isteğim konu “Televizyon ve Çocuk”.

Günümüzde televizyonu mürebbiye yerine bile koyan insanlar olmaktadır. İşte bu olay sorunun çok önem taşındığını göstermekte. Eğer çocukları televizyondan başka zaman geçirmesini sağlayacak alternatifler bulamıyorsak gerçekten çok vahim bir durumdayız. Bu anne-baba ilgisizliğini gösteren somut bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır.

Günümüzde bazı gazete yazarları, çocukların sosyalleşme konusunda internet ve televizyondan yararlandıklarını belirtmektedir. Sosyalleşme modeli olarak bir çocuğa televizyonu göstermek ne kadar doğru olabilir acaba?

Her aracın bir kullanma zamanı ve amacı vardır. Eğer bu aracı lüzumsuz yere kullandığımız zaman bize bir getirisi olmayacaktır.

Masalı düşünse...
Günümüzde çocuklar artık gözlerini kadın programlarıyla açıyor ve dizilerle kapatıyor. Tabi ki tüm anneler ve babalar aynı şeyi yapıyor demiyorum ama çoğunluğun yaptığı bundan ibaret.

Çocuk gece yatağa girdiğinde izlediği dizinin görüntülerini aklına getirmek yerine annesinin veya babasının okuduğu masalı aklına getirmesi daha doğru olmaz mı sizce? Türkiye’nin eğitim seviyesini göz önünde bulundurursak yeni nesillin okuyan değil sadece bakan bir gençlik olacağında unutmamamız gerekir.

Anne ve çocuk yetiştirmek
Annelerin çocuk yetiştirmekte çok önemli bir rolü olduğunu biliyoruz. Bu yüzden çocuklarına Televizyon mürebbiyesi tutmasınlar. Onların sorunlarını paylaşsınlar, yaratıcı gücünü arttıracak oyunlar oynatsınlar, kitap okusunlar, oyunlarına katılsınlar, tiyatroya götürsünler, derslerini paylaşsınlar. Bunları kendi evlatlarınız için yaptığınız gibi ülkeniz içinde yaptığınızı unutmayın!

Sanal arkadaşlık
Sanal kurulan arkadaşlıkların günümüzde ne kadar vahim sonuçlarla bittiğini üzüntüyle görmekteyiz. Günümüzde dudakların yerini parmaklar aldı. Konuşmayı unutan bir toplum oluyoruz. Günlük kullandığımız kelime sayıları her geçen gün düşmektedir (Tabi televizyonun yeni yeni ürettiği kelimeleri saymazsak).

Kendi anadilimiz dışında olan kelimeleri kullanmayı seviyoruz. Ekran başına oturmayı seven bir çocuk, Türkçemizde “tamam” olan kelimeyi “okey” olarak telaffuz ediyor. Bu alışkanlığı nereden ediniyor sizce? Televizyon programı yapan insanları örnek almıyor mu sizce de?

İşte sosyalleşen çocuk. Bu sosyalleşme değil, gördüğünü uygulamadır. Çocuklarımızın hepimizin geleceği olduğunu unutmalıyım. Üreten, okuyan, çalışan bir gençlik yaratmak istiyorsak çocuklarımız üzerindeki televizyon dozajını ayarlayalım. Ben bir anti-televizyoncu değilim. Sosyalleşme modelini televizyon ve internet gibi araçlara bağlıyanlara tepkili biriyim sadece.

Kaynak : Anafikir.com



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >KAVUŞURSAK BİTERİZ BİZ...>
  16.Eyl.2006 Cmt 13:51:04

Kavuşursak biteriz biz
Biz mutlu sonlar katiliyiz
Kavuşursak biteriz biz
Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz
Herkesin bildiği bir aşk
Herkesin attığı bir imza
Herkes gibi değiliz biz
Belki biraz serseri
Belki biraz deliyiz
Ama kavuşursak biteriz biz
Pervane böceğinin mum alevine sevdası
Ateş böceğinin susuzluğuyuz biz
Yanar ama su içmeyiz
Etrafında döner, alevle dansederiz
Bize kimseden zarar gelmez
Biz zararı ancak kendi kendimize veririz
Severiz, özleriz, aşktan ölsek kimseye söylemeyiz
Biz artık biz değiliz
Ruhlar kavuşur ve konuşur gökyüzünde bir yerde
Ama bedenen kavuşursak biteriz biz
Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz
Onu bilir, onu söyleriz
Kavuşursak biteriz biz
İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz
Dokunursak kanar ellerimiz
Kimselere söylemez gizli gizli severiz
Ama kavuşursak biteriz biz
Bir kor var içimizde yanan
Onu küllendiremeyiz
Görüşemeyiz, konuşamayız ve sevişemeyiz
Bir aşk var bizi biz yapan
Kavuşursak biteriz biz
Biz herkes gibi değiliz
İstediğimiz zaman gelip
İstediğimizde gidemeyiz
Kahve içip, gülüp, konuşup, başbaşa yemek yiyemeyiz
Ne bir filmdeki mutlu son
Ne de göz yumulacak bir kaçamak değiliz biz
Sadece özlemle severiz
Ve kavuşursak biteriz biz
Sevda iki kişinin birbirine aşkı değil artık
Artık her aşk her ağızda sakız
Biz birbirimize aslında her aşıktan daha yakınız
Belki ayrı şehirlerdeyiz
Ama her gece aynı mehtapta buluşur
Yağmur yağarsa, çıkar
Aynı yağmurun altında ıslanırız
Bu aşkı ancak biz biliriz
Şiirleri güvercinlerin kulağına fısıldar
Mektupları suya yazarız
Biz belki ayrıyız
Ama her gün aynı geceyi sabahlarız
Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz
Onu bilir onu söyleriz
Kavuşursak biteriz biz

                             Uğur ARSLAN

 



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SENİ SEV...>
  16.Eyl.2006 Cmt 13:42:10

Seviyorum sevmenin acı verdiğini Her sevenin sevilmediği bile bile ... Ama yine de bir umut taşıyorum. Belki seven sevilir diye.

Herzaman gül, hayata gülücük şaç, gülmeyi benimse, Çünkü senin bir gülüşün için, Koca dünyada yaşayan biri mutlaka biri vardır.

Güneşin doğduğu yerde parlayan bir ışık görürsen. Bilki senin için yanan kalbimdir.

Bazen sana gayesiz, raslantısal bakardım... Sense kaçırırdın gözlerini benden. Oysa , sana bakarken gözlerinde kalbini görürdüm.

Gözlerin olmadan da kalbini göreceğimden habersizdin. Ve hatta sana bakmadan seni hissettiğimi bilmezdin

Titrer durur ellerim yanında. Vücudum ürpermeyle dolar. Üşüyorum ben yanında. Çünkü varlığın içime serinlik veriyor

İçim o kadar senle doldu ki... İnsanlar seni gözbebeklerimde görürler diye bakmaya korkar oldum

Öyle güzeldin ki! Ama bir gün anladım yüzündeki güzelliğin ruhundan geldiğini. Öyle güzeldin ki! Anladım seni güzel gören benim gözlerimdi.
Sevgimin güzelliğiydi seni güzelleştiren.

Eğilip gözlerime baktı: seni seyredebilirmiyim dedi usulcacık. Sandım eylemlerin, insanların gözlerimde ve yüzümde oynaşmasını seyredecek.
"Evet" dedim belli belirsiz. Yumdu gözlerini. Şaşırdım. Sonra anladım ki kalbinde seyrediyordu beni.

Ufukta bir gemi görsem seni taşıyan, Mavi denize dalardım geriye bakmadan .Uçsuz bucaksız mavilikte arardım beni. Taa ki beni sende bulana kadar.

Ay yıldıza mutluluk fısıldarken.Gökyüzü sevincini yeryüzü ile paylaşırken. Ben sana bir parça mutluluk yolluyorum.içindeki umut çiçekleri hiç solmasın diye

Hani gözler varya sözleri anlatır, Hani sözler varya gözleri aglatır, Hani anlar varya değeri geç anlaşılır, Bir de aşk varya seni bana anlatır..

Başını göğsüme yasladığında tek bir düşmanım vardır : O da geçip giden zaman...

Seni düşünür , seni özlerim , Sevgilerin özlemlerin derinliğinde .Ne olur kır şeytanın bacağını birkez beni hatırla , Bir sonbahar serinliğinde..

Kalbimi kırmak suya yazı yazmak kadar zordur. Kalbimi düzeltmek ise gece doğan güneşe dokunmaya benzer. Sen o suya yazı yazdın. Şimdi güneşin doğmasını bekle.

Şimdi daha iyi anlıyorum ki, Nefes almak değilmiş, yaşamak. Ateşlerde yanmak gibi bir şey, Seni severken, sensiz olmak...

Gökyüzü yıldızlarla doluydu, ben hep seni düşünürken. Hüzün yıldızları koydum adlarını, seni hatırlatıyor diye. Aynı onlar gibi sende benden çok uzaklardaydın.
göz kırpardın uzaklardan sessizce. Bense hep seni bekledim, kırık kalbim, yaşlı gözlerimle.

Aynaya bakınca kendimi değil kocaman bir yürek .Ve o yürekte ondan da büyük bir sen gördüm.

Yağmur vuruyorsa pencerene,Anla ki o zaman ben ağlıyorum. Yağmur pencerene vururken ,Benim gözyaşlarım da kalbime vuruyor ; Tıpkı yağmur gibi..

Bana kalsa gökyüzündeki tüm yıldızlar yerine bütün insanlara.  Senin gözlerinde ışlıdayan bir çift yıldızı gönderirdim.

Ya durgun olmalı deniz ; ya durmalı ya da kudurmalı, Sonuna kadar saplanamayacksa hançer kınıda durmalı , Seven ölene dek sevilmeyecekse baştan unutulmalı.

Sen en büyük sevgiyi hakedecek kadar mükemmel , Herkesin sevmeyi haketmeyeceği kadar özelsin.

Sen dünyaya sürgün bir meleksin .Ve ben seni o kadar çok seveceğimki .Bir daha cennetine dönemeyeceksin

Ne seni unutmak gibi bir çaba var yüreğimde, Nede aşkımı körükleyen bir rüzgar , Ne seni görmeden durabilecek kadar güçlüyüm, Ne de kaybetmeye dayanacak kalbim var.

Sevgi bir yıldızdır yanıp sönen , Masmavi bir düştür gökyüzünde hiç ölmeyen , Sevenlerin mumudur sevgi , Eriyip de hiç bitmeyen.

Eğer birgün sevmek istersen önce kendini sev,Daha sonrada istersen beni,Ama beni; beni sever gibi değil kendini sever gibi sevmelisin, Çünkü ben seni öyle sevdim.

Bir gün gelip soracaksın beni mi daha çok seviyorsun yoksa Tanrı yı mı diye...Ben hiç düşünmeden Tanrıyı diyeceğim ve sen küsüp gideceksin.
Ama nereden bileceksin içimdeki Tanrının sen olduğunu...

Hayatta üç şeyi sevdim ; seni, kalbimi, ümit etmeyi...Seni sevdim, sensin diye, kalbimi sevdim, seni sevdi diye, ümit etmeyi sevdim, Belki seversin diye...

Birgün biri çıkıpta güneşe adını buzla yazarsa , Bilki o seni benden daha çok seviyor...

Sen en büyük sevgiyi hakedecek kadar mükemmel , Herkesin sevmeyi haketmeyeceği kadar özelsin.

Yaşamak gecenin tüm karanlığına rağmen, Buğulu bir cama güneşi çizebilmektir.YAŞAMAK DİRENMEKTİR !

Ağlamak istiyorsanız asla yapmayın.Çünkü, bir yerlerde sadece sizin bir gülüşünüz için,Yaşayan birileri mutlaka vardır.

Eğer bir gün aşkın ölürse onu doğduğu yere göm kalbine !!



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Türkiye nin en mutlusu İzmirliler>
  16.Eyl.2006 Cmt 13:24:59

Visa Avrupa adlı şirket Türkiye nin yedi bölgesinde yaptığı araştırmayla, Türkiyelilerin yaşam tarzınının genel çerçevesini çizdi. Yedi bölgeden, yedi ilde toplam bin kişiyle görüşülerek yapılan Her Günün Keyfini Yaşa başlıklı yaşam tarzı araştırması mutluluk , gündelik yaşamda en çok keyif verenler , armağan , duygusal hayat , damak zevki gibi temaları kapsıyor.
Sonuçlara göre, katılımcı 1000 kişinin yüzde 62 si her yeni günle birlikte kendini mutlu hissediyor. Araştırmaya İzmir den katılanların yüzde 72 si mutlu olduğunu söylerken, bu oran Adana da yüzde 48 i ancak buluyor.
Araştırmaya göre gündelik yaşamda en çok keyif veren şey , yüzde 69 luk oranla sevilenlerle vakit geçirmek. Müzik dinleme, televizyon izleme, dedikodu yapma gibi faaliyetler kendine daha alt sıralarda yer buluyor. Araştırma, Türk halkının, hediyede fiyat ya da markaya çok önem vermediğini de ortaya çıkardı. Katılımcıların yüzde 79 u bu konudaki soruya Hediyenin değerinin önemi yok, önemli olan düşünmek yanıtını verdi.
Araştırmaya göre, dondurma ve çikolata 10 maddelik canımızın en çok çektikleri listesinde ilk sıralarda ve canımız bir şey çektiğinde hemen teslim oluyoruz. Ancak bu yiyeceklerin altısı, yedikten sonra kendimizi kötü hissettiriyor.

Kaynak : Radikal Gazetesi



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >Sonbaharda depresyona dikkat>
  16.Eyl.2006 Cmt 13:20:05
fiogf49gjkf0d

KAYSERİ Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde görevli Psikiyatrist Arzu Bilgin, mevsim değişikliklerinin insanların ruhsal durumunu, enerji düzeyini, uyku süresini, yemek alışkanlıklarını ve sosyal yaşantısını olumsuz etkilediğini belirtti.

Dr. Arzu Bilgin, aşırı yeme, kilo artışı, enerji kaybı ve aşırı uyku ile birlikte belirgin bir keyifsizlik, mutsuzluk, kederlilik, sosyal çekilme belirtileriyle ortaya çıkan ruhsal depresyona, mevsim değişikliklerinde daha sık rastlandığını bildirdi. Dr. Bilgin, şunları söyledi:

“Bu tür kişiler, insanlararası ilişkilerde zorluklar yaşarlar. Gündüzleri uyku sersemliği içerisinde olurlar. Genel olarak toplumda, ruhsal sorunlara daha çok sonbahar ve kış aylarında rastlanmaktadır. Ortaya çıkan değişikliklerin hepsi klinik düzeyde depresyon oluşturacak kadar büyük değildir. Hafif düzeydeki ruhsal değişiklikler toplumun önemli bir kısmında görülebilmektedir. Mevsim değişikliklerinin ortaya çıkardığı ruhsal sorunlar, genellikle kendini sınırlar ve birebir tedavi gerektirmez. Gözardı edilmemesi gereken nokta, belirtilerin süre ve şiddet yönünden artma göstermesidir.”

Kaynak : Hürriyet Gazetesi



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Okul önlerine mobese>
  16.Eyl.2006 Cmt 13:13:00

Pazartesi günü başlayacak 2006-2007 eğitim ve öğretim yılı için İstanbul’da hazırlıklar tamamlandığını açıklayan İstanbul Valisi Muammer Güler, öğrencileri uyuşturucu tacirlerinden korumak için Büyükşehir Belediyesi tarafından konulacak 350 adet mobese kamerasıyla okul önlerinin kontrol edileceğini açıkladı.

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bu yıl getirilen Ata Özer ise "Veliler öğrencilerini devamlı takip edip öğretmenleriyle irtibatı hiçbir zaman kesmesinler. Onları dışarıda bekleyen tehlikeler olabilir, bize her konuda yardımcı olsunlar" diye konuştu.

Kaynak : Hürriyet Gazetesi



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Minibüslerin yerini metrobüsler alıyor>
  16.Eyl.2006 Cmt 13:10:16

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ilk etabı D-100 Karayolu Topkapı-Küçükçekmece arasında çalışacak Metrobüs Projesi için Hollanda’nın Phileas firmasının 26 metrelik 220 kişilik metrobüslerini beğendiklerini açıkladı.

KADİR Topbaş, Rotterdam Belediye Başkanı Job Kohen ve Amsterdam Belediye Başkanı Ivo Obsterdan’ın kendisini ziyareti sırasında, beğendikleri metrobüs modelini konuk başkanlarla basın mensuplarına gösterdi. Bir metrobüsün Hollanda’nın Phileas firmasınca yapıldığını, yakında seri üretime başlanacağını belirten Kadir Topbaş, "Geçen yıldan beri dünyadaki metrobüs örneklerini inceliyoruz. Ağırlıklı olarak benimsediğimiz model bu. İhale yoluyla yeterli sayıda alınacak" dedi.

26 metre uzunluğundaki metrobüslerle 220 kişi taşınabileceğini ifade eden Topbaş, araçların özelliklerini şöyle sıraladı: "Zemine çakılan mıknatıs takozları okuyarak sürücüsü olmadan gidebilme özelliği de var. Bunlar 26 metre olmasına rağmen manevra kabiliyeti olan, dar bir daireden dönebilen, duraklara yengeç gibi yan yanaşabilen araçlar."

BİR YIL İÇİNDE

Sistemin ilk olarak D-100 Karayolu üzerinde Topkapı-Küçükçekmece arasında devreye gireceğini belirten Topbaş, metrobüs projesini Edirnekapı-Vezneciler ile Beşiktaş-Levent arasında da uygulamayı planladıklarını söyledi. D-100 Karayolu üzerinde metrobüs projesi için bir yıldır yol düzenleme çalışması yaptıklarını hatırlatan Topbaş, "Proje bir yılı bulmadan hayata geçecek.

Bunlardan birkaç tanesi yakında gelip devreye girecek. O hattaki otobüs ve minibüslerin hepsi kalkacak. Araç sayısı ilk etapta yeterli olmadığı takdirde getirdiğimiz yeni otobüsleri orada devreye sokup birlikte çalıştıracağız" dedi.

Kaynak : Hürriyet Gazetesi



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >9 yaşındaki kızı, 8 yaşındaki çocukla evlendirmek için kaçırdılar>
  16.Eyl.2006 Cmt 11:20:59

KOCAELİ nin Gebze İlçesi nde, 9 yaşındaki Ş.G., evlendirilmek için Roman olduğu iddia edilen bir aile tarafından kaçırıldı.
      Kızının kaçırıldığını baldızından öğrenen Erhan G., Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı na giderek, şikayetçi oldu. Şikayet üzerine Gebze Cumhuriyet Savcılığı nın talimatıyla harekete geçen polis, Erhan G. ye kızını kaçıran kişilerle temasa geçmesini söyledi. Erhan G., kaçıran kişilerle temasa geçip, kızının 10 bin YTL başlık parası karşılığında evlendirilmesini kabul etti. Polis, Ş.G. yi 4 gün sonra bu koşulla serbest bırakan aileyi arıyor.
      Gebze de oturan Erhan G., kayınpederini ziyaret etmek için İzmet e gitmeden önce 9 yaşındaki kızı Ş.G. yi baldızının yanına bıraktı. Ziyaretin ardından dönüşte eşinin hastalığıyla ilgili ilaçları yazdırmak üzere Gebze Fatih Devlet Hastanesi ne giden Erhan G. döndüğünde baldızına bıraktığı kızının bahçede oynarken tanımadığı kişiler tarafından kaçırıldığını öğrendi. Kızının 8 yaşında bir erkek çocuğu ile evlendirilmek üzere kaçırıldığı baldızından öğrenen Erhan G. şaşkına döndü. Erhan G., hemen Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı na giderek, kızını kaçıran kişilerden şikayetçi oldu. Şikayet üzerine Gebze Cumhuriyet Savcılığı nın talimatıyla Gebze Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri harekete geçti. Kendisiyle temas kuran polislere Erhan G., kızının 8 yaşında bir çocukla evlendirilmek üzere Gebze Gaziler Mahallesi nde ikamet eden Roman bir aile tarafından kaçırıldığı ve kendisine başlık parası olarak 10 bin YTL teklif edildiğini söyledi.
      Bunun üzerine polis, Erhan G. ye kızını kaçıran kişilerle temasa geçmesini söyledi. Aracılarla kızını kaçıran kişilerle temasa geçen Erhan G., 10 bin YTL başlık parasını kabul ettiğini bildirdi. Aile, düğün yapılacağı sözünü de aldıktan sonra 4 gün boyunca alıkoydukları Ş.G. yi serbest bıraktı.
      Polis, Erhan G. ile 8 yaşındaki erkek çocuğu ile evlendirilmek üzere alıkonulan kızı Ş.G. yi, ifadelerini almak üzere Gebze Emniyet Müdürlüğü ne götürürken, küçük kızı alıkoyan ve daha sonra ortadan kaybolan kişileri yakalamak üzere çalışma başlattı.
      Kızına 4 gün sonra yeniden kavuşan Erhan G., olayı öğrendiğinde şoke olduğunu söyleyerek, “Kızımı kaçıran kişiler, kızımı erkek çocuklarıyla evlendireceklerini ve bana 10 bin YTL başlık parasını verebilecekleri söylediler. Böyle bir şey olur mu? 9 yaşındaki kız çocuğu evlendirilir mi? Benim kızım evlenecek yaşta mı? Bu nasıl mantık anlamış değilim dedi.
      Erhan G., küçük yaşta çocuk evlendirmelerin Roman vatandaşlar arasında bir gelenek haline geldiğini de söyleyerek, “Okul çağındaki çocuklar evlendiriyorlar. Bu işi yapanlar cezalandırılsın. Tüm Türkiye ye ve yetkililere sesleniyorum. Henüz okul yaşında olan çocukların evlendirilmeleri ile ilgili önlemler alınsın. Bunun için kızımı kaçıranlardan şikayetçiyim diye konuştu.
      Kaçırılan Ş.G. nin sağlık durumunun iyi olduğu, 4 gün boyunca herhangi bir kötü muamaleye maruz kalmadığı öğrenildi

Kaynak : Milliyet Gazetesi



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Bu kadarını Nasreddin Hoca bile yapamazdı !>
  16.Eyl.2006 Cmt 11:06:10
fiogf49gjkf0d

Nasreddin Hoca nın maya çaldığı Akşehir Gölü, bilinçsiz sulama ve kaçak kuyular yüzünden kurudu. 350 kilometrekarelik gölde damla su kalmadı. Kuruyan toprağın altında ise doğalgaz bulundu

Nasreddin Hoca nın "Ya tutarsa" diyerek maya çaldığı rivayet edilen, bir zamanlar ıstakozların bile yaşadığı Akşehir Gölü artık yok. Türkiye haritalarında Konya sınırlarının içinde görünen göl, son yıllarda yaşanan kuraklık, bilinçsiz sulama ve kaçak kuyularla dibe vurdu . Bu arada üzerinde araçla gezinti yapılabilecek kuru bir alana dönüşen gölün, bambaşka bir kullanım alanına dönüştüğü ve doğalgaz yataklarına ev sahipliği yaptığı ortaya çıktı.

Bir tek kuş kalmadı
Akşehir Gölü ne kıyısı olan Gölçayır Belde Belediye Başkanı Hüseyin Cavit Kılınç, şöyle diyor:
"Kaçak kuyular, bilinçsiz tarımsal sulama, su kaynaklarının üzerine yapılan gölet ve barajlar, kuraklıkla birleşerek 350 kilometrekarelik gölün sonunu getirdi. Birkaç yıl öncesine kadar binlerce kuşa ev sahipliği yapan balık ve hatta ıstakozun yetiştiği gölde, şu anda tek bir kuş bile görmek mümkün değil. Göçmen kuşlar artık gölün üzerinden geçiyor, aşağı hiç inmeden başka sulak alanlara gidiyor."
Geçmişte sadece kendi beldelerinde 40 ın üzerinde tekneyle balıkçılık yapıldığını anlatan Kılınç, 90 ların sonuna kadar balık, ıstakoz ve kamıştan önemli gelir elde edildiğini belirtti. Kılınç, bu yıl düzenlenen şenliklerde temsili Nasreddin Hoca nın maya çalmak için bile gölü bulamadığını ifade ediyor ve şöyle diyor: "Artık haritalardaki Akşehir Gölü yok. Sakarya Nehri nden su getirilmesi çalışmalarına da inanmıyorum."

Kaynak : Milliyet Gazetesi



paint34

paint34 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Kadınları çıldırtacak bir iddia>
  16.Eyl.2006 Cmt 10:47:59
17-18 yaşlarındaki 100 bin kişiye uygulanan testlere göre erkeğin IQ su kadından 4 puan yüksek. Araştırmacı Rushton bunun nedenlerinin taş devrine kadar uzandığı iddiasında.

İngiliz bilim adamı John Philippe Rushton dan tartışma yaratacak bir araştırma daha: "Erkekler kadınlardan daha zeki." Daha önce zekanın ırkla ilgili olduğunu söyleyerek tepki çeken bilim adamı bu kez de erkeklerin IQ sunun kadınlara göre 4 puan daha yüksek olduğunu söyledi.

Kanada daki Western Ontario Üniversitesi nde psikoloji profesörü olan Rushton, yaşları 17-18 arasında değişen 100 bin kadın ve erkek gönüllüye zeka testleri uyguladı. Rushton, sözlü ve yazılı ifade, yaratıcılık, problem çözme gibi bölümlerden oluşan testlerin sonuçlarında erkeklerin kadınlara göre ortalama 3,63 puan daha yüksek not aldığını tespit etti. Bilim adamı kadınların iş hayatında yükselememesinin nedenini de buna bağlayarak "Bunun nedeni sosyal adaletsizlik değil. Kadınların erkeklerden daha az akıllı olmasıdır. Satranç şampiyonlarının da erkeklerden çıkması bunu gösteriyor" demesi tartışmaları alevlendirdi.

DOĞAL SELEKSİYON
Erkeklerin daha zeki olmasının sebeplerinin taş devrine kadar geriye gittiğini söyleyen Rushton, "Kadınlar eş seçerken kendilerinden daha zeki erkekleri tercih ediyor. Bu nedenle de nesiller ilerledikçe erkekler daha zeki oluyor" dedi. Ayrıca erkek beyninin kadınınkinden daha ağır olduğunu belirten Rushton, "Bu da erkek beyninde daha fazla nöron var demektir. Nöronlar da bilgi akışını hızlandırarak daha zeki olmayı sağlar" diye konuştu. Bilim adamı, okullarda kız çocuklarının erkeklerden daha başarılı olduğu yönündeki eleştirilere de cevap vererek "Bu kızların daha erken gelişmesiyle ilgili. Ergenlik tamamlanıp durumlar eşitlendiğinde erkekler daha zeki oluyor" dedi. Profesör Rushton bundan 4 yıl önce de siyahilerin suça daha yatkın olduğunu ve Asyalıların da daha zeki olduğunu söyleyerek tartışma yaratmıştı.

Kaynak : Superonline.com

<<1...100...125126127128129130131132133134135 136137138139140141142143144>>